04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

YUNUS NAD ÖDÜLLER 2011 SOSYAL B L MLER FO ‘Kadına şiddet yakıcı ve bâkir’ Eray Karınca Kız Doğursun Anneler adlı dosyasıyla Yunus Nadi Sosyal Bilimler Araştırma Ödülü’ne değer görülen Eray Karınca, hukuk koridorlarına yirmi altı yılını veren bir yargıç. Karınca, çalışmasını bu süreçte tanıklık ettiği olayları ve Türkiye’deki yasal işleyişe dikkat çekmek için yapmış. Karınca’yla Yunus Nadi Ödülleri ve kitabı üzerine söyleştik. Ë Sevil ARINAN unus Nadi Ödülleri yazın dünyasında önemli, birçok yazara da ödül veren bir yarışma. Bu anlamda yarışma kitap dünyasına neler kazandırıyor? Yunus Nadi Ödülleri, Türkiye’nin en saygın ödülüdür. Alanının en iyilerini kamuoyuna duyurarak, kültürel varlığımıza çok önemli katkı sağlıyor. Size ödül kazandıran Kız Doğursun Anneler adlı çalışmanın hazırlık sürecini anlatır mısınız? Fikir babası, rahmetli Ahmet Küflü. İki ayda yazabileceğimi sandığım bu çalışma, öncelikle konunun dinamikliği, yani her an yeni bir olgunun ortaya çıkması, nikâhsız birliktelik ve boşanmış kadınların korunmasına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararının uzun sürede yazılması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yeni kararları ve en çok da yeni yasa çalışmasının ve ödülün sonuçlanmasının beklenmesi gibi nedenlerle iki yılı buldu. Kuşkusuz bu arada metin oldukça zenginleşti. Çalışmanız okura ulaştığında kadınlar “hakları” konusunda neler öğrenebilecek? Kadınlar güçlenecek. Çünkü bilgi çok önemli bir güç. Hele sevgi ve çalışmayla desteklenmişse. Kadınlar, hem fiili durumu, yani hâlâ olanı hem de ne yapmaları ve ne yapılması gerektiğini görecek. Bilindiği gibi son dönemde kadına yönelik şiddetle ilgili haberler arttı. Arttığı somut biçimde görülüyor. Öte yandan kamuoyunun bu konudaki duyarlılığının çoğalması da kadına yönelik şiddeti daha görünür kılıyor. Eşi tarafından öldürülen kadınların bir bölümü, şiddet döneminde korunma talebinde bulunmuş. Hatta cebinde başvuru dilekçesini taşıyanlar da olmuştu. Sizce kadınların korunma talebi neden yanıtsız kalıyor? Aslında bu sorunun yanıtını vermek için yazdım. Diğer ülkelerden farklı olarak Türkiye’deki sorun kadının, erkeğin “önlenebilir” şiddetinden korunamıyor SAYFA 18 5 MAYIS 2011 ‘Elimizde en bol malzeme bırakan Karabekir’ Osman S. Kocahanoğlu Atatürk’ün Üç Muhalifi I: Kâzım Karabekir adlı yapıtıyla Yunus Nadi Sosyal Bilimler Araştırma Ödülü’nü kazanan Osman Selim Kocahanoğlu, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi MaliyeSosyal Bölümü’nü bitirdi. Yakın dönem tarihimizle ilgili çok sayıda inceleme ve anı türünde eserler veren Kocahanoğlu ile yapıtı üzerine konuştuk. Ë Fikret DAĞLIOĞLU örselenmemesi ifade edilmek istenir. O günlerde aralarında sanki fazla bir anlaşmazlık yokmuş gibi görünüyor. Öyle değil mi? Hayır öyle değil. Aslında anlaşmazlık konusu hem köklü hem de çok parametreli olarak gelişiyordu. Fakat mücadele sessizce gidiyor. Örneğin Karabekir Paşa, Mustafa Kemal’in diktatör olma, hatta padişah olma ihtimalini bile düşünüyor! Bunu yüzüne karşı da söyler. Aslında Karabekir ve Rauf Bey, salatanatın kaldırılmasına ses çıkarmasa da hilafetin kaldırılmasını istemiyordu. Zaten saltanat da hilafetin devam edeceği, devletin başında halifenin bulunacağı ümidi ve garantisiyle kaldırıldı. İşin garibi anlaşmazlığın ve kopuşun sinyali İsmet Paşa daha Lozan’dan dönmeden verildi. Rauf Bey İsmet Paşa’nın “yüzünü bile görmemek” için başvekillikten istifa ederek Sivas’a gitti. Bu aynı zamanda Mustafa Kemal’in etrafını boşaltıp bunalıma sürüklemekti. Mustafa Kemal bu resti gördü. Bu sırada Karabekir Paşa Çankaya’da bir siyaset oyunuyla elendi. İkinci dönemde beklediği görevlere gelemeyip, sıradan bir mebus gibi köşede kalınca ister istemez tepki mekanizmaları harekete geçti. Kendi isteğiyle Ordu Müfettişliği’ne ayrıldı. Bu da Karabekir’in kopuş noktası... En yakın arkadaşlarının açıkkapalı muhalefetleri bile Atatürk’ü yolundan döndüremedi. Bu noktada Mustafa Kemal’in irade gücünü nasıl açıklarsınız? Gerçekten de Mustafa Kemal Paşa’nın en büyük özelliği olaylar ve kişiler karşısında gösterdiği sabır ve irade gücü. Bu sorunun cevabı da zaten Mustafa Kemal’in karizması, yani liderlik özelliğiyle yakından ilgilidir. Mustafa Kemal, eğer gemileri yakma cesaretini göstermese mücadele de akim kalabilirdi. Atatürk’ün Üç Muhalifi: Kâzım Karabekir/ Osman Selim Kocahanoğlu/ Temel Yayınları/ 634 s. ‘S ik Se Yunu Dalı’n toğra 20 yıl önce Güve rafı ü Ë Y Y olması. Yoksa kadına yönelik şiddet hemen her ülkede var. Karar merciindekiler ve güç sahipleri bu sorunun kökeninde ayrımcılığın, erkeklekadın arasındaki eşitsiz güç ilişkisi olduğu kavramalı. Sorunu çözmek konusunda içten olmalı. Ne yazık ki yönetenler bu sorunu, “Vah zavallı kadınlar dövülmeseler, öldürülmeseler”den öte görmüyor ya da eğitimsiz erkeklerin bunu yaptığını düşünmek, kolaylarına geliyor. Daha da kötüsü onlar konuyu oy için medya ise okunurluğu ve izlenirliği arttırmak için bunu yapıyor. Reyting kaygısı. Hâlâ “Çılgın Aşık sevgilisini öldürdü” demiyorlar mı? Diyenin ya da yazanın “Katil biraz da sensin” diyerek yakasına sarılasım geliyor. Hatta bazılarına telefonla ulaşıp, uyarıyorum. Peki iktidar kadına koruma konusunda nasıl bir tablo çiziyor? Şaşkın. Kısmen iyi niyetli ama ideolojik konumu gereği çelişkili. Bu konudaki başarısızlığı Başbakan Tayyip Erdoğan da kabul etmiş olmalı ki Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf’ı 12 Haziran’daki genel seçimler için aday göstermedi. Muhalefet... İktidarın bu konudaki zayıflığının görüldüğüne ilişkin bir işaret yok. İkincisi kendileri de bu konuda iktidardan önde değil. Bu konuda ön almak gibi bir sorunlarının olmadığı, aday listelerinden belli. Kuşkusuz propaganda konusu ettikleri diğer alanlar da çok önemli. Ancak bu çabaları daha çok kompartımanların peşinden koşmaya benziyor. Kadının insan hakları ve şiddetten korunması sorunu o kadar güncel ve yakıcı ve bakir olduğu halde nasıl görülmüyor anlamak olanaklı değil. Çalışma yaşantınızda kitap yazmaya önemli bir zamanınızı ayırmışsınız. Peki yeni kitap hazırlıklarınız da var mı? Sorularla Kadına Yönelik Şiddet adlı kitabımın ikinci baskısı, şu sıralar Ankara Barosu tarafından basılma aşamasında. Bunun dışında üç kitap hazırlığım daha var. Bir tanesi yetişkinler için öykü dosyası. İkincisi “Balık Barbaros” adlı çocuk öyküsü. Bir de kadının insan hakları konusunda yayımlanan makalelerimi toparladığım “O Fotoğraf” adlı dosyam var. tanıdınız? Ali Fuat Paşa ile Mustafa Kemal arasında Harbiye sıralarına kadar inen bir dostluk bulunur. Mustafa Kemal bu ailenin ekmeğini yemiştir. Dolayısıyla Ali Fuat Paşa ile Mustafa Kemal arasında diğerleri gibi derin bir ayrılık ve kopuş yaşanmaz. Karabekir ve Rauf Bey lidere karşı sert muhalefete giriştiği halde, Ali Fuat Paşa Çankaya sofrasından gene eksik olmaz. En erken ve sert anlaşmazlık Mustafa Kemal ile Karabekir arasında yaşanır. Bu, hem Karabekir’in kişiliğinden hem erken temasa gelmelerinden hem de ideolojik yaklaşımlardan kaynaklanır. Çalışmada Karabekir’e öncelik vermemizin nedeni, hayatının her anını anılarına ve notlarına yansıtması. Dolayısıyla Karabekir Paşa kendini zamanımıza taşıdı. Elimize en bol malzeme bırakan Karabekir Paşa. Mustafa Kemal’in hedefleriyle Karabekir Paşa’nın hedefleri gerçekten farklı mıydı veya en belirgin olarak bu ayrışma ne zaman yaşandı? Karabekir Paşa, kişiliğinin ideolojik parametrelerini açıkça ortaya koymadığı veya Mustafa Kemal gibi uygulama alanına çıkarmadığı için, yol haritasını kendi yazdıklarından anlamaya çalışırız. Psikososyal zihin kodları belirsiz olsa da Türk ya da Türkmen kimliğiyle kendine bir aidiyet yaratır. Diğer yandan, “evrimcitelifçi” diye kategorize edilebilen “taassuptan uzak ve tekamül yanlısıyım” cümlesi bizim için anahtar bir söylemdir. Çeşitli vesilelerle vurgular bunu. Dindar ama mutaassıp değil veya hem dindar hem yenilikçi. Bu sözü modernite üzerinden kavramlaştırırsak, muhafazakâr bir kişilik yapısı veya anlayışı çıkar karşımıza. Karabekir Paşa açıkça tanımlamasa da, Batı uygarlığını sadece teknoloji transferi olarak benimser. Bu anlayışta, toplumun yaygın ve alışılagelmiş geleneksel değerlerinin kurcalanmaması, değişim uğruna A tatürk’ün Üç Muhalifi isimli çalışmanız nasıl doğdu ve neden Karabekir’e öncelik Ah kü çe ve projemiz na’da bu fotoğrafl dumanla ni döküm fotoğrafç Biz de b rafı çekm da amac Ama dök yapılan i diğini ve altında ç şilerin ça üzüntüle toğraf el Bu p lıyor. Dö kiledi mi Etkil kendine neyi görü lıyor insa Bir d fotoğrafl musunuz Mesl tam olar Hekimli sanatın b daha doğ birbirind ortak pa rak insan rak yaşam da. Sana tedikleri bunu yap kendi ba diklerim var. Yaşa rum. Bu ç nızla ikin Oda hap Akş lü’nü ala dururum O fotoğr fakat bir gerçekte toğrafçı Nadi Öd CUMHURİYET KİTAP SAYI 1107 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle