23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

îslamiyetin doğuşundan günümüze yaklaşık bin dört yüz yıllık bir zaman dilimi içinde, girişimciler ve kurdukları ortaldıklar dünyanın her yerinde büyük dönüşümler yaşadılar. Murat Çizakça'nın kitabının ilk kısmında, ortaçağ ortaklık biçimlerinin Avrupa'da vc son olarak Amerika'da geçirdiği evrim sürcci irdeleniyor. Osmanlı arşivlerinde yürütülen kapsamlı bir belge taraması sonucunda yazılan ikinci kısımda ise, Islami ortaklıkların Osmanlı ekonomisindeki yeri tartışılıyor. Prof. Dr. ŞEVKET PAMUK Murat Çizakça dan "Iş Ortaklıklan Tarihi" Osmanlı'da imcilik Hcari antaşmazHüar O smanlı arşivlerindeki titiz araştırmalarıyla tanıdığımız iktisat tarihçisi Murat Çizakça yıllar süren bir çalışmanin üriinü olan ve daha önce yurtdışında da yayımlanan bu kitabında sadece girişimcilik tarihine değil, zihniyet tarihine de ışık tutuyor, önemli bir katkı yapıyor. Yapıtıp değcrini daha iyi takdir cdebilmck için, biraz geriye dönerek geniş bir tarihsel çerçeve çizmekte yarar var. lslam dininin faizi yasaklamış olmasının kredi ilişkilerinin gclişmesini önlediği ya da en azından önünde ciddi bir engel oluşturduğu sık sık öne sürülür. Ayrıca, mevduatbankacılığının olmayışı da dışandan bakan nek çok gözlemciyi lslam toplumlarınua finans kurumlarının ve finans araçlarının var olmadığı sonucuna götürıniiştür. Tefeciliğe karşı dini nedenlcrden kaynaklanan bir yasaklamanın ortaçağlarua hem lslam hem de Hıristiyan dünyasında egemen olduğu doğrudur. Ancak, faiz ve tefecilik ya da Arapça deyimiyle riba, Kuran'da ve daha sonraki lslam yazınında şiddetle eleştirildiği halde, daha sonra Avrupa'da olduğu gibi ortaçağ lslam hukuku içinde de, bu yasakların etrafından dolaşmanın çeşitli yolları keşfedilmişti. Bu hukuksaı oyunlar ya da hileler, uzman hukukçular tarafından fazla hararetli olarak benimsenmese de, hiç FatzvetefecH* olmazsa îslam hukukuna aykırı bulun mamışü. Bu nedenle, ticari işlemlerdc faiz kullanımının önünde aşılması mümkün olmayan engcller bulunmuyordu. Yine de, faizli kredilcr ortaçağ lslam dünyasında fazla yaygınlaşmadı. Onun yerine, aynı işlevi görecek başka yöntemler geliştirildi. Tümü de lslam dini tarafından Kabul edilen bu yöntemler içinde mudarebe gibi iş ortaklıklan, borç •transferleri ve kredi mektupları cn önde geliyordu. lslam toplumlarında örneğin uzun mesafeli ticaretin finansmanı, faizli krediler yoluyla dcğil, ayrıntıları taşınan riskin ve değişik ortaklar tarafından sağlanan kaynakların niteliğinc bağlı olarak değişen iş ortaklıklan yoluyla sağlanıyordu. Böylece lslam toplumlan lslam hukııkunun özelliklerini de dikkate alarak oldukça ileri finans araçları ve kurumlan geliştirdiler. Nitekim, 12. ve hatta 13. yüzyıllara kadar, Doğu Akdeniz'deki kredi ve finans kurıımları Batı ve Güney Avrupa'dakilerden daha ileriydi. HnfnmH UIPIBPI Murat Çizakça iş ortaklıklarını ya da girişimcilik türlcrini Batı ve Doğu'yu içeren karşılaştırmalı bir çerçcveae ele alıyor. Osmanlı tüccarları da lslam dünya sında klasik dönemden beri rağbet gören iş ortaklıklarını kullanıyorlardı. Or neğin, uzun mesafeli ticaretin finansmanında ve diğer girişimlerde en çok baş vurulan yöntem, klasik tslamın mudarebe adı verilen ortaklık türüydü. Bu biçimde yatırımcı, sermayesini veya ticarcte konıı olacak malını, bu malı sattıktan sonra ana sermayeyi geri getirecek olan bir temsilciye teslim etmekteydi. Gerçeklcşen kârlar yatırımcı ile temsilci arasında daha önceden kararlaştırılan biçimde paylaşılmaktaydı. Osmanlılar mudarebenin yanı sıra, daha sınırlı ölçülerde muhafaza adı verilen iş ortaklığını da kullanıyorlardı. Islamın Ilanefi okulu içinde gelişen bu ortaklık türünde, or taklar sermaye, emek, kâr ve sorumluluk açısından eşit kabul ediliyorlardı. Bununla ilişkili muşareke ya da inan düzenlcmesinde ise, ortaklar en baştan değişik miktarları yatırabildiklcri gibi, kân da daha önceaen belirlenen ve eşit olması gerekmeyen oranlarda paylaşabiliyorlardı. 'l'icari anlaşmazlıklara ilişkin mahkeme kayıtları, Osmanlı hukukçularının ortaçağ lslam hukukçulannın öğretilerini gayet iyi bildiklerini ve bu iş ortakla rından kaynaklanan anlaşmazlıklarda genellikle klasik Islamın ilkelerini uygııFadıklarını gösteriyor. Yüzyıllar içinde kimi yeniliklcrin gerçekjeştiği de anlaşıLyor. Örneğin, mudarebe ile parça başına iş süreçlerinin yaratıcı biçimde birleş tirilebildİKİerini görüyoruz. Ancak bir bütün olarak bakıluığında, yüzlerce mahkeme kaydı klasik Islamın iş ortaklığı biçimlerinin, ufak tcfek değişikliklerle birlikte, 19. yüzyıla kadar uygulanmaya devam ettiğini gösteriyor. Çizakça naklı olarak, bu alandaki donüşümlerin çok sınırlı kalmasının en önemli nedeni olarak ekonomide küçük ölçekli işletmelerin egemenliğinin sürmesini görüyor. Murat Çizakça Osmanlı toplumundaki iş ortaklıklarının ticaret ve sanayi ile sınırlı kalmayıp, devletin finansmanında da etkin nir biçimde kullanıldığını gösteriyor. Devletin vergi toplama yöntemlerinden biri deiltizamdı. lltizam sisteminde sermayeleri olan kisiler devlete yaptıkları peşin ödemeler karşıhğında nelirli bir bölgenin veya kaynağın vergisini toplama imtiyazını elde etmekteydiler. Devlct iltizam kontratlarını genellik le müzayede yoluyla satışa çıkarmaktaydı. 16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren mali cnınım bozulmaya'başlayınca, devlet hem büyük sermayedarlardan borç almaya hem de vergi toplama sistemini uzun vadeli borçlanma için kullanmaya başladı. 17. yüzyılda iltizam kontratlarınin süreleri bir ile üç yıldan üç ile beş yıla hatta daha uzun sürelere çıkarıldı. Müzayededebelirlenen fiyatın giderek artan bir bölümü de pesin olarak talep edilmeye başlandı. Böylece iltizam düzeni bir tür iç borçlanmaya dönüştürüliiyor ve devlet özel kişilerden borç alırken gcleceğin vergi gelirlcrini teminat olarak kul lanmış oluyordu. Mcrkezi devletin ödemelerin daha bü yük bir bölümünü peşin olarak talep ctmesi, iltizam müzayedelerine katılanların kendilerine daha güçlü ve daha uzun vadeli finansman kaynaklan bulmaları zorunluluğunu ortaya çıkardı. Bu alan da da sermaye sahiplcriyle girişimciler lslam iş ortaklıklarını kullanarak bir araya gelmeye başladılar. lltizam müzayedelerine katılan yüksek düzey bürokratların ve diğer girişimcilerin ardında ise bir yanda büyük sermaye sahipleri, öte yanda da vergi toplama sürecini örgütfeyecck ve gerektiğinde söz konusu vergi Dİrimini parçalara bölerek taşeronlara devredecek olan kişilerden oluşan ortaklıklar yer almaktaydı. Bu düzenlemeler çoğunlukla mudarebc ortakhğı biçiminde ^apılmakta ancak mufavaza ve inan türeri de ara sıra kullanılmaktaydı. Murat Çizakça tarafından incelenen belgelerden 16. ve 17. yüzyılda iltizam müzayedelerini kazanan girişimcilerden yüzde 60'ının Müslüman olduğu görülüyor. Yahudi mültezimlerin oranı ortalanıa olarak yüzde 28'de kalmıştır. Hıristiyanların oranı ise yüzde 10'un altındadır. Resmi belgelereyansıyan iş ortaklıklarının yüzde 85'inde tüm ortaklar aynı dinden, kalanında ise ortaklar birden fazla dinden gelmektcydi. l 17. yüzyılda merkezi devletin gücünün gerilemesiyle birlikte, iltizam kontratları üzerindeki denetimi de kayboldu. Bu dönemde pek çok mukataanın on yıllar boyunca aynı mültezimin elinde ve müzayede fiyatı dcğişmeden kaldığı dikkati çekiyor. Bu durumda müzayedelerin rekabetçi boyutunun kaybolduğu anlaşılıyor. Resmi belgcler bu dondurulmuş mukataaların yüksek düzey bürokratların denetimine girdiğini gösteriyor. An cak onların da ardında, hem devlete yapılan ödemelerin finansmanı hem de vergilerin toplanması sürecinde uzmanlaşan çcşitli iş ortaklıklarının bulunduğunu söyleyebiliriz. Pek çok örnekte müzayedeyi kazanan bürokratların mukataaları parçalara bölerek taşeronlara devrettikleri görülüyor. Bütün bunlar bize küçük ölçekli de olsa bir ticari zihniyetin günlük yaşama egemen olduğunu gösteriyor. Son yıllarda yapılan çalışmalar da Osmanlı kentlerinue para ve kredi kullanımının çok yaygın olduğunu ve kırsal nüfusun r>ir bölümün de para ekonomisinin içine çekildiğini gösteriyor. Kent merkezlerinde ve çevrelerinde yoğun bir kredi ağının oluştuğunu biliyoruz. Ne tslam dininin faiz ve tefeciliğc ilişkin yasaklamaları, ne de bankacılık kurumlarının yokluğu, kredi ilişkilerinin yaygınlaşmasını engelleyemiyor. Kredi işlemlerindegayri müslimlerin yanı sıra, Müslümanlar da en öndc gelen tefeciler arasında yer alıyorlar. Murat Çizakça'nın ustalıkla inceleyip gözler önüne serdiği bu iktisadi boyutu daha iyi anlamadan sıradan insanların günlük deneyimlerini, bilinçlerini anlayabilmek mümkün dcğil. Kısacası, kitap bizleri girişimcilik tarihinin çok ötelerine taşımayı da başarıyor. • (*)Boğazıçı Üniversitesi, EkonomiBölümü ve Atatürk Enstilüsü lslam Dünyasında ve Batı'da İş Ortaklıklan Tarihi/ Murat Çizakça/ Çeviren: Şehnaz Ltıyıkel/ Tarih Vak/ı Yurt Yaytnları/ xtx+21ü s., htanbul, 1999. CUMHURİYET KİTAP SAYI 502 Kredi Hişklterl c? SAYFA 14
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle