Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER ¥ ‘Soylu’ olmayan alternatif ise en kolayı: ‘Kişisel değerleri bir tarafa bırakarak çoğunluğa katılmak.’ Goncai Edep yalnız ‘cesur’ olmakla kalmıyor; toplumda hoşgörüye, barışa, düşünceye ve pozitif ilme dayanan değerler oluşturmaya da çalışıyor.” Şeyda Aysun Oğuz ve Sevengül Korkmaz’ın yayıma hazırladığı “Selanik’te Osmanlı Matbuatı: Goncai Edep”, bu cesur ve soylu çabayı aktarıyor. Doğu’m/ Bengü Ela/ Pupa Yayınları/ 166 s. “Azra evine döndüğünde seremoni ile şarabını kadehe doldurdu, yer minderine uzandı. Anadolu’nun dağında bayırında büyümüş bir çocuk için, aşk nasıl başka ise, Arap illerinde büyüyen için de inanmanın biçimi farklıydı. Kendisi yalçın bir kayadan tırmanıp, verimli bir ovadan batan güneşi izlemişti.” Bengü Ela’nın “Doğu’m”u aşka, özgürlüğe, kadın devrimini anlatan ve Azra öğretmenin kadınlara içkin gizil gücü keşfedişinin, kaybettiğini sandığı Tanrı’yı aşkla yeniden keşfedişinin öyküsünü sunuyor. Düşler ve Görüşler/ Ahmet Cafer Çelebiler/ Domino Yayınları/ 186 s. Ahmet Cafer Çelebiler “Düşler ve Görüşler”in önsözünde kitap ile ilgili olarak şunları diyor: “Edebiyat kritiği dersinde her kritiğin kendinin, iyi bir yazar olması gerekmediğini, hatta iyi kritiklerin kendilerinin yazar olarak pek başarılı olamadıklarını öğrenmiştim. Bu kitaptaki yazılar insanlar ve insanlık hallerinin kritikleri. Zamanlarımı, dünyalarımı, düşlerimi, görüşlerimi bulanık his perdeleri arkasından amatörce sihirbazlık yapmaya çalışarak paylaşmak istedim.” Islıkla Çalınan Öyküler/ Ekmel Denizer/ Cumhuriyet Kitapları/ 272 s. Ekmel Denizer öyküleri, bir yolculuk gibi. Sadece bir başlangıcı değil, sonu da olan bir hayatta, hayatın anlamı kadar huzurun sırlarını da arayan bir yolculuk... Denizer’in öykülerinde, onunla birlikte, tarlalarda, sokaklarda, parklarda, kule diplerinde, sınırları artık kaybolmuş semtlerde gezinebilir insan; Yenikapı’da, Kadıköy’de, Bakırköy’ün bir yerinde, artık suyu akmayan semt çeşmelerinin, yarı viran hanların, sahibini tanıttığı mezar taşlarının, doğanın gizlediği, bakmadan önünden geçtiğimiz nesnelerin, Samatya’daki birahaneye adını veren gülünç kelaynakların ve bir nesneler töreninin içine çekilebilir. “Islıkla Çalınan Öyküler” de bu özellikleri taşıyor. Şiir Konuşması/ Oktay Rifat/ YKY/ 372 s. “Azgelişmiş toplumların başlıca özelliklerinden biri de gelişmiş toplumlardan kültür dışalımı yapmalarıdır. Azgelişmişliği işleyen bütün toplumbilimciler bu özelliğin üstünde duruyorlar. Gözlem doğrudur ama eksiktir. Azgelişmiş toplumun sanata, bilime, tekniğe, felsefeye gereksinimi vardır, ama bu gereksinmeye ve bütün çabalara karşın kültür dışalımı gerçekleştirilemiyor. Sanatı ele alalım. Şinasi’den SAYFA 28 hatta daha öncesinden bu yana Batı sanatına özendik, öykündük, Batı sanatını doyurucu anlamda getirebildik mi? Sözgelimi 19. yüzyılın ikinci yarısında Batı’yı çılgınca saran simgeci akımdan Haşim’in mercan dallarıyla birkaç leyleğinden, Piyale önsözünden başka ne geçti elimize? Batı sanatının, Memet Fuat’ın deyimiyle ‘bir çatışmanın yani bir çöküşün ama aynı zamanda bir oluşun içinde bulunduğunu’ anlamak istemeyenler galiba bu kültüre yanaşamadıkları için karşı çıkıyorlar.” “Şiir Konuşması”, Oktay Rifat’In 1940’lardan 1980’lere uzanan, yaklaşık kırk yıllık düşünsel güzergâhını ortaya koyan yazılarını bir araya getiriyor. Mavi Yol/ Kenneth White/ Çeviren: Ömer Bozkurt/ Yapı Kredi Yayınları/ 184 s. “Entelektüel göçebeliğin geopoetika adını verdiğim yaklaşıma yol açtığı kesindir. Geopoetika, Yer ile birleşmenin güçlü ifadesidir. Halkları bölen her türlü siyasal ya da dinsel ideolojinin ötesinde, ortaklaşa sahip olduğumuz varlığı, demek ki üzerinde yaşamaya çalıştığımız, bunca değerli, bunca kırılgan, bunca gizemli güzellikle dolu Yer’i temel alan yeni bir kültürün temelidir.” Kenneth White, “Mavi Yol”la yaptığı gezilerden ayrıntıları okuyucularla paylaşıyor. Güneş Suya Ne Söyler/ Asuman Tümer/ Doğan Kitap/ 130 s. Van’ın Çakırsu köyünü basan PKK’liler Çoban Ali’nin babasını öldürürler, Ali de başından ağır bir yara alır. Bu olay, İstanbul’da yaşayan Köy Enstitüleri’nin son mezunlarından idealist öğretmen Hasan’ın, kızı Su Ulugöl’ün ve ünlü oyuncu Sırma Suden’in hayatını değiştirecektir. 1999 yılında “Ankara Öykü Günleri” çerçevesinde gerçekleştirilen “Oktay Akbal Öykü Yarışması”nda “Ayarı Bozuk Çayevi”, “Şakacı” ve “İkinci Perde” adlı öyküleriyle birinciliği kazanan Asuman Tümer, “Güneş Suya Ne Söyler”le kitapseverlerin karşısına çıkıyor. Uzak Atlı/ İdris Atmaca/ Dönence Yayınları/ 48 s. “İsyanlarını çıkar yaka cebinden çak kibritini öfkene/ omuzlarında emeğin maviliği ışılasın durma gülümse/ dolunayla yürüsen hiç yorulmasan başında yıldızlar/ uzak raflara sakla kitaplarını bir ibrahim kılıç bulamasın/ senin için bu yaz yağmuru böyle birden böyle çabuk/ ıslanır kirpiklerin ıslanır ıslığın gözlerinde hüzün ıslanır.” İdris Atmaca, “Uzak Atlı”yla şiirseverlerle buluşuyor. Musikişinas/ Boğaziçi Üniversitesi Türk Müziği Kulübü Yayınları Yılda tek sayı olarak yayımlanan ve Pan Yayıncılık tarafından meraklılara ulaştırılan “Musikişinas” adlı derginin Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğünü Fatma Öncel üstlenmiş. Yayın kurulu üyeleri ise Rıdvan aydınlı ve Elif Huntürk. Müzik tartışmalarına yer veren, musiki icracılarını anan, söz ve notaları yayımlayan dergiye Alper, Arslan, Erman Doğan, Münir Geden ve Ayşe Gür katkıda bulunuyor. Yirminci Yüzyılda Sanatı Okuyanlar/ Yayıma Hazırlayan: Chris Murray/ Çeviren: Suğra Öncü/ Sel Yayıncılık/ 318 s. Chris Murray’in yayıma hazırladığı “20. Yüzyılda Sanatı Okuyanlar”, Panofsky’den Gombrich’e, Wittgenstein’dan Adorno’ya, Sontag’dan Kristeva’ya çağımız sanatı üzerine düşünmüş birbirinden ilginç kuramcıların yapıtlarını ve yaklaşımlarını irdeliyor, sanata nasıl baktıklarını ve neden öyle baktıklarını inceliyor, önerdikleri yeni kavramları ele alıyor. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, antropoloji gibi farklı alanların birikimiyle yirminci yüzyılın görsel macerasına bakanları bir araya getiriyor. Neden Nasıl Düşünürüz?/ JeanPierre Changeux, Paul Ricoeur/ Çev.: İsmet Birkan/ Metis Yay./ 294 s. Beynin yapısı ve işleyişi hakkında bilgi edinmek kendi benliğimize dair bilgimize nasıl bir katkıda bulunur? Beynimizi tanımak günlük yaşamdaki deneyimimizi, dünyayla ve “öteki”yle olan ilişkimizi nasıl etkiler? Beyin ile düşüncebilinç arasında nasıl bir ilişki vardır? Estetik ve mistik deneyim sinir bilimlerinin inceleme konusu olabilir mi? Doğaya dayalı bir etik mümkün veya istenir bir şey midir? Bir sinir biyoloğu ile bir filozofu bu sorular etrafında, ilginç bir sohbette bir araya getirerek, görüşlerini doğa bilimleri ile beşeri bilimler arasındaki ”iki kültür” tabiriyle de anılan gelenekselleşmiş iletişimsizliği aşmaya çalışan “Neden Nasıl Düşünürüz?” adlı kitapta topluyor. JeanPierre Changeux’nün beyinle ilgili bilimsel açıklamalarıyla, Paul Ricoeur’ün ise engin felsefi birikimiyle zenginleştirdiği bu tartışmada dinden sanata, etikten toplumsal sorunlara kadar pek çok konuya değiniliyor. Charles Darwin’in Özyaşamöyküsü/ Derleyen: Francis Darwin/ Çeviren: Elif Gazioğlu, Selin Dingiloğlu/ Daktylos Yayınevi/ 114 s. “183738 yıllarında türlerin değişken ürünler olduğundan emin olduğumda, bu yasanın insan için de geçerli olabileceğini düşünmeden edemezdim.” Özyaşamöyküsünde böyle söylüyor Darwin. Charles Darwin’in “Türlerin Kökeni” adlı anıtsal eserinin yayımlanışının 150. yılında Francis Darwin’in yayıma hazırladığı “Charles Darwin’in Özyaşamöyküsü” adlı kitap, Darwin’i kendi ağzından ve oğlunun katkılarıyla anlatıyor. Edebiyat Sosyolojisi/ Ömer Naci Soykan/ Dönence Yayınları/ 234 s. Yazar, içinde yaşadığı toplumkültürün ve çağının ruhundan aldıklarını kendi ruhunun süzgecinden geçirip, yaratıcı gücü ile yapıtında ortaya koyar; edebiyatın yöntem ve teknikleriyle anlatısını gerçekleştirir. Sosyologun işi bu noktada başlar. O, deyim yerindeyse sanatçının yaptığı işi tersinden yapar. Önündeki yapıttan geriye doğru giderek onda edebi tarzda dile gelen toplumsal olanı sosyolog, bilgisel tarzda ortaya ko¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1009