Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ? likte, Amerika’nın zorlu toprakları üzerinde kendilerine bir yaşam inşa etmeyi başaran insanların öyküsünü anlatıyor. Benim Eğitimim/ William S. Burroughs/ Çeviren: Süha Sertabiboğlu/ Sel Yayıncılık/ 190 s. “Benim Eğitimim”de, Beat Kuşağı’nın önde gelen ismi, kurgunun en keskin, en tuhaf zekâlarından biri William S. Burroughs bilinçaltının otobiyografisini sunuyor. Düşlerinde ‘Ölüler Ülkesi’ne gidiyor, yitik eski arkadaşlarının yasını tutup onları diriltiyor, idama mahkum oluyor, suyun üzerinde yürüyor; uyuşturucu, seks ve yolculuk düşleri görürken, mekânlar ve yaratıklar, hem kitaplarının hem uykularının arasında dolaşıp duruyor. Burroughs’un yazarlık, resim, bilinç ve yaratıcılık üzerine düşüncelerinin kışkırtıcı bir şekilde canlandığı roman, çarpıcı ve iğneleyici olduğu kadar büyük bir yazarın düşünce dünyasının derinliklerinin açığa çıktığı bir yolculuk aynı zamanda. Şiir İkizini Arar/ Atilla Birkiye/ Özgür Yayınları/ 176 s. Atilla Birkiye’nin kendi deyimiyle hiç vazgeçemediği denemeyi şiirle taçlandıran ve edebiyatın bu iki türünü ustalıkla buluşturan bir kitap “Şiir İkizini Arar”. Büyük ustaların, çoğu ezbere bilinen şiirleri, Birkiye’nin tuttuğu fenerle aydınlanan yolda, hiç bilinmeyen ya da farkına varılmayan anlamlarıyla okuruna yeni yollar, hatta ufuklar açıyor. Birkiye denemeleriyle, şiire ve şairlere bir yazar selamı gönderirken Türk şiirinin bugün aramızda bulunmayan büyük ustalarına bir saygı duruşunda bulunuyor. Derinliğin Keşfi – Modern Japon Edebiyatının Kökenleri/ Kojin Karatani/ Çeviren: Devrim Çetin Güven, İnan Öner/ Metis Yayınları/ 240 s. Japonya’da 1980’lerin başında yayımlanan ve birçok dile çevrilen “Derinliğin Keşfi” o tarihten beri çeşitli ülkelerdeki modernlik ve edebiyat tartışmalarının eksenine oturmuş durumda. Kojin Karatani, 19. ve 20. yüzyıl Japon edebiyatını yeniden yorumlamakla sınırlamıyor kendini bu kitapta; buradan hareketle modernlik, edebiyat, köken, devlet gibi kavramların temelinde yatan önkabulleri sorgulamayı, bu önkabullerin ideolojik doğasını gözler önüne sermeyi amaçlıyor. Bunu da bildik edebiyat kuramının sınırlarının çok ötesine geçerek başarıyor: Edebiyatı resim sanatıyla, aşk ve cinselliğin, dinin, modern tıbbın ve çocukluğun tarihiyle birlikte okuyor. Erken Modern Avrupa’da Şiddet/ Julius R. Ruff/ Çeviren: Didem Türkoğlu/ Boğaziçi Üniversitesi Yayınları/ 298 s. “Ölüm gibi, köyün tam ortasında yatan mezarlık gibi, şiddet de 15., 16. ve 17. yüzyıl yaşantısının kalbindeydi.” 1950’lerin ikinci yarısından başlayarak tarihçiler, ortaçağ ve erken modern Avrupa’daki davranışlar üzerine yaptıkları araştırmalarında, Avrupalıların beş yüz yıl önce şimdiki mirasçılarına kıyasla çok daha fazla şiddet içeren bir toplum oluşturduğunu ortaya koymuşlar. Şiddet, erken modern dönemde kişiler arası ilişkilere dair söylemin bir parçasıydı. Tarihçi Julius R. Ruff da bu kitabında, 1500’den 1800’lü yıllara uzanan bir çerçevede Avrupa toplumunun şiddet tarihini gözler önüne seriyor. Edebiyat ve Felaket/ Marc Nichanian/ Çeviren: Ayşegül Sönmezay/ İletişim Yayınları/ 264 s. Fransa, ABD ve Türkiye’de edebiyat alanındaki çalışmalarıyla tanınan Prof. Marc Nichanian’dan felaket sonrası tanıklıkları ve edebiyatı üstüne kapsamlı bir araştırma okuyucuların karşısına çıkıyor. Zabel Yesayan, Hagop Oşagan, Daniel Varujan ve diğerleri felaketin kendisini anlatmanın yolunu edebiyatta buluyorlar. Nichanian kitapta şu sorunun peşine düşüyor: “Hakikati olmayan bir suç için affetme olasılığı var mıdır?” Tepedeki Kadın/ Berna Durmaz/ Can Yayınları/ 84 s. Berna Durmaz, ilk kitabı “Tepedeki Kadın”la okuyucularının karşısına çıkıyor. “Tepedeki Kadın”da yer alan öykülerin sağlam, inandırıcı altyapıları, Durmaz’ın söyleyecek sözü olan, insanın temel bireysel sorunlarını özgün yöntemlerle anlatan bir yazar olduğunu gösteriyor. Durmaz taşra insanlarının sıkışmış, güdükleşmiş hayatlarını anlatırken, kasaba hayatının boş inançlar, hayaller ve şiddet yaratan ürkütücü yanını resmediyor. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1136 ? manla kolon man, bir tu ğu’nu kusuz misi ü rastla bir ba Butto Aziz’e pandr adeta maz b bugün nu se 24 KASIM 2011 ? SAYFA 27 SAYF