19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T ürkçe tutkunu okurum” Tarık Konal, şehirlerarası otobüslerdeki “bayan yanı” uygulamasıyla ilgili bir anısını anlatmış. 1983 yılında İzmir’den Bodrum’a giderken yandaki koltuğa oturan hanımefendi, “muavin” tarafından kaldırılıp başka yere oturtulmak istenince emre uymuş ve gösterilen yere oturmuş. Yolculuğun sonunda Tarık Bey, hanımefendiye, bu tür çağdışı bir buyruğa uymakla hem kendisini hem de onu küçülttüğünün ayırdında olup olmadığını sormuş. İşin bu “küçültülme” yanı ilginç. Görünürde otobüs firmaları kadınların namusunu koruyor; ancak bu uygulama, yanına kadın oturtulan erkeğin her an cinsel tacizde bulunabileceği varsayılmıyorsa neden yapılıyor olabilir? Sözde koruma altına alınan kadının da kendisini korumaktan aciz olduğu baştan kabul ediliyor. “Türk kadınının yanında bir ‘erkek’ yakını bulunmaksızın sokağa çıkamayacağı günler yakındır.” diyen Tarık Konal’ı fazla karamsar bulsam da en okumuş kadınlarımızın bile korumacı görünen bu buyurgan zihniyete karşı çıkmayı akıllarına getirmeyişlerine şaşmamak elde değil. nı kitaplarının çok önemli olduğunu düşünenlerdenim. A Kişi, yaşadıklarından geriye hiçbir şey bırakmamışsa hiç yaşamamışa dönmez mi? Kaim Elban’ın “Bir Eğitim Anıtı SAVAŞTEPE” adlı kitabını yayımlanmadan önce okudum; arka kapak yazısını da ben yazdım. Çok canlı bir biçemle aktarılan anılarda Kaim Hoca, Türk Milli Eğitimi’nin durumuyla ilgili sorusuna Bakanlık Müfettişi Feridun Bey’in verdiği yanıtı en sona bırakmış. Bundan neredeyse otuz yıl önce yapılmış saptama bugüne de ne yazık ki tümüyle uyuyor: “Siyasal iktidarlar Türk Milli Eğitiminden ellerini çekmedikçe hiçbir olumluluk beklenemez.” Bir dönemin eğitimcileri, o yorulmak nedir bilmez eğitim sevdalıları… Onlardan birinin, Anadolu’dan çıkıp Paris’te eğitim gören; ama orada kalmayıp yurduna hizmet etmek için geri dönen Mehmet Naci Ecer’in yaşamını, kızı, öykücü Seyhan Ecer yazmış: “Bir Eğitim Sevdalısı Mehmet Naci Ecer” (Elvan Yayınları). Hasan Akarsu, Kepirtepe Köy Enstitüsü’nden yetişen öğretmenlerle yaptığı söyleşileri “Kepirtepe Güneşleri” adıyla yayımladı. Bir “vefa” örneği olan kitap Öğretmen Dünyası yayınları arasında yer ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER “T 16 TEMMUZ PERŞEMBE almakta. Öğretmenlerin öyküleri olur da doktorların olmaz mı? Ayşe Engin Arısoy ve Emin Sami Arısoy’un birlikte yazdıkları “Yamanoğlu Aşiretinin En Büyük Oğlu Kerim” (İleri Yayınları) bir tıp öyküleri kitabı. Mizah öyküsü tadında, son derece eğlenceli öyküler… Zaten sekiz öykünün altısı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesince her yıl yayımlanan Mantar adlı gülmece dergisinde yılın öyküsü seçilmiş. ehmet Ali Sulutaş, beni gönendiren, taçlandıran bir şey yapıyor; her elektronik iletisinin altına ya da üstüne beM nim bir sözümü ekliyor: “Türkçenin feda edilmesine göz yumulmayacaksa en az laikliğe sahip çıkıldığı kadar Türkçeye de sahip çıkılmalıdır.” Son gönderdiği iletide, dil eğitmeni arkadaşı Celal Taşkıran’la konuştukları konuyu bildirmiş. Eski ve bildik bir tartışma bu: Kelime yerine sözcük mü denmelidir, söz mü? . “Kelime” yerine “sözcük” denmesinden pek çok kişi (hâlâ) rahatsız olmakta. TDK bile Arapça “kelime”nin yerine “sözcük” demeyi içine bir türlü sindiremediği için, “söz” demeyi yeğlemekte. Ancak Celal Taşkıran’ın dayanağı farklı, “ve, ki, ile, dek, hem” gibi ikiüç harften oluşan kelimelere “sözcük”, bunların dışındakilere “söz” denmesinin uygun olacağını düşünüyormuş Taşkıran. “Sözcük”ün sonundaki “cük” ekinin, küçültme eki olarak algılanmasından oluyor bu. Sulutaş da “Şirin ve küçük anlamında biricik, ufacık, tefecik dendiği gibi, sözcük dendiğinde de ‘küçücük’ kavramı ortaya çıkmaktadır.” diyor zaten. Böyle bir yapım ekimiz de olduğu unutuluyor. Yanımda bakabileceğim kaynaklar bulunmadığı için, yalnız aklıma gelen örnekler üzerinden gideceğim: “Bademcik”, küçük badem demek değil. Bir bitki ve hayvan adı olan “gelincik”, bir kumaş cinsi olan “bürümcük”, hatta “buldumcuk”… Kaldı ki “sözcük”teki ek, küçültme eki olarak algılansa da çok yanlış olmaz. En az iki sözcükten oluşan dil birimine “söz”, bunun küçüğü; yani tek kavramın karşılığı olan tek birimine “sözcük” denmesi çok uygun bir adlandırma gibi geliyor bana. Taşkıran’ın, “Eğer genelde ‘kelime’ yerine ‘sözcük’ dersek, o zaman ‘Sözlük’ yerine de ‘Sözcüklük’ demeliyiz.” diye dile getirdiği kaygıyı da paylaşamıyorum. Eğer her nesneye yaptığı işe göre ad veriyor olsaydık iğneye “diken”, dikene “batan”; kazmaya “kazan”, kazana “kızan” dememiz gerekirdi. ğur Bilge bildirmiş, ben de yazmıştım. Birkaç yıl oluyor. “Kabristanlık” yanlış! “Kabristan” demek yeterli. Bugün U baktım Ayvalık’ta belediye otobüsünün üstünde “Kabristanlık” yazıyor yine. Benzer bir yanlışı da B. Bayrak bildirdi. Yalova’da belediyeye ait bir tabelada “mezbahane” yazıldığını görmüş. Doğrusu elbette hepimizin bildiği şekliyle “mezbaha”. “Salhane” de denen “mezbaha”nın hemen hiç kullanılmayan bir adı da “kanara”. Türkçe olduğunu sandığım bu ad kullanılsa, “kabristan” yerine Türkçesi “gömütlük, sinlik” ya da Arapça “mezar”a getirilen ekle Türkçeleşmiş “mezarlık” sözcüğü kullanılsa andığım türde hatalar hiç yapılmazdı. eşitli yarışmalarla ilgili duyurular geliyor; ama köşeciğimde bunlara verecek yeri çoğu zaman bulamıyorum ya da Ç ben yer verinceye kadar yarışmaya katılım süresi doluyor. Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği’nin (ÇGYD) duyurusunda böyle oldu. (Proje Sorumlusu: Tülin Sadıkoğlu, [email protected], 0533 747 67 98) Diyarbakır’da Türkçe öğretmenliği yapan Zeynep Sipahioğlu’nun oluşturmaya çalıştığı kütüphaneye destek aramakta da böyle oldu. Ben harekete geçinceye kadar okullar kapandı. Yine de okulların açılmasına yakın bir tarihte gönderilecek kitaplar bu sevgili öğretmeni ve okumaya en çok gereksinmesi olan öğrencilerini çok sevindirir: Adres basit: Zeynep Sipahioğlu, Gözlü Köyü İlköğretim Okulu, Hazro Diyarbakır. Kadın Yazarlar Derneği’nin (KYD) duyurusunu ise eskimeden aktarıyorum: “Tanıklıklarla 12 Eylül / Anılarla Toplumsal Belleğimizi Yaşatalım” başlığıyla yapılmış çağrıda, “…toplumsal belleğimize sahip çıkma istemiyle, kadınların toplumu yeniden inşa etmedeki gücü ve etkisini de bilerek ve gözeterek biz KDY olarak tarihe bir de bizim gözümüzden bir kayıt düşürmek istedik.” deniyor. Yalnız kadın katılımcıların 12 Eylül’e ilişkin anılarından oluşacak derleme hakkında daha ayrıntılı bilgiye derneğin, “Refik Tulga Caddesi No: 11 Çamdibi İzmir” adresinden, (0232) 462 75 86 numaralı telefonundan ya da (0232) 462 32 19 numaralı faksından ulaşılabilir. ? www.feyzahepcilingirler.com / [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. 20 TEMMUZ PAZARTESİ 19 TEMMUZ PAZAR 21 TEMMUZ SALI 17 TEMMUZ CUMA B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Engin Turgut’un “57 Model Chevrolet ya da Küçük Caz Şarkıları” adlı deneme kitabından bir bölümün adını oluşturacak, bulmaca karelerindeyse aynı bölümden bir alıntı ortaya çıkacaktır. Dikkat: “Ü/71” harfi ipucu olarak yerine konmuştur. 1 C 2 K 3 H 4 H 5 H 6 L 7 I 8 H 9 H 10 C 11 K 12 H 13 I 14 L 15 C 16 A 17 C 18 J 19 C Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 57 12 4 27 21 3 44 I. “Easter ...” (Paskalya yumurtası). 20 F 21 H 22 H 23 B 24 L 25 C 26 C 27 H 28 J 29 E 30 E 13 56 7 31 K 32 L 33 E 34 A 35 K 36 C 37 E 38 K 39 D 40 C J. “... ile uslanmayanı etmeli tekdir / tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” (Ziya Paşa). 41 L 42 C 43 C 44 A 45 F 46 G 47 B 48 L 49 E 28 18 60 59 50 L 51 C 52 D 53 C 54 G 55 C 56 I 57 H 58 A 59 J K. “Selim gözleriyle görmüş gibi ... ediyor.” (Peyami Safa). 60 J 61 D 62 C 63 C 64 E 65 C 66 C 67 C 68 C 69 H Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “... Sanlısoy” (şarkıcı). 16 58 73 34 31 35 2 11 38 70 L 71 Ü 72 H 73 A 74 D 75 C 76 B 77 F 78 F L. “Mihail ...” (Yirmi Kapik, Çarın Pabuçları ve Talih İşareti adlı yapıtları da olan Rus hiciv yazarı). B. “ ... Üşümesi” (Adalet Ağaoğlu’nun bir romanı). D. “...! yüzümde titanic battı diyorum / seyir defteri! sana teşekkür ediyorum!” (küçük iskender). 45 20 77 78 6 24 50 32 48 70 14 41 76 23 47 G. “İkinci Yeninin Keşişi”ni simgeleyen harfler. 1014. sayının çözümü: A. YILKI ATI, C. “1949 eylül”ünde birader ... ... ... ... mohikanlar gibi ateşler yaktık sana taptık ulan unuttun mu sana taptık” (Attilâ İlhan). 61 74 39 52 E. Damla hastalığı, gut. 46 54 26 65 62 10 53 51 40 36 55 30 29 37 49 33 64 H. “ ... ... Hikayeler” (İzzet Yaşar’ın öykü kitabı). 19 75 17 67 15 42 1 25 63 66 68 43 F. Haiti’de yaygın olan din. 22 69 9 5 73 8 B. ÜNAYDIN, C. ZANKA, D. ÜNANİMİZM, E. MANN, F. DYLAN, G. EB, H. KALIT, I. İLBAY, J. KASIRGASI, K. ULUĞ BEY, L. YALITICI, M. URNANŞE. Şiir: “beni atın.. beni atın.. / cüzamlı sularda yunsun / yılanların bakışıyla / yıkandığım yüz. Metin Kaygalak” SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1015
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle