29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

arak, Saf”ın ğenme kü bu sonucu ından “kene ayarsevidir.” y, di güe, kenkendi ha önce m ye”; çünizim uzakrlük r.” Bir da “birak kaımıdır. edeni, idealanlatıma sa anın İnsan, eklikalır.” oğal zarlememeye alığı, u olmau nearak larlar.” en u sük daha le sıkı kendiakmarin ducuksu ? gerçek çocukluk” belirtisi sayılamaz. Schiller’in değerlendirmesine göre, “hem sürprizin hem de zihniyetin saflığı açısından doğa haklı, sanat haksız olmak zorundadır.” Ancak böyle bir belirlenim sayesinde “saf olanın kavramı tümlenir.” Duygusal tepki doğadır; bunun yanı sıra, “terbiye kuralları yapay bir şeydir.” Duygusal tepkinin, “yapaycılığa, yanlış terbiyeye, saptırtmaya üstün gelmesi, ‘saf’ olarak adlandırılmalıdır.” Şaşırmanın saf öğesi/yönü, yalnızca insana, “hem de bu anda artık katıksız ve masum doğa olmayan insana” uygun düşer. Bu saf öğe, “doğanın kendi eliyle yaptığıyla uyuşmayan bir istenç gerektirir.” Böyle bir kişi, “aklı başına geldiğinde, kendisinden korkacaktır”; buna karşın, saf zihniyetli olansa “insanlara, onların şaşmasına şaşıracaktır.” Fakat burada da “sahteliğin örtüsünün içinden görünen doğanın hakikiliği” söz konusu olduğundan “daha yüksek türden bir hoşnutluk, insanı yakalamış olmadan duyulan buruk bir sevinç ile ilişkilenir”; çünkü “yapaycılık yerine doğa(llık) ve hile yerine hakikat her zaman saygı uyandırır.” Sürprizin/şaşırmanın saf yönlerinden “ahlaki bir karakterden duyulmayan gerçek bir ahlaki zevk” duyulmasının nedeni budur. Sürprizin saflığı söz konusu olduğunda, “her zaman doğaya saygı duyarız”; çünkü “gerçekliğe saygı duymak zorundayız.” Zihniyetin saflığındaysa, “kişiye saygı duyarız”. n yükçocuğa irlenitaki sımasuya lirlen yeti “do“gerterk şmesi mesi geistenyle” ca, ilk r” ve se ulandısaf roında daki ilebilir. eylemnata ığı ve rşıtlık ”, inni” ve? n “saflık”tır. Dahi, “entelektüel olanda ve estetik olanda ne ise, ahlaksal olanda da o olmalıdır.” Dahi, “en karmaşık görevleri iddiasız bir basitlik ve hafiflik ile çözmek zorundadır.” Ancak böylece yalınlık sayesinde karmaşık sanatın üstesinden gelerek, “kendisini dahi olarak meşrulaştırabilir.” Dahi, “bilinen ilkelere göre değil, akla düşmeler ve duygularla davranır”; onun akla düşmeleri, “tanrı vergileridir; duyguları bütün zamanlar ve bütün cinsler için geçerli yasalarıdır.” Dahi, “yapıtlarına yansıttığı çocuksu karakterini, kendi özel yaşamında ve törelerinde de gösterir.” Dahi “utangaçtır; çünkü doğa her zaman utangaçtır.” Dahi her zaman “kendisi için bir sır olarak kaldığı için, alçakgönüllüdür, hatta aptaldır; ancak yürüdüğü yolun tehlikelerini bilmediği için korkusuzdur.” Öte yandan “Dehalarıyla büyük olan büyük devlet adamları ve komutanlar da saf karakterlidirler.” Schiller’in deyişiyle, saf düşünce tarzından doğal olarak “sözcüklerde ve devinimlerde saf bir anlatım” doğar ve bu saf anlatım, “zarafetin en önemli öğesidir.” Dahi, bu saf zariflik ile “en yüce, en derin düşüncelerini dile getirir.” Schiller’in açımlaması uyarınca, toplumsal yaşamda düşünsel yalınlıktan uzaklaşıldıkça, baştan çıkarıcı imgelem gücü, etkinleşir. Ayrıca, “her türlü eğriliği ve her türlü görünüşü hor gören doğal dürüstlük” ile bağlantılı olan “uzlaşımsal yasaların” bilinmemesi, “ilişkilerde anlatımın saf yönlerini” ortaya çıkarır. Anlatımın saf yönleri, şeyleri, “asıl adlarıyla Kime Saf Denir? ve en kısa yoldan adPeki, kime “saf” landırmak yerine, ya denir? Schiller bu sohiç ya da yapay olaruyu şöyle yanıtlar: rak” dile getirilme“Şeylere ilişkin yargısinden kaynaklanır; larında, o şeylerin yaçocukların “alışılmış pay olarak oluşturulanlatımları” bu türmuş ve aranmış ilişkidendir. Bu anlatımlerini görmezden gelar, “törelerle karşıtlen ve salt yalın doğalıklarından ötürü gülya tutunan” insana meye yol açar.” saf zihniyetli denilir. Zihniyetin saf yönSaflık, doğanın egeleri de “doğaya bamen olduğu ve doğal ğımlı olmayan varlık durumların davranışolan insana” özgü saları belirlediği yaşam yılabilir. Böyle olmaortamlarının ürünüsına karşın, “katıksız dür. Deneyimsiz bir doğa”, insan davrainsan, “kendisini alnışlarına yansır; fakat datan birisine karşı “şiirleştiren imgelem davranışını ustaca gücünün bir etkisiyOrhan Pamuk, “Saf ve Düşünceli Romancı”da gizlemeyi bilen” bir le”, saf yönler, “akla romancılığının gelişimini, Schiller’in “Saf ve insana “sırlarını anuygun olandan, akıl Duygulu Şiir/Edebiyat” adlı yapıtının kalıcı olarak etkilediğini dile getirmiştir. latsa” ve “dürüstlüdışı olana aktarılır.” ğü” nedeniyle kendiİnsan böylece çoğunsini aldatana “kendisine zarar verme” lukla “istence karşın bir hayvana, bir fırsatı verse, bu tür insana da “saf” demanzaraya, bir yapıya, kısacası doğaya nir. “Böyle bir insana “güleriz”; ancak saf bir karakter yükler.” Doğa, insana “onu takdir ederiz”; çünkü “başkasına mutluluk ve yetkinlik duygusu verir. duyduğu güven, onun öz zihniyetinin Kendi yapay ortamından çıkan insan, doğruluğundan kaynaklanır.” karşısında “büyük dinginliği”, “saf güSchiller’in açımlaması uyarınca, “düzelliği, çocuksu masumiyeti ve yalınlışünce tarzının saflığı (veya saf yönleri) ğı”yla içindeki doğayı bulur. Bu imge ve hiçbir zaman ahlaken bozuma uğramış duygu, insanın “muhteşem insanların bir özelliği olamaz”; bu özelinsanlığı”nın değerine uygundur. Bu tür lik, “çocuklara ve çocuksu zihniyetli ininsan, doğayla başka bir şeyi değişmesanlara” özgüdür. Bunlar, “bu büyük meli, onu “içine almalı” ve doğanın “bidünyanın yapaylaştırılmış koşulları altimsiz üstünlüğünü” kendi “önceliği” tında saf davranır ve düşünürler; kendi ile bütünleştirmeye ve bu ikisinden güzel insanlıklarından dolayı, bozuma “tanrısalı” üretmeye uğraşmalıdır. Bu uğramış bir dünyayla uğraşmak zorunuğraş, tıpkı Orhan Pamuk’un yaptığı gida olduklarını unuturlar. Kralların sabi, safı düşünceliye dönüştürür ve ikisiraylarında bile çobanların dünyasında ni bütünleştirir. rastlanılan bir içtenlik ve masumiyetle Sanat, insana “yürüme ve idealin ateşi davranırlar.” için gerekli güveni ve cesareti toparlama Schiller’e göre, her hakiki “dahi” saf olanağı verir.” İnsan kalbinde “yaşamın olmak zorundadır; saf değilse, dahi deakıntıları içinde kolayca sönüp giğildir. Onu dahi yapan etmen, den” idealin ateşini yeniden yakar. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1136 24 KASIM 2011 ? SAYFA 17 1136
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle