Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ahmet Attilla şentürk'ün divan şiirini anlamayı kolaylaştıracak geniş bir kavramlar sözlüğü hazırlaması, değişik öğretim kurumlarında çalışan divan şiiri uzmanlarıyla ortak bir çalışma içinde, bilgisayarda bir veri tabanı oluşturması, divan şiirini yorumlamaya yarayacaktır. Mustafa şerif Onaran Dergilerden Divan edebiyatıyla dargın değiliz meye çalışıdığı 1930'la ve 8O'lı yıllar arasında gerçekleştırılmıştı Dedc ıle torunun anlaşmada zorluk çektığı bır toplumun halını duşunun Şu tclakcte bakın lnsanların hangı gorus. ve sıyası gıuba bağlı oldukları, konuştukları I uıkçeden anlışılıyor Turkıye ve Turk kultuıu, boyle gunler yaşadı" dıyebılı yor Osmanlıca genış bır coğrafyaya ya ydan çokııluslu bır devletın dılıydı Kultur ortuşmesıyle her dıle başka dıll lerden geçışme olıır Ancak Osmanhca lurkçenın kımlığını golgeleyecek kadar Aıapça F arsça sozcukler, taınlamalarla kaplamıştı Agâh Sırrı Levend "Turk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evrelerı' nı yazdığı kıtabında dıl değışımının tarıhçesını ele alır " Yenı Kalemler' ha reketıyle Turkçenın ozbenlığıne kavuş ma çalışmaları hızlandı Cumhurıyetle bırldcte yenı bır topluma geçerken o toplumun gercksınımlerını karşılayacak dıl değışımı yoğunlaştı Ahmet Atılla Şenturk gıbı duşunen ler bunu bır dayatma olarak nıtelendı nyorlar 30'lardan 80'lere kadar yarım yıızyıllık bır surenın, Turkçenın daya tılması yılları olarak değerlendırılmseı yanlışına şaşırdım Yenı sozcukler bır onerı olarak ortaya atılır, benımsenırse tutar, benımsenmezse tutmaz Nılay Ozer'le yaptığı konuşmada Ahmet Atıl la Şenturk'un kullandığı sozcukler ara sında Gelişme, belırtı, anlam, benım seme, kavram, sureç, etkı, sozluk, du rum, yonelık, kurum, ozellık, oğrencı, guven, yorum, tutku, amaç, uye gıbı, bu ellı yıllık donemde turetılen, onun "uyduruk" dedığı sozcukler var Artık hıçbır kurumun boyle bır dayatmada bulunmadığına gore, neden kullaruyor bu sozcuklerı? Osmanlıca sozcukler bıle değışık do nemlerde yenı anlam yuklemı, anı de ğcrlerı, çağrışun guçlerı kazanarak zen gınleşmış, etkıh olmuşsa, Osmanlı uygarlığırun, o donemlerdekı yaşama koşullarının, dıvan ozanlanndakı duşlem gucunun bunda payı vardır Cumhurıyetle gelen yenı kultur de ğerlerı, değışen toplum yapısı, yenı ozanların duşlem gucu, neden Turkçe sozcuklere ayn bır canlılık kazandırma sin? Turkçenın gucune ınanmayanlar hıçbır zaman bunun aynmuıa varamay caktır Oysa Fazıl Husnü Dağlarca gıbı bır buyuk ozan, son 25 yıldır dıl devrımıne karşı duranlar ıçın dıyor kı "Turkçenın arüaşırken ne buyuk bır anlatım olanağına ulaştığını sezemedıler, goremedıler Şaır olarak başansızlıklarmı, eskı kelımelerı kullanmakla orttuler Daha da gerıye gıdenler oldu < 9 Oysa son yuzyılda denenmış, başarılmıştır, Turkçe yazın Turkçe sozcukler le yapılır Ozanlar, yazarlar kışılıklennı Turkçe sozcuklerle kazanabılır (VARLIK, Gozlerim gucunu yitirdi. Bu yuzden mutlu oldum. Düşunerek gormek sevmeye benziyor, Enver Ercan'ın yaptığı goruşme, Şubat 2005) DİVAN ŞİİRİNİN CELECEĞE DÖNUK YORUMU 3 Dıvan şıınne "Klasik 1 urk Şiiri" de denıyor Buradakı' klasık sozcıığu nu eskı Yıınan, Latın ya da Ronesans donemı duşuncc dızgesıyle karşilaştır malar yaparak elt almak uygıın olmaz So7cuğun tanımından yola çıkarak, U7ennden çok zaman geçtığı halde dc ğerını koruyan, tuıunde ornek sayılan edebıyat dıye vorumlamalı (TURKÇE SOZLUK, Ali Puskulluoğlu, Doğan Kıtap, Ekım2004) Demek kı dıvan şıırınde, bıraz daha bağımsız bır yorumla geleceğe yonelık anlam deıınlıklerı ararmlı 4 Kapalı bır toplumda değışmecelı sozcuklerın çok katmanlı bır şıır doku su oluşturduğu doğrudur O şun yo rumlamak ıçın Ahmer Atılla Şen turk'un onerdığı bılgı bırıkımı yetme yebılır O dıvan şıırıne bılımsel gozle bakarken şıır duyarlığından kendını kurtarmak, "kadavra inceleyen bir cerrah" gozuyle şıın "şerh" etmek gerektı ğıne ınanıyor Yanılıyor Gonul gozuyle bakmadan şunn ıncelıklerıne varda maz Unlu hukukçu Faruk Erem; "Su çu kazı, altından ınsan çıkar dıyordu Bır hekım de, "Haslalığı kazı, altından ınsan çıkar" dıyebılmelı Halim Şerif Guzelson ıın "Otopsi" dıye bır şıırı var, Orhan Veli'ye ağıtıçın yazümış bır şıır "Morgta açılınta ka/atas: Doktur bcyler beyın gorduler Indmna ten kafesıne ne^tert Doktar beyler yurek gorduler Yurekte ne gorduler derunız \ urekte memleket gordult r Dunya gorduler Bır de doit gorduler Ama bu t$te doktor beyler Doğrusu geç kaldılar Çok geç kaldılar " Bır edebıyat bılımcısı dıvan şıırıne "kadavra inceleyen bır cerrah" gozuyle bakınca, cınsel yakınlık ıçındekı bır se vı ılışkısının "tasavvuf" boyutunu da gorebılır "Varhğın Birliği", "Tann'nın varlığında yok olma", "arınma" gıbı kavramlann guncel yorumuna varamazsa yetersız olmaz "Klasik şiir" ya rınlara umut ışığı yakarsa daha guçlu yaşar "Riyazet" dedığımız "Arınma", gunumuz ınsanı ıçın, çıkar ılışkılerınden uzak durup, kendını ınsanlığın kurtuluşuna adamak dıye bır yorumla nabılır Asıl sorun ınsanın ıçındekı "oteki kişi"yı ortaya çıkarabılmektır Ahmet Hamdi Tanpınar gıbı, dıvan şıırıne gonul gozuyle bakmasını bdmı yorsanızA o "saklı su"yu bulmanız kolay olmaz (OTELERDEN BlR SES, Mustafa tsen, Divan Şıirinin Çağdaş Bir Yorumcusu: Ahmet Hamdi Tanpınar, Akçağ Yayınları, 1997) E skı Turk edebıyatının unutul duğunu, unutturulmak ısten dığını, Turkçenın kendı benlı ğını kazanması çalışmalarının gcçmışımızle bağlarımızı kopramya yol açtığını one surerek geleneklerımızı korıımamız gerektığı, sık sık gundeme gelen sorunlar arasında, tartışhyor Nılay Ozer'ın Ahmet Attıla Şen turk'lc yaptığı kapsamlı konuşma, dı van şımnın yenıden gundeme gelmesıy lc ılgılı soruların surdıırulmesını sağladı (YASAK MEYVE, Reddedilen Mirasın Zor Anahtarı II, Divan Şiiri, Klasik Şcrh tni, Modern Kuramlar mı?, Ocak Şubat2OO5) Nılay Ozer'ın duzenledığı dosya YA SAK MEYVE'nın geçen sayısından bu yana, değışık boyutlar kazanarak ılgı uyandınyor Ahmet Atdla Şenturk, Istanbul Um verstıesı Edebıyat Fakultesı'ndc oğretım uyesı olan, Divan Edebıyatı uzerıne yo ğun bılgı bırıkımı bulunan, değerlı bir uzman Boyle bir edebıyat ınsanının go ruşlerı, divan şıırıne bakmayı, o şıırın gızlerını çozmeyı kolaylaştıracak, çağdaş şurımtfde bu gızlı gomuden nasıl yarar lanacağımmn yollarını gosterecektır Ahmet Attılla Şenturk'un dıvan şurı nı anlamayı kolaylaştıracak genış bir kavramlar sozlıığu hazırlaması, değışık oğretım kurumlarında çalışan dıvan şı ırı U7manlarıyla ortak bır çalışma ıçın de, bilgisayarda bır verı tabanı oluştur ması, dıvan şurını yorumlamaya yaraya caktır Nılay Ozer'le yapılan konuşmanın kı mı ayrıntıları uzerınde durmak konuya açıklık getırebılır BİZİ DİL Ml AYIRIYOR GEÇMİŞİMİZDEN? 1 "Artık geçmışımızle barışma zaman geldı", sozu yınelenır oldu Bız geçmışımızle dargın mıydık? Zengın bır şıır geleneğımi7 var Dıvan şıırı XI II yuzyıldan bu yana, 6 yuzyılı aşkın bır zaman dılımınde etkılı olmuş, gor kemh bır şur Değışen şıır dılı, gızlı kav ramlar o şurın bır "saklı su" olarak nı telenmesıne yol açmış Bu durum eskı şurımızle dargın olduğumuz anlamına gelmez 2 Değışen dıl, kuşaklar arasında an laşmazlığa mı yol açıyor? Dolayısıyla kuşaklar arasında bır kopukluk mu var ? Düın canlı bır varlık olduğnu, Os manlıca sozcuklerın bıle değışık yuzyıl larda ayn anlamlar taşıdığını," 15 yuz yıl metnını 19 yuzyıl üsmanlıcasının sozluğu ıle anlamaya çalışırsanız ortaya yanlış ve çoğu zaman gulunç anlamlar çıkar" anlayışını belırten Ahmet Attıla Şenturk, bır yandan dıl değışımının zo runlu durumuna ılgımizı çekerken, ote yandan "Asıl kırdma, kopma ve hııyıık tahrıbat dılde sadeleşme ve uydunıkça kelımelcnn topluma zorla kabul ettırıl ŞİİR DUYARLIĞI 5 Dıvan şurını anlamayan bınsının, "Zati'nın remılcı dukkanına gıtmeyı alışkanlık edınen dıvan ozanları remıl atıyor gıbı ^nı yazıyor' demesı nt kadaı yanlışsa, Ahnıet Atılla Şenturk un 'lkincı Yenı' ıçın 'Bıldığım kadarıyla 'Bir şey soylemeyen şıır' dıve tarıf cdı lıyor Bana kızmasınlar ama mı/ahı bır taııhnı yapmak gerekırsc, bıra/ da 'tombalacılık' gıbı bır şey Bır torbaya kelımelerı va/ıp doldıır sonra sallaya rak sııayla çıkıp y ın vm ı getır olsıın sana şıır dtmesı dc o kadar vanlış O /aman dıvan ^urı ıi7erınc bunca bılgı bırıkımı olan Ahmet Arılla Ştnturk un şııı duyarlığı edınemeyışınc bılmcdığı, 'Ikıııu Yenı u7erınc 'ahkânı' kcsnıcsı ne ancak gulunur Bır ozanın sozcuklerlc gorduğunun, sozcuklerın çağnşım gucuylc şurının hangı çatalağ/a dokuleceğının ayrımına varamayız Sozcukler, sozcuklerın oluş turan harfleı bırer sımgcdır "Tasav vut a çağdaş yorumla bakan Hilmi Yavuz ıçın, çol /aman, ayna, doğu, gızcın herhangı bu harf, yaşamanın anlamıdır belkı Bır şıın yorumlarken kendımız den yola çıkar yaşamayı yonımlarız as lında Yaşamanın, belkı de tasav vuf'un anlamı, şıır geleneğını çağda;; şııre donuştuıunce bellı olacaktır 'Dı van" ya da "Dıvançe" adlarına bakıp, çağdaş şıııın altın damarını yıtık bır 7A manda aıamak yerıne eskıl bır duyarlı ğın çağdaş şurde nasıl yorumlandığını anlamaya çalışmalı Victoria B. Holbrook un "Husn u Aşk'a Onsoz" yazısını okurken, çağdaş yorumun dıvan şıırıne yenı bır boyııt kazandırdığıu anlarsıni/ (YASAK MEYVE, Ocak Şubat 2005) 6 Osmanlı uygarlığı uzerıne Batı kaynaklarında çok onemlı belgeler ya yımlandığını, '16 yuzyıla gelındığınde Osmanlı lmparatorluğu uzerıne Batı dıllerınce neşredüen eserlerın sayısı 3000'ı buluyordu" dıyerek Osmanlı toplumundakı yaşama koşullarını, Batı lılarm çok ıyı ınceledığını anlatan Ah met Atılla Şenturk, ozellıkle 1894 dep remını, gundclık yaşama koşullarını, nıcc csnafın sanatçının kendı donemle rındekı durumun Batılıların daha ıyı saptadığını belırtıyor Sonra da çok say gılı gorunen bır saygısızlıkla Walter Andrevvs gıbı, kenara çekılıp', dıvan şurıne çağdaş bır yorum getırmek ıstc yen bır araştırmacıyı kuçumsuyor Ah met Atdla Şenturk gıbı bılgı yoğunluğu ıçındekı bır oğretım ııyesının bu tutumu, bılım toresıyle bağdaşlıyor mur1 Hıç olmazsa Walter Andrews dıvan şı ırıne bakmakla bağlar kurmaya, gelene ğın yenı bır donuşum ıçınde nasıl surek lılık kazandığını gostermeyc çalışıyor Aynı topraklar uzerınde yaşamak, Osmanlı uygarlığının kalıtını paylaş mak, dıvan ozanlarıyla eşduyum ıçınde olmamua yetmez "Kenardan bakan" bır yabancı, o dunyaya daha yakın du rabdır "Berceste şıırı başka, mesel başkadır Kemal Pestenkeranedtr nıce sozler me>.el gıbt" dıyen Yahya Kemal Beyatlı'nın beytını nasıl yorumlumalif' Bılgı bırıkımı, bır şıın açıklamayı kolaylaştırsa da, şıırın gızılgucunu sezmek şur duyarlığını ge rektırır Ahmet Atılla Şenturk gıbı donanımlı bır oğretım uyesının o duyarlığa vara bılmesı ıçın kendının gerısınde durması uygun olur* MniH ŞBtt HÜM MMdı M M M.feI . k M i hHârML M. ımti m n n « a « M K İ T A P SAYFA 30 C U M H U R İ Y E T S A Yl 78',