28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bir Nesin Vakfı kitabı Gerçekleşen ütopya Nesin Vakfı Çocuk Cenneti 'Gerçekleşen Ütopya Nesin Vakfı Çocuk Cenneti' kitabı tanıtım niteliğinde kuru zor okunur bir kitap değil, tam tersi bir roman akıcılığında bir solukta okunacak ve eğitim, sosyoloji, psikoloji gibi pek çok konuda baş ucu edilebilecek bir öncü. ? Nermin KÜÇÜKCEYLAN A ziz Nesin, güldüren, ağlatan, düşündüren kitaplarında halkını anlatırken kendini de hiç saklamadı. Topluma ayna tutarken hep kendini de yansıttı. Buna karşın önyargılarımız yüzünden kimi kez ateistliğiyle, kimi kez cimriliğiyle(!) kimi kez hükümetlerce, söyledikleriyle suçlandı. Tüm önyargılara son vermek ve alanında tek örnek olan Vakfı tanıtmak çabasıyla iki güzel, iki değerbilir insan Klaus Liebe Harkort ve Münevver Oğan üç yıl emek verdiler, araştırdılar, derlediler, görüştüler ve su katılmamış bir gerçek bileşkesi olan Gerçekleşen Ütopya Nesin Vakfı Çocuk Cenneti kitabını hazırladılar. Bize de bu kitabı okumak, önyargılardan kurtulmak Çocuk Cennetini yaşatmak için karınca kararınca katkıda bulunma fırsatı verdiler. Kitapta bir yolculuğa çıkarsak Münevver Oğan diyor ki: "Dinler, cenneti insanların yaşam mücadelesi, yorgunluğu ve dertlerinden sonra bir ödüllendirme yeri olarak gösterir. Nesin Vakfı, yani Çatalca’daki Çocuk Cenneti öyle değil. Emek, üretme, düşündürme ve konuşup anlaşmanın olduğu bir yer. Üreterek dinlenilen yorucu bir cennet." Bu cennette neler var: Bırakın düşük gelirli bir ailenin sahip olmasını, ülkemizde orta sınıf diyebileceğimiz ailelerin bile ulaşamayacağı olanaklar....: "Tiyatrosu olan bir ülkede; kötülükler, hatalar sürüp gitmez.." diyen Aziz Nesin, Çocuk Cenneti’ne bir tiyatro salonu yaptırmış. "Her gerçekliğin ve gerçekleştirilen işin başlangıcında imgeler vardır." "Nesin Vakfı’nın küçük çocuklarına her zaman imge ve düş kurma olanağı sağlayacak oyuncakların verilmesini istiyorum." İşte bu vasiyet doğrultusunda oyuncak atölyesi, resim atölyesi, müzik odası, seramik atölyesi, binlerce kitabın olduğu kütüphane, yüzme havuzu.... "Birbirimizi sevmememizin nedeni, kendimizi sevmemiş olmamızdır. İnsanın kendisini bile sevmeyince başkalarını sevmesi elbette olanaksızdır. Ancak kendisini seven, kendisine değer verir... Kendini sevmeyen, salt başkalarını sevmemekle kalmıyor, hayvanları, bitkileri, çiçekleri bütün canlıları ve bütün doğayı da sevmiyor. Nesin Vakfı çocuklarımın kendilerini başkalarından üstün ve başkalarını kendilerinden aşağı görmeden, burnu büyüklük etmeden, ama sahte alçakgönüllülüklere de düşmeden kendilerini severek başkalarını da sevmelerini, kendilerine değer vererek başkalarına değer vermelerini istiyorum." İşte bunları söyleyen kişinin kurduğu vakıfta büyükbaş, küçükbaş hayvanların yetiştirildiği hayvan çiftliği, hormonsuz bitkilerin yetiştirildiği sebze – meyve bahçeleri... Bu kitapta Aziz Ne sin’in "Eğitim Konusunda Vasiyetname"si var. Öğrenimlerini devlet okullarından alan çocukların eğitimlerini Nesin Vakfı’ndan hangi ilkeler doğrultusunda alacaklarını görüyoruz burada: Aziz Nesin çocuklarına üretmen, yapıcı, kurucu, yaratıcı olmalarını; olaylara, insanlara eleştirel gözle bakmalarını, çocuklarının cezasız yetiştirilmelerini, şımarma haklarının olmalarını, toplumsal borçlarının ne olduğunu öğrenmelerini, kendilerini sevmelerini, aşağılık duygularının farkında olarak bunlardan itici güç alarak yararlanmalarını, uygar insan olarak yetişmelerini, değişip değiştirmelerini, sevdikleri işi yapmalarını, bunu yapamazlarsa yaptıkları işi sevmelerini, özgün düşün ve davranışlı olmalarını istiyor. İşte bu kitaptan, Vakfın işleyişinde her alanda bunların ilkeye nasıl dönüştüğünü, uygulandığını öğreniyoruz. Vakfı büyük bir özveri ile yaşatan Ali Nesin ve bir öğrenci... "Kendinden vermek mutluluktur; ama kendini vermek en büyük mutluluktur" diyen Aziz Nesin’in Vakfa, Türk halkına kendini nasıl verdiğini de görüyoruz. Kitapta Aziz Nesin’in yazdığı mektuplardan alıntılar var. Bunlarda en çok geçen tümceler: "Para durumu çok kötü", "Dürüst işçi bulamıyorum". Aziz Nesin’in cimriliği de burada açıklığa kavuşuyor sanırım. Aziz Nesin kazandığını kendisine harcasaydı bugün Kefenin de cebi olmadığı için Nesin ailesinin yatları, katları, şirketleri olacaktı; ama o çocuklarının öğretimi ve onlara ikişer daire dışında bütün varını Vakfa, halkının yoksul çocuklarının eğitimine, bıraktı. Nesin Vakfı’nı her şeyin en güzeliyle donattı. Çok sevdiği güvendiği oğlu Ali Nesin’e yazdığı 2 Mayıs 1980 tarihli mektupta "Romanya’da on beş yıldan beri birikmiş telif haklarım vardı. Onları aldım. Çok az veriyorlar. Örneğin, bir kitabımı çevirene 40 bin ley vermişler; ama benim oynayan bir piyesim ve basılmış bir kitabım için yalnız 6 bin ley verdiler. 2 bin ley de yazılarım için aldım. Bu parayla oradan ne aldım, biliyor musun? Dünyada aklına gelmez. Musluk aldım. Vakfın lavaboları, küvetleri, banyoları için bütün muslukları aldım. Romanya’da musluklar hem ucuz hem de çok güzel. Türkiye’de ise çok pahalı. Buradan almaya kalksam, yüz bin liradan çok para vermem gerekiyordu. Böylece, Romanya’da telif hakkımı değerlendirmiş oldum." Bir başka mektubunda da "Türkiye akıl almayacak denli pahalılandı. Haftada, iki haftada bir, paramızın değeri düşüyor. Bu yüzden de Vakıf yapısı gecikiyor. Çocukların piyanosu olmalı. Bunlar için yeterli para var Sovyetler’de. Ama gümrüksüz mal getirmeme izin vermiyorlar. Oysa gidecek olsam o parayı orada yiyip bitireceğim. Bunu istemiyorum. Ben Vakıftaki çocukların yararlanacakları araçlar, gereçler, laboratuvarlar gelsin istiyorum. Benim Amerika’da, Almanya’da, Yunanistan’da da alacağım var." Aziz Nesin diğer kitaplarında olduğu gibi Vakfı tanıtan bu kitapta da yeterince anlatıyor amacını. Kitapta daha neler var neler...Vakıf çalışanlarıyla söyleşiler... Aziz Nesin mektuplarında sık sık işçisiz kaldığından yakınıyor demiştim; ama yapı işçisi Hüseyin Usta konu oldu mu akan sular duruyor. Sezar’ın hakkı Sezar’a 4 Ocak 1989 tarihli Ali Nesin’e yazdığı mektuptan: "Nesin Vakfı’nın yönetmeni ......’yı işten çıkardım, daha doğrusu çıkarmak zorunda kaldım. Şimdi bizim Mehmet’i saymazsan, bir işçi var koca Vakıfta. Aşçı da iki aydan beri hastanede. Her işi, yemeği de çocuklar kendileri yapıyorlar. Elbette çok zor... Vakfın en büyük zorluğu, insan... Yok, yok, yok! Yapı ustamız Hüseyin Usta gibi bir insan bulamadım. Hüseyin Ustanın Nesin Vakfı’nda hakkı çok büyük. ..... Bey’in (yönetmen) yaptıklarıyla bir kitap olur. Çıkarmak zorunda kaldım. Türkiye tam anlamıyla bir insan çöplüğü... Kime elini versen cılk çıkıyor. Ama bu insan çöplüğü içinde, çok seyrek de olsa olağanüstü güzel ve doğru insanlar da çıkıyor; bizim yapı ustamız Hüseyin Usta gibi...." Kitaptaki karikatürler de çok ilgi çekici. Ssayfa 73’deki bir karikatürde Nesin Vakfı’na cılız girip semirmiş olarak çıkan bir adam resmedilmiş; sayfa 84’te de Nesin Vakfı minibüsüyle dolKİTAP SAYI ? SAYFA 10 CUMHURİYET 882
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle