25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER Zarafet – Audrey Hepburn’ün Hayatı/ Donald Spoto/ Çeviren: Beril Tüccarbaşıoğlu Uğur/ Artemis Yayınları/ 360 s. “Bir tarafım belki hep çocuk kaldı. Ama bir yandan da, erken olgunlaştım. Çünkü genç yaşta acı ve korkuyla tanıştım...” Hollywood’un unutulmaz aktrislerinden Audrey Hepburn yaşadığı dönemde filmleriyle olduğu kadar güzelliğiyle de dillerden düşmedi. Bugün bile hâlâ hafızalardaki yerini koruyor. “Zarafet” de Hepburn’ün aradan yıllar geçmesine rağmen hâlâ hatırlanmasının bir ürünü. Kitap, ünlü aktristin yaşamını anlatıyor okuyuculara. Hepburn’ün yaşamı, iniş çıkışları ve çalkantılarıyla samimi bir şekilde dile getiriliyor kitapta. İnanılmaza İnanmak/ Lewis Wolpert/ Çeviren: Füsun Elioğlu/ Gürer Yayınları/ 252 s. Ünlü evrim biyologu ve İngiliz Kraliyet Bilim Cemiyeti üyesi Lewis Wolpert “İnanılmaza İnanmak” adlı bu kitabında inanışların, bebekler, çocuklar, yetişkinler ve hayvanlardaki psikolojik temellerini sorgularken, olası evrimsel kökenlerini araştırıyor. Alternatif tıp, paranormal, din, tehlike ve ahlak gibi alanlardaki inanışların ortak evrimsel kökenlere dayanabileceğine dair kanıtları okurlara sunuyor. Din ile bilim arasında sürpriz bir kuramla yeni bir köprü kuruyor. Birçok insanın bilimsel açıklamalar yerine mistik açıklamaları neden tercih ettiğini açığa çıkarmak kitabın üstlendiği temel amaç olarak öne çıkıyor. Wolpert, bilim ve inanç arasında, normalde insandan beklendiği gibi iki çatışan taraftan birini tutulmasını istemek yerine, ikisi için daha yararlı bir birliktelik öneriyor. Tanrısız Ahlak/ Walter SinnottArmstrong/ Çeviren: Attila Tuygan/ Ayrıntı Yayınları/ 128 s. “Teistler esasen, hangi nedenle olursa olsun, ahlakın dine bağlı olduğuna inandıkları için teisttirler. Bazıları ahlakı dinden ayırmazlar bile.” Walter SinnottArmstrong’un kaleme aldığu bu kitabın hedefi ise gerçekte Tanrısız ahlak konusunda bir sorun olmadığını okuyucuya göstermek. Sadece yalın ahlak vardır. Bu iddianın peşinden gidiyor yazar “Tanrısız Ahlak”ta. Felsefi ve matıksal kanıtlarla Tanrı fikrini yeniden düşünmeye davet ediyor okuyucularını. Ölçü Kaçarken/ Erhan Altan/ 160. Kilometre Yay./ 154 s. Erhan Altan ilk kitabı “Ölçü Kaçarken”de Türk şiirinin biçim tarihini inceliyor. Kitap, tamamen biçim penceresinden bakarak şiirimizin tarihini kurgulayan ilk kitap. Erhan Altan, kitabında, şiirimizde ‘biçim’in geçirdiği evreler ve yaptığı sıçramalar ile modernleşme tarihi arasında da ilginç ve kayıtsız kalınamayacak analojiler kuruyor. Çocuğunuzu İnternet’ten Koruma Rehberi/ Cem Şancı/ Destek Yayınları/ 80 s. “ (...) yavrularımızı tehdit eden sapıklar artık sokaklarda dolaşmıyor. İnşaatlarda da saklanmıyor. Köşe başlarında ellerinde şekerle de beklemiyor. Şimdi, yavrularımızı kirli emellerine alet etmek isteyen karanlık insanların pusuda yattığı çok daha güvenli bir SAYFA 26 ? 24 KASIM 2011 yer var: İnternet!” İşte bu kitap ebeveynlere, hiçbir teknik bilgi gerektirmeden çocuklarını internetteki tehlikelerden nasıl koruyabileceklerini en basit dille anlatıyor. Ebeveynlere yaşanmış ibretlik olayları anlatırken önlem almak ve çocukları kurtarmak için neler yapılması gerektiğini de adım adım gösteriyor. Kod Adı Para/ Çağatay Öztürk/ Sistem Yay./ 174 s. Psikoterapist Çağatay Öztürk, ‘Kod Adı’ serisinin bu üçüncü kitabında, paranın nasıl olup da hayatın merkezine oturduğunu irdeliyor ve esas önemli olanın, para mı yoksa zenginlik mi olduğu konusunda toplumsal ve bireysel farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Öztürk, hem kendi yaşamından anekdotları hem de bu konuda kendisine başvuran danışanlarının hikâyelerini paylaşarak her okuyucunun kendini kitapla özdeşleştirmesine olanak sağlıyor. Suçlu/ Magali Wiéner/ Çeviren: Mehmet Erkurt/ ON8 Kitap/ 280 s. “Bir konser. Erkek, hoşlandığı kızın sahnede şarkı söyleyişini zevkle dinliyor. Salınışını, etrafa bakışını, ezgilerin ağzından dökülüşünü. Konser bittikten sonra birlikte dolaşıyorlar, biraz içiyorlar, sohbet ediyorlar. Parka gidip oturuyorlar.” Parkta yaşanan bir gecenin ardından hayatları paramparça olan iki insan, Magali Wiéner’ın kaleminde adaleti arıyor. “Evet ve hayırın sınırı nerede başlayıp nerede bitiyor?” Roman işte bu soru üzerine şekilleniyor ve polis, karakol, aşk üçgeninde “Suçlu” ortaya çıkıyor. Yaşamları derinden sarsan soruların peşinde uzun bir sorgu, bir yanıt arayışı “Suçlu”. Taşların Çığlığı/ Gilbert Sinoué/ Çeviren: Gönül Akgerman/ Can Yayınları/ 370 s. Gilbert Sinoué’nin Ortadoğu’nun yakın tarihini fon olarak kullandığı ikilinin son kitabı “Taşların Çığlığı”, Nâsır’ın Mısır’da yönetime el koyduğu 1956 yılıyla, barış yanlısı Yitshak Rabin’in fanatik bir Yahudi tarafından öldürüldüğü 1995 tarihi arasındaki zaman dilimini kapsıyor. Kırk yıllık bu süreçte bir yanda savaşlar, ekonomik bunalımlar, yükselen diktatörlükler ve terör eylemleri, bir yanda da kayıplara, acılara, yoksulluğa rağmen yaşama tutunan, özgürlük mücadelesi veren, barışa, dostluğa ve aşka inanan sıradan insanların sıra dışı yaşamları akıp geçiyor. İlk roman “Yasemin Kokusu”ndan tanıdığımız Mısırlı Lütfi, Filistinli Şahid, Yahudi Markus ve Iraklı ElNidal ailelerinin, tarihin akışı içindeki yolculukları bu romanda da devam ediyor. Düzelti/ Thomas Bernard/ Çeviren: Sezer Duru/ Yapı Kredi Yayınları/ 242 s. “Düzelti”nin kahramanı Roithamer hayatının son altı yılını, gönülden bağlı olduğu kız kardeşi için, ailesinden kalan araziye, ormanın tam orta noktasına matematiksel olarak kusursuzlaştırılmış Koni’nin inşasına vakfetmiştir. Koninin inşasının tamamlanmasının ardından kısa bir süre sonra kendi hayatına da son verir. Roithamer’den geriye kalan binlerce sayfalık, kâğıt parçalarına tutulmuş notlar, yazılar ve içinden çıkılmaz bir ana taslak Roithamer’in içine düştüğü ruhsal bunalımı anlama, anlamlandırma yolunda bulmacanın parçalarını oluşturur. Roithamer’in miras bıraktığı bulmacayı devralan isimsiz benanlatıcı, bu karmaşayı çözmeye uğraşırken, kendi algılamalarını damıtmakla ve taslakta yazılı metni düzeltmekle boğuşurken son adımda kendi ruhunu yadsımanın tek mantıklı çözüm olduğu so nucuna varır. Thomas Bernhard’ın başyapıtlarından kabul edilen “Düzelti” Sezer Duru çevirisiyle okuyucuların karşısında. Bu Şehir Güzelse Senin Yüzünden/ Nâzım Hikmet/ Çeviren: M. Melih Güneş/ Yapı Kredi Yayınları/ 72 s. Nâzım Hikmet’in Vera Tulyakova’ya gönderdiği kartpostallar bu özel kitapta bir araya geliyor. Nâzım Hikmet ve Vera 1955’te tanışmalarının ardından Ocak 1960’ta birlikte yaşamaya başlarlar. Bu süreç içinde Nâzım Hikmet, Vera Tulyakova’ya seyahat ettiği şehirlerden telgraflar ve posta kartları da gönderir. Vera Tulyakova Hikmet’in arşivinde ilk çalışmaları başlatan, Nâzım Hikmet’in edebî asistanı ve nikâhlarının tanığı Antonina Sverçevskaya’nın dikkatini çeken bu kitaptaki kartpostallarda Nâzım Hikmet’in kısa ve net cümleler kullandığı görülüyor. Şairin kitaplarına girmemiş bir şiiri de var ayrıca bu kartpostallarda. Prof. Svetlana Uturgauri’nin desteğiyle yapılan Türkçe çeviride, Nâzım Hikmet’in Rusçadaki üslubu da korunmaya çalışılmış. Yazılı Anlatım – Metin İnceleme ve Oluşturma/ Bâki Asiltürk/ İkaros Yayınları/ 432 s. Elimizdeki kitap, bugüne kadar değişik yazarlarca kaleme alınmış pek çok kompozisyon kitabından farklı bir yapılanmanın ürünü. Kitabın planlamasını, geçmiş yıllarda bu dersi alan öğrencilerde gördüğü temel eksiklikleri gözeterek gerçekleştiren Bâki Asiltürk; sadece yazı yazdırmayı değil, metni kavratmayı, Türkçenin anlatım özellikleri hakkında bilgilendirmeyi de amaçlıyor. “Yazılı Anlatım – Metin İnceleme ve Oluşturma”, hem meraklısına hem de okullarda bu dersi alan öğrenciler adına aydınlatıcı bir kitap. Kusursuz Enerji (!) Planı/ Yurttaş Mazlum Çoruh/ Kendi Yayını/ 446 s. İletişim: 0 (530) 870 22 23 “Ülkemizde, yıllarca büyük barajlar yaparak çok enerji üretip kalkınacağımız söylendi bizlere... Kimler mi söyledi? Ders kitaplarımız, bürokratlarımız, bilim adamlarımız, uygulayıcı mühendislerimiz, siyasetçilerimiz...” Elimize yeni ulaşan bu kitap, enerji hakkında tüm bilinenleri yerle bir etmek amacıyla yola çıkmış. Yurttaş Mazlum Çoruh, hidroelektrik santrallarla ilgili farklı bir perspektiften yola çıkarak okuyucuların zihinlerinde bugüne kadar yer edenleri yıkıyor. Büyük barajlarla büyük enerji sahibi olunacağı sözlerinin, ancak büyük bir yalan olduğunu dile getiren Çoruh, bugünlerde de gündemde olan bu konuya cesur bir bakış atıyor. Treni Durdurun/ Geraldine McCaughrean/ Çeviren: Tülin Sadıkoğlu/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 240 s. 1893 Cissy ve ailesi için yepyeni bir hayatın başladığı yıl olacaktı. Devletin Oklahoma’yı yerleşime açmasıyla bölgeye akın eden binlerce göçmenin arasında Cissy ve ailesi de vardı. Yolculuk çok zor şartlarda başladı. Yaz sıcağında bir trene doluşan insanlar saatlerce yol gittiler. Sonra da yetkililer tarafından kasaba olarak belirlenen bomboş bir arazide trenden indiler. Etrafta incecik akan bir nehirden başka bir şey yoktu. Ancak yerleşimciler umutsuzluğa kapılmak yerine azimle işe giriştiler ve kendi kasabalarını inşa etmeye başladılar. Şartlar ne kadar zor olursa olsun, geleceklerinin parlak olduğunu düşünüyorlardı... “Treni Durdurun”, Cissy ve ailesiyle bir? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1136
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle