Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ilgın Yıldız’dan öyküler Yaygaracı Ruhlar katini perçinler. Bahçedeki çalıları budamak canlarını yakacak bir iştir, ikisi de canlarını yakacak işlere girişmekten uzak tutarlar kendilerini; yabancılarla iletişime geçmek, yeni ilişiler kurmak da yıpratıcıdır. Sadakat üşengeçliğin sonucudur, üşengeçlerin en sevmediği şey de soru işaretleridir. İhanet için geride bırakılan bir içerinin varlığı gerekir mi? Geride bırakmak istedikleriniz de sizinle birlikte yola çıkıyorsa bir ihanet mi vardır yoksa dışarıda yeni bir içeri mi inşa edilir? “Sadakat” öyküsünün çifti dışarıya birlikte açılıyor, böylece geride bırakılandan söz etmek Ë Melike Belkıs AYDIN de olanaksızlaşıyor. “İki Ayaklı Sandalye” öyküsünde ise yakın arkadaş olan iki hanet bir merak giderme biçiçiftin arasındaki ilişki anlatılıyor. Tehlimidir. İçerinin varlığı yetersizkenin geleceği dışarıyı tanımlamak, dört leştiğinde dışarıda olan bitenkişilik bir içeride yeni bir içeri oluşturulde kalır aklımız, sadık olduğu maya çalışılıyorsa zorlaşabilir: Anlatıcımuz eski aidiyetlerin uyuşukluğun nın sevgilisi ile yakın arkadaşlarının sevdan bunalıp dışarıyı öğrenmek iste gilisi birbirlerine âşık olur. Terk edilenler riz. Yabancı dışarı, tanıdık içeri istemli bir içeriden daha sağlam zorunlu için bir gözdağıdır, ya korkup göriçeriyi kurar: “Paylaştığımız acı o kadar mezden geliriz ya da çağrıya kulak asarız. samimi ki sorulan sorulara yanıt verilmeMerakla korku arasında salınıp duran yebilir.” Sorulardan muaf olmak için çesarkaçlara benzeriz, merak ağır bastığınkilen acının içtenliği yeterlidir. Kurulan da dışarı, korku ağır bastığındaysa içeri yeni bağlar da koparılan eskilerinin gücü uzanırız. İçerinin aidiyetleri üstümüzden oranında içtenleşir. atmak istediğimiz yüklere dönüştüğünde Bir kişilik en çok kaça bölünebilir bileizlemek iyi bir avuntu sağlar. İhanetin mem ama bölünen kişiliğin parçaları geledilgen biçimi izleyerek, etkin biçimi ise dikleri bütünü simgelemeyi sürdürmek katılarak olur. İzleyici oradaymışçasına yerine bağımsız varlıklar gibi dolaşmaya yaşadığı sanal bir doygunlukla giderir başlarlarsa ortalıkta “İki” adlı öykünün merakını. Bir metin de yaşama ihanet et gazetecisi gibi şaşkınlık içinde kalabilirsimektir, yazar etkin, okursa edilgen bir niz. Bay Adealide’le bir söyleşi gerçekleşbiçimde yapar bunu. Okur üzerine kir tirmek üzere sözleştikleri eve giden gazesıçramadan yeni bir aidiyet alanı açar teci Remiz Hanım karşısında iki adet Bay kendine, sayfaların ardından yazarın yaAdelaide bulunca neye uğradığını şaşırırattığına ortak oluverir. Böylece ne içeri yor. Biri düşünceyi, öteki eylemi simgeleyi terk etmesi gerekir artık ne de cesur yen iki adet Bay Adelaide birbirini karbir ihanetin sonuçlarına katlanmak zoşıtlıklarla dengeleyen iki başlı tek gövdeli rundadır. Tüm sorumluluksa yazardadır bir ejderhaya benziyor. Biri düşünüyor günahı boynuna, o ayartmıştır okuru. biri yaşıyor, biri uyuyor öteki rüya görüMerak edilecek yeni bir yolu, yaşama yor, biri okuyor biri yazıyor. Çift kişilik ikincil bir seçeneği o sunar. yaygara da böylece başlıyor. Yaygaracı Ruhlar’daki “Sadakat” öyGizleyecek şeyleriniz varsa halı altları, küsünün çifti de gazete haberleriyle gide kapı arkaları, yastık altlarınız sık kullariyor dışarıya duydukları meraklarını. nırsınız, kulaktan kulağa kısık sesle koBodrum kattaki evlerinin çalılığa bakan nuşmak, kapıları kapamak âdetinizdir. penceresi yeterli izleme olanağını sunma Gizler hem gizlemeye ortak olanları hem dığından dışarıya açılan tek çıkar yolları de onlardan kuşkulananları birbirine gazetedeki tuhaf haberleri birlikte okubağlar, itiraf edilmedikleri ya da ortaya maktır. Dışarının ayartıcı çağrıları evde çıkarılmadıkları sürece de büyük bir dokurduğu güvenli yaşam için büyük bir kunulmazlıkları vardır. Çevrelerinde dögözdağıdır ama oyuna gelmez. Çiftin nüp duranlara büyük bir soluk alma alabağlılığı tüm koşulları yazılı olmayan söz nı sağlar. Bu yüzden gereklidir yastık ile leşmeler gibidir, karşılıklı sezgisel bir uz halı altları, kapı arkaları, ağza siper edilaşma vardır aralarında. İçten içe dışarılen parmaklar. “Gömülmüş” öyküsünde da olan biteni merak etseler de açıkça di de “halbuki bazı şeyler gömülü kalmalıle gelmeyen ama sezilen bir çekingenlik dır” diyor Ilgın Yıldız. Üstü örtülü olan bağlar onları birbirlerine. itiraf edilmediği ya da suçüstü yakalanOlası bir ihanetin sonuçları asla açıkça madığı sürece yalnızca sezilebilir. Kendikonuşulmaz ya da sadakat açık bir dayat ni metnine gizleyen yazarlar için de gemaya dönüşmez. En güçlü bağ sezgiyle çerlidir bu. kurulur. Bodrum kattaki ev gözlerden Okur sözcük sözcük tümce tümce arar uzaktır, gizliliğe işaret eder, bilinmeyen yazarın nerede durduğunu, oysa tek yaama sezilendir. Evin rehaveti çiftin sada pabileceği onu sezmektir. Hasan Ali Toptaş, Harfler ve Notalar’ın “Okuyucuya Mektup” bölümünde Ilgın Yıldız “sen de abartılacak kadar sıradan bir hayat yaşayan bu adamı bilme bence, çünkü her zaman için sezmek, bilmekten daha iyidir” diyor. Bulunduğu yeri söyleyip de okurunu arayan yazarlardan sıkılmadınız mı? Yazarın nerede olduğunu merak etmenize gerek yok sevgili okur, bazı şeyler bırakın da gömülü kalsın, siz onu sezin yeter! ? Yaygaracı Ruhlar’da insan ilişkilerine, gizli kalmış ya da bırakılmış duygulara, meraka ve tüm bunların dışarıdan nasıl göründüğüne dair hikâyeler var. İ Yaygaracı Ruhlar/ Ilgın Yıldız/ Sıcak Nal/ Komşu Yayınları/ 136 s. SAYFA 22 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1077