17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

SPOR VE BİYOLOJİ Üstün sporcuları diğerinden farklı kılan süper genler var mı? Kusursuz bir bedene sahip olmanın yanı sıra, başarılı antrenörler tarafından çalıştırılıp, en etkin beslenme ve sağlık uzmanları tarafından desteklenmek bile, bir sporcuyu “en iyi”, “en başarılı” yapmayabilir. Olağanüstü dayanıklılığa sahip, kalburüstü bir atlet olmak, düzenli çalışma ve azmin dışında, onları üstün kılan bazı genler söz konusu. zenleyen, anjiyotensin dönüştürücü enzim. Nasıl olduğu tam olarak bilinmese de, bu enzimin hücrelerde oksijenin verimli biçimde kullanılmasını etkilediğine inanılıyor. Bu genin II olarak bilinen bir türüne dayanıklılık düzeyi yüksek atletlerde çok daha yoğun olarak rastlandığı, DD olarak bilinen bir başka türünün de futbol ya da kısa mesafe koşusu gibi ani hız ataklarının önemli olduğu sporlarda performansı arttırdığı belirtiliyor. olabilir. Bu durum salt uzun bacaklara ve güçlü kaslara sahip olmaktan ibaret değil. Görünüşe bakılırsa, üstün yeteneğe sahip tüm kalburüstü atletlerin ortak tek özellikleri enerji üreten inanılmaz etkinlikteki hücresel düzenekleri. Böylesi bir üstünlüğe sahip olmanın da bir bedeDeğişime Uğramış Güçler li olabilir. İnsana üst düzeyde bir dayanma gücünü Bu gen türlerinden birine sahipseniz doğuştan kazandıran genler pekala bir lanete de dönüşebilirler. • Kısa mesafe koşucusu olabilirsiniz (ACTN3) Araştırmacılar bu tür genlere sahip olup düzenKısa mesafe koşucuları ve güç sergileyen atletlerde bu li alıştırma yapmayan kişilerde obezlik, şeker hastagene öteki sporculara kıyasla üç kat daha fazla rastlanılığı ve kansere yakalanma olasılığının daha yüksek yor. Bu da, alfaaktinin 3 geninin hızlı kas lifi işlevinde can alıcı bir rol oynadığına işaret ediyor. olduğunu ortaya koydular. Oysa, spor yapmaktan hoşlanıp bu genlere sahip olmayanlar için böyle bir olumsuzluk söz konusu değil. Kimi araştırmacılar insanları geçici olarak adeta üstün insana dönüştüren ek çözüm ve yöntemler geliştiriyorlar. B ilim dergisi New Scientist'te 28 Temmus sayısında yayımlanan araştırmaya göre, hayranlık uyandıran pek çok sporcuyu, üstün insan kılan sadece iyi bir beden yapısı, yüksek çalışma temposu ve iyi bir beslenme rejimi değil. Olağanüstü rekorlar kıran bu SPORCU SEÇERKEN Pennington Biyomedikal Araştırma Merkezi'nden Claude Bouchard,”Ciddi etkiler yaratan çok az sayıda gen söz konusu olsaydı, deneyler çok değerli bulguları da gün yüzüne çıkartabilirdi. Oysa, katkısı %34 arasında değişen bir yığın gen üzerinde çalışıyoruz,” diyor. Bu görüşe katılan Sydney Üniversitesi'nden Kathryn North da, sonuçta seçkin atletik soy türünü etkileyen 50 kadar gen olabileceğine dikkat çekiyor. Genler bedenin form sağlayıcı sporlara ne denli tepki verdiklerini gibi unsurlar üzerinde de etkili olabilirler. Özellikle iki genin bireyin Bilim adamları, dakikada pompaladığı kan miktarını idmanla arttırma becerisi“Bulabileceğimiz ni etkilediğine inanılıyor. Bu en iyi gen, insana genlerden biri, kasın çekilmesiybaşarma arzusunu le ilintili olan titin geni. Ötekisi de, molekülleri hücre içinde taşıveren melez gen olyan kinesin 5B geni. sa gerek. Akılalmaz Durum böyle olunca, antreyetenekler sergilenörlerin eğitecekleri spor adaylayen sporcuların arrını genetik yapılarına bakarak mı seçmeleri gerekiyor? Bu sorudında yatan en ya şimdilik kesin bir yanıt verileönemli unsur bu olmiyor. malı,” diyor. Araştırmacılar kusursuz bir bedene sahip olmanın yanı sıra, en iyi antrenörler tarafından çalıştırılıp, en etkin beslenme ve sağlık uzmanları tarafından desteklenmenin bile uzun erimde yeterli olmayacağına dikkat çekiyorlar.”Bulabileceğimiz en iyi gen, insana başarma arzusunu veren melez gen olsa gerek. Akılalmaz yetenekler sergileyen sporcuların ardında yatan en önemli unsur bu olmalı,” diyorlar. 28 Ağustos 2007 New ScientistTürkçesi: Rita Urgan • Dağcı olabilirsiniz (ACE) Bu genin iki yaygın türü vardır. II türü dayanıklılık düzeyi yüksek atletlerde ve dağcılarda ağır basarken, DD türünün kısa mesafe koşucularda baskın olduğu görülüyor. BEDENİN ENERJİ ÜRETİMİ • Maratoncu olabilirsiniz (PPARdelta) Daha fazla PPARdelta geni üretmek üzere geliştirilen farelerde, dayanıklılık gerektiren beden alıştırmalarında kullanılan, yavaş kas lifleri de daha çok oluyor. Bu fareler normal farelerin iki katı kadar bir mesafeyi koşabiliyorlar. • Bisikletçi olabilirsiniz (CKMM) Bu genin farklı türleri bireyin VO2 max değerinin,bir başka deyişle, oksijeni enerjiye dönüştürme hızının idman sonucunda artmasına katkıda bulunabiliyor. • Halterci olabilirsiniz (miyostatin) İşlevsel miyostatinin üretimini engelleyen bir gen değişimi kaslarda olağanüstü bir büyümeye yol açıyor CBT 1068/12 7 Eylül 2007 CBT 1068/13 7 Eylül 2007 yüksek başarımlı sporcular bunu nasıl başarabiliyor? Kimileri, akılalmaz düzeyde bir yetenek sergileyen sporcuların bu başarıyı dopinge borçlu olduklarını öne sürse de, bunun çok daha doğal bir açıklaması olabilir mi? Mesela genler gibi? Bir olasılık, kimilerinin doğuştan üstün oldukları olabilir. Eğitim ve zihinsel güdülerin bunda büyük bir payı olduğuna hiç kuşku yok. Ancak, en üst düzeyde yarışmacı bir güce sahip olmanın gizi genlerimizde yatıyor Bir sporcunun üst düzeyde dayanıklı olması için bedeninin enerji üretiminde son derece etkili olması gerekiyor. Bunun temelinde de kandaki oksijen BU FİZİKSEL ÖZELLİKLER NE? düzeyleri yatıyor. Hücreler iki biçimde enerji üretiWisconsin Üniversitesi endokrinoloji uzmanlarınyor. dan Craig Atwood, Armstrong'un durumuyla ilgili Hızlı güç üretimi için oksijensiz solunum adıyla olarak tartışmalı bir görüş ortaya atıyor ve onun erbezbilinen bir süreçten geçerek oksijen olmadan karlerinden biri alındıktan sonra üstün düzeyde bir sporcubonhidratlar yakılıyor. Laktik asit üreten ve pek de ya dönüştüğüne dikkat çekiyor. Atwood ameliyat sonuverimli olmayan bu süreç kasların yorulmasına yol cunda hormon düzeylerinde metabolizmasını etkileyeaçıyor. cek birtakım değişiklikler meydana gelmiş olabileceğiAncak bu tür solunum kısa mesafe koşucuları ve ne inanıyor. halterciler için önemli bir enerji kaynağı oluşturuBeden yakıt olarak yağ ve glükozdan yararlanır. Az yor. Hücreler genelde aerobik solunum olarak bilimiktarlarda glükoz kaslarda glikojen olarak depolanır nen, oksijen ile glükoz ya da yağlardan yararlanan ve bu madde her bir oksijen molekülünde çok daha fazdaha yavaş bir süreç uyguluyor. Olağanüstü bir dala enerji üretir. Ne var ki, glikojen miktarı sınırlıdır. Bu yanma gücü sergileyen atletler enerjilerinin büyük da, sporcunun besin alımını sürdürmediğinde, yarış sıbir bölümünü bu yöntemle üretiyorlar. rasında tüm glikojenini tüketerek bitkin düşmesi anlaBedenin oksijeni kaslara taşıdığı ve yakıtı enermına gelir. jiye dönüştürmek için kullandığı en Atwood'a göre, ameliyat Bisikletiyle 3553 kilometyüksek hıza, VO2 max adı veriliyor. sonrasında yaşadığı hormonal Bu değer, bedenin kilo başına düşen reyi topu topu 23 günde değişiklikler nedeniyle Armstoksijen yoğunluğunu gösteriyor. Sağrong eskisinden daha fazla yağ kat eden bisikletçilere, lıklı bir erkekte ortalama VO2 max yakmaya başladı. Erbezi alınan A.B.D'nin 50 eyaletinde 50 değeri 40 ile 50 ml/kg/dak arasında ve sporcu olmayan kişiler üzedeğişiyor ve bu değer uzun süreli bir gün art arda 50 maratona rinde yapılan araştırmalar da, eğitim sonrasında 6065'e kadar çıkaameliyat sonrasında gonadotrokatılan ultra maratoncu biliyor. pinler adı verilen ve yağ metaDean Karnazes'e, ya da Tour de France'da tüm zamanlabolizmasını hızlandırdığı bilisuyun altında soluğunu 9 rın rekorunu elinde tutan Lance Armstnen hormonların düzeyinde bir rong için bu değer 83,8 iken, Kış Olimdakika 8 saniye boyunca artış olurken, kas yapıcı bir horpiyatları'nda bugüne dek en çok altın mon olan testosteron düzeyintutarak yeni bir dünya remadalyayı kazanan Norveçli kayakçı de herhangi bir değişiklik meykoruna imza atan dalgıç Bjorn Daehlie'de 96'yı buluyor. dana gelmediğini ortaya koyuTeksas Üniversitesi İnsan PerforTom Sietas gibi sporculayor. mans Laboratuvarı'ndan Edward Coyle, ra hayranlık duymamak Erkekler yaşlandıkça da son derece uyuşuk bir yaşam sürdürmesi benzer bir sürece tanık olunuelde değil. durumunda bile, Armstrong'un VO2 yor: Erbezlerinin normal koşul max değerinin 60'ın altına düşmeyeceğini savunuyor ve üstün yeteneğin ardında eğitimin dışında birtakım unsurların yattığına inanıyor. larda gonadotropin düzeyini sınırlayan hormonları üretme hızı düşüyor. Ancak bu süreç genç ve hareketli bir insanda meydana geldiğinde, kaslar bol miktarda yağlı asit tüketerek bundan bir enerji kaynağı olarak yararlanabiliyorlar. 26 YAŞ DORUK Bu tür hormon değişimleri erkeklerde dayanıklılık düzeyinin 26 yaş dolaylarında neden doruk noktaya ulaştığına da açıklık kazandırabilir. Armstrong'u öteki tüm çağdaşlarından ayıran bir başka unsur da, glikojen metabolizmasının bir yan ürünü olan, laktik asit düzeyi. Coyle, yaptığı ölçümler sonucunda Armstrong'un kaslarındaki laktik asit düzeyinin deneye katılan öteki bisikletçilerden çok daha düşük olduğunu gördü. Kısa bir süre öncesine dek, laktik asit, ya da laktatın, kaslarda yorgunluk ya da kramplara neden olduğuna inanılmaktaydı. Gelgelelim elde edilen son kanıtlar giderek bu maddenin, gerektiği gibi kullanıldığında, bir enerji kaynağı olabileceğini ortaya koyuyor. Bireyin laktik asidi daha verimli bir biçimde kullanmasına olanak tanıyan gen değişkeleri henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, atletik performansı etkileyebilecek kimi başka gen adayları giderek su yüzüne çıkıyor. Bu genlerden en çok bilineni, kısaca ACE adıyla anılan ve kan basıncını dü Hem kasları, hem de beyni geliştiren besinler Besinler proteinler, karbonhidratlar ve yağlar olmak üzere üç ana grupta toplanırlar. Şimdi A.B.D Savunma Bakanlığı Gelişmiş Araştırma Projeleri Dairesi (DARPA) askerler, dağcılar ve atletlere ek bir güç sağlayacağına ve performanslarını daha uzun bir süre doruk noktada tutacağına inanılan dördüncü bir grubun geliştirilmesine çalışıyor. Beden çalıştığında kaslar enerjinin büyük bir bölümünü karbonhidrat ve yağ karışımını yakarak elde ederler. Ancak açlık durumunda beden karaciğerin yağlı asitleri ayrıştırması sonucunda üretilen asitli kimyasallar olan keton kümelerinden ek güç almaya başlar. Bu kimyasallar kanbeyin engelini aşabildiklerinden, beyin için özellikle büyük bir önem taşırlar. Bedenin keton üretimi çok fazla olmadığı gibi, bu maddenin besinler yoluyla alınması da pek kolay değildir. Gelgelelim, keton yağlı asitlere kıyasla çok daha verimli bir güç kaynağıdır. Son birkaç yıldır DARPA ile ortak bir proje kapsamında bağırsakta emilebilen ve yakıt olarak kullanılabilen keton kümelerinin geliştirilmesine çalışan Oxford Üniversitesi'nden Kieran Clarke ve arkadaşları zamanla ayrışıp belli düzeyde ketonun salınmasına olanak tanıyan “keton polimerleri” ürettiler. Bu polimerlerle beslenen farelerin, karbonhidrat ya da yağlarla beslenenlere kıyasla, %30 daha hızlı ve daha uzun koştuklarına tanık olundu. Dahası, bu farelerin bilişsel yeteneklerinde de bir gelişme olduğu görüldü. Polimerlerin insanlar üzerinde denenmesine bu yıl içinde başlanması bekleniyor. SPOR VE BİYOLOJİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle