03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yunus Nadi 2007 Karikatür Ödülü: Ali Şur ? sızlık olmaması için Harran'dan uzaklaştım ve sulamadan yararlanan çevre köylerde çalışmayı devam ettirdim. Onun dışında, alan araştırması sürecinde, her 3 yerleşim yerinde herhangi bir sorunla karşılaşmadan çalışmayı rahatlıkla sürdürdüm ve büyük bir samimiyet ve sıcaklıkla karşılandım. Ama bir akademik kaygı da yaşadım. Araştırmayı yaparken, bu çalışmanın kendilerinin sorunlarının çözümüne katkısı olacağı düşüncesiyle görüştüğüm herkes bana içtenlikle sorunlarını anlattı, beni sanki onların sorunlarını çözecek bir görevli gibi karşıladı. Çalışmanın onlara katkısının belki çok uzun bir süre sonra olacağını anlatmam uzun zaman aldı. Öyle ki toprak reformu için görevlendirildiğimi, topraksız olanları belirleyerek toprak dağıtmak için bu çalışmayı yaptığımı düşünenler olduğundan, başlangıçta görüşme talebi çok oldu; “bizi de bizi de yaz” diye... Sonra bu çalışmanın yapılış amacının anlatılması ile biraz daha isteksizlik gündeme geldi. İLGİNÇ OLAYLAR... Çalışma süresince ilginç olaylarla karşılaştınız mı? Harran'da beni etkileyen bir olay oldu. Bir evde hane halkı reisi ile görüşüyorum. Tam görüşme esnasında kapı çaldı. Komşunun biri “Çocuğunuz olmuş” dedi. Ben onun üzerine, “Görüşmeyi bırakayım, lütfen çocuğunuzun, eşinizin yanına gidin” dedim. “Gidemem” dedi. Neden olduğunu sorunca; “Biz berdel evliliği yapmıştık. Karşı taraf anlaşamadığı için eşim de baba evine gitti. Bu yüzden başlık parasını denkleştirebilirsem, eşimi eve getirebilirim. Bunun için de pamuktan para kazanmayı bekliyorum” dedi. Yunus Nadi Ödülü'nün sizin için anlamı nedir? Her şeyden önce, Cumhuriyet gazetesinin kurucusunun adına düzenlenmiş bir ödülü almak bana büyük bir mutluluk, onur ve gurur verdi. Ayrıca, ben bu çalışmamı, yetişmemde büyük paya sahip, yaşamımda çok büyük anlam ve değeri olan, iki aydın insana adamıştım. Ağabeyim Prof. Dr. Raif Güler, yengem Prof. Dr. Hülya Güler... Adadığım çalışmayla Yunus Nadi Ödülü'nü almam bana daha büyük mutluluk verdi. Son dönem çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Yaşamın Suyla Dansı: Barajlar ve Sürdürülebilir Kalkınma'yı tamamladıktan sonra TÜBİTAK tarafından desteklenen “GAP ve Zorunlu Göç: Karakaya Barajı Nedeniyle Konya/Yenikent'e ve Didim/Denizköy'e Yeniden İskân” başlıklı projenin yürütücülüğünü yaptım ve 2007 başında bitirdim. Şu anda TÜBİTAK tarafından desteklenen “GAP Bölgesinde Karşılaştırmalı Sosyal ve Ekonomik Yapı Araştırması” konulu projenin ekibinde yer alıyorum. Ayrıca, Hacettepe Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Mete Yıldız ile yaptığımız köy web siteleri ile ilgili çalışmayı genişletip, bu yıl içinde kitap olarak yayımlatmak üzerinde çalışıyoruz. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İsmet Parlak ile birlikte de yine bu yıl yayımlanacak bir kitap için “Görünmeyen Gerçekten Görünen Gerçeğe Doğru Kitle İletişim Araçları” başlıklı bir bölüm yazdık. ? Yaşamın Suyla Dansı: Barajlar ve Sürdürülebilir Kalkınma/ Dr. Zuhal Güler Parlak/ turhan Kitabevi/ 318 s. SAYFA 12 ‘En büyük hayalimdi gerçek oldu’ ? Zeynep ŞAHİN der misiniz? Karikatür çizmeye, 1979’da başladım. Çalışmalarım, Gırgır dergisinin “Amatör” köşesinde yayımlanıyordu. Öğrenciydim o dönemde ve para da kazanıyordum. Sonra askere gittim. Döndüğümde Oğuz Aral’dan teklif aldım. Benim için çok büyük bir şeydi ama gittiğim ilk gün hayal ettiğim şeyle karşılaşamadım. Oğuz Aral, şunu çiz bunu çiz diyen, sert bir insandı. Açıkçası korktum ve doğruyu söylemek gerekirse daha ilk gün kaçtım. “Ben aşağı kadar iniyorum” dedim ve dönmedim; kimseyle vedalaşmadan, bir şey söylemeden gittim. Şimdi düşünüyorum da acaba orada kalsam daha mı iyi olurdu... Sonra portre karikatüre başladım, 18 senedir çiziyorum. Yazın Bodrum’da, kışın Armada’da portre karikatür çiziyorum. Yaşamımı bununla kazanıyorum. Ayrıca, Karikatürcüler Derneği’nin çıkardığı “Karikatür” isimli dergimiz var, her ay ona çiziyorum. Piyasada satılmaz ama karikatüristlere ulaşır ve camiada çok bilinen bir dergidir, 12 yıldır çıkıyor. 28 yıllık karikatür yaşamınız, size Yunus Nadi Ödülü’nü getirdi... Bu ödül, Ali Şur için ne anlam ifade ediyor? Aydın Doğan Karikatür Yarışması Başarı Ödülü, Brezilya, Belçika, Küba gibi ülkelerin karikatür yarışmalarında büyük K arikatüre başlama öykünüzden ve bugünkü çalışmalarınızdan bahse Karikatürist Ali Şur, 12. kez katıldığı Yunus Nadi Karikatür Yarışması’nı bu yıl kazanan isim oldu. Bir sinema sanatçısı için Oscar ne ifade ediyorsa, bir karikatürist için de Yunus Nadi Ödülü’nün aynı anlama geldiğinin altını çizen Şur, “En büyük hayalimdi, gerçek oldu. Çok onur verici” dedi. Yaşamını kışın Ankara’da, yazın Bodrum’da çizdiği portre karikatürlerle kazanan Ali Şur, 28 yıllık sanat yaşamı boyunca 12 kez katıldığı Yunus Nadi Karikatür Yarışması’nı bu yıl kazanan isim oldu. Bugüne değin, ulusal ve uluslararası yarışmalarda 70’e yakın ödül kazanan Şur, henüz amatör çalışmalar yaptığı dönemde usta karikatürist Oğuz Aral’dan Gırgır’da çizmesi için teklif almış ama başladığı ilk gün kimseye haber vermeden dergiden kaçmış... Her ay Karikatürcüler Derneği’nin çıkardığı dergi için çizen Şur, şu sıralar çevre konusunu ağırlıklı olarak işleyeceği 2. kitabının da hazırlıklarını yapıyor. Ali Şur ile 30 yıla yaklaşan karikatür yaşamını, Yunus Nadi Karikatür Ödülü’nü ve karikatür dünyasını konuştuk... ödüller aldım. 70’e yakın ödülüm var. Yunus Nadi Karikatür Ödülü için ise 12 senedir başvuruyordum. Kazandığımda inanılmaz sevindim ve heyecanlandım. Çünkü tüm karikatüristlerin hayalidir, Yunus Nadi Ödülü’nü almak. Özgeçmişinizde ilk sıraya koyarsınız. Sinema sanatçısı için Oscar ne ise bizim için Yunus Nadi Ödülü de odur. Benim de en büyük hayalimdi. Kazanmak çok onur verici. Ödülün Cumhuriyet aracılığıyla verilmesi ise ayrı bir gurur kaynağı. Çünkü bugün Türk basını içinde, Cumhuriyet çok ayrı bir yere sahip. Cumhuriyet’e büyük görevler düşüyor ve ben, bunları layıkıyla yerine getirdiğine inanıyorum. Peki, Türk basınında karikatür sanatına ayrılan yer nedir? Basın karikatürcüleri dışlamış durumda. Çoğu karikatürist işten çıkarıldı. Karikatürcüler çizecek yer bulamadığı için yarışmalara katılarak kendini göstermeye çalışıyor. Örneğin, spor karikatüristi yok. Yaşamınızı karikatür çizerek kazanıyorsunuz. Yaklaşık 30 yıllık çalışmalarınız ve gözlemleriniz temelinde, yurttaşların karikatür sanatına ilgisi nasıl? Ankara’daki ilgi memnuniyet verici. Çünkü kültür seviyesi pek çok kente göre daha yüksek. Başkentliler, hem Armada’daki çalışmalarıma hem de sergi açıldığında büyük ilgi gösteriyor. Çalışmaları nedeniyle başta siyasal iktidarlar olmak üzere pek çok kesimi kızdıran, dava açılan, ceza alan karikatüristler var... Çizgiler neden bu kadar rahatsız ediyor? Karikatür çok etkili bir silah... Tek bir karikatürle, sayfalar dolusu yazı anlatılabilir. O nedenle, eskiden beri iktidarlar karikatür üzerinde bir baskı uyguladı. Şimdi de aynı... 50 60 senedir değişen bir şey olduğunu düşünmüyorum. Karikatüre başlamanızda etkili olan ve bugün mutlaka çalışmalarını takip ettiğiniz isimler var mı? Başta Turhan Selçuk tabii... Turhan Ağabey, bizim pirimiz gibi bir şey. 2003 yılında Çiziyorsam Sebebi Var adlı bir kitabım yayımlanmıştı. Sağ olsun ona da çok güzel bir önsöz yazmıştı. Turhan Ağabey benim için bulutların üzerinde bir isim. Pek çok uluslararası yarışmaya katıldım, yurtdışına gittim. Yabancı karikatüristlerin sordukları ilk kişi Turhan Selçuk oluyor. Nasıl, ne yapıyor diyorlar? Ayrıca, Eray Özbek, Sait Munzur, Cemalettin Güzeloğlu, Cezmi Ermiş ve İtalyan çizgi roman sanatçısı Ivo Milazzo da beni etkileyen isimler... Türk karikatüristlerin çalışmaları ve uluslararası arenadaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Benim için bir karikatürde esprinin çizgiyle bütünleşmesi KİTAP SAYI ? CUMHURİYET 898
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle