04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

M. Ertuğrul Saraçbaşı’ndan bir Türkçe araştırması Örnekleriyle Büyük Deyimler Sözlüğü Türkçe deyimler, yeteri kadar tartışılmış ve sınıflandırılmış olmadığından M. Ertuğrul Saraçbaşı’nın uzun yıllar boyunca emek hazırladığı, 13 bin 126 madde içeren Örnekleriyle Büyük Deyimler Sözlüğü bu yüzden önemli bir atılım niteliği taşıyor. Bu maddeler için yazılan her açıklama, 2 bin 667 edebiyat ve düşünce eserinden tarama yoluyla çıkarılmış 23 bin 118 cümle ile örneklendiriliyor. Ë Yusuf ÇOTUKSÖKEN ayın dünyasında az basılan kitaplar arasında sanırım sözlükler geliyor. Çünkü sözlükler, öykü, roman gibi okunan kitaplardan değil ancak gereksinme duyulduğunda başvurulan yayınlardan. Bir de şu var: Sözlükler, kısa zaman dilimi içinde hazırlanamaz. Alan bilgisi yanında zengin bir bilgi ve veri birikimini de gerektirir. Tabii yıllara yayılan ve yorucu çalışmayı da unutmamalıyız. Özetle çileli, daha doğrusu belalı iş sözlükçülük... Çalışmanızı özellikle alan uzmanlarına ve eğitimcilere beğendirmeniz de çok güç. Hemen bütün dillerin sözvarlığında kalıpkullanımların (deyimler, deyimdışı kalıplaşmış sözler, iyidilek [dua, alkış] sözleri, kötüdilek [beddua, kargış] sözleri, anıştırmalartelmihler, atasözleri vd) çok özel bir yeri var. Diller sanki bu kalıpkullanımlarla daha rahat nefes alıp verirken, canlı ve renkli bir görünüm kazanıyor. Belki şu yargı daha doğru sayılabilir: Diliçi dünya görüşünün yansıma alanlarından biri de kalıpkullanımlar; bir halkın dünyaya ve yaşama bakışı, değerleri ve değeryargıları, yaşamı yeniden kurgularken gündemde olan öncelikleri, çokluk bu alandaki dilsel birimlere yakından bakılarak anlaşılabilir, değerlendirilip yorumlanabilir. Dillerde hemen her sözlüksel birimin bağlamsal bir anlamı var; bu şu anlama gelir: Sözcükler ancak belli bağlamlarda yargılı anlatım bütünlüğü içinde anlam kazanır; bu anlam kimi zaman birden çok da olabilir. Dilin doğruluğu ve temizliği, işte sözcükleri belli bağlamlarda yetkin biçimde kullanmayla gerçeklik kazanan bir durum. Bir dilsel birim bağlamdışı kullanıldığında (şairlerin kullanımları dilin sınırları zorlar, bu nedenle onların bu konuda özel ayrıcalıkları bulunur) yadırganabilir, yanlış anlaşılabilir, sorunlar baş gösterebilir. Bu nedenle bütün dilsel birimlerin SAYFA 26 5 MAYIS (sözcükler, kalıpkullanımlar, vd) eğitim basamaklarında öğretimi özel bir dikkat gerektirir. Tabii bu dikkati bu kalıpkullanımların hangi türe girdiğinin belirlenmesi ve bağlamına uygun olarak tanımlanması da öncelikli ve önemli konular arasında sayılmalı. Türkçenin anlatım zenginliği ve inceliklerinin en çarpıcı örneklerini bu kalıpkullanımlarında, özellikle deyimlerde (ve atasözlerinde) görüyoruz. DEYİM VE ATASÖZLERİ ARASINDA M. Ertuğrul Saraçbaşı (doğ. 1922), Türkçeye belki kimi verimsiz akademisyenlerden daha çok katkıda bulunan çalışmalar ortaya koymuş bir kültür emekçisi. Bunun son örneği olarak da Örnekleriyle Büyük Deyimler Sözlüğü (iki cilt, YKY, İstanbul 2010) adlı çalışması gösterilebilir. Türkçe atasözleri ve deyimler alanında Türkiye’de yapılan en önemli çalışma Ömer Asım Aksoy’unki. Bugüne kadar birçok kez basılan Türk Atasözleri ve Deyimleri (ilk baskı, üç cilt, 1976) adlı çalışmasının girişinde Aksoy’un deyimlerin kullanım bağlamlarının belirlenmesi için yapılacak taramalar ve kullanılacak örnekler bağlamında şu açıklaması ilgi çekici: “Tanınmış yazar ve sanatçılarımızın yazılarında geçen atasözlerimizi ve deyimlerimizi tanık olarak alıp sözlüğümüzdeki açıklamalara eklemek çok yararlı olurdu. Ancak bütün atasözlerine ve deyimlere tanık bulmak, pek geniş bir tarama yapmayı gerektirir. Buna da bir kişinin gücü, yaşamı yetmez. Yetiştirebildiği oranda tarama yapmak ve bulabildiğince tanık saptamak, bu konunun en önemli işlerindendir. Bizden sonrakilerin geniş taramalarla bütün atasözleri ve deyimler için tanıklar saptayarak bu kitabı üçüncü aşamaya taşımalarını dilerim.” İşte Sayın M. Ertuğrul Saraçbaşı’yı bu alanda çalışma yapmaya yönelten Ö.A. Aksoy’un bu dilek ve önerileriydi. Bakın bu süreci nasıl betimliyor Saraçbaşı: “Ben bu sözleri dil eğitimi almamış bir kimse olarak, haddimi de aşarak, yerine getirilmesi gerekli bir emir ve vasiyet olarak kabul ettim. Adı geçen kitapta açıklaması yapılan 5 bin 742 deyimi sayıca biraz fazlalaştırarak ve Türk Dil Kurumunun 1983 baskısı iki ciltlik Türkçe Sözlük adlı yapıtını esas alarak çalışmamı sürdürdüm. Ve sonunda 1981’den beri tanıdığım can kardeşim efendi insan Sabri Koz’un sürekli teşvikiyle, karınca kaderince çalışmamı tamamladım” (s. 10). Gerçekten de Türkçe deyimler konusunda bugüne kadar yapılan en geniş taramalı sözlük çalışmasının bu olduğunu ileri sürebilirim, Türkçe deyimler ve atasözleri üzerinde çalışmalar yapan bir araştırmacı olarak. Bu bakımdan bu çalışmanın çok ama çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bundan sonra sözlük çalışması yapacak olanlar, buradaki örnekleri ve tanımları kullansınlar ya da kullanmasınlar, kendilerine deyimlerin kullanım bağlamlarını tanımlarıyla bir Y likte sunan bu zengin kaynağı başucu kitabı yapacaklarından eminim. Şu sayısal bilgiler kitabın önemini somut biçimde gösteriyor: Bu kitapta 13 bin 126 deyim (kalıpkullanım sözü daha yerinde olurdu kanımca) yer alıyor, 2 bin 667 yazın ve düşün yapıtından tarama yoluyla çıkarılmış 23 bin 118 kullanım örneğine yer verilmiş. Tabii yıllarca süren bir emeğin ürünü olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekir. Saraçbaşı, iki ciltten oluşan bu yeni yapıtında, önce önsözde bu çalışmanın kısa bir tarihçesini veriyor. Anabölümde ise deyimlerin tanımlarını veriyor, sonra da, tarama yoluyla çıkardığı tümceleri yerleştiriyor. Son bölümde (ikinci cildin sonunda) de taranan kitapların künye bilgilerini açıklıyor. M. Sabri Koz’un titiz editörlüğünde Türkçe sözlük alanına sunulan kitabın sadece alan uzmanlarının değil, başta Türkçe ve edebiyat öğretmenlerini, öğrencileri, Türkçeye gönül verenleri, özetle hepimizin yakın ilgisini bekliyor. Bu kitaptan öğreneceğimiz çok şey var. Ben okurken bilgilendim, büyük mutluluk duydum. YENİ DEYİM VE SÖZLER İlgili okurlar, kitabın başında deyim ve kalıpkullanımlar konusunda bilgi verilmesinin doğru olacağını düşünebilir. Yazarın önsözünde alçakgönüllü bir tutumla bundan nasıl kaçındığını sezebilirsiniz. Bu alanın uzmanlarından birine uzun, derli toplu bir araştırma yaptırıp bu bilimsel incelemeyi kitabın “Giriş” bölümüne yerleştirmek de düşünülebilirdi. Ama bence, konulmaması daha iyi olmuş. Bunu iki açıdan önemli görüyorum: Birincisi, böyle bir inceleme, kitabın amacını aşabilir ve kitabın önemini ikinci plana indirebilirdi. İkincisi, bu incelemedeki bilgiler ile deyim olanlarla deyim olmayanların belirlenmesinde kullanılan ölçütlerdeki farklılıklar, metin yazarı ile kitabın yazarını (M.E. Saraçbaşı’yı) birtakım sorunlarla karşı karşıya getirebilirdi. Bence doğru olan yapılmış. Kitapta daha önceki birçok yayında göremediğimiz deyimsel sözlere yer verildiği dikkati çekiyor. Örneğin: Akoz etmek (haber vermek), bir eyyam (bir süre), bir yanı sazlık samanlık, bir yanı tozluk dumanlık (düzensiz, karışık durumlar için kullanılır), bir yumup on dökmek (uzun uzun, sessiz olarak ağlamak), can kuşu (ruh), cin arabası (bisiklet), çakal soluğu almak (çok kısa süre dinlenmek), çantadan yetişmek (eğitimini görmediği halde, deneyimlerle bir meslek edinmek), dağ ayısı (kent yaşamına uyamamış çok kaba insan), pala sürtmek (hayatta türlü olaylarla karşılaşarak deneyim sahibi olmak), sepet örene çöp vermek (kötü işler düşünene yardım etmek), tundan tuna atmak (bir kişiyi uzak bir yere oradan da başka uzak yerlere sürmek), uz yılan (sinsi kişi) gibi. E. Saraçbaşı, alıntıladığı tümcelerin bağlamı en iyi verecek biçimde olmasına özen göstermiş. Bu hem tanımlama hem de bağlamsal kullanım açısından önem taşıyor. Her yayın, kendi anlayışı çerçevesinde belli bir savla ile hazırlandığından tartışmaya da açılmış. Bu kitap da kesinkes tartışılacaktır, tartışılmalıdır da. Tabii hazırlayanın hakkını teslim ederek. Bu bağlamda ben de küçük bir iki eleştiri notu eklemek istiyorum: Sözgelimi şu örnekler benim anlayışıma göre deyim değil, bu nedenle burada yer almamalıydı: Acele etmek, acemilik etmek, aç gezmek, açık oturum, açıklama yapmak, adapte olmak, âdet edinmek, âdet olmak, adres bırakmak, aglebi ihtimal (esk. kısaltması kullanılmalı; tanımı da: “büyük bir olasılıkla” olmalıydı kanımca, s. 37), ağlaya ağlaya, al al olmak, alakadar etmek, alt alta, ana kapı, ayak uçlu baş uçlu yatmak, aynı zamanda, bak bak, başka başka, başka biri, bilgiç bilgiç, büzülüp oturmak, cennete dönmek (cehenneme dönmek yok), çiçek açmak, çocuk yapmak, ders çalışmak, ders yapmak, gözlük tak, kar yağmak, mars etmek, mars olmak, nüfus (aile) planlaması, tavuk gibi, yağmur yağmak, yuva yapmak (yuva oluşturmak)… Bir de şu örnekler deyim değil de atasözü bana göre: Ağzına bir zeytin verir, altına bir tulum tutar. *Aptala malum olur. *Arpaya katsan at yemez, kepeğe katsan it yemez. *Ateş olsa cirmi kadar yer yakar. Gerçekten de kitabın önemini ve ciddi bir çalışma olduğunun altını çizdikten sonra bu vesileyle birtakım tartışmaların yapılması bu alanda daha sonra çalışma yapacak olanlara yeni boyutlar açabilir. Sözgelimi, önce terimler konusunda alanları karıştırmadan nasıl bir sınırlama yapılabilir: Kalıpsöz, kalıpkullanım, bileşik sözcük, sözcük öbeği, deyim, terim, vd. Sözgelimi deyimler tek sözcükten de kurulabilir mi? Kimi kalıpkullanımların ayrı ya da bileşik yazılmaları bugün de sorun olarak varlığını sürdürüyor (Örn. açık yürekli/ açıkyürekli, açık oturum/açıkoturum gibi). Bu konuda nasıl bir ilke kararına varılacak? Dile yeni giren deyimleri sözlüklere (enseyi karartmak,sanırım Çetin Altan’ın türetmesi) alıp almama konusunda nasıl bir tutum takınılabilir? Kimi argo, küfürlü, ayıp sözler arasında deyim yapısında olanlar da var. Bunlar bilimsel çalışmalarda yer alabilir ama eğitici çalışmalarda kamu vicdanını rahatsız etmemek için görmezden gelinir. Bu ilke sürdürülmeli mi? Kimi terimler (renk körlüğü, aile planlaması, yan ödeme, baskı grubu, paket program gibi) aynı zamanda deyimler arasında da anılmalı mı? Sayın M. Ertuğrul Saraçbaşı’yı bu oylumlu çalışmasından ötürü kutluyor ve kendilerine saygılarımızı sunuyoruz. Kendisinden belki deyimleri tarama sürecinde onu da hazırlamıştır atasözlerinin de kullanım bağlamlarına göre dökümün veren bir çalışma daha beklediğimizi söylemek isterim. Sağlıklı ve uzun ömürler dileklerime ek olarak... Örnekleriyle Büyük Deyimler Sözlüğü/ M. Ertuğrul Saraçbaşı/ Yapı Kredi Yayınları/ 1328 s. 2011 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1107
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle