Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TIP ARAŞTIRMALARI Yoksa kanser genetik kökenli bir hastalık değil mi? Canser Cell dergisinde yayımlanan araştırmasında, bugüne kadar geçerli olan “genetik kanser hipotezi”ne aykırı sonuçlar elde ederek bilim dünyasının dikkatlerini üzerine çeken ve geliştirdiği sıvı ile tümör kök hücresine karşı bir ilaç geliştirmenin yolunu açabileceği belirtilen Dr. Tan İnce, “bulgularım doğru ise sadece genetik mutasyonlara bakarak kanseri anlamak mümkün olmayacak, genetik dışında bu mutasyonların 'hücresel epigenetik konteksine' bakmak gerekecek” diyor... Söyleşi: Reyhan Oksay r. İnce, “şimdiye kadar kullanılan tümör modellerinde farede tümör oluşturmak için fareye 1,000,000 tümör hücresi enjekte etmek gerekiyordu. Ben meme hücrelerini laboratuvarda yaşatabilmek için bir sıvı icat ettim, ve bu sıvı içinde büyüyen hücrelerden sadece 10 tanesini fareye enjekte etmek, farede tümör oluşması için yeterli oldu. Bu sıvının tümör kök hücrelerinin laboratuvar şartlarında çoğalmasını sağABD ve dünyada binler ladığı sonucuna vardık. Dr. İnce ile yaptığımız ce araştırmacı kanser söyleşiyi sunuyoruz: D onlarca nedeni vardır, kök hücre direnci bunlardan sadece biridir. Aradaki fark, kök hücrenin öneminin hâlâ ispat edilmemiş bir hipotez olmasıdır; sözünü ettiğim öteki mekanizmalarsa çoktan deneysel olarak ispat edilmiştir. Bu demek değildir ki ilerdeki yıllarda kök hücrelerin kanser konusunda çok önemli olduğu ispat edilmeyecek, ama bunun için deney gerek. Tümör kök hücreleri üzerindeki son çalışmanızdan elde ettiğiniz varsayımları sınamak için yapacağınız ileri çalışmalar için yeterli miktarda mali destek bulamadığınızı söylüyorsunuz. Bu durumda çalışmalarınız aksayacak mı? T.A.I: Aksadı bile. 13 Ağustos'ta Cancer Cell dergisinde yayımlanan yazım gibi bir yazıya yatırılan emeği (maaşlar, aletler, malzemeler) bir toplarsanız bu işlerin kaça mal olduğunu anlarsınız. Bu makaledeki deneyleri yapmak 5 yıl aldı, ve toplam 7 kişi benimle çalıştı, yılda birkaç yüz bin dolar da harcama yapıldı. Tam hesabını yapmak zor ama taban olarak bir kaç milyon dolardan az değil. Şimdi diyeceksiniz ki bu büyük para, ama saçma sapan şeylere toplumlar (her yerde) gözünü kırpmadan yüzlerce milyar dolar harcayabiliyor, o yüzden bu harcanan para çok mu az mı diye soranlara; neye göre? diye soruyorum ben. Hayatınızın fiyatı nedir? Tümör kök hücreleri üzerindeki çalışmanız pratikte nasıl bir yarar sağlayacak? T.A.I.: Bu sorunun cevabı geleceği tahmin etmeyi gerektiriyor, o yüzden önce tarihten bir kaç örneğe bakalım, kim bu işte başarılı olmuş?: "Louis Pasteur's theory of germs is ridiculous fiction. Pierre Pachet, Professor of Physiology at Toulouse, 1872. "Radio has no future. Heavierthanair flying machines are impossible. Xrays will prove to be a hoax. William Thomson, Lord Kelvin, British scientist, 1899. "There is not the slightest indication that nuclear energy will ever be obtainable. It would mean that the atom would have to be shattered at will. Albert Einstein, 1932. "I think there is a world market for maybe five computers." Thomas Watson, chairman of IBM, 1943. "There is no reason anyone would want a computer in their home." Ken Olson, president, chairman and founder of Digital Equipment Corp., 1977. Dr. Tan İnce üzerinde çalışıyor. Bu kadar emek ve mali desteğe karşın kanser araştırmalarının bu kadar yavaş ilerlemesinin nedeni nedir? Kanser araştırması ve tedavisi daha hâlâ bilimsel bir problemden teknolojik bir probleme dönüşmedi; belki bizim kuşağımız döneminde bu başarılabilir, benim de üzerinde çalıştığım ana sorun budur. CBT 1068/ 2 7 Eylül 2007 Kansere, meme kanserine karşı ilaçlar mı etkili olacak yoksa kök hücrelerine karşı geliştirilen tedavi yöntemleri mi? T.A.I: İlaçların kansere etkili olamamasının bilinen (deneysel olarak ispat edilmiş) türlü farmakolojik nedenleri var. Bazen kanser hücreleri verilen ilacı dışarı atan bir pompa ürettiği, bazen ilaç metabolize eden bir enzim kullandığı, bazen de ilacın bağlanıp etkisiz hale getirdiği proteinin 10100 kat daha fazlasını üreterek ilacı etkisiz hale getirdiği bilinen mekanizmalar. Buna ek olarak kanser ilacına direnç mikroevrimin örneklerinden biridir; 1 cm çapında bir tümörün içinde ortalama 1 milyar tümör hücresi vardır. Herhangi bir genin hücre bölünürken mutasyona uğrama ihtimali 10 milyonda bir olduğu için, 1 cm çapında bir tümörde fazladan yüzlerce değişik mutasyona uğramış klon vardır. Son 1520 yılda yapılan deneyler şunu gösterdi: verilen ilaç bazen %99 kanser hücresini öldürmektedir. Ama, çoğu zaman bu sözünü ettiğim yüzlerce mutasyonlu klonlardan birindeki genetik değişiklik o kanser hücresini şans eseri ilaca dirençli kılıyor (burada şansı istatistik ihtimal olarak kullanıyorum elbette ki), ve bu klon bölündükçe tümör yeniden büyümeye devam ediyor. Bunları anlatmamın nedeni şu, son yıllarda kök hücre araştırmaları bir mucize bilim gibi sunuluyor dünya medyasında, oysa kanser kök hücrelerine gelinceye kadar, kanserin ilaçlara dirençli olmasının Bu örneklerden sonra ben geleceği tahmin etmekten vazgeçtim. O yüzden, size yaptığım çalışmayı özetleyeceğim, belki bir kaç pratik olasılıktan da söz ederiz. Kanserin gen mutasyonları sonucu ortaya çıkan genetik bir hastalık olduğu neredeyse bilimsel bir dogma haline geldi son 20 yılda. Buna dayanarak ortaya çıkan hipotez şu: normal ile tümör, yada hastaları hızla ölüme götüren habis tümör ile ölüme yol açmayan tümörler arasındaki genetik farkları bulursak, hem kanserin nedenini hem de tedavisini buluruz. Benim yaptığım ana deney ise şu: aynı genetik mutasyonları insan memesinden izole ettiğim iki ayrı hücreye aktardım ve bu hücreleri farelere enjekte ettim. Aynı genetik mutasyonlar iki değişik hücrede tamamen farklı sonuçlar verdi. Bu sonuç deterministik genetik bir kanser hipotezi ile uyumlu değil; yani benim bulgularım doğru ise sadece genetik mutasyonlara bakarak kanseri anlamak mümkün olmayacak, genetik dışında bu mutasyonların “hücresel epigenetik konteksine” bakmak gerekecek. Başka bir bulgu ise şu; şimdiye kadar kullanılan tümör modellerinde farede tümör oluşturmak için fareye 1,000,000 tümör hücresi enjekte etmek gerekiyordu. Ben meme hücrelerini laboratuvarda yaşatabilmek için bir sıvı icat ettim, ve bu sıvı içinde büyüyen hücrelerden sadece 10 tanesini fareye enjekte etmek, farede tümör oluşması için yeterli oldu. Sadece tümör kök hücreler farede tümör oluşturabildiği için, bu geliştirdiğim sıvının tümör kök hücrelerinin laboratuvar şartlarında çoğalmasının sağladığı sonucuna vardık. Bunun pratik bir faydası olabilir mi? Eğer tümör kök hücresi için bir ilaç geliştirmek istiyorsanız, bunun faydalı olacağını düşünenler var. Sizin mezotelyoma tümör hücrelerinde spesifik teröpatik hedefleri tespit edip, ayırmak (izole etmek) için çalışmalar yaptığınızı biliyoruz. Mezotelyoma akciğer, kalp ve karın organlarını çevreleyen zarlarda ortaya çıkan habis bir tümör. Çoğunlukla asbeste maruz kalma sonucu ortaya çıkan bu tümörlerin en fazla akciğerde görüldüğü belirtiliyor. Bu hücre tipini seçmenizin nedeni nedir? Yazının devamı 8.9 sayfada