Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
KİTAPÇI Güneşi Bile Tamir Eden Adam Behiç Ak / Resimler: Behiç Ak / Günışığı Kitaplığı / 2007 / 67s. /8–11 Renkli resimlemeleri ve kuşe kâğıdına özenli baskısıyla ilgi çekici bir kitap. Behiç Ak, kitabı hem yazmış, hem resimlemiş. Kedilere düşkünlüğüyle tanınan Ak’ın resimlerinde ille de sevimli bir kedi bakıyor okurlara. Çocuk kitabı yazarlığı ve çizerliğinin yanı sıra, oyun yazarlığı ve sanat yönetmenliği yapan Behiç Ak, 1982’den beri Cumhuriyet gazetesine her gün bant karikatür çiziyor. Kitaptaki bölümler: Çamaşır makinesi bozuk olan evde kavgadan geçilmez, Tamirci Kadir Bey’i sevmeyen var mı?, Tamirci Kadir Bey sorunu nasıl çözüldü?, Yaşasın! Artık istediğimiz her şeyi satın alabiliriz! ve Şahane bir yaz tatili nasıl yapıldı? Tamirci Kadir Bey, hemen her şeyi tamir eder. Bu yüzden ada halkı evindeki eşyaları atamaz, değiştiremez, yenisini alamaz, ancak sürekli tamir ettirir. Kadir beyin ağabeyi Muammer Bey ise adanın ciğercisidir ve kardeşi ile küstür. Ada halkı, artık modern eşyalar almak ve yaşam tarzını değiştirmek ister ama adada Kadir Bey varken, nasıl yapacaklar? Buna bir çözüm getirmek için güzel bir plan yaparlar. Planları işe yarar ama ada halkı, “Satın aldığımız yeni yaşam tarzı daha kalitesizse, niye onu satın alıyoruz ki?” (49 s.) diye sormaya başlar. Öyküde, eski eşyaların değeri vurgulanırken, yeni eşyaların tüketim aracı oluşuna da işaret ediliyor. Farklı karakterlerin işlendiği ve çok renkli ada halkının yer aldığı öykü, “İnsanlar kendilerini yenilerlerse, eşyalarını da yenilemiş gibi hissediyorlar…” (65 s.) iletisini de veriyor okurlarına. Benim Çevre Kitabım Ayşe Başçı / Resimleyen: Can Baytak / Kelime Yayınları / 2008 / 183 s. ( 9+ yaş) Tamamı renkli, çocukların anlayacağı bir dil ve kurguyla hazırlanan bir “çevre” kitabı... Tema Vakfı’nın da desteğiyle kitap, çocuklarda çevreye karşı duyarlılık ve bilinç uyandırmak üzere tasarlanmış. Toprak, erozyon, orman, su, hava, ve doğadaki her şeyin bir bütün olduğu, bu bütünlüğün neden korunması gerektiğiyle ilgili birçok bilgi var kitapta. Bu bilgiler, Doğa ve ailesinin bir pikniğe gitmek üzere yola çıkışıyla anlatılmaya başlanıyor. Piknikte karşılaştığı serçeler, Doğa’ya doğayı anlatmaya başlarlar. Doğanın nasıl kirlendiğini, oysa yaşam için ne kadar gerekli olduğunu... Ardından toprağın önemi SAYFA 22 A. Akal, M. Yener, Ç. Gündeş, N. Yılmaz ve oluşum öyküsü girer devreye, yine serçelerin ağzından... Doğa, solucandan da topraktaki humus tabakasının nasıl oluştuğunu dinler. Erozyonu ise. Güleç meşe ağacı anlatıyor... Yosun teyze ne anlatıyor acaba? Ya anlatılan sorunlara çare var mı, onu merak eden var mı? Çünkü kitap, yalnızca sorunları ortaya koymakla kalmıyor, çözümler de üretiyor Bölüm sonlarına, “Bunları biliyor musunuz?” başlığıyla ilginç bilgiler eklenmiş. “Yalnız 100 bin aile gereksiz yazışmaları durdurursa, her yıl 150 bin ağaç kesilmekten kurtulur.” Ya da “1 ton buğday üretilmesi için 1000 ton su kullanılır” gibi... Son sayfada ise, “Çocuk Sözü”. Bu sözü yalnızca çocuklar değil, büyükler de vermeli aslında... Çıkartmalı Dünya Atlası Resimler: Hilmi Şimşek / Görsel Tasarım: Uğur Bülent Serçelik/ Bulut Yayınları / Basım yılı: Belirtilmemiş / 28 s. (7+ yaş) Dünyamızda kaç kıta var? Bilenler söylesin, bilmeyenler öğrensin! Hatta o kadarla kalmayıp, hangi kıtada hangi ülkeler var, onu da öğrensin. Yooo, bu da yetmez! Kimi ülkelerin kendine has özellikleri var, bunları bulabilir misiniz? Örneğin Tac Mahal, nerede? Ya Pizza Kulesi? Big Ben saat kulesi? Çok mu kolay, o zaman Hitit Güneşi’ni bulun. Ya da Vikinglerin ülkesini… Kitabın ortasındaki dört sayfada 316 küçük çıkartma var. Bu çıkartmaları ait olduğu yörelere yerleştirmek de okurun eğlencesi olacak. Son dört sayfada da, ülkelerin bayrakları yer alıyor. Eğlenerek öğrenmek için… Sihirli Gözlük – İkinci Kitap Fatih Erdoğan / Mavibulut Yayınları / Resimleyen: Huban Korman / 159 s. / 2008 Fatih Erdoğan’ın yazdığı “Sihirli Dizi” nin 7. kitabı olan Sihirli Gözlükİkinci Kitap okurlarını çok bekletmedi. Ekim 2007’de çıkan Birinci Kitap’ı biraz anımsayalım: Aytül AKAL Emre sihirli gözlüğü ile her şeyin içini görebilmektedir. Öyle ki, cansız bir mankenin içine yerleştirilmiş bombayı görüp de yetkilileri uyarınca tüm ülkede ilgi odağı oluverir. Her şey bundan sonra başlar zaten. Bu olağandışı durum çok geçmeden kötü niyetli kişilerin de dikkatini çeker. Bir gün eve gelen iki adam Emre’ye bir kobalt taşı uzatıp içinde yazılanları okumasını ister. Sözüm ona çok önemli bir araştırma yapmaktadırlar… Kitap şu satırlarla bitiyordu: “Neyse ki…” dedi yüksek sesle. “Taşın içinde bir şey olmadığını söyledin. Artık bir daha karşılaşmayız…” Emre’nin babası bu sözüyle ne kadar yanıldığını henüz bilemezdi.” İkinci Kitap şu satırlarla başlıyor: Uzun boylu adam taksinin arka koltuğunda oturuyordu. Dizine yasladığı not defterine tane tane yazdı: Devil rocks, Angel falls “İyi akıl ettin!” dedi kısa boylu şişman olan “Nereye koydun?” “Şşşşt…” dedi uzun boylu. Eliyle kulağındaki kulaklığı oynattı “Öteki odaya geçtiler galiba. Ses zayıfladı.” Anlaşılan bu iki garip adam eve bir dinleme cihazı yerleştirmiş. Kobalt taşının içinde yazılı olanları öğrenmek neden bu kadar önemlidir? Aslında peşinde oldukları sadece taşın içinde yazanlar değildir kuşkusuz. İki yabancı çok geçmeden, bir kez daha gelirler Emre’lere. Bu kez yanlarında, profesör Barret da vardır. Ancak onun yorgun ve hırpalanmış hali Emre’yi iyice huzursuz eder. Hele, garip görünüşlü adamlardan birinin cebindeki tabancanın profesöre dönük olduğunu görünce… Profesör Baret evden ayrılmadan önce ne yapar ne eder bir kitap bırakır. “The Legend of Temiskaming AngelTemiskaming Meleğinin Efsanesi isimli bu kitap, bir türlü kavuşamayan genç âşıkların öyküsünü anlatmaktadır. Devil Rocks sözünün nereden geldiğine ilişkin ipuçları vardır bu Kızılderili öyküsünde. Gece babasının sesinden dinlediği bu öykü ile derin bir uykuya dalan Emre sabah kendini bambaşka bir yerde bulacaktır. Yanında o iki yabancı ve profesör Barret vardır. Emre neler olduğunu anlamaya çalışırken anne ve babası da çocuklarını sağ salim bulma çabasındadır. Emre, bu adamların elinden kurtulabilecek mi? “Devil rocks, Angel falls” ne demektir? Anne ve babası ona nasıl ulaşacak? Kötü niyetli yabancılar neyin peşinde? Merak edenler için adres belli… Dileriz Fatih Erdoğan dizinin üçüncüsü için çok bekletmez okuyucuları. Uzaylı Çocuk Ulya: Topkapı Sarayı’nda Nuran Turan / Resimler: Gökçe Akgül/ Erdem Yayınları/ 2008 / 88 s. ( 9+ yaş) Öğretmenleri, dünya tarih bilgilerini geliştirmek üzere, öğrencilerinin 300 yıl önceye gitmelerini ister. Uzaylı çocuk Ulya, Topkapı Sarayı’na gidecektir. Topkapı Sarayı’na ulaştığında, manolya ağacının tepesine kurulup, çevreyi izlemeye başlar. O sırada bir hıçkırık sesi duyar. Kim ağlamaktadır? Bu noktada, 9–10 yaşlarında zenci Ute’nin öyküsü girer devreye. Orta Afrika’da bir ülkede kralının oğlu olan Ute, köle tüccarları tarafından kaçırılıp, Topkapı Sarayı’na getirilmiştir. Ute, evinden, ülkesinden uzakta, mutsuzdur. Ulya, beyinsel iletişim kurarak onun bütün yaşamını öğrenir ve mutsuzluğunu hafifletmeye çalışır. Ute’nin yaşamının nasıl olacağını çok merak eder ve bir süre onu izlemeye karar verir. Ute çok iyi bir binicidir. Bu sayede şehzadelerin sınıfına alınır ve Şehzade Süleyman’a at binmeyi öğretir. Günler günleri kovalar ve sarayda sünnet hazırlıkları başlar. Sünnet elbiseleri, ziyafet sofraları, cambazlar, sihirbazlar, masal anlatıcılar, kuklacılar, gölge oyuncuları... Hepsi birer birer öyküye katılır. Ulya, bunları yalnızca seyretmekle kalmaz, kendi gezegenine götürüp başkalarına göstermek için, ışık topuyla tüm sünnet düğününü kaydeder. Işık topu da ne mi? Artık bundan sonrasını da kitaptan okusun Ulye’yi ve Ute’yi merak eden okurlar... İlginç grafik tasarımıyla özgün bir kitap bu. Önce Dünya haritası, ardından İstanbul haritası, derken Topkapı Sarayı’nın grafiği... Ve sonra öykü başlıyor. Kitabın yazarı Nuran Turan uzun yıllar gazetecilik yaptıktan sonra, çocuk kitabı yazarlığında karar kılmış. Aynı zamanda aile şirketinde yöneticilik de yapıyor. Çizer Gökçe Akgül ise, farklı tekniklerde hazırladığı animasyon ve kısa film çalışmalarını sürdürürken, çocuk kitapları da resimliyor. Bu kitap, bir dizinin başlangıcı sanki... ? “Küçük Kertenkele”, Aytül Akal, Uçanbalık Yayınları, 1998 Resimleyen: Mustafa Delioğlu “Die kleine Eidechse/El Lagartito”, Aytül Akal, Talisa Verlag, 2008 Resimleyen: Mustafa Delioğlu, Çeviri: Aylin Keller, Ramona Wolff “Küçük Kertenkele”, Aytül Akal’ın çocuklar için yazdığı ilk masal. Bu masalın ardından yazar onlarca masal yazmış ve farkına bile varmadan kendisini çocuk edebiyatında buluvermiş! Küçük Kertenkele, çocuklara başkası gibi olmayı değil, kendisi olmanın önemini anlatan bir masal. 2006’da Talisa Verlag tarafından Almanca / Türkçe olarak basılan kitap, 2008’de, Almanca / İspanyolca olarak Alman ve İspanyol çocuklarla buluştu. ? Dünya Çocuklarına Merhaba Sevgili yazarlar ve yayınevleri, dünya dillerine çevrilmiş çocuk ve gençlik kitaplarınızı bize de haber verir misiniz? (iletişim: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com) CUMHURİYET KİTAP SAYI 950