Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
V TR NDEK LER ¥ dan başlayarak 20. yüzyıla kadar halk edebiyatında bulunan destanları inceliyor ve şairlerinin hayatları hakkında bilgi veriyor. Bu önemli çalışma, meraklıların olduğu kadar, bu alanda çalışanların dikkatini çekecek. Tarkan Gümüş Eyer/ Sezgin Burak/ Turkuvaz Kitap/ 110 s. Ünlü çizgi roman kahramanı Tarkan’ın maceralarının anlatıldığı ve daha önce dört tanesi yayımlanan “TarkanGümüş Eyer”, serinin beşinci kitabı. Bu bölümde peşlerindeki Alanlılar tarafından kuşatılan Tan ve Erka yüksek otlak içerisinde saklanarak izlerini kaybettirir. Hortis ve adamları otlağı karış karış arayarak onları bulur; fakat Tarkan ve sadık dostu Kurt onları kurtarır. Babaları Yiğit Altar, anneleri Tuğba Hatun ve kalede katledilen tüm Hun Türkleri’nin hesabını sormakta kararlı olan Tarkan’ın diğer bölümdeki macerasının adı ise “Kurt Kanı”. Her Çikolata Yenmez ve Başka Tatsız Öyküler/ Sevil Atasoy/ Doğan Kitap/ 244 s. Dünyaca ünlü suçbilim uzmanı Sevil Atasoy, daha önce yayımlanan üç kitabında olduğu gibi, bu kitabında da tümüyle gerçek olayların izini sürerk suçluların ürpertici dünyasını gözler önüne seriyor. “Her Çikolata Yenmez” suçluların yaşamındaki rastlantılar ve acı sürprizleri konu ediniyor. Atasoy, yakınlarının ve yayınevinin kendisine polisiye roman yazması için ısrar ettiklerini ifade ediyor; fakat o, gizemli dünyaları tanımak ve tanıtmakta ısrarlı. Ona göre kusursuz suç yoktur ve işini iyi bilen dedektifler için “sır” diye bir şey de söz konusu değildir. Neler Yapmadık Şu Vatan çin/ Şükran Pakkan/ Postiga Yayınları/ 318 s. Gazeteci Şükran Pakkan, bu çalışmasında Türkiye’deki milliyetçilik olgusu, gazeteci cinayetleri ve Hrant Dink cinayeti sürecinde medyanın kamuoyu üzerindeki etkisini sorguluyor ve farklı bir gözle irdeliyor. Osmanlı tarihinden itibaren Türk milliyetçiliğinin oluşum ve gelişim sürecini, günümüzde ne durumda olduğunu ele alıyor ve böylece Hrant Dink cinayetinin nasıl bir ortamda işlendiğini, onun neden hedef haline geldiğini açıklıyor. Kitapta aynı zamanda, Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet tarihinin başlangıcından itibaren bugüne kadar öldürülen altmış üç gazetecinin hikâyelerine de yer veriliyor. Balyoz Bir Darbe Kurgusunun Belgeleri ve Gerçekler/ Pınar Doğan, Dani Rodrik/ Destek Yayınevi/ 178 s. Pınar Doğan ve Dani Rodrik’in bu çalışmaları Çetin Doğan’ın 22 Şubat 2010 Pazartesi günü gözaltına alınması üzerine başlattıkları “Çetin Doğan ve Gerçekler” adlı blogda yazdıkları yazılardan meySAYFA 24 ŞUBAT 2011 dana geliyor. Kitapta bu yazılar, güncellenip ana başlıklar altında toplanarak okuyuculara sunuyor. Yazarların bu kitabı kaleme almaktaki amaçları ise Balyoz darbe planı ile ilgili medyada yer almış yanlış yayınlara cevap verebilmek, kötü niyetli kişiler tarafından sonradan üretildiği düşünülen belgelerdeki tutarsızlıkları gözler önüne sermek. Aşk Lirikleri/ Emine Erbaş/ Artshop/ 56 s. Emine Erbaş “Aşk Lirikleri” adlı şiir kitabında, günümüz yaşamının insan kişiliğinde yaptığı yıkıma ve kendi iç dünyasının derinliklerine götürüyor okuyucuları. Şiirlerinde üzerinde durduğu diğer konular ise gerileme, tuzla buz olan ilişkiler, sona eren dostluklar gibi kişilerin ruhlarını etkileyen durumlar. Erbaş, aynı zamanda şiirleriyle geçmişe yaptığı yolculuklarla, şiirseverlere, kendi ruh dünyasının derinliklerini de açıyor. Erbaş, “Aşk Liriklari”yle şiirseverlerin karşısına çıkıyor. Sosyalist Turan ve Doğu Birliği/ Sultan Galiyev, Hasan Basri Gürses/ Çeviren: Sabri Gürses/ Sosyalist Yayınlar/ 440 s. Sultan Galiyev’in birbiriyle bütünleşmiş olarak görülen üç büyük ideali; Türk İslam dünyasının birliği, bütün üçüncü dünyanın sömürülen ve ezilen mazlum halklarnın birliği, emperyalist kapitalizmin tahakkümünden ve sömürüsünden kurtulmuş bir insanlıktı. Hasan Basri Gürses bu ideallerin adeta ilahi bir nitelik taşıdığını ve gerçekleştirilemeseler bile ölmeyeceklerini vurgulamış ve bu idealler yaşadıkça, onları paylaşanlarla birlikte Sultan Galiyev’in de yaşayacağını söylemiş. Hasan Basri Gürses bu amaçla Sultan Galiyev’in yazılarının çevrilmesini ve bu yazılar üzerine tartışılmasını sağlamayı amaçlıyor bu kitapta. Böylelikle, Doğu halklarının sosyalist geleceğinin olanaklarını ve engellerini de ele aldığını belirtiyor. Hayatın Halleri/ F. Saadet Bilir/ Etik Yayınları/ 204 s. F. Saadet Bilir bu yapıtında toplum sorunlarını irdeliyor; kendi yaşantılarından yola çıkarak toplumsal ve kültürel hayata yönelik eleştirilerini ve değerlendirmelerini dile getiriyor. Böylece okurlarını doğru yaşanmışlıklarla tanışmak kadar, doğru yaşamak yolunda da bir sınava, yüzleşmeye çağırıyor. Sürekli değişim halinde olan yaşam içinde insanların ancak sorumlu bir varlık olmakla anlamlarını bulabileceklerini söyleyen yazar, bu nedenle insana bu ödevini hatırlatan nitelikte bir yapıt kaleme almış. Dublinliler, Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi/ James Joyce/ Çeviren: Murat Belge/ letişim Yayınları/ 232 s. ve 296 s. Dünya edebiyatının en önemli yazarlarından James Joyce’un bütün yapıtlarında, İrlanda ve Dublin, esin kaynağı olarak, özellikle insanlarıyla öne çıkar. Yazarın ilk önemli eseri “Dublinliler”de İrlanda’nın ruhsal tarihinden kapsamlı bir kesit sunan Joyce, şehri Dublin’e çocukluk, gençlik, olgunluk ve toplumsal hayat düzeylerinde bakmış, şehrinin ruhsal yoksulluğunu sergilerken ilginç bir yazı kuramı oluşturmuş. Joyce, yaşanan gerçekliğin özüne varmada, önemsiz gibi görünen sıradan yaşantıları ve bunlardaki ayrıntıları ustaca düzenleyerek, derinlerde yatan önemli sorunlara göndermeler yapar. Dünya edebiyatı açısından da önem taşıyan “Dublinliler” Murat Belge çevirisiyle Türkçede okuyucularının karşısına çıkıyor. Yine Murat Belge çevirisiyle okuyucuya sunulan Joyce’un bir başka yapıtı “Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi”, yazarın yarıotobiyografik tarzda kaleme aldığı bir romanı. Genç Stephen Dedalus’un bir sanatçı olabilme arzusuyla, hayal gücünü boğan ve yaratıcılığını sindiren kiliseye, okula ve topluma başkaldırışını anlatıyor roman. 20. yüzyıl edebiyatında bir devrim yaratan ve edebiyatın yarınına damgasını vuran “Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi”, yetişkinliğe henüz varmamış genç bir adamın gözüyle dünyayı göstermesi ve bilinç akışı tekniğinin en yetkin ilk örneklerinden biri olmasıyla da edebiyat tarihinin önemli yapıtları arasında gösterliyor. Salka Valka/ Halldor Laxness/ Çeviren: Mehtap Gül Ayral/ Yordam Kitap/ 414 s. Halldor Laxness’in İzlanda edebiyatında yeni bir sayfa açan canlı, edebi yaratıcılığından dolayı, 1955 yılında Nobel Edebiyat ödülüne değer görülen bir yazar. “Salka Valka” da onun başyapıtı. “Salka Valka”; yalnızlığın, umutsuzluğun ve mücadelenin hikâyesi. Romanda güçlü bir kadının zorlu yaşam şartları ve mücadelesi anlatılırken İzlanda’nın dondurucu soğuğunda küçük bir kasabadaki, yoksul balıkçıların acı dolu hayatları gözler önüne seriliyor. Çocukluğunu yaşayamadan büyümek zorunda kalan Salka adlı genç kızın etrafında gelişen yoksulluk, sömürü ve çaresizlik tasvir ediliyor. Salka, annesi Sigurlina’yla birlikte kuzeydeki evlerini terk edip, İzlanda’nın güneyine, daha iyi bir hayat özlemiyle yola çıkar. Fakat Oseyri adındaki küçük bir köyde mola verirler ve bir daha da oradan ayrılmazlar. Yoksullukla mücadele sırasında annesi dayanamayıp pes ederken Salka, güçlü iradesiyle öne çıkar. Bu başyapıt, Gül Ayral’ın çevirisiyle okuyuculara sunuluyor. Barthes’ı Niçin Seviyorum/ Alain RobbeGrillet/ Çeviren: Ayşe Ece/ Sel Yayıncılık/ 80 s. Yeni romanın kurucusu Fransız yazar ve yönetmen Alain RobbeGrillet, deneme türündeki bu çalışmasında yirmi beş yıllık arkadaşı Fransız denemeci, eleştirmen ve göstergebilimci Roland Barthes’ı bir edebiyat adamı olarak niçin sevdiğini anlatıyor. Kitapta dört ayrı bölüm bulunuyor. Bu bölümler; ‘Barthes’ı Niçin Seviyorum?’, ‘Roland Barthes’ın Kararı’, ‘Bir Barthes Daha’ ve ‘Sevdiklerim, Sevmediklerim’. Birinci bölümde yazar, Barthes’ı bir dil ustası ve romancı olarak görme nedenlerini roman sanatına gönderme yaparak anlatıyor. İkinci bölümde, Barthes’ın yirminci yüzyıl edebiyat eleştirisine damgasını vuran kuramcı kimli¥ ğini inceliyor. Üçüncü bölümde, Barthes’ın yaCUMHURİYET SAYI