25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kapak konusunun devaını. •" ürünlcri yukarula adları geçen dort kitapta toplanmıştır bu, daha da belirgirı olarak görülebilir. 1974, o 'milât noktası' bu arada gelip çattı ve o tarihten başlayıp gittikçe ivme kazanarak çok şey değişti. Şiir de DU hızlı degişimlc bağlantılı olaraK yeni bir değişim ve ivme sürecine girdi. 7990' larda, bu toprağın 8 bin küsur yıllık tarih ve kültür mirasını poetik bir malzeme olarak ele almaya hangi dürtü ve etkcnlcrle karar verdin? 1990'uı öncesi de var. 8 bin küsur yıllık tarih ve kültür mirasına cğilmekten önce de içimde se/gisel olarak böyle bir eğilim hep vardı. Örncğin, kendi Türkçemizdcn 'farklı bir şiir' çıkarma dürtüsü. Ve ilk tohumları da. Bu 'dürtü' bende en başından bcri vardı. Hep 'bir şeyler eksik' diyordum. Farldı bir ülkenin, tarihin, kültürün, dilin insanları olarak 'farklı Türkler' olduğumuzun bilincindeydim ve bu farklılıöın 'farklı bir Türkçe şiir'le sonıutlanabumesi, o 'dil'i yakalamak hiç kolay değildi. Bunun mirasından, uzak ve yakın pratiklerinden yoksunduk. Biünç olarak çok donanımlı saytlnıazdık. Üstümüzde, 700 yıllık Türk(iye) şiirinin bir yanıvla olumîu, ama bir yanıyla da ezici, etkileyici 'ağır gölge'si vardı. Gene dc Türkiye şiirinden 'farklı' bir şiirin ilk örnckleri yazılabildi. Yukarıda da değindiğim gibi, bunun örnckleri daha 1970'li yıllann başında yayımlanan "Otme Keklik Ölürüm"de ve "Dayan Yüreğim"de yer aldı. Fikret Demiraö Kıbrıs'tan bir ses razlarının (hatta küçümseyici yok sayıcı tavırlarını) bu 'toplumca dönüşüm noktası' ışığında ve geçmişin kosullarına da dönüp bakarak değerlendirmek gerekir. Diyalektiğe ters bir yargılama içinde oldukları görülccektir. Her dönemin kendi koşulları vardır ve ürünleri dc bu koşullar çerçevesinde değerlendirilmelidir. O itirazlar, 1974'ten önce yapılamazdı; onların murat ettiği anlamda bir 'dönüşüm' dc söz konusu olamazdı; ne politik, ne sosyal, ne de kültürel koşullar vardı böyle bir şey için. 8 bin küsur bir tarih ve kültürün köklerine yönelmek birdenbire olmadı. Süreç içinde, bilinçlenme sonucu kendini dayatırbirnoktaya gelinmişti. "Akde Kıbnslı bir salr olarak Fikret MmiraO'ın şllrlnln bir özelliğl de dofldunizli Şiirler ve Aşk Söz 9u topraklann dlllne sahlp cıkması. Dönüşüm noktan leri" (1884), "Adıyla Yaralı" (1986) ve "Rüzgârda Ozan Tür1974'te bir 'donüşum noktası' oldu. Ier yazılmaya başlandı. Poetik ve tematik küleri" (1986) kitaplarıma giren şiirler ya1970'li yıllann sonlanna doğru beliren bir serüvenin doğal gelişimi içinde. Yani, zılırken, bir yandan da o 'tarihe ve kültü1974 Kuşağı şairlerinin (Mehmet Yaşın, şiirimdeki gelisim ve açılımların 'yatak dere dalma' süreci ve bu çerçevede, sonraNeşe Yaşın, Hakkı Yücel vs.) 'çıkış'ını; ğiştirme' olaraK algılanması; bunun, kendan "Acılı Bir Yurt Için" ana başlığı alkültürel aidiyet sorgulamasını vc bu çerdileri ve vazdıkları da 1947 sonrası koşultında 4 kitaplık bir dizi oluşturacak şiirçevede şiirimizin geçmişine yönelik itilarının doğal birer ürünü olan gcnc şairlerin etkisine bağlanması, beni yalnızca güldürür! Bu tür saptırma ve karalamaflkrtttinıAufl Iarın, şiirimizdeki hcr gclişmeyi nalıncı keseri gibi kendine yontma eğiliminde dayan yürefllm olanların hazırladığı ve tanınmış yayınevlerince yavımlanan ülkemiz şiirine ilişkin bazı antofojilerde yer alması da hiç umurumda dcğildir. O tür savlara, 'değerlendirmeler'een iyiyanıt.yapıtlanmdır. Kimselerin, hiçbirkuşağın da 'izleyicisi' falan dcğilim. Kendi poetik doğrultumda, kendi serüvenimi sürdürüyorum. O kadar. Ötme Keklik ÖliiDayan Yüreğim/ Umut ve Dehşet Ça Dinle Şarkımı/ AcftHrtirtİçbı riim / Fikret Değından Şiirler/ Vikret Fikret Demırağ Fikret Demirağ "Acılı Bir Yurt îçin" anabaşlığı altında mirağ /Dost /Sanat Postast Demtrağ/Sanat lleti /ÇağDer Yaymlart yayımlanan 4 kitapltk dizı, 1990 u yıllann Yaymlart / 43 s. Yaymlart I63 s. }tm Yaytnlart/63 s. /64s. baştnda peş peşe yayımîandı ve çok da ilgi görerek birkaç yıl içinde ıkinci baikıya (toplam 6 bin tıraja) ulaştı. Yüz küsur bin kisilik bir toplumda çok hüyük bir rakam bu. Derken "Şiirin Vaktine Mezmur" (1996) ve "Eros'un Okulu" (1997) tzledi bunları Akdenizli Şiirler ve Adıyla Yaralı/ Rüzgârda Ozan Tür Limnidi Ateşinden Hüzün Ana/ Fik Şimdi de, Yön Şiir Özel Dtziu'nden "Alfa ve Aşk Sözleri/ Vikret Fikret Demtra. kiileri/ Fikret Demi Bugüne/ Fikret De ret Demirağ Demirağ /ÇağDer /Su Yaymlart raji/KKTCKül.Bak. mirağ /Galeri Kül /Galıre Kültür Ya Omega" yayımlandı bugünlerde. Bu kitap Yaymlart / 93 y 88 s. Yaymlart / 64 s. tür Yaymlart /123s ytnları / 159 s. üzerine neler söyleyecektin? Benim son 20 yıldır şllrin vaktine ımzmur yazdığım şıir, aslında şu MtrrHtş 'tek bir şiir'. Kitapla8AVAŞY1UARI rımda yer alan şiirler bu 'tek şiir'in parçala rı. 'Kıbns trajedisi' ve bu çerçevede insanlarının yaşadığı süreçler, diyc özetleyebilirim bu 'tek şiir'in ana temasıSırı Dökülmiiş Kö Şiirin Vaktine MezEros'un Oku/ Şu Müthiş Sava; Alfa ve Omega/ «• " A1fa , v e P m e S a . " " kayna/ Vikret Demur/ Fikret Demirag Fikret Demirağ Yılları/ Fikret DeFikret Demirağ ^ bu tek şur ın bir mirağ /Galeri Kül /Galeri KültürYayın /HeraYaytnları / mirağ /Galeri Kül /Yön Yaymlart / parçası ve şımdıhk son türYaymlart / 163 s. 123 s türYaymlart / 191 s. ları/89s 12U. nalkası. UmutsuzluSAYFA 4 ğun en ucuna yapılan bir yolculuk. Temelsiz umut yerine, tcmeli olan bir 'umutsuzluk' bu. Belki bu koyu unıutsuzluktan başka kendim ıçin olmak üzere, cıkurlar açısından da bir 'kıvılcını' çıkar mı diye düşünmüyor da değilim hani. Ama bu, aşırı bir kendini beğenmişlik, megalomani ve şiirin gücünü çok abartmak olıır. Ne yazık ki böyle bir gücü yok şiirin. Keşke olsa! Ben, sanırım, ruhumu tedavi etmeye çalışıyorum, böyle kanatarak. Bilmiyorum. Kcndinden menkul, kimselerin talep etmediöi bir 'toplumsal yarar' da umuyor olabilirim, belli belirsiz. Şiirimin, bu çerçevede "Alfa ve Omega"nın poetik değcrleri üzerine söz etmekse bana düşmez. Her ne kadar ne yaptığımı, niçin yaptığımı, nasıl yaptığımı, niçin öyle yaptığımı biliyor ve şiırimi savunabilir durumda olsam da, bunu yapmak bana düşmcz. Yalnız, bu arada bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Şiirimde, tek tek bazı şiirler', aynı kitaptaki başka şiirlcrin birer tekran, versiyonu, hatta kopyası olarak görünebilir. Birçok imge ve eğretilemc, natta sözcük kümesi için de söylenebilir bu. Oysa, o yineleme ve benzemcler bilinçli bir yapının gereği. Birbirine sızrnalar, geçişler, yinelemeler yoluvla hem bir şcylcrin altını durmadan daha kalın çizme, hem de bu geçişlersızmalaryinelemeler yoluyla bir olguya çeşitli yüzlcrinden bakma ve o 'tek şiir'in gövdesini etlendirme girişiminin gerekleri, diye düşünüyorum. Gerisi, Zaman'a ve Şiirin Tarihi'ne kalmış! Peki, tüm bu serüvenden, örneğın Türkiye sıtr metropole ne o'lçüde haberdar? Olduğu ö'lçüde, tepkiler nasıl? • Sorunun ilk bölümünün muhatabı ben değilim herhalde. Bu, onların sorunu. Eskiden olsavdı bunun yanıtını öncmserdim. Cîcnc de bir ölçüde önemsiyorum, ama fazla abartmanın da bir anlamı yok. Böyle bir bcklentiye kiiitlenmiş değilim yani. Ben kendi serüvenimi sürdürüyorum. ünemli olan, şairin, kendine verdiği hesap. Hiçbir metropol 'edebiyat otoritesi' kötü bir şairi iyi şair vapamadığı gibi, iyi bir şiirin de sonsuza kadar önünü kesemez ya da görmezlikten gclcmez. Farklı poetik değerlere sahip olabiliriz. Oradaki şiir beğeni ve eğilimleri bizi niye bağlasın? Gene de, nereden ve kimden geldiğine bağlı olarak, bazı yargılara elbette kulak verir ve onlan önemseyebüirim. Şiirimin çeşitli dönemleri için Behçct Necatigil, Melih Cevdet Anday, Cemal Süreya, Ozdemirînce... gibi şairlerin koyduğu yargdara sevindim, onlardan şiirim adınaişaretler ve dersler çıkarmaya çalıştım. Otc yandan, yaşıtım ve benden genç, epey genç şairlerin, eleştirmenlerin cörüşleri de beni çok ilgilendirdi. Ama fazla abartmadan. Sanırım, şiirde ne yapmak istediğime ilişkin çerçeveyi, coğrari konum, Kültürel aidiyet, poetik ve tematik seçimler çerçevesinde cn iyi ortaya koyan yazılardan biri, 1998'de " Yaşasın Edebiyat" dergisindeyayımlandı (Eros'un Çığlığı / Halil Gökhan). Öbürü de Kıbns'ta bir dergide (Başka dergisi) Neşe Yaşın imzasıyla yayımlanan "Tarih Karşısında Şair Duruşu" adlı yazıydı. Sanırım, bekfediğim, gcrçekten gereksinme duyduğum en anlamlı yaklaşımlan "çekirdek" olarak bu yazılarda buldum. Şiirimle ilgili, iki ülkede, iki kişinin kapsamlı iki çalışması olduğunu biliyorum bir de. Tarih ve kültür donanımı, bilinci, şiirin mı satrin mi vazgeçilmezlertdir? Bu bağlamda, şairin tanıkltğı, aydın tavrı ve dönüştürücü kımlıği üzerine neler söyleyeceksin? Sözünü ettiğin donanım vebilinçşairde olmazsa, şiire nasıl yansıyacak?" üönüştürücü" sözü ise fazla iddialı. Şiir'in gücünü ve şairin misyonunu fazla abartmaktan yana değilim. Şairler de, başka insanlar gibi, yaşadıklan dönemin olum" CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 0 2 Kendine hesap vermek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle