Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Işık Öğütçü ile Orhan Kemal'i ve yapıtlarını konuştuk Okunacaksın Orhan Kemal... Yeniden, yeniden ? Gamze AKDEMİR nemli Not!”u yayıma hazırlarken hangi duygularla hareket ettiniz? Büyük bir yazarın anısına saygının yanı sıra 'tamamlanmamış eseri' örneği olarak gelecek kuşaklara ve araştırmacılara kaynak olmasını amaçladım. Bu dokümanların pek çoğu mevcuttu, 2000 yılında ailenin ortak kararıyla Orhan Kemal Müzesi'ni açtığımızda bu tür çalışmaların, belgelerin gün ışığına çıkacağı da aşikârdı, fakat çeşitli yerlerde, bölük pör“Önemli Not! çüktü ve toparlanması, değerlendirilBu dosyada Murtaza'nın mesi için tam zamanlı yoğun bir çalışikinci cildini yürütecek olan ma gerekiyordu. Müzeyi açarken bu müsveddelerle, 47. sayfaya yoğun tempoya girince süreç işlemeye kadar tape edilmiş bölüm var başladı. dır. Tape edilmiş bölüm üç Bu süreç size neler kattı? Babamı çok daha iyi tanıdım. nüshadır. Geziden dönüşte de Orhan Kemal'in 'not'unu açar mısıvam edilecektir. (Tabii kısmetnız? Neler düşünüyordu “Murtaza 2” ve se… ki elbette kısmettir.)” “Ö “93 Harbi”nin gelecek örgüsü için? “Murtaza 2”de bizlere anlattığı kadarıyla, “Müfettişler Müfettişi” ve “Üçkâğıtçı”nın kahramanı milletvekili Kudret Yanardağ ile Murtaza'yı Ankara'da, Meclis'te karşı karşıya getirecekti. “93 Harbi”ni ise ki kendisi buna “Romancının Romanı” da diyordu, hayli uzun bir roman şeklinde tasarlamıştı. Babaannesinden başlayarak, Osmanlı dönemindeki Jön Türkleri, aydınların kanunsuzluklara karşı hareketlerini, babasının yaşam serüveni içinde Osmanlı Devleti'nin çöküşü, Milli Mücadele, Kurtuluş Savaşı'yla birlikte Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması, babasının siyasi çalışmaları, yurtdışına gidişi, demokrasiye geçiş, çok partili dönem, 67 Eylül olayları, 1960 İhtilali, yaşasaydı 1970'ten sonraki tüm siyasi olaylar da içinde olacak şekilde dört ciltlik bir sel roman düşünüyordu. Ben de tüm bunlardan hareketle bu çalışmayı yaparken özgün metne sadık kalmaya çalıştım. Orhan Kemal Böyle yazıyor 2 Nisan 1970 tarihinde, kendisine düştüğü notta Orhan Kemal. Ama notun sonunda umduğu üzere kısmet olmaz devam etmek ne yazık ki. O gezide yaşamını yitirir. “Murtaza”yı tamamlamak ise oğul Işık Öğütçü'ye kısmet olur. Işık Öğütçü gelecek kuşaklara ve araştırmacılara ışık tutması, kaynak olması amacıyla sadece “Murtaza 2”yi değil, Orhan Kemal'in bitiremediği bir diğer romanı olan “93 Harbi”ni de yayına hazırladı. “Önemli Not” adıyla. Everest Yayınları tarafından yayımlanan kitapta, sadece bu iki romanı sunulmuyor Orhan Kemal'in, çeşitli tarihlerde çeşitli konular hakkında yazdığı düzyazıları da yer alıyor. “Önemli Not!”, yarım kalan iki romanının gidişatı konusunda nefeslerimizi tuttururken düzyazılarıyla Orhan Kemal'in düşünce zenginliği, yaşama, sanata, eleştiriye bakışını da tazeliyor belleğimizde. Işık Öğütçü ile Orhan Kemal ve “Önemli Not!” üzerine konuştuk. SAYFA 20 Yaşamda sıradan olan veya olmayan hiçbir anı ıskalamamış. Sokaktan geçen biri mesela, içimizden biri ya da bizle alakası olmayan biri fark etmez ki fark etmemiş, hep notlamış Orhan Kemal. Bunlar da bir bilgibelge cenneti olsa gerek? Kesinlikle, küçük küçük defterleri var babamın. Bu not defterlerinden öyküler çıkarıyor, romanlarına pasajlar ekliyor. Hepsi farklı konular, farklı karakterler. “Önemli Not!”taki yazılarından birinde diyor ki; “Bütün hayatım pratikle, tecrübeyle geçti. İnsanların arasında yaşadım. Sokakta yürürken, tramvayda, otobüste, parkta, kahvede nerede olursam olayım bir konuşma duyduğum zaman bundan işlenecek bir şeyler çıkartıyorum.” Evet, inanılmaz bir gözlemci. Düşünce yapısına baktığımızda da o dönemin en önde gelen toplumcu yazarlarından biri tabii. Kitaplarına ilk kez işçiyi, kadın unsurunu, gençlik mücadelelerini sokuyor, kalemini sakınmıyor. Yazarın halktan biri olduğunu, halkın içinde yaşadığını, halkın gören gözü, duyan duyusu ve söyleyen ağzı olduğunu ifade ediyor. Ve bunlar ilk. Bu ilkler yazarları, sanatçıları tarih boyunca hep ölümsüz kılmıştır. “Önemli Not!”un oluşumunda da daha bir fark ettiğim bu gerçekler harekete geçirdi. “Önemli Not!”, 'Orhan Kemal nasıl yazdı, hangi duygularla yazdı, nelerden etkilendi, yaratısını neler harekete geçirdi' sorularının yanıtlarının zihnimde daha netleşmesini, daha içselleşmesini sağladı. NESİR ADAMI Oğul babayı kıskandı mı hiç? Kıskanmamak elde değil. Eserlerine o kadar da hâkim olmadığım zamanlarda 'Roman güzel gidiyor, ama bu tempoda eninde sonunda bir yerde takılıp kalacaksın. Yani kayaya çarpacaksın' diye düşündüğüm olurdu. Onu daha iyi tanıyıp okumaya devam ettiğimde ise bir bakardım, iki kelime sürpriz iki cümleyle olayı öyle bir döndürüp başka yere gönderiverirdi ki o kıvraklığa hayran olmamak imkânsızdı. Birçok yazar o kayaya çarpar orada, tıkanıp kalır. Düzeltebilmek için de iki yıl düşünür. Ben düşünüyorum doğrusu. Babama bir söyleşisinde 'En kolay yazdığınız eseriniz hangisidir?' diye sormuşlar. 20 günde “Vukuat Var”ı yazmış. Sen bir şey yazmıyor musun diye soruyorlar. Şimdi ben ne yazarsam yazayım, önümde Orhan Kemal gibi bir dağ var. Babam da Nâzım'a aynen bunu söylemiş; 'Ben şair olamazdım çünkü önümde kocaman bir Nâzım Hikmet var.' Bursa Cezaevi’ndeyken Orhan Kemal'i yazıya yönlendirenin Nâzım olduğunu biliyorduk ama kitaptaki 15 Eylül 1953 tarihli yazısında ise ayrıntılarıyla öğreniyoruz. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 898