03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Balina ile Mandalina Fazıl Hüsnü Dağlarca, YKY Doğan Kardeş, 2007, 63 sayfa Resimleyen Mustafa Delioğlu SİHİRLİ DEĞNEK Çocuklar İçin Kitaplar Hazırlayan: Nilay Yılmaz “İpi kopmuş bir uçurtmayım, Gidiyorum göğsüm sarsıla sarsıla” Fazıl Hüsnü Dağlarca Küçük bir mandalina ile dev bir balina arkadaş olur mu dersiniz? Dağlarca, öyle bir anlatır ki Mandalina ile Balina arasında gelişen dostluğu, okuyanların kimi Balina kimi de Mandalina’nın yerinde olmaya can atar. Öykü, Mandalina’nın Akdeniz’in sıcak sularından kuzeyin soğuk sularına doğru çıktığı yolcuğu, bu macera dolu yolculukta Balina ile tanışmasını ve aralarında gelişen dostluğu anlatır. Antalya’da doğan Mandalina, Akdeniz’in sıcak sularına kaza ile düşmesinden sonra Kuzey buz denizine doğru sürüklenmeye başlamıştır. “Oh, Küçücük sapımı / Öyle seviyorum ki. / Bizi topladıkları sırada / Anne ağaçtan / Bende kalmış ne güzel. Bir gemi direğidir o / Dururken üzerimde dimdik / Kendimi bir gemi sanıyorum.’’ (s.20) Mandalina, serin sularda yol alırken Balina ile karşılaşır. “Öyle uzun ki boyu / Bin mandalina olsak / Sayamayız.” diye tanımlar Mandalina Balina’yı (s.21). “Balina sordu: Peki senin adın ne? / Çiçek misin / Sapsarı böylesine / Yoksa ay ışığı mı?” (s.24) Aralarında gelişen konuşmalardan hem Mandalina’yı hem de Balina’yı tanırız, anlarız. Kardeşlik, dostluk, yardımlaşma, hoşgörü gibi değerler her mısrada kendini gösterir. “ Ağustosta göl gibi, Balinanın / Ağzı. / Anne ağaca benziyor / Ağzı. / Dal ablama da benziyor / Ağzı. / Karanlık ya gece karanlığı da değil / Ağzı. / Beni yemiyor / Isıtıyor beni ne güzel / Ağzı.” (s.32) Dağlarca’nın dizelerinde Balina’yı sevmeyi öğrenir tüm çocuklar, ona güven duymayı da. Sevmenin mutlu etmek olduğunu da. “ Sarı kardeş / Düşündüm uykun sürerken / Buralar sana göre değil / Ayrılmak istemem ya / Ülkesine götüreceğim Mandalinamı. / Üşümen bitsin diye / Sevdiklerine ulaşasın diye / Senin mutluluğunu / Senden çok seviyorum diye. / İster misin?” (s.49) diye sorduğunda Balina, Mandalina ona şöyle cevap verir: “ Ne söylüyorsunuz efendim / Sevinçten çıldırtacak mısınız beni? / Masallarda bile olamaz ki bu / Yoksa luşan Balina ve Mandalina çeşitli yayınevlerine yaptığı kısa ziyaretlerden ve uzun bir aradan sonra Yapı Kredi Yayınları Doğan Kardeş Kitaplığı’nda. Kitabın önceki baskılarının hangi yıllarda, hangi yayınevleri tarafından yapılmış olduğu bilgisinin kitabın künyesinde belirtilmiş olması da ayrı bir incelik, özen. Araştırmacıların izleri takip etmesini sağlayacak önemli bir ayrıntı. Geçmişe saygı, önceki emekleri yok saymama. Hele de dil ve tarih bilincimizi yavaş yavaş yitirmekte olduğumuz, tarihdışılaştırıldığımız şu günlerde kitap künyesinin bu eski izleri taşıyor olması sevindirici, umut verici... Kim bilir belki de artık şiir okumayı unuttuğumuzdan ya da hiç şiir okumadığımızdandır yaşamın ritmini insan yüreğiyle buluşturamıyor olmamız... Kanatlı Sözler Bahçesi Derleyen Yunus Bekir Yurdakul, Mavibulut Yayınları, 2006, 256 sayfa Sözler kanatlanıyor, iplerini koparan uçurtmalarla gökyüzünde buluşuyor. Şairler uçurtmaların renkli kuyruklarından bize el sallıyor. Kimler yok ki semalarda! 1901’de doğan Ahmet Hamdi Tanpınar’dan, 1975’de doğan Kuvvet Yurdakul’a kadar 106 şair 360 kanatlı şiirle çocuklara sesleniyor. Yediden yetmişe çocuklar için yazılmış bu şiirler. Yunus Bekir Yurdakul da iyi ki bunları derlemiş. Şiir, her yaşta ve her dilde insan yüreği için tek anlamda değil midir? “Hangi dilde ağlar çocuklar, / Hangi dilde güler? / Ağlamak her dilde tek anlamda, / Çince, İngilizce, Türkçe... / Burnunu çeke çeke ağlamak, / Belki biraz çocukça. / Ağlamak hüngür hüngür, / Ağlamak, içini çeke çeke / İnsanca!” diyen Rıfat Ilgaz dizelerine şöyle devam ediyor: “Çağına yakışır yaşamayı / Sevmeyi, düşünmeyi, çalışmayı / Kısıtlayan tüm yasaklar, / Yasalardan değil yalnız, / Sözcüklerden bile atılmalı” (s.27). Şiir okusak da insan olduğumuzu hatırlasak... Çocukları şiirlerle buluştursak da unuttuklarımızı, yitirdiklerimizi yeniden canlandırsak... Daralan yüreklerimizde bayram havası estirsek... Bakın Behçet Necatigil içimizdeki bayramı çocuklara nasıl duyumsatıyor: “Gidecek yeri olmayan biri / Aslanları görmeye parka gitti. / Aslanlar taştan / O bir insan / Nasıl anlaştılar? / Anlaştılar.” (s. 51) Biz de birbirimizle anlaşabilsek... Mavibulut Yayınları da emeğe saygı duyan yayınevlerinden biri olarak kitabın son sayfasında diğer yayınevlerinden çıkan bütün çocuk şiiri kitaplarını liste halinde belirtmiş. Çocuklar şiir okuyor... Şiir okuyan çocuklar büyüyor... “Umutlar her sabah yeniden çiçekleniyor.” ? SİHİRLİ DERGİLER Ebe Sobe (www.ebesobe.com) Bilim Çocuk (www.biltek.tubitak.gov.tr/cocuk) Meraklı Minik (www.biltek.tubitak.gov.tr) (okulöncesi) Çoluk Çocuk (www.colukcocuk.com.tr) (yetişkinler için) Okyanus ([email protected]) Çocuk Yayınları ve Okuma Kültürü Dergisi düş mü görmekteyim / Uykuda mıyım yemyeşil?” (s.50). Balina sevgiyi anlatır bu teklifinde, fedakârlığı, dostluğun gücünü... Ayrılık vakti geldiğinde, Balina; “Vurdu kuyruğunu / Sıcak mavi dalgalara / Ardına bakmadan artık / Tam yarısı sevinçti yüreğinin / Tam yarısı acı / İkincisinden utanıyordu ya / Tam yarısı sevinçti yüreğinin / Tam yarısı acı / İri gövdesini sürdü bitkin / İçi karmakarışık.” (s.57)... Mandalinanın sesini son kez “Duydu Gökbalina / Denizin altından / Gök gibi derin bir ses: / Seviyorum efendim sizi çok” dedi. (s.57) Balina, Mandalina’yı ülkesine bırakır. Akdeniz’in kalabalık ve ılık sularında şaşkın şaşkın dolaşırken balıkçılarla karşılaşır. “Ha bre, yaklaş daha / Ha bre / Şaşkın Balina kaçmasın. / Kara Kaptan dümen kır, / Öteden çevir çabuk / Şaşkın Balina kaçmasın / Kambur’a duyurun koca avı / Ulaşsın balıkçılar / Şaşkın Balina kaçmasın / Deli Kaptan nerelerde / Yetişsin o / Şaşkın Balina kaçmasın / Nasıl düşmüş / Buraya be, kıstıralım hep / Şaşkın Balina kaçmasın / Tekgöz’ü çağırın kazanç gününe / Çevirelim tez / Şaşkın Balina kaçmasın.” (s.59) Şaşkın Balina düşünce pusuya, isyan eder insanın yüreği, bir çığlık yükselir taa derinlerden... Dağlarca, çocuklara çocuk dilinden yetişkinlerin dünyasını gösterir. Eğitmeden öğretir, doğru olanı hissettirir. Onların gözüyle ve onların ayrıntılarıyla seslenir küçük okuyucularına. Aslında özel bir çabaya gerek yoktur çocuk şiirinde. Şiir, zaten çocuğun doğasında vardır, ritim duygusuyla, ahengiyle... “Çocuk şiirleri yazıyorum: Yarınki okuyucularımı yetiştirmek için” diyen Dağlarca, ilk heyecanları, ilk duyarlılıkları ve ilk özgürlükleri oluşturmaya çalışır çocuklarda. Tek dilden seslenir onlara: Çocuk dilinden. Çabası öğretmekten uzaktır. “Çocuk kitaplarında ben hiçbir yerde ‘dır’ demedim” der Dağlarca. Çünkü ona göre, geleceğin hiçbir bakışla, bir saptamayla yüzde yüz belirmiş bir olgusu yoktur. Çocukların yarınlara açık olması önemlidir. İpinden kurtulan uçurtmalar gibi... “Şiir Dede”nin dizeleri oyun dili ve yaramazlığı içinde akıp gider. Huzur verir, güven verir, düşündürür, hüzünlendirir aynı zamanda da eğlendirir çocukları. Çocuklara şiiri ve yaşamı sevdirmenin yolu Dağlarca’dan geçmezse, nereden geçer ve nereye gider ki! 1977 yılında ilk kez çocuklarla bu Nilay Yılmaz İstanbul Bilgi Üniversitesi, Eski Silahtarağa Elektrik Santralı Silahtarağa Mah. Kâzım Karabekir Cad. No: 1 Eyüp/İstanbul (Bina E2, Ofis 316) [email protected] Te l : 0 2 1 2 2 3 6 7 8 4 2 www.nilayyilmaz.com/www.sihirlidegnek.org SAYFA 32 CUMHURİYET KİTAP SAYI 924
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle