24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HUKUK BİLİMİ Doğramacı ve Yazıcı davasının irdelenmesi Yargı kararlarına saygı, hukukun üstünlüğü inançlarının gereğidir. Saygı, buyruklarla, güçle değil “somut durum ve koşulların oluşturduğu içten duygularla” oluşur. Bu nedenle “doğru (adil) ve güvenli yargılama yapıldığı” ve “kararların sosyal doğruluğu” konusunda inançlar oluşmadan; saygı, bir dilekten öteye gidemez. Çetin Aşçıoğlu Yargıtay Onursal Üyesi, cetina@smileadsl.com fahiştir. Ancak yargılama yapmayan, denetleyen Yargıtay'ın yerel yargının yerine geçerek ödenceyi belirlemesi doğru olmamıştır. Yargıca güvenmiyorsa (ki bir olasılıktır), davayı başka bir mahkemeye göndererek bozma kararı vermeliydi. Zarar: Aşırma savı, davacının manevi değerlerinden olan onur ve saygınlığına saldırıdır ve ilke olarak zararı oluşturur (objektif kuram). Çünkü kişinin iç dünyasına girerek “yaşama sevinci ve mutluluğundaki eksilmeyi” belirlemek olanaksızdır. Ancak somut durum ve olaylardan “objektif azalmanın” tersi kanıtlanabilir. Yazar U. Mumcu, aynı konu ve savı çok daha ağır biçimde yazmasına karşılık (1981); davacı, yayımı ne yalanlamış ne de dava açmıştır. Bu nedenle davacının duygusal yaşamında bir zarardan söz edilemez. Dün sessiz kalarak zararı olmadığını somut olarak ortaya koyan davacının, bu gün zarardan söz etmesi çelişkili bir davranıştır ve yasa koruması altında olamaz (MK.m.2). Kusur ve hukuka aykırılık: Hukuk, kaynak gösterilerek başkasının yayımından yararlanma ve alıntı yapma hakkı tanımıştır. Çocuk bakımı ve sağlığı konusunda bu nitelikteki ilk yayın (tersi kanıtlamadığından) B Spock'un olduğu anlaşılmaktadır. Davacının, aynı koProf. Dr. İhsan Doğramacı nuları işlediği ve bu eserden büyük ölçüde yararlandığını saptadığına (özellikle 3 bilirkişi) göre: Spock'u kaynak olarak göstermemesi hukuka ve etiğe aykırı bir davranıştır. Bu bilgiler anonim olsa (ki Spock'dan önce mi sonra mı belli değil) da gerek biçem gerekse bilgi olarak; ilk işleyen Spock'un yaratıcılığının ürünü olduğu kabul edilir. Bu nedenle aşırma savında kusurundan ve hukuka aykırılıktan söz edilemez. Yargıç etiği: Özellikle 08.11.2006 günlü direnme kararının yazılmasındaki biçim ve biçem yargıç etiği açısından tartışılacak bir durum yaratmıştır. Örneğin: “Davacının savlarıyla ilgili sözcükler vurgulayıcı biçimde seçilerek büyük harflerle yazılırken, davalının savunmalarında aynı duyarlılık gösterilmemiştir”; “Yargıtayca kabul edilmeyen ve gündem düşen ilk yazanağa geniş yer verilmiş ve davacı savunmasını destekleyen görüşler aynı biçimde çarpıcı olarak yazılmıştır”: “3 bilirkişi yazanağında yer alan ve HGK, kararına yazılan karşı oyda gerekçe yapılan görüşlere kararda yer verilmemiştir”. Yargıcın kafasının içine girilemeyeceğine göre “ön yargılı” davranışın kanıtlanma olanağı yoktur. Ancak “yansızlık görünümü” ilkesinin yara aldığı gerçeği de göz ardı edilmemeli (HUMK. m29/6). Kırk elli sayfalık bir tezde ele alınıp incelenecek bir konuyu özetlemenin zorluğu bir olgudur. Bu konuda hukukçu ve ilgi duyan okuyucularımın katkıları “hukukun üstünlüğü” ve “doğru ve güvenli yargılanma hakkı” ilkelere güç katacaktır. Bekliyorum efendim. argı, çoğunlukla, ayaküstü eleştirildiği için saygınlık olumsuz etkilenmektedir. Oysa “yargı buyruklarının bilimsel olarak eleştirilmesi”: Yargıçların, değer yargılarını ve işlemlerini gözden geçirmelerini sağlayacağı gibi, bilimsel çalışmayı özendirir. Bu yazımda “iki bilim insanımız arasındaki dava nedeniyle oluşan kararları irdeleyerek” düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim: Sayın Prof. Hasan Yazıcı'nın, Sayın Prof. İhsan Doğramacı'nın “Annenin Kitabı” adlı yapıtının (1968) “B. Spock'ın Baby And Child Care adlı eserinden (1946) aşırma (intihal) olduğu” suçlamasında bulunması üzerine; Doğramacı da kişilik haklarına saldırı nedeniyle Çocuk bakımı ve manevi tazminat davası açsağlığı konusunda mıştır. Ankara Asliye 11. Hukuk bu nitelikteki ilk yaMahkemesi, bilirkişinin yın Spock'un olduğu “aşırma yoktur” görüşünü beanlaşılmaktadır. Da nimseyerek; davalının açıklavacının, aynı konumasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Doğramacı ları işlediği ve bu eserden büyük ölçü yararına manevi ödence hükmetti (25.10.2001650 K). de yararlandığını Ancak Yargıtay, “tıp ve çevisaptadığına göre: ri dalında uzman bilirkişilerce inceleme yapılmaması” geSpock'u kaynak rekçesiyle kararı bozdu olarak göster(4.HD.14.05.2002/ 5795 K.). memesi hukuka ve Bozmaya uyularak yapılan etiğe aykırı bir 2. bilirkişi incelemesinde “bidavranıştır. çim, kurgu ve içerik açısından kitaplar arasında bir benzerlik olmadığı ve bilgilerin anonim olduğu ve aşırma olmadığı” görüşü açıklandı. İtiraz üzerine alınan 3. bilirkişi kurulu ise “Davacının, Spock'un yapıtından yararlandığını ve büyük bölümünün aynı olduğu”; o dönem aşırma yapmanın etik kurallara aykırı oluşmadığı (karşı oydan)” belirtildi. Yerel yargı, bilirkişiler görüşleri doğrultusunda, Doğramacı yararına yeniden manevi ödenceye hükmetti. Ne var ki Yargıtay, “bilirkişi yazanağı (raporu) bütünüyle incelendiğinde, davacının Spock'un kitabından çeviri yoluyla kaynak gösterilmeden alıntılar yapıldığının anlaşıldığını”; bu nedenle “aşırma yapıldığı savının hukuka aykırı olmadığı” gerekçesiyle kararı bu kez esastan bozdu (4.HD. 9.10.2004 / 11908K.). Yerel yargının kararında direnmesi üzerine (08.11.2005365 K.): Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK), “bozmaya uygun bilirkişi incelemesi yapılmış ve alıntı (aşırma) olmadığı saptanmıştır. Yargıçlar (Yargıtay da) bilirkişi yazanağıyla bağlıdır ve ilk bozmayla davacı yararına kazanılmış hak da oluşmuştur” gerekçesiyle yerel yargı kararını doğru buldu ve ödence kapsamının incelenmesi için dos Y yanın 4.HD'ye gönderilmesine karar verdi (10.5.2006 4230/280). Özel daire ise, “hükmedilen on bin lira manevi ödenceyi iki bin beş yüz liraya indirerek son noktayı koydu. Davanın açıklanan bu gidişi “usul”, “esas”, ve “yargıç etiği” açısından incelenmelidir: DAVANIN İNCELENMESİ Bilirkişi yazanağıyla bağlılık: Bir eserden hukuka aykırı alıntı yani “aşırma” olguya bağlı ve hukuki sonuçları olan hukuksal bir kavramdır. Usul yasasının (m.275), “hukuki konularda bilirkişi dinlenemez” buyruğu karşısında; 4. HD'nin yargı kararını denetlerken “hukuki bir sorun olan aşırma konusunda değerlendirme yapması” yasaya uygundur. Yargının kanayan yarası bilirkişi incelemelerinde; sorun, hukuk öğretisindeki görüşlerin Prof. Dr. Hasan Yazıcı tersine; hukuk ve olgu sorunlarını ayırmadan tüm sorunların çözümünün bilirkişiye bırakılmasından ve bilirkişi öğle dediği için karar verilmesinden kaynaklanıyor. Olayımızda bilirkişilere “yanların görüşü” de alınarak: “Aşırma yapıldığı savına konu olan bilgiler B. Spock'un yapıtından (1946) önce başka bir yapıtta yayımlanmış mıdır?”; “Aşırıldığı ileri sürülen bilgilerin, özgünlük, biçem (üslup), anlatım ve biçim açısından Spock'un yapıtıyla bir benzerliği var mıdır varsa nelerdir? “Davacı Spock'un yapıtından ne ölçüde yararlanmıştır? gibi sorular sorulmalıydı. Yargıç, alacağı yanıtları tüm kanıtlar ve yanların sunu ve açıklamalarıyla değerlendirerek “aşırma olup olmadığına” vicdanı kanaatına göre (Anayasa m.138) karar verecektir. Yargıç, bu yetkisini bilirkişilere devredemez. Usulü kazanılmış hak: Aşırma hukuki bir kavram olduğuna göre: “Aşırma yapılıp yapılmadığını belirleyen rapor alınması” yolundaki 4 HD'nin kararı da “hukuki konuda bilirkişi dinlenemez” buyurucu kuralına (m.275) aykırıdır. Kamu düzenine aykırı bir buyruk, usulü kazanılmış hak oluşturmaz. Usulü kazanılmış hak “teknik saptamalar için bilirkişi incelemesi yapılması” ile sınırlıdır. Kaldı ki; 4.HD, “teknik saptama yapmamış “tüm bilgi ve kanıtları bir bütün olarak değerlendirerek “aşırma konusunda hukuksal yorum” yapmıştır. Ödencenin indirilmesi: Gerçekten “davacının 1981'de basında yayınlanan ağır eleştiri yazısına sessiz kalması” gözetildiğinde on bin lira tazminat CBT 1068/ 16 7 Eylül 2007
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle