05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Süper Futbolcular İçin Başlama Düdüğü Çalıyor Christian Tielmann, Can Çocuk, 2005, 110 sayfa Türkçeleştiren: Fatma Erbudak Resimleyen Başak Karafaki (9 yaş üstü) Antrenörleri ile iyi geçinemeyen Toni ve Clemens takımdan atılırlar. Turnuvalara katılmayı çok isteyen iki arkadaş kendi takımlarını kurmaya karar verirler. Çevreden toplanan 13 çocuk sonunda bir futbol takımı kurar. Artık tek eksikleri bir antrenördür. Diplomalı bir futbol öğretmeni olan Ulla Fischer onlara ücretsiz antrenörlük yapmayı önerir. Ancak takımı toplayacak iyi bir antrenöre ihtiyaçları olmasına rağmen, takım Ulla’nın onları çalıştırmasına bir türlü sıcak bakamamaktadır. Çünkü Ulla bir kadındır. Çocukların hiçbiri kadınların antrenörlük yapabileceğine inanmamaktadır. Takımdan para da istemeyen Ulla’nın kadın olduğu yetmezmiş gibi, bir de futbol takımının kızlarla vals yapmasını istemesi futbolcuların aklını daha da karıştırır. Turnuvaya katılmayı çok isteyen “süper futbolcuların” seçme şansı yoktur. Ulla’nın teklifini kabul eden takım “dans” derslerini bir sır olarak saklamaya söz verir. Ulla, takımı hem futbol turnuvasına hem de dans yarışmasına hazırlar... Acaba takım her iki yarışmada da başarılı olabilecek mi? Sırları diğer futbol takımları tarafından öğrenilecek mi? Arkadaşlığın, takım ruhunun, kadınerkek ilişkilerinin, toplumsal rollerin, futbolun, çalışma disiplininin ve motivasyonun öneminin anlatıldığı “Süper Futbolcular İçin Başlama Düdüğü Çalıyor” adlı kitap özellikle erkek okurların çok hoşuna gideceğe benziyor. SİHİRLİ DEĞNEK Çocuklar İçin Kitaplar Hazırlayan: Nilay Yılmaz KONUK SİHİRLİ DEĞNEK Aytül Akal (Yazar) “Cankurtaran Şövalyeleri İstanbul Dehlizlerinde”, Safter Korkmaz, Günışığı Kitaplığı, 2003 (812 yaş) Cankurtaran Şövalyeleri Kulübüne Cankurtaran, İstanbul Arkadaşlar, Kitabınızı okudum. Başınızdan geçen macerayı harika bir öykü kurgusuyla anlatmışsınız. Üstelik öyle güzel bir dil kullanmışsınız ki, okuyanların kulüp kurallarını anlamaması ve öğrenmemesi mümkün değil. Ben de kulübünüze katılma şartlarını iyice öğrendim, çoğunu yerine getirdim bile. Kendime takma bir isim buldum (söylemem, sürpriz olsun), kulübe vereceğim armağanı seçtim (bu da sürpriz!); Kurallar Defteri’ne sadık kalacağıma da söz veririm... Ama bir yıl daha bekle diyorsunuz ya; bu çok uzun bir zaman. Beni de yeni taşınan üyeniz Uğur gibi çabucak kulübünüze üye yapsanız... Tamam, Uğur çok güzel futbol oynuyor ve Çeto’nun çetesine karşı iyi bir oyun çıkarabilir; ama benim de kulübe katabilecek başka özelliklerim var. Unutmayın ki, İstanbul dehlizlerinin kapısını günlerce aradınız. Oysa bizim evin önünde de dehlize çıkan bir geçit vardı; size orayı gösterebilirdim. Hem Fatih Sultan Mehmet’in gerçek hazinesini daha bulamadınız, gördüğünüz, yalnızca bir kısmı... Eğer hazinenin tamamını bulmak isterseniz, dehlizlerle sınırlı kalmayıp, başka yerleri aramalısınız. Neresini mi? Beni kulübünüze üye yapana kadar bunu söylemem. Başka birçok maceraya birlikte katılabileceğimizi hissediyorum; bu beklentimde haksız mıyım? Babamın tayininin sizin oralara çıkması için bu yüzden epey uğraştık; annem birkaç haftadır Cankurtaran’da ev arıyor. Ama sanırım kitabınızı çok kişi okudu, herkes size katılmak istiyor. Kiralık ev kalmamış... Bu yüzden bir süre için Madam Eleni’de kalacagız. Madam Eleni de kim mi? Bunu da Tamer anlatsın! Sevgilerle, Cankurtaran Şövalyelerinin heyecanlı adayı Aytül Akal ? Minik sihirli değneklere duyuru! Okuduğunuz kitapları tanıtmak için “mektup” yazmaya ne dersiniz çocuklar? Kitabın yazarına yazacağınız mektubu sayfamızda yayımlayacağız. Kim bilir belki de kitabın yazarı sizin mektubunuzu okur, size cevap verir!.. Yazdığınız mektupta, öyküdeki beğendiğiniz bölümleri bize anlatmayı, sorular sormayı ve bizi heyecanlandırıp meraklandırmayı unutmayın!.. Sihirli Değnek mektuplarınızı bekliyooor... Tolga Gümüşay’a mektup vaar! KDZ. Ereğli TED Koleji 6/ B sınıfı öğrencisiyim. Okulumuzda, “Yazarlarımızdan Mektup Var” adlı bir proje başlatıldı. Siz de bu projede yer alan yazarlarımız arasındasınız. Daha önce kitaplarınız hakkında pek bilgim yoktu ama ben sizi seçtim ve kitaplarınız hakkında araştırma yapmaya başladım ve projeme adım atmış oldum... Can Çevik (KDZ. Ereğli TED Koleji) (Tolga Gümüşay, “Altı Yıl Tam Pansiyon”, “Pembe Tuvalet”, “Geleceği Görme Ortaklığı”, Günışığı Kitaplığı) yeri ve önemi; Çocuğun gelişim sürecinde çocuklar için yaratılan müzik yapıtlarının yeri ve önemi; Çocuk ve gençlerin duygu ve düşünce sağlığını olumlu olumsuz etkileyen yayınlar; Ülkemizde, çocuk ve gençlerin okuma kültürü edinme sürecindeki temel sorunlar; Çocuğun gelişim sürecinde görsel bir uyaran olarak resmin, karikatürün yeri ve önemi; Çocuk tiyatrosu; Çocuk ve gençlik edebiyatı eleştirisi; Çocuk ve gençlik edebiyatında çağdaş yönelimler; Ülkemizdeki çocuk ve gençlik edebiyatının sorunları ve çözüm önerileri; Türkçe öğretiminin temel bir aracı olarak çocuk edebiyatı. (http://cgsempoz.education.ankara.edu.tr/index.html) Rıfat Ilgaz Sempozyumu (101112 Mayıs 2006) Ankara Üniversitesi Kastamonu Meslek Yüksekokulu, Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi ve Çınar Yayınları’nın işbirliği ile Rıfat Ilgaz Sempozyumu düzenleniyor. Bildiri başlıkları: Rıfat Ilgaz’ın Romanı; Rıfat Ilgaz’ın Öyküsü; Rıfat Ilgaz’ın Şiiri; Rıfat Ilgaz’ın Mizahı; Rıfat Ilgaz’ın Çocuk Edebiyatı; Rıfat Ilgaz’ın Gazeteciliği; 1940 – 2000 Sürecinde Rıfat Ilgaz; Rıfat Ilgaz ve Sinema; Rıfat Ilgaz ve Tiyatro; Rıfat Ilgaz ve Aydınlanma; Yerelden Evrensele Rıfat Ilgaz; Halkevleri ve Rıfat Ilgaz; Rıfat Ilgaz’ın Yapıtlarında Eğitime Bakışı. ( www.kmyo.ankara.edu.tr) ? SİHİRLİ SEMPOZYUMLAR II. Ulusal Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu (4 6 Ekim 2006) Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nin düzenlediği sempozyumun bildiri başlıkları: Çocuğun gelişim sürecinde dilsel bir uyaran olarak çocuk edebiyatının SİHİRLİ DEĞNEK 100 TEMEL ESER’E DOKUNUYOR… MEB, ilköğretim öğrencileri için hazırlanan 100 Temel Eser’i açıkladı… Tam liste ve Hüseyin Çelik’in basın açıklaması için bakınız: http://www.meb.gov.tr/index1024.htm SERBEST KÜRSÜ “100 Temel Eser” Hangi temel? Hangi eser? Hangi eser hangi temele değer? MEB, ilköğretim öğrencileri için hazırlanan 100 Temel Eser’i açıkladı… Bu eserleri seçerken “temel” kavramı için hangi “ölçütler” dikkate alınmıştır? Hangi yazın türleri bu seçkiye girmiş ya da girememiştir? Zaman içinde değişen eğitimöğretim yöntemleri, müfredat programları, gelişim psikolojisi yaklaşımları ve ‘çocuğa göre’lik (yaş dönemine uygun algı ve kavram bilgisi, dil bilgisi, psikolojisi, yaşam biçimi, beklentileri vs.) dikkate alınmış mıdır?.. “OKUMA PROGRAMI” olmadan yapılan, dağıtılan listeler bir işe yarayacak mıdır?.. 100 Temel Eser uygulamasının temelleri ne kadar sağlamdır? Serbest Kürsü, 7’den 70’e herkesin düşlerini ve düşüncelerini bekliyor… Ümit Kireçci Günümüz gençliği ve çocuklarına baktığında, ebeveyn, eğitimci ve aydınlarımızın en büyük endişesinin yetersiz bilgilenmeyle gelen pasiflik olduğunu görmekteyiz. Bu pasiflik onları her alanda yalnızlığa, değerlerden uzaklaşmaya, toplumdan soyutlamaya itmektedir. Elbette okumak ve bu alışkanlığı kazanmak, bilgilenmek, çağdaş, katılımcı, araştırmacı insan olmanın bir yoludur ve zorunludur. Ancak, bu “okuma” dediğimiz eylemi sadece şiir, öykü, roman, tekerleme ve bilmece düzeyinde tutmamız pasiflikten çıkmayı tetiklemekte yetersiz kalacaktır. İlla bir okuma listesi olacaksa, bu okuma listelerinde “Tiyatro Oyunları” da yer almalıdır. Bugün okullarda “Yaratıcı Drama” olmasını uygun gören ve onaylayan Milli Eğitim Bakanlığı’nın, hazırladığı okuma listesinde dram sanatını tamamıyla liste dışı bırakması ciddi bir eksikliktir. Hayatı, dünyayı, değerleri üstün bir dille sorgulayan, okunduğunda insanı eyleme, harekete, sahneye çıkmaya yönlendiren bu sanatın örneklerini çocuklarımızın ve gençlerimizin okumaması büyük bir kayıptır. İçerik olarak bilgi dağarcıklarına ve hayat görüşlerine ciddi artılar katabilecek olan bu yapıtlardan mahrum kalınması okuyucuya, yazılı metin olmaları sıfatlarıyla okuyucusuyla buluşmada önerilmemeleri dramatik sanatın bu en seçkin koluna zarar verecektir. Kaldı ki, bedensel ve zihinsel faaliyetlere katılmak, yeteneklerini sınamak, seyirci önünde kendini denemek veya kanıtlamak isteyebilecek her gence yol gösterilmesi bir zorunluluktur. Kendilerini yetişkinliğe hazırlayacak bu çalışmalar konusunda çocukların ve gençlerin ciddi yönlendirilmelere ihtiyacı bulunmaktadır. Edebiyat öğretmenlerinin oyun araştırması, okuması, sahneleme için günlerini harcaması gerekmektedir. Oysa bu tarz dramatik metin okuma alışkanlığı edinmiş öğrencilerin doğru okumalarla bu araştırmaya katılması süreyi kısaltacaktır. Öğrenciler, seyirci – sahne – dünya görüşü ekseninde kendilerine uygun oyunları araştırarak kendi benliklerini oluşturma aşamalarında yeni bir fırsat yakalamış olacaklardır. Bu şekilde yeteneklerini sınama ve sunma aşamasında dramatik metin okuma, yo rumlama ve sergileme aşamalarının önünün açılması, hazır bir metni sergilemek üzere ezberleme, prova yapmaya ve hazır bir rejiyle sahneye çıkmayı engelleyecektir. Öğrenciler, katılımcı, söz sahibi oldukları oyun ve rejilerle hayata daha kolay hazırlanacaklardır. Okulun önemi yetenek konusunda da anlaşılacak, öğrenciler yetenek avcılarının elinde, fırsat yakalama zihniyetiyle dolanmayacak, oyuncak edinmeyeceklerdir. Yetenek gerektiren okulların önemi daha da anlaşılacak, konservatuvarlar, güzel sanatlar liseleri ve fakülteleri, sanat ağırlıklı fakülteler ilköğretimden itibaren başlayan bir bilinçlenmeyle liseden kendilerine gelen öğrencileri misafir edecek, oluşturulmuş altyapıya yeni görüşler ve bilgiler eklerken zorlanmayacaktır. Üniversite mezunu bilinçli oyuncu, rejisör ve yazarların memleketimize neler sunabilecekleri ise malum. Dramatik sanatın en güzel ve yetkin örneklerini okuyucuyla, her yaştan okuyucuyla buluşturmanın önemi işte budur. Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığımızın farklı yaş gruplarına yönelik önerdiği “100 Temel Eser” adlı kitap serisine yaş gruplarına uygunluk, dil, çağdaşlık gibi birçok açıdan karşı çıkışlar, tenkitler yöneltildi. Çoğu yazar, eğitimci ve akademisyen olan bu kişilerin tezlerinin ve dayanaklarının çoğunu yeniden değerlendirmeye alıp almama elbette bakanlığımıza aittir. Ancak umuyorum ki, bu eleştiriler dikkate alınır ve yeni bir çalışma yapılır. Böylesi bir hareket, düşünen değerli insanlara değer vermesi bakımından Milli Eğitim Bakanlığımızın öğrencileri çağdaş, düşünen, konuşan ve haklarına sahip çıkan insanlar olmaları konusunda yönlendirmede en az kitap önermek kadar etkileyecektir. ? “BAZI KİTAPLAR TADILMAK, BAZI KİTAPLAR YUTULMAK, ÇOK AZI DA HAZMEDİLMEK İÇİNDİR.” / BACON İYİ Kİ VARSINIZ... İYİ Kİ DOĞDUNUZ! Jule Verne (8 Şubat 1928) Nur İçözü (12 Şubat) Seza Kutlar Aksoy (15 Şubat) Nilay Yılmaz Kurtuluş Deresi Cad. No: 47 Bilgi Üniversitesi, Dolapdere/İstanbul [email protected] Tel: 0212 236 78 42 0212 311 51 82 CUMHURİYET KİTAP SAYI 834 SAYFA 33
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle