Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
“Karadeniz'de Üç Liman” üzerine... ‘Ben sadece insanı anlatmaya çalıştım’ Son yıllarda yazarlığına yönelen, sinema oyuncusu Osman Çağlar, “Anastasia” adlı romanıyla merhaba demişti yazın yaşamına. Çağlar'ın Doğan Kitap'tan çıkan yeni romanı “Karadeniz'de Üç Liman”, ilk romanı gibi, yaşanmış olaylar ekseninde gelişiyor. Yazar, İstiklâl Savaşı sırasında yaşanan Alemdar gemisi olayını konu alıyor romanında. Osman Çağlar'la yeni yapıtını konuştuk... denizcilik işletmelerinde çalışan bu isimlerde personel yok. Ben bunu değiştirirsem çok başka bir şey olacaktı, o yüzden daha önceki kitaplarda kullanılan isimleri aynen kullandım. Doğruluğunu bulmak için oralara kadar indim. Neden Alemdar gemisi? Bu kitabın belgesel ağırlığı çok fazla. Çok iddialı bir çalışma. Okuduğumuz tarihte ve resmi tarihte bir deniz savaşı görünmüyor. Oysa bir deniz savaşımız var. Alemdar gemisi ile bir Fransız savaş gemisi arasında geçiyor. Ve İstiklâl Savaşı'nın tek deniz savaşıdır. Bu deniz savaşında da bir tane şehit veriyoruz. Bu da ilk deniz şehididir. (Recep Kâhya ) Alemdar'ın sizin sahnenize çıkışı nasıl oldu? Benim ilk romanım da Karadeniz ile ilgiliydi. Mübadele öncesi orada yaşayan insanları çok seviyorum. Anadolu'da da öyle. Dünyaya açılımı olmayan bir köy düşünün; o köyde cami de var kilise de. Orada yaşayan herkes birbirine hemşehrim diyor. Rumlar pazar günü kiliseye giderken Müslüman komşuları iyi dualar diliyor. Müslüman da camiye giderken Rum aynını söylüyor. Birbirlerinin cenazelerine gidiyorlar. Yıllarca birlikte yaşamışlar. Bu beni çok etkileyen bir ilişki. Buradan gönderilen insanlar ile oradan buraya gönderilen insanlar arasında bir fark yok. Buradan gönderilenler, burayı özlüyor, vatanım burası diyor, oradan gönderilenler de orayı özlüyor, vatanım orası diyor. Bundan yola çıkarak Karadeniz ile ilgili araştırmalar yapmaya başladım. Araştırma yaparken Avram diye bir karaktere rastladım. Avram gayri Müslim bir vatandaş. Bu beni çok etkiledi. Buradan da Alemdar olayına yöneldim. ETNİK SORUNLAR Özellikle bugünkü etnik sorunları düşündüğünüzde, Avram'ı yazarken neler hissettiniz? Yüreğim çok ezildi. Ben ırk ve renk ayrımını; böyle bir ayrılığı kabul etmiyorum. Mesela ilk kitabımda Vasili Dede ile Çilli Mehmet diye iki tane karakter var. Vasili Dede Cunda adasından gitmedir. Sonra 70 yaşlarında Cunda adasına ziyarete gelir. Çilli Mehmet, Vasili Dedenin çocukluk arkadaşıdır. 67 yaşlarında iken Cunda adasından ayrılır. Vasili dedenin geri dönüşünde ikisinin karşılaşması var. Tabii bu benim kurgum. 1071 de Orta Asya'dan gelen biz Türkler burada yaşayan ırklarla karıştık. Hangimiz soyumuzu 150 yıldan daha fazla sayabiliriz? 70 milyonda 700 KİTAP SAYI ? Gülşah BÜKTÜR aradeniz'de Üç Liman' ile ilgili araştırma sürecinde neler yaptınız? “Karadeniz'de Üç Liman” ile ilgili araştırma süreci ikiiki buçuk yıl sürdü. Bir kurgu yaptım, empati kurdum ama doğru belgelere ulaşmak gerek. Alemdar ile ilgili, kütüphanelerden belgeler buldum, 1921 yılında çıkmış gazeteleri araştırdım. Kitaplardan yola çıkarak başladım araştırmaya; ama bunlar bana çok kapsamlı gelmedi. İçlerinde en kapsamlı yazan Nurettin Peker'dir. Muhittin Paşa'nın yaverliğini yapmış. Bu yüzden de roman havasında değil, kahramanlık duyguları içerisinde yazmıştır kitabını. Resmi yazışmaları onun kitabından alarak kullandım. Karadeniz Ereğli'ye gittim. Orada belgeler araştırdım. Karadeniz Ereğli'den, bu gemiye binen denizcilerin torunları ile görüştüm. Hatta bir tanesinin oğlu şu an Ankara'da yaşıyor. O bana bazı şeyler anlattı. Onun anlattıkları ile kitaplardakiler birbirini tutmadı. Ama babasından öğrendiği için daha doğru diye düşündüm ve öylesi bir araştırma içine girdim. Örneğin bu kitapta ismi geçen kahramanlar; Üsküdarlı Ali Reis, Trabzonlu Rıfat Reis, Göreleli Yusuf, Erzincanlı Salih, vb. Var olan kitaplarda bu isimler geçiyor. Denizcilik işletmelerine gidip bu isimlerin doğruluğunu araştırdım. Alemdar gemisinin yevmiye defterinden personel listesini çıkarttırdım. Bu isimler ile orada yazılı isimler birbirini tutmuyor. Sadece üç tanesi tutuyor. Oradan yola çıktığım zaman başka bir kurgu yapmam gerekiyordu. O üç isim dışında var olan isimlerin mutlaka yeraltı örgütünden verilmiş olduğu çıkıyor ortaya. Çünkü o tarihte o gemide, SAYFA 14 ‘K ? CUMHURİYET 924