07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Metin Kaçanla "Adalara Vapur "u konuştuk nlıgıiîiıı oram Okurlar Metin Kaçan adını Istanbul, Dolapdere ve çevresinde yaşayan insanları anlattığı "Ağır Roman" ve bu romandan yapılan filmle tanıdı. Sonra "Fındık Sekiz" ve "Harman Kaplan" adındaki romanlarını yayımladı Metin Kaçan. Sonra öyküye döndü. "Adalara vapur" bu dönemin ürünü. Metin Kaçanla bukitabını konuştuk. Metin K.i(,<ın AOAl.ARA VAI1 R leştiği yerde... Öykülerimde hayatın daha cilveli yanlarını anlatmaya çalışıyorum, çünkü hayat kentte gerçekten son derece sıkıcı, insanlar bütün isteklerini kaybediyorlar. Yalnız vc ncsneler arasında kalmışlar, nesnelerin boyunduruğu altına girmişler, her şeyin maddeyle maddiyatla ölçülebildiği bir dünyada, yazı her halde en büyük kaçıştır. Gerçeğe ve gerçekten... Okuru \ızınle beraber kaçmaya teşvık edtyorsunuz... Istedıği karakterın peşine takılıp kaçabılir.. Okura çeşitli atmosferler kuruyoruz. 'Adalara Vapur' da aslında Adalara Vapur'la hiç bağlantısı olmayan bir öyküdür. 'Adalara Vapur'un öyküsünü anlatırken çok eski bir döneme gidiyoruz. Sümer dönemine gidiyoruz, Asur'a gidiyoruz, efendim Babil estetiğine gidiyoruz, oradaki cambazlara gidiyoruz, Suriye'nin ovalarına gidiyoruz, oradaki cambazların hayatını inceliyoruz daha sonra bir kralla bir kraliçenin birlikte oluşlarını seyrediyoruz. Bu da bizi çok rahatlatıyor, çünkü kentte hiç böyle bir şey yok. Kentte saf ova yok artık. KORUNMA MEKANİZMASI Bazen ilginç dipnotlar vermişsiniz, bu sözcüklerin kaynağı nedtr? Dünyanın çeşitli ülkelerinde kullanılan değişik diller var. Bu dillerin yan dilleri var ve bu yan dillerin ara dilleri var. Anadilden ayrılan dillerin çoğuna argo diyoruz. Şunu da hemen belirtmck gerekir ki kanunun, var olan sistemin çok uzağında yaşayan insanların kendi kendilerine geliştirdiklcri fakat yine de yabancı dillerin etrafında dönüp dolanan bir dildir argo. Ispanyolcadan, Yunancadan Ingilizceden Fransızcadan ödünç alıyorlar ödünç veriyorlar. Bu dil resmi olan var olan dilin tam karşıtı. Çünkü sözcükler Türkçenin gramerini kullansalar bile değişiyorlar, maske takıyorlar var olan, bilinen anlamlan dışında anlamlar taşıyorlar. Bunu sadece bu tür yerlerde yaşayan insanların bir korunma mekanizması olarak görüyorum. Benim kitapta anlattığım insanların çoğu kendilerini son derece şehvetli, son derece coşkulu karakterler olarak görür ve ben de yazar olarak onlardan yanayım. Objcktif duramıyorum orada. Böylelikle dılin hükümranlığının sürdüğü bir ülkc yaratıyorum. Bu ülke de bir dil ülkesidir daha önce dc söylediğim gibi. Bu dil ülkesinin en büyük sahipleri de hayat için çok büyük coşku taşıyan, insanlardır. Bu dılde ınsanlar neden haztrolan, var olan dılin etrafında dönmezler de dığer dillerden nıedct unıarlar'^ Işte burası çok önemli, kitapta anlattığım her öyküde kurduğum her atmosferde sözcülderden çok farklı anlamlar çıkıyor. Bu kitap okuyucu için başka bir anlama gelebilir, eleştirmenler için farklı bir anlam kazanabiür benim \qm ise çok çok farklı bir hikâyesi olabilir. Bu dilin kendi içinde sürekli kılık değiştirmesinden kaynaklanıyor. Dilin kendi içinde makyaj yapması, bir sözcüğün ayna karşısında oturup saatlerce makyaj yapması gibi özenle seçilmiş dil ve sözcük oyunları bunlar. Ancak sadece edebiyatın 'oyunsu' bir yapısı olmasından değil hikâyenin akmasına da yardım ettiği için bu tür sözcükler seçilmiştir. Mesela 'mamaker' diye bir sözcük var, 'bıssımma' diye bir sözcük var. Bunlar Kasımpaşa.Tophane, Şişhane gibi şehrin kurulma aşamasında merkez oluşturmuş semtlerde ortaya çıkmıştır. 'Mamaker' bir yerde güzel çocuk anlamına gelir, bir yerde kaç durma anlamına gelir, 'bıssımma', buralara gelme, bekleme, sakın buralara yaklaşma anlamlarına da gelebilir. Bir sözcük yüz anlama gelebilir. O söyleyenin vurgulamasına bağlı. Fındık Sekız ve Ağır Roman'da da bu özeldılkullanımıyla karşı karşıyaytz. Harman Kaplan daysa şıirsel yazılmıs, şıtr bıçemıyle yazılmii öyküler karşımıza çıkıyor... Adalara Vapur\akurgusalolarak, tematik olarak onlardan ayrılıyor. Aslında ben düzyazıda şiirsel anlatım K İ T A P çimde çıktı. Meğer saray tarihçilerinin ve yazmanların söylediği gibi ne ayı oynatıcısınm kızı ne de sokaklarda fahişelik yaayın Kaçan son öykü kıtabınız pan birisi. Theodora sadece çok güzel, Adalara Vapur'daki öykülcn Aşk, Yaz, Kar, Fırtına, Buz adlı çok akıllı ve o dönemdeki Bizans siyasetini çok iyi bilip yönlendirdiği için Thedol* bölümler altında loplamıssıntz Öykülerı neden hu be^ başlıg'a aytrdınız? ra olmuş birisi, ama ben onun duygusal tarafını işledim. Önceliklc şunu söylemek istiyorum. Aslında edebı koşullar ıçtnde yenıden Ben duygusal vampirler olduğumuzu düyarattınız... şünüyorum. Tabiiattan izlekler olan bu Varolan koşulları, varolan modelleri beş bölümiin simgelediği duyguların yerkafamdan sildim attını, kendi bakış açımyüzünden yavaş yavaş yok olduğunu gözla Theodora'yı sezinledim. lemlemckteyim. Kendi özel yaşamımda da Özellıkle kitabın ılk öykülerınde, Aşk toplumda da. bölümünde dikkatı çeken bir seyı sormak Insanlar artık eskisi gibi doğaya yaklaşistiyorum; ctvıl cıvıl, neselı bir bakıs var, mıyorlar. Fırtınayla, buzla yakın bir ilişkı sankt dünyayı yenı kesfeden bir çocuğun içerisine girmiyorlar. Öykülerdeki bölümbakısı gıbı Her bırinde başka sözcükler, lemede bu doğa olaylarına karşı insanın yepyenı bir dıl.. . duyduğu vicdaııi bir mesele var. Bu mese Olgunluk dönemini yaşayan bir insaleyc bir gönderme yapmak için beş bönın çocukluk diinyasına geri dönmesi çok lümden oluşturdum kitabı. meşakkatli bir iş. Ancak bütün bunları yaÖrncğin, Buz adlı bölümde kitabın son parken benim tek sığınak noktam şuydu: öyküsünü oluşturan Theodora'da, soğuk Içimizde hep bir çocuğun olduğunu söyyalnızlık vcren kasveti çağnştıran bir haleriz, "içimizdeki çocuk" deriz. lçimizdeyat yaşayan Theodora'nm öyküsü anlatılki çocuk kimdirr1 Oncelikle onu anlatmak maktadır. gerekir. içimizdeki çocuk bana göre büSanırınıtanhtekı Yheodoraıleörtüjmeyüdüğümüzde, yaşlandığımızda, güçsüz\ıni önemsemedtnız bu tıplcmede? leştiğimizde döniip kendimize tekrar, bir Saray tarihçilerinin, resmi saray yazkere daha bakabümek için yedekte bekmanlarının yazdıklannın dışında Theodolettiğimiz genç bir oyuncudur. Ihtiyaç ra hakkında bilinen çok fazla şey yok. Ben duyduğumuzda onu karşımıza çıkarır ve onu bir yazar olarak kcndi sezgisel dünona yılîar içerısinde verdiğimiz saf temiz yanıdan geçirerek anlamaya ve anlatmaya bilgileri onun dili, onun gözlemleri aracıçalıştım liıeodonı karşımıza başka bir bi1 Zerrin YILMAZ SAYFA 4 lığıyla geri alırız. Işte bu öykülerde içim i zdek i hırçın, öfkeli, neşeli, aynı zamanda saldırgan çocuğu harekete geçirip o zamanı zaten olabildiğince sert ve acımasız geçen dünyayı, onun gözlemiyle anlattım. Ve onlara gülmeye çalışarak... Ve onlara da gülmeyi öğretüm aynı zamanda. Okurlara mı karakterlere mi? Her ikisine de. Karakterlerin başına bir şey gcldiğinde onlar bu duruma gülüyorsa okurlar da aynı temaya güleceklerdir. Bu kitabı, lanet olası kent yasamının monotonlug*undan, gundelik ya\amın, ın\anlarm ve ılışkilerin yarattığı baskıdan kaçma çabası, bıraz ba$ka bıryönden bakmaya çaltşma, en kötü şeytn bılegülmek ve kaçış ıçırı naul kullantlabılcceg'ımn bırortaya konu\u olarak dü^ünebılır mtyiz? Düşünebiliriz. Sizin de söylediğiniz gibi şu lanet olası kent yaşamı hakikaten insanın hayatını hiç istemesek de fazlasıyla monotonlaştırıyor, o monotonluktan kaçış için çeşitli serüvenler ıçine giriyoruz. Kimimiz yazı ile bu monotonluktan kaçıyoruz, kimimiz yazının ve hikâyenin bir C U M H U R İ Y E T S AYI 7 39
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle