28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? "model"in yapıcı unsurları olarak bazı "yıldızlar"dan ("Oluşum Yıldızı", "Donanım Yıldızı", "Devinim Yıldızı", "Özümseme Yıldızı", "Devindiriciler Yıldızı") söz ederek bu "serüveni" böyle bir çerçevede açıklamaktadır. Yazar, denebilir ki, Türkiye’de felsefeciler var ("aktarıcılar", "yayıcılar", "katkıcılar") ama filozof yoktur. Çünkü filozof olmak demek, yerel olanı ("merkezden kaynaklanan düşünceyi") evrensele taşıyabilmek demek olduğu düşüncesini de tartışılmaya açmaktadır. ‘FİLOZOF(SUZ) OLMAK’ Sevgi İyi, "Filozof olmak nedir?, Kime filozof denir ya da denmelidir?, Filozof olmanın ya da filozof sayılmanın ölçütü nedir, ne olmalıdır?" sorularını sorduğu "Filozof(suz) Olmak" başlıklı yazısında; Batı’da ve bizde "filozof" kavramının taşıdığı anlam üzerinde durmakta ve "Bizde filozof var mı?" sorusuna olumlu bir yanıt vermektedir. "Bizde de felsefe yapan/Türkçe felsefe yapan ve yaptıkları felsefeyle hem bu toplumun insanına, nicelik olarak henüz çok az miktarda olsa da aydınlatıcı bilgiler, düşünceler, görüşler sunan filozoflar bulunmaktadır". İoanna Kuçuradi ise, "Felsefe Nedir Acaba?" diye sorduğu bu soruyu, "… kendine özgü –onu diğer insan uğraşılarından ayıran, farklı bir nesneleştirme yapan bir bilme etkinliği ve bu etkinlik sonucu ortaya konan bilgilerden oluşan bir alan" diye yanıtladıktan sonra verdiği örneklerle felsefenin işlevi (ne işe yaradığı/yarayabileceği) ve felsefe eğitiminin önemi üzerinde durmaktadır. Ona göre "Ülkemizde şu anda felsefe bağlamındaki en önemli ihtiyaç, felsefeye ilgi duyanların büyük çoğunluğunun, okudukları ve dinledikleri arasındaki nitelik farklarını görebilecek duruma gelebilmesidir". Uluğ Nutku, felsefenin ayırıcı özelliklerini, tarihsel oluşu da hesaba katarak sorunsal bir çerçevede irdeleyen "Felsefeye Bakışlara Bir Bakış" yazısında, bizim de katıldığımız bir görüşü, felsefenin bilimden çok sanata ("şiire") daha yakın olduğu görüşünü dile getirmektedir. "Bilim, dünyayı omuzlarında taşıyan Atlas’ın işi. Şiir ve felsefe, tepeden aşağı yuvarlanan kayayı her defasında yukarı çıkarmaya mahkum Sisifos’un işi. Bir farkla, Sisifos hep aynı mesafede yuvarlanan kayayı taşıyordu. Şiir ve felsefe her defasında daha aşağılara yuvarlanan kayayı, her defasında daha da yükselen tepeye taşıyor." Kaan Özkan, felsefenin neliği konuşulurken üzerinde çok fazla da durulmayan, felsefe yapan kişiyi, "Beden Sahibi Ben’in Bir Etkinliği Olarak Felsefe" başlıklı bir yazıda ele alıyor ve felsefeye bakarken, felsefe yapan kişinin kanlıcanlı bir beden varlığı olduğu gerçeğinin üzerinde de düşünülmesi gerektiğini belirtiyor. "Filozof öncelikle bedeni aracılığıyla doğayla ve diğerleriyle tanışır. Karşılaştığı bu dünyadan hareketle sorular sormaya başlar, onu anlamlandırmaya çalışır. Felsefenin düşünmede cereyan ediyor oluşu, filozofun bedensizleştiği anlamına gelmez. Anlamlandırmak üzere gözlerini çevirdiği her şeyde bedeninin de parçası olduğu dünyanın izlerini görür." Doğan Özlem’in, daha önce de yayımlanmış olan "Felsefe Geleneği ve Aydınımız" başlıklı yazısında; ülkemizde felsefeyi Batı ile ilgisinde tarihsel bir bakışla ele alıp felsefenin kurumCUMHURİYET KİTAP SAYI sallaşması sürecinde "Entelektüel, Münevver, Aydın" kavramlarını da hesaba katarak irdelemekte olduğu söylenebilir. "Bizde kurumlaşma ve gelenekleşme sürecindeki felsefenin, aydınımızda daha fazla şüpheci olma eğilimi uyandırması, kritik bir dönemden geçmekte olan ülkemizde, dogmatikleşmenin ve inatlaşmanın kırılması bakımından tabii ki arzu edilir bir şeydir. Bu, aydınımıza tüm çokçeşitliliği içinde felsefeyle, özellikle ‘felsefi şüphe’yle daha tanışıklık kurmaya olduğu kadar, ‘intellijensiya’ mensubu olmaktan ‘entelektüel’ olmaya bir çağrıdır da". Ömer Saydam Uysal, "Ülkemizde Felsefe"yi, onun olumsuz anlaşılış biçiminden hareketle kısaca irdelemektedir. Ona göre "… Cumhuriyet dönemini, Batı anlamında olmasa da, yine de felsefe açısından doyurucu bulmak olanaklıdır. Kuşkusuz, eksikler çoktur, ancak, sosyoekonomik gelişimle (sınıfların kesin olarak birbirinden ayrılması, bireyin toplumdan kopması vb.) birlikte, felsefi gereksinimi duyacak, felsefeyi doğru, olumlu algılayacak kişileri yetiştirmek (eğitim) olmazsa olmaz bir koşul olarak gözüküyor" diyor. Çetin Veysal, felsefenin insansal bir etkinlik ve herkesçe yapılabilir olmasının anlamını irdelediği "Felsefeye Yaklaşımların Kökenleri" başlıklı yazısında ayrıca felsefenin ülkemizdeki gelişim sürecinde karşılaştığı kimi olumsuzluklar üzerinde durmaktadır. Ona göre, "Felsefe bağlamında kaynakların Türkiye’deki durumu içler acısıdır. Kaynakların, gerekli temellerin ve olanakların bu denli zayıf ve olumsuz olduğu yerden de elbette evrensel düşünürlerin ve filozofların çıkması beklenemez". Hülya Yalım, bu kitapta yer alan yazıların sonuncusu olan "Türkiye’de Felsefenin Algılanışı"nı ele aldığı yazısında bu "algılanışı"; "Korku Tüneli mi Hikmet Sevgisi mi?", "Yanlış ve Çok Felsefe: Felsefe Turco", "Felsefeyi Sevip de mi Bilsek, Bilip de mi Sevsek?", "Felsefe Olanla Felsefe Olmayanın Ayrıştırılması ve Felsefenin ‘Neliği’ Problemi", "Felsefe Geleneği ve Türkçe’yle Felsefe" başlıkları altında değerlendiriyor. Ona göre felsefecilerimiz, "dilde bir söylem olarak varolan felsefenin Türkçe yapılabilme imkânının mevcut olduğu" üzerinde birleşmektedirler. AZ GİTTİK UZ GİTTİK… Yazının başında yer alan soruların yanıtlanabilmesi bakımından bütün bu yazılar kanımızca bize"bir arpa boyu"ndan daha fazla bir yol gidildiğini göstermektedir. Bu kitabın bizi soktuğu bu yolun en önemli özelliği ise felsefeyi, belki de eskiden olduğu gibi daha fazla spekülasyonlara veya felsefi olmayan söylemlere başvurmadan ya da onlara bel bağlamadan kavramsal olarak tartışmaya açmaya önderlik edecek olmasıdır denebilir. Ancak burada, sorulan sorulara kesin yanıtlar bekleyenler kuşkusuz ki olacaktır. Onlara da Aristoteles’in şu cümlesini anımsatarak bunun üzerinde düşünmelerini önermek doğru olur: "Kesinliği her şeyde aynı şekilde aramamak, her bir şeyde konu edinilenin özelliğine göre ve o araştırmaya uygun düştüğü kadarıyla aramak gerekir." ? Kimi(n) İçin Felsefe/ Betül ÇotuksökenSevgi İyi (Ed.)/ Heyamola Yay./ 206 s. 882 SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle