04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? isterken, onlardan toplumun başarı olarak değerlendirdiği konumlara gelmelerini beklerken, bunun için zorlarken, bu da şiddetin bir biçimi değil mi? Hele de savaşlar, terör eylemleri... Dört bir yanımızın kanla, ateşle, terörle kuşatıldığı, bunca ölümün yaşandığı, ülkemizin güneydoğusunda yıllardır on binlerce cana mal olan bir savaşın sürdüğü, TürkKürt bunca insanımızın, gencimizin yaşamlarının ve ocaklarının söndüğü bir ortamda, olup bitenlere nasıl ilgisiz kalabiliriz? Kitabınıza dair eleştiri yazısının sonunda Ömer Türkeş, Kürt sorununu çözümsüz bir toplumsal sorun olarak tanımlıyor. Romanınız da bu soruna değiniyor özünde. Şöyle sorayım; konunun artık çözümsüz bir hal aldığını düşünüyor musunuz siz de? Son romanım, başka konular arasında Türkiye'nin Kürt sorununa da, ana izlek olan şiddet bağlamında değiniyor. Bugün vardığımız noktada Kürt sorunu gerçekten de sorunlar yumağımızın en çetin olanı ve en karmaşık görüneni. Korkarım ki önümüzdeki günlerde, Türk'üyle Kürt'üyle hepimizin canı daha fazla yanacak. Çözümsüzlüğün eşiğine nasıl gelindiğini hatırlamamız gerek. Kürt yurttaşlarımızın sorunlarıyla, bölge halkının içinde yaşadığı koşullara tepkisiyle terör aynı kefeye kondu ve şiddet şiddetle çözülmeye çalışıldı. Oysa çok sevdiğim bir söz vardır: Kanı kanla yuğmazlar. Kürt yurttaşlarımızın ve onların yoğun yaşadığı bölgelerin sıkıntılarını, ezilmişliklerini, acılarını, kimlik ve aidiyet sorunlarını terör potasında görüp asayiş sorunu olarak ele alırsak ve askeri çözümlerden başka çözüm üretemezsek ki yıllardır yapılan budur sorunu çözemeyiz. Nitekim çözemedik. Özgürlükçü, barışçı ve hukuk devleti ilkelerini sonuna kadar koruyan bir yaklaşımla sivil çözümlere yönelebilseydik, bölgeyi sözde değil gerçekten kucaklamayı, orada yaşayan insanları düşman ve hain olarak görmekten vazgeçip eşit yurttaşlar saymayı becerebilseydik, silahlı şiddet yöntemini benimsemiş ve zaman zaman bunu Kürtlere de yöneltmekten çekinmeyenler taban sağlayamazlardı. Romanda anlatmaya çalıştığım da bu zaten. Şiddeti yenmek için insana ulaşmak gerekiyor. İnsanın sesini duymak... Söz, kulaklarımızı tıkadığımız o insanın sesinde gizli. Kayıp Söz'de Kürt sorunu dışındaki yan konular da bir o kadar ana konunun sarmalları şeklindedir. Yitirilmişlik teması örneğin; Ömer Eren'le karısı Elif'in, oğulları Deniz'i yitirmesi. Onu bulma çabaları, yeniden kendilerinde var etme çabaları… Aslında ana karakterler ve olay örgüsü, 'şiddet' teması tutkalıyla birbirine bağlanıyor. Şu günlerde Türkiye'de Kürt sorunu, Kuzey Irak'a sınır ötesi harekât, onlarca gencimizin, askerimizin hayatına mal olan savaş öne çıktığı için, bu sorun diğer bütün sorunların önüne geçtiği, ufkumuzu kararttığı için bu romanı Kürt sorunu üzerinden okuma eğilimi ağır bastı. Bana, romana ilişkin soru yöneltenlerin çoğu, haklı olarak sizin gibi bu konuya yoğunlaşıyor. Ama özellikle kadın okurlar, kadın eleştirmenler romandaki annebabaoğul ilişkisine odaklanıyorlar. Evet, yitirmek, yitirilmişlik teması... Ne kadar çok şey yitiriyoruz; sevgilerimizi, anılarımızı, inançlarımızı, umutlarımızı, sözü, hatta vicdanımızı bile. Belki de hepsi insana ulaşabilmeyi becereCUMHURİYET KİTAP SAYI mediğimiz için, insanı yitirdiğimiz için. YOLCULUKLAR Çıkılan yolculuklar… Her varış bir var etmeyle, yeniden var olmayla sonuçlanabilir mi? Ya da nedir yolculukların romana böyle yansımasının anlamı? Romanda herkes bir biçimde yollarda, değil mi? Yazarken fark etmemiştim, sonra birkaç kişi söyledi. Bazıları peşlerindeki ölümden, şiddetten, bazıları korkularından, kendilerinden kaçmak için yollardalar. Yeni bir yer arıyorlar belki de. Her kaçış, her yolculuk yeni bir var olmayla sonuçlanmıyor ne yazık ki. Şiddet, kahramanları sığındıkları yerlerde de buluyor. Ama artık yazamaz olmuş, sözünü yitirmiş yazar Ömer Eren örneğin, yolculuğunun sonunda yitirdiği sözü buluyor. Elif de, dünyanın şiddetinden kaçıp uzak bir adaya sığınmış oğlunu. Birden çok ayağı ve birden çok ana kahramanı olan bir roman Kayıp Söz. Ömer Eren, popüler bir çoksatar romancısı. Elif, genetik araştırmaları yapan bir bilim kadını. Bu kimliklerinden öte, onlar da sizin gibi 68 kuşağından. Ve romanda dikkat çeken unsur, kuşaktaşlarınıza sivri uçları dokundurtuyorsunuz!.. Neden? Romandaki Ömer ve Elif benden epeyce gençler. Örneğin Ömer, 68'de on sekizyirmi yaşında falan. Ama aynı toplumsal ortamın ürünü sayılırız. Bir yandan dünyada sosyalist sistemin çöküşü, öte yandan üstümüzden silindir gibi geçen 12 Eylül diktası, dünyadaki ve ülkemizdeki altüstlük... Yola çıktığımızdaki değerlerimizi silip süpüren bir çağ yangını... Ben kendi kuşağımı seviyorum. Yıpranmış, savrulmuş da olsa gökyüzünü fethe, dünyayı kurtarmaya çıkmış umutlu bir kuşaktı. Hayır, sivri uçlar batırmıyorum. Anlamaya, yüzleşmeye, umudu yeniden yakalayabilir miyiz diye sorgulamaya çalışıyorum. AYDINLIK GÜNLER HAYAL Mİ? Kitabınızdan sözü çalarak, ülkenin bu 'sorunsal'larının çözümü konusunda neler düşünüyorsunuz? Ufukta bir 'aydınlık' görünüyor mu? Bu soruyu cevaplandırmak, içinde yaşadığımız şu günlerde çok zor. Türkiye insanının, ne zamandır adım adım kurgulanan bir cinnet dönemine sokulduğunu düşünüyorum. Sanki barış, huzur, dayanışma, özgürlük değil de savaş, kan, düşmanlık, nefret, dikta ister gibiyiz. Birbirimizin boğazına sarılmak için işaret bekliyoruz. Her zaman ajitasyona ve provokasyona açık olan kitleler birbirlerinin üzerine sürülüyor. Birtakım karanlık güçler Türkiye'yi sonu belirsiz maceralara sürüklemek için işbirliği halindeler. Ve insanlarımız ölüyor, öldürüyor. Kayıp Söz'ü yazarken işlerin bu kadar kötüye gideceğini öngörmemiştim gerçekten. Hepimizin “Biz ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz” diye durup düşünmesini sağlayacak bir mucize olabilir mi, bilmiyorum. En azından bu satırları yazdığım anda pek umutlu değilim. Ama umudun bittiği yerde hayat da biter, öyle değil mi? Karanlığın içinde bir ışık aramalıyız yine de. Bana göre ışık; şiddeti sona erdirecek; dünyada, ülkede, yüreklerimizde barışı yeşertecek namuslu ve cesur adımların bizleri götüreceği yerde.? *[email protected] Kayıp Söz/ Oya Baydar/ Can Yayınları/ 352 s. 924 ? SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle