24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ROMAN ÖDÜLÜ: Mehmet Anıl ‘Yazmak, teslim olmama adına bir eylem biçimi’ ka müdüründen hamala, müsteşardan bekçiye kadar değişik profilden bireylerle bir arada olduğunu söyleyen Anıl, “On beş yılı bulan iş hayatımda bu kişilerle aynı sofralarda oturdum. Yaşam kavgasının tam orta yerindeydim. Bu süreç içerisinde her anı ayrıntısıyla gözlemledim. Ailemin yönlendirmesiyle küçük yaşlarda edindiğim okuma tutkusunu yazıya döktüğümde, çantamda büyük bir hazine daha vardı. O da, çalışma hayatımda edindiğim izlenimler” diyor. Mehmet Anıl’ın, ilk roman dosyası hâlâ yayımlanmayı bekliyor. İlk kitabı Geri Gelmemek Üzere 2004 yılında okurla buluşmuştu. Bir deniz fenerinde yaşayan fenercinin, yalnız yıllarını aktardığı kitabıyla eleştirmenlerin ilgisini çekti. Roman karakterinin yanı sıra mekâna kattığı anlam ön plana çıkarken, okurları sordular: “Sen bu mekanda bulundun mu?” Hayır yanıtını verdi bunu soranlara, “Asıl olan, sana hazır halde gelen okuru sıkmadan, aktarılanın içine çekmektir” dedi ardından. Yayımlanan ikinci romanı Bitik. Üçüncü romanıyla Yunus Nadi Roman Ödülü’nü almaya hak kazanan Anıl’a, “Daha yolun başında hızlı bir giriş mi edebiyat dünyasına?” diyecek oluyoruz, “Ben kendimi yazma eylemine adadım. İş hayatından sonra kendime beyaz bir sayfa açtım ve bu sayfanın lekelenmesini istemiyorum. Tüm enerjimle yaşadığım çevreye, ülkeme, bireylerine ve gelecek kuşaklara artı değer katma adına bildiğim yolda yürüyorum” yanıtını veriyor. Anıl, küresel sermayenin tek düze insan yetiştirdiğini ve bunun kendisini de rahatsız ettiğini vurgulayarak şunları söylüyor: “Günümüzde Şanghay, New York olmuş durumda. Çin neresi, ABD neresi? Ama küreselleşme o denli etkili ki, binlerce kilometre uzağı bile, kendisine dönüştürebiliyor. Bu süreçten ülkemiz de olumsuz etkileniyor. Yerel değerlerimiz günden güne daha fazla erozyona uğruyor. Kendi payıma bir şeyler yapmalıyım diyorum. Yazmak, teslim olmama adına bir eylem biçimi benim için. İflas ettikten sonra kolay yolu seçip bir şirkete genel müdür olabilirdim. İdeallerim vardı ve bu uğurda yürümek için yazı emekçisi olmayı seçtim.” ÖNEMLİ OLAN... Pembe Otobüs, Mehmet Anıl’ın, kendisine dert edindiği küreselleşme sürecinde bireyin değerlerinden koparılmasını, yerel motiflerin birer birer tekdüze yaşamın altında ezilmesine tepki romanı. 12 Eylül öncesinden başlayarak günümüze gelen aşamayı başta “Demir” karakteri olmak üzere, yakın arkadaş çevresi üzerinden veriyor yazar. Zamanın değişen hallerinin yanı sıra “Demir”in savrulmuşluğuna “iyi”nin masumiyeti ekleniyor. Bu ve buna benzer pek çok renkli çizgide akan yapıtın içine girdikten sonra soruyorsunuz: “Siz bu romandaki karakterleri bire bir yaşadınız mı?” Yanıtı kısa ve net. “Hayır” diyor. Ardından da ekliyor: “En önemli olan, yazar bunu gerçekten yaşadı mı hissini verebilmektir.” Pembe Otobüs‘e, salt siyasi roman demenin haksızlık olacağını söyleyen Anıl, “Tamamen siyasi bir roman değil Pembe Otübüs. Evet 12 Eylül günlerini de kullandım ancak sadece bu gözle bakılmamalı yapıta” diyor. 30 YIL ÖNCESİNDEN... 12 Eylül öncesi İstanbul’da lise öğrencisi olduğunu söyleyen Anıl, bombaların patladığı sokaklar, tankların kapı önünde beklediği okul, vapurdan inerken yapılan üst, baş araması, muhalif yayınları okuyanlara uygulanan şiddet gibi olguları unutmasının mümkün olmadığını söyleyerek, “Toplum 30 yıl öncesinden baskı ve kıskaç altına alındı. Şimdi bu kıskaç ortamının başka bir boyutunu yaşıyoruz. Adına küreselleşme dediğimiz, yereli yerle bir eden bir süreç var karşımızda. Bireyi köklerinden koparma üzerine kurgulanan, insanları her geçen gün daha yalnızlaştıran bir dönem bu. Pembe Otobüs‘ün yolcuları yaşananlardan rahatsızlık duymayanlar diyebilirim. Muhalif olanların bu otobüste yeri yok” diyor. İmge gücü roman karakterinin baskın özelliği olan Anıl’a göre, “okur kitaba başlarken inanmaya hazır”. Okurun zihninde soru işaretleri bırakmadan düşüncelerini aktarma yolunu seçtiğini vurgulayan yazar, “Bu aşamada imgeler boy gösteriyor” diyor. Okuru fazla yorma taraftarı olmadığını dile getiren Anıl, zamanlar arasında gezinmeyi sevdiğinin altını çiziyor. Bunun romana hareket kattığını söyleyen yazar, mütevazılığı elden bırakmadan editörü Faruk Duman’ı anmadan geçmiyor. Yazma eylemi sırasında çok sıkıştığı anlar olduğunu vurgulayan Anıl, “Bu hallerimde, iyi ki editörlük mesleği var diyorum. Sıkıştığım anda, oku bakalım Faruk diyorum. Ben kendi başıma yazdığımı defalarca okusam, tarafsız bir gözle bakamam ve ilk başladığım yerde dururum. Editörlük kitaba çok şey katıyor. Ayrıca yapıt zaten senin, niye editörden faydalanmayasın ki” diyor. Yunus Nadi ödülüyle onurlandığını dile getiren Mehmet Anıl: “Yunus Nadi Ödülü alanların listesinin yer aldığı günkü gazeteyi açar, günün birinde bu ödülü ben de alsam diye hayaller kurardım. Hayalim gerçek oldu. Bu çok büyük bir mutluluk. Emeğimin Yunus Nadi adıyla taçlandırılması gönencimdir.” ? Pembe Otobüs/ Mehmet Anıl Can Yayınları/ 270 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 950 Mehmet Anıl, üçüncü romanı Pembe Otobüs‘le 2008 Yunus Nadi Ödülleri’nde, en iyi roman ödülünü aldı. Pembe Otobüs, Türkiye’nin 12 Eylül öncesinde yaşadığı siyasi, etik karmaşa sırasında yetişmiş kuşakları anlatıyor. Romanın anlatıcısı, üniversite sıralarında bıraktığı arkadaşlarını, aralarından birinin intiharı üzerine, bir araya getirir ve ortaya sürprizlerle dolu, gerilimli bir roman çıkar. Ë Ozan YAYMAN endini, edebiyata adayan bir yaşam onunki. Okumak; yazmak için okumak eylemini ve ardından yazma işini yaşamının odağına oturtan Mehmet Anıl sözü edilen. İzmirli yazar Mehmet Anıl’ın, Pembe Otobüs adlı yapıtı Yunus Nadi Roman Ödülü’yle taçlandırıldı. Yazarın edebiyat tutkusu, kitabının girişinde “Mehmet Anıl 2001 yılından bu yana sadece edebiyatla ilgilenmektedir” vurgusuyla ifade ediliyor. K Peki 2001 yılına kadar ne yaptı Mehmet Anıl? İş hayatındaydı. Çalışma yaşamının yazarlık serüvenini besleyen en önemli unsur olduğunu üzerine basa basa vurguluyor yazar. 1962 İzmir doğumlu olan Mehmet Anıl, Saint Joseph Koleji’ndeki eğitiminin ardından Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni bitirdi. Ardından AIESEC bursuyla İtalya’da Credito Italiano Bankası’nda staj yaptı. Türkiye’ye dönüşüyle birlikte, 1989 yılında tekstil şirketini kurdu. İşletmelerinde, bir dönem 800 kişiyi istihdam ediyorlar. Derken 2001 yılı geliyor ve ülkenin yaşadığı ekonomik kriz onları da etkiliyor ve iflas ediyorlar. Bu süreçte hayatında bir başka değişiklik daha oluyor. Evliliğini sonlandırıyor. Bu süreci kısa ve öz biçimde özetliyor Anıl: BEYAZ BİR SAYFA... “Hayatıma beyaz bir sayfa açacaktım ve bu sayfa yazı işçiliği oldu. Kendimi yazı yoluyla ifade etmeyi seçtim ve bu durumdan fazlasıyla memnunum”. Mehmet Anıl, 2001 yılına kadar toplumun değişik katmanlarından insanlarla bir araya geldiğini aktarıyor. Ban SAYFA 16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle