Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2010 CUMA
6 HABERLER
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
Bir Zaferin Anlamı...
30 Ağustos günü “Zafer Günü”dür.
Bugün, bir “bağımsızlık günü”; bir tam
“bağımsızlık günü”dür.
Hep birlikte, “birlik, kardeşlik günü”dür.
88 yıl önce kazanıldı bu zafer. O yıldan bu
yana, daha güçlü bir zaferin temelleri atılmıştır;
onun mutluluğunu yaşıyoruz.
Tek başına yaşanan bir mutluluk değil;
yurdun bütün kurumları ile birlikte yaşadığımız
bir mutluluktur bu...
Ne var ki bir sekiz yıldır, yurdumuzun bütün
kurumlarında bir bunalım yaşıyoruz.
Çünkü, bir bakıma bir işgal altındayız.
Ve ülkeyi bu işgallerden kurtarmak, çekip
almak zorundayız.
Bir işgalin altında olan kurumlar bu işgalden
kurtulmak bilinci ile donanmalı.
Basında, başta Mustafa Balbay ile Tuncay
Özkan, onlarla beraber kimi gazetelerde
namuslu ve demokrat gazeteciler ve bütün
Cumhuriyet gazetesi mensubu arkadaşlar
bilinçli, namuslu birer gazeteci sıfatıyla ciddi
bir sınavdan geçmiştir.
Bunun yanında Silivri, yargıcı ile birlikte nasıl
bir sınavdan çıkmıştır? Onları bu sınavdan pek
alınları pak çıkmış bir topluluk saymıyoruz.
Avcı’dan sonra Başbuğ da “cemaati” işaret
etti. Utku Çakırözer’in yazdıklarını da okumuş
olmanız gerekir. (Cumhuriyet, 30 Ağustos
2010)
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Ge-
nel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan
Tayyip Erdoğan’a yönelttiği “2006 tarihinde
TBMM’ye Sayın Başbakan’ın imzasıyla bir
kanun teklifi geldi. Bu teklif, terör örgütünün
kurucusu ve üyelerine af getiriyor. Bu terör
örgütünün kurucusu kim” sorusu, AKP hükü-
metinin Terörle Mücadele Yasasõ’nda değişiklik
öngören yasa tasarõsõna dayanõyor. Tasarõnõn 6.
maddesinde, terör örgütü kurucusu ve yönetici-
lerine “etkin pişmanlık”tan yararlanmalarõ ön-
görülmüştü. CHP’nin itirazlarõ üzerine, AKP
yönetimi “Öcalan’a af söz konusu değil” dese
de söz konusu düzenlemeyi geri çekmişti.
AKP hükümeti, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn
imzasõyla Nisan 2006’da TBMM Başkanlõğõ’na
Terörle Mücadele Yasasõ’nda değişiklik öngö-
ren yasa tasarõsõ sundu. Tasarõnõn 6. maddesi,
“Suç işlemek üzere terör örgütü kuranlar,
yönetenler ile bu örgüte üye olanlar Türk Ce-
za Yasası’nın 314. maddesine göre cezalandı-
rılır. Örgütün faaliyetini düzenleyenler de ör-
gütün yöneticisi olarak cezalandırılır. Terör
örgütünün veya amacının propagandasını ya-
pan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu
ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı ora-
nında artırılır. Ayrıca basın veya yayın or-
ganlarının sahipleri hakkında da 1000 gün-
den 10 bin güne kadar adli para cezasına
hükmolunur. Sorumlu müdürleri hakkında,
bu cezanın üst sınırı 5 bin gündür... Türk Ce-
za Kanunu’nun 221’inci maddesi hükmü, bu
madde açısından da uygulanır. Kişi, etkin
pişmanlık hükümlerinden ancak bir defa ya-
rarlanabilir” hükmünü öngörüyordu.
Ancak CHP, söz konusu maddede Türk Ceza
Yasasõ’nõn “etkin pişmanlık” öngören 221.
maddesine atõf yapan cümleyle Abdullah
Öcalan’a af getirildiğini belirterek düzenleme-
ye karşõ çõktõ.
AYŞE SAYIN
ANKARA - BDP, Başbakan Tay-
yip Erdoğan’õn bugün Diyarbakõr’da
yapacağõ mitingde vereceği mesajlarla
ilgili yüksek beklenti yaratõlmasõnõ
eleştirirken, Erdoğan’õn sadece Di-
yarbakõr’da değil, Türkiye’nin her
yerinden Kürt sorununun çözümü
için somut mesajlar vermesini istedi.
BDP Genel Başkanõ Selahattin De-
mirtaş, yurttaşlarõ Erdoğan’õn mitin-
gine katõlmamaya çağõrdõ.
Erdoğan’õn Kürt sorununun çözü-
müne yönelik vereceği somut mesaj-
lara göre referandumdaki “boykot”
kararõndan vazgeçilebileceği mesajlarõ
veren BDP; Erdoğan’õn son dönemde
kendilerini hedef alan sert açõklama-
larõ nedeniyle ipleri kopardõ. 12 Ey-
lül’de “boykot” tavrõnõ sürdürecek-
lerini belirten BDP Grup Başkanvekili
Ayla Akat Ata, “Bu dakikadan
sonra bizim tavrımızı değiştirme du-
rumumuz olmaz. Bizim Başba-
kan’ın vereceği mesajlar konusun-
da da bir beklentimiz yok. Çünkü
Başbakan’ın bu aşamadan sonra en
acil çözüm bekleyen Kürt sorunu-
na dair dedikleri, hangi icraatın al-
tına imza attığı, seçim öncesinde ol-
duğu için anlamını yitirir” diye ko-
nuştu. Başbakan’õn Kürt sorunu ko-
nusunda bir mesaj verecekse, bunu
Türkiye’nin herhangi bir ilinden de ve-
rebileceğini kaydeden Ata, ancak Er-
doğan’õn gündeminde Kürt sorununun
çözümünün olmadõğõnõ kaydetti. Kürt-
lerin ve kendilerinin artõk “Havada,
Diyarbakır’da ve seçim öncesinde
verdiği mesajlara inanmadığını”
kaydeden Ata, “Başbakan, daha ön-
ce çözüme yönelik mesaj bekleyen
vatandaşların yüreğine şimdiye ka-
dar su serpmemiştir, bundan son-
ra da değişen bir şey olacağını dü-
şünmüyoruz” görüşünü dile getirdi.
‘Gülen cemaati şantaj yapıyor’
BDP Genel Başkanõ Demirtaş ise
BDP’lilerin sandõk başõna “KCK’li
müşahitler gönderiyor” iddiasõna
tepki göstererek “Asıl olarak AKP,
Gülen cemaati ve onlara yakın ya-
yın organları müşahitlerimizi hedef
göstererek, şantaj ve tehdit yönte-
mini kullanmaktadır” dedi. Fõrat
Haber Ajansõ’nõn haberine göre De-
mirtaş, bölge halkõnõn boykota yüksek
düzeyde katõlacağõnõn görülmesi üze-
rine bu tür iddialarõn ortaya atõldõğõ-
nõ savundu.
Boykot tavrõnõ sürdüreceklerini söyleyen Ata ‘Artõk Başbakan’dan bir beklentimiz yok’ dedi
BDP ipleri kopardı
AKP’NİN 2006’DAKİ TASARISI
Öcalan’a affı
CHP engellemişti
Hacettepe’de
gerginlik: Hacettepe
Üniversitesi’nde son yõl-
larda özel güvenlik gö-
revlilerinin öğrenciler
üzerinde kurduğu baskõ-
ya geçen salõ günü yeni
bir örnek daha eklendi.
Referandum için hayõr
broşürü dağõtan öğrenci-
lere üniversitenin özel
güvenlik görevlileri sal-
dõrdõ. Üniversite yöneti-
minin müdahaleye sessiz
kalmasõ dikkat çekti.
4 general ifade
verecek: Cumhuriyet
Savcõsõ Zekeriya Öz tara-
fõndan yürütülen “İnter-
net Andõcõ” soruşturmasõ
kapsamõnda 4 general
için tebligat çõkarõldõ.
Genelkurmay Adli Mü-
şaviri Tümgeneral Hõfzõ
Çubuklu, Korgeneraller
İsmail Hakkõ Pekin ile
Mehmet Eröz’ün ifadesi
talimatla Ankara’da,
Tümgeneral Mustafa Ba-
kõcõ’nõn ise Diyarba-
kõr’da alõnacak.
35 yıl hapis cezası
istendi: Halkalõ’da 21
Haziran’da askeri perso-
nel taşõyan servis otobü-
süne yönelik düzenlenen
ve 5 astsubay ile bir ast-
subay kõzõnõn hayatlarõnõ
kaybettiği, 15 kişinin de
yaralandõğõ bombalõ sal-
dõrõya ilişkin 13 şüpheli
hakkõnda iddianame ha-
zõrlandõ. 22 sayfalõk id-
dianamede sanõklar hak-
kõnda 35 yõla varan hapis
cezalarõ istendi.
Tuğluk’a yakala-
ma emri: Ankara 12.
Ağõr Ceza Mahkemesi,
Anayasa Mahkemesi ta-
rafõndan milletvekilliği
düşürülen ve hakkõnda 5
yõl siyaset yasağõ konan
Aysel Tuğluk hakkõnda
zorla getirme kararõ vere-
rek duruşmayõ 4 Kasõm
2010’ a erteledi.
Müsteşar İmra-
lı’ya gitmedi: Gaze-
temizde dün yayõmlanan
“Müsteşar İmralõ’ya gitti
mi” başlõklõ habere Ada-
let Bakanlõğõ’ndan yanõt
geldi. Bakanlõk açõkla-
masõnda “Adalet Bakan-
lõğõ Müsteşarõ ve müste-
şar yardõmcõlarõndan hiç-
biri İmralõ Adasõ’na git-
memiş ve hükümlü Ab-
dullah Öcalan ile görüş-
me yapmamõştõr” ifadele-
rine yer verildi.
Başbuğ tatilde:
Genelkurmay Başkanlõğõ
görevini geçen hafta Or-
general Işõk Koşaner’e
devreden Emekli Orge-
neral İlker Başbuğ, Bod-
rum’daki villasõnda tatil
yapõyor. Başbuğ, eşi Se-
vim Başbuğ ile önceki
sabah Ankara’dan uçakla
Bodrum’a gelerek, kara-
yoluyla villasõna geçti.
Süper Loto çekildi:
5, 7, 30, 31, 34, 43
DTP Grup Başkanvekili Ayla Akat Ata, “Biz Diyarbakõr’da,
havada ve seçim dönemlerinde verilen vaatlere inanmõyoruz, o
nedenle Başbakan çözüm mesajõ verecekse, bunu Samsun’da,
İzmir’de, her yerde dile getirmeli” dedi.
TÜRK’TEN ERDOĞAN’A
‘Barış için
Öcalan’la
görüşeceksin’
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)
- Demokratik Toplum Kongresi (DTK)
Başkanõ Ahmet Türk, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’õn “Öcalan’la görüşme-
dik” açõklamalarõna karşõlõk “Barış için,
kardeşlik için görüşeceksin” dedi. 5 Ey-
lül’de Süleymaniye’de Irak Devlet Başka-
nõ Celal Talabani’yle bir araya gelecek
olan Türk, DTP Başkan Yardõmcõsõ Aysel
Tuğluk’un da terör örgütü lideri Abdullah
Öcalan’la görüşeceğini açõkladõ.
BDP’nin 1 Eylül Dünya Barõş Günü Bat-
man mitinginde konuşan siyasi parti liderle-
rinin Kürtleri rencide edici açõklamalar yap-
tõğõnõ savunan Türk, “Birisi neden Öca-
lan’ı asmadın diyor, diğeri neden Abdul-
lah Öcalan ile görüştün diyor. Sayın Baş-
bakan da görüşmedim şeklinde konuşu-
yor. Barışın, kardeşliğin sağlanması için
görüşeceksin. Tarafsız kalamazsınız, mu-
hatap almak zorundasınız” dedi.
Türk, dün de Diyarbakõr’da gazetecilerin
sorularõ üzerine şunlarõ söyledi: “Biz bugün
sadece çözümü Talabani’de ve Barzani’de
aramıyoruz, biz çözümü iç dinamiklerde
arıyoruz. Bu nedenle Sayın Talabani ve
Barzani ile bu sürecin barışçıl bir sürece
dönüştürülmesi konusunda elbetteki di-
yaloglar oluşturacağız ve bu sürece katkı
sunmasını isteyeceğiz. Sadece onunla kal-
mayacağız, devletle barışçıl bir sürecin
gelişmesi konusunda Sayın Cumhurbaş-
kanı ile bu konuda görüşmek istiyoruz.”
Tuğluk da referandumdan sonra bölgedeki
649 sivil toplum örgütü temsilcisiyle bir
araya geleceklerini ve çözüm için kararlaş-
tõrdõklarõ bazõ görüşmeleri takvime bağlaya-
caklarõnõ belirtti. Tuğluk, “Başta Cumhur-
başkanı Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan,
PKK ve Abdullah Öcalan ile görüşme ko-
nusunu tartışacağız ve bunu bir takvime
bağlayacağız. İmralı Adası’na gidip Ab-
dullah Öcalan ile ateşkesin kalıcı hale gel-
mesi için bilgi alışverişinde bulunacak
olan heyet ya da avukat grubunda ben de
avukat kimliğimle yer alacağım” dedi.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Diyarbakõr’da Demokratik Top-
lum Kongresi (DTK) ile aralarõnda re-
ferandumda “evet” tercihi kullanacak-
larõnõ açõklayan meslek kuruluşlarõnõn
da bulunduğu 128 sivil toplum kurulu-
şu, Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan’õn gezisi öncesinde Kürt sorunu ko-
nusunda ortak duruş sergileyen bir
açõklama yaptõ.
Ortak açõklamayõ okuyan Diyarbakõr
Baro Başkanõ Mehmet Emin Aktar,
“Sivil toplum örgütleri, DTK, sivil gi-
rişimler olarak bizler, referandum ve
Türkiye’nin temel meselelerinin çö-
züm yöntemlerinde zaman zaman
farklı yaklaşımlarımız olsa bile, Kürt
meselesinin demokratik çözümü ve
kalıcı bir barışın sağlanması söz ko-
nusu olduğunda yaklaşımlarımız or-
taktır. Bu yaklaşımımız da Kürt me-
selesinin diyalog çerçevesinde barış-
çıl ve demokratik çözüme kavuştu-
rulmasıdır” dedi.
Başbakan’õn bugün Diyarbakõr’da
düzenleyeceği mitingine de işaret eden
Aktar, “Sayın Başbakan’ın Diyarba-
kır’a gelişinde Kürt meselesine yak-
laşımının, Kürtler ve bütün Türkiye
açısından önemli olduğunu düşünce-
sindeyiz” diye konuştu.
“Eylemsizlik sürecinin ilan edilen
takvimine, referandumdan hemen
sonra olumlu bir yaklaşım gösteril-
memesi halinde, 20 Eylül’de sona
erebileceği yönünde ciddi bir kaygı ta-
şımaktayız” diyen Aktar, eylemsizlik
kararõnõn kalõcõ bir ateşkese dönüşme-
si için başta cumhurbaşkanõ olmak üze-
re, hükümet, devletin kurumlarõ ve siyasi
partiler ile görüşmeler yapmaya başla-
yacaklarõnõ anlattõ. Bir gazetecinin;
“Başbakan’ın vereceği mesajlarda
kaygıları giderecek bir tutum içinde
olması” yönündeki beklentilerin ne ol-
duğuna açõklõk getirilmesi istenen bir so-
ruya Aktar, “Ortak bir dil geliştiril-
mesi, empati kuran bir dile ihtiyaç du-
yulması” yanıtını verdi. Aktar, Erdo-
ğan’ın bütün ülkeyi, bütün vatan-
daşları, bütün kesimleri kucaklayacak
bir dile öncülük etmesidir” dedi.
BAYDEMİR
Açõlõşa
katõlmõyor
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Büro-
su) - Diyarbakõr Bü-
yükşehir Belediye
Başkanõ Osman Bay-
demir, Başbakan Re-
cep Tayyip
Erdoğan’õn bugün
Diyarbakõr’da ger-
çekleştireceği açõlõş-
lara katõlmayacağõnõ
belirterek “Açılışta
olmak isterdim ama
katılmayacağım.
Başbakan seçimden
seçime kente geli-
yor. Seçim atmosferi
ile açılışları birbiri-
ne karıştırmamak
gerek ama şüphesiz
ki takdir kendisi-
nin” dedi.
Erdoğan’õn bugün
Diyarbakõr’a yapaca-
ğõ gezi öncesinde
kentte olağanüstü gü-
venlik önlemleri alõn-
dõ. Polise 10 gün sü-
reyle genel arama iz-
ni verilirken poliste
izinler kaldõrõldõ.
Çevre illerden takvi-
ye çevik kuvvet polisi
getirtildi. Erdoğan’õn
İstasyon Meyda-
nõ’nda yapacağõ mi-
ting öncesinde kentin
değişik noktalarõnda
kontroller de arttõrõl-
dõ. Terör örgütü PKK
de, Amed Halk İnisi-
yatifi adõyla Erdo-
ğan’õ protesto etmeye
çağõrdõ. ANF’de ya-
yõmlanan habere gö-
re, “Başbakan,
Amed’e elini kolunu
sallayarak gireme-
yecek” denildi.
Diyarbakır’da yapılan ortak açıklamaya 128 sivil toplum kuruluşunun temsil-
cilerinin yanı sıra DTK Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk da katıldı. (AA)
‘Başbakan kucaklayõcõ
bir dil kullansõn’
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Yaygın bir kanı var; toplumun büyük
bölümü 12 Eylül’deki referanduma niçin
katılacağını bilemiyor!.. Yurttaşlar hem
hukuksal deyimlerle donatılmış yasa
maddelerinin kendileri için ne ifade ettiğini
bilmiyor hem de yandaş medyanın kafa
karıştıran yayınları nedeniyle iyice çıkmaza
giriyor! Gelin, farkında olmadan “Evet”
tuzağına düşmek üzere olanların başına
gelecek olası tehlikeleri sıralayalım:
Önce şunu vurgulamak gerekiyor: 12
Eylül’deki oylama, teoride bir anayasa
değişikliği oylaması değildir!.. O gün
geleceğinizin şekillenmesiyle ilgili de çok
önemli bir karar vereceksiniz... Bu kararın
merkezinde şu sorular var: Yargıyı devlet
mi yönetsin AKP mi?.. Mahkemeleri yüce
divan korkusuna kapılanlar mı oluştursun
devletin kuralları mı?..
Hukuk, Milli Görüş yobazlığının elinde
mi olsun yoksa laik cumhuriyetin mi?..
Mesele işte bu kadar yaşamsaldır...
O yüzden referandumda “evet” derseniz
12 Eylül faşizminden biraz olsun
kurtulduğunuzu sanacaksınız ama tam
aksine, bu kez tek parti faşizminin tuzağına
düşeceksiniz!..
Eğer 12 Eylül’de gaflete düşüp ‘evet’
oyunu kullanırsanız iyice biliniz ki,
AKP’nin ülkeyi 8 yılda cehenneme
çeviren uygulamalarından pek
memnunsunuz!..
Şu demektir ki; kiranızı ödeyebiliyorsunuz,
tarlanız ipotekli değil, traktörünüzün mazotu
stokta, bankalara kredi borcunuz yok,
arabanız hacizli değil... Yani işiniz bayağı
tıkırında...
Ama şunları lütfen iyi düşünün;
referandumda “evet” oyları fazla çıkarsa,
AKP daha da şımaracak... Galibiyet
coşkusu bir süre sonra pervasızlığa
dönüşecek!..
Üstelik AKP bu şımarıklıkla “halk bizi
destekliyor” havasına girecek ve hiç
kuşkunuz olmasın ki, önümüzdeki süreçte
Cumhuriyet rejimini tehlikeye düşürecek
yeni yasa maddelerini de size dayatmaya
kalkışacak!..
Gidişat, hilafet özlemcilerinin düşlerini
süsleyen karanlık ve de dönülmez bir
sürece dönüşecek!..
Gelin şimdi 13 Eylül’den itibaren alarm
verecek tehlikenin kilometre taşlarını
sıralayalım:
Olası referandum galibiyetini bir güven
oylamasına dönüştürecek olan AKP,
Nurcu-Nakşi kadrolaşmayı devletin en
kritik noktalarına kadar uzatmaktan
kaçınmayacak!.. Türkiye’yi molla
bürokrasisi kuşatacak!..
Özelleştirme yağmasında sınır
tanınmayacak, devletin satılmadık tek çivisi
kalmayacak! 5 yıl sonra ekonomiyi
tamamen tarikat holdingleri yönetecek!
Din-iman ticaretiyle yurttaşın
inançlarını sömürenler, yarattıkları gerici
gettolarla yaşamınızı tehdit edecek!..
Mahalle baskısı zirve yapacak, artık
sokaktaki yurttaş AKP’li olmadığını
söylemeye bile korkar hale gelecek!..
Tek parti faşizmi, yaşamınızı kıskaca
alacak, telefonlarınız dinlenecek ve de
fişleneceksiniz!..
Muhalif tüm kesimler susturulacak,
demokrasi ve de özgürlük, mazideki solmuş
bir takvim yaprağına dönüşecek!..
Mürit olmadığınız için
iş bulamayacak ve
hükümetin yoksullaştır-
köleleştir zihniyetine
kurban gideceksiniz!
Çocuklarınız tarikat
yurtlarından destur
almadığı için akademisyen
olamayacak, kızlarınız ise
cemaat yurtlarına mahkûm olacak!..
12 Eylül günü bir hata yaparsanız, bilin
ki korku imparatorluğundan yakınma
hakkınız da kalmayacak!.. O gün
vereceğiniz evet oyu, yalnız sizin değil,
torunlarınızın da hayatını karartacak!..
O zaman da ananızı da alıp belki de bu
ülkeden gitmenin yollarını arayacaksınız!..
Kısacası, 12 Eylül’de AKP’nin gidişine yol
vermezseniz cumhuriyetin geleceği
açısından çok geç olacak!..
Yani taraf olmadığınız için bertaraf
olacaksınız!..
‘Evet’çileri Bekleyen Tehlikeler!..
Bu ülkede kimileri başını kuma gömme uğruna
minik serçelikten devekuşluğuna terfi etmekten
bile kaçınmıyor!..
Kimi sinema artistleri, kaybolmuş şöhretlerine
salt muhalif olma dönekliğiyle atak yaptırmayı
hedefliyor!..
Kendine aydın ya da insan hakları savunucusu
diyen bazı zavallılar, kuyruk acılarını giderme
uğruna gericiliğin bıçağını bilemeye çalışıyor!..
Solcu olduğunu sanan kimi şaşkınlar,
liboşluklarını örtbas etme uğruna “evet”çi
kuyruğunda ulufe bekliyor!..
Hukukun ortasına dinamit yerleştirilirken
kimi kısır kalemler köşelerini çiçek-böcek, kaz-
ördek ya da aşk meşkle doldurmayı yeğliyor!
Rotasını şaşırmış ucuz figüranlar ise salt
CHP düşmanlığından dolayı referandum
şakşakçılığı yapıyor!..
Ya da kimileri ikinci cumhuriyet denilen
soytarılık tiyatrosunun tribününde, Atatürk’e olan
kinlerini dincilere uşaklık yaparak gidermeyi
düşlüyor!..
Peki, “Başımıza bomba yağıyor, köylerimiz
boşaltılıyor, ormanlarımız yakılıyor, sokaklarda
linç ediliyoruz, devlet çocuklarımızı dağlarda
öldürüyor, anadilimizi engelleniyor, kültürel
haklarımız verilmiyor” diyerek AKP’nin 8 yıllık
iktidarı boyunca çığlık atan Kürt siyasetçilere
ne oluyor?..
Onlar siyasallaştırdıkları kitleleri boykot denilen
tuzağın içine çekerek ne elde edeceklerini
sanıyor?..
BDP de onun uzantıları da salt Cumhuriyete
yönelik öfkelerini mahmuzlama uğruna “Kürtleri
arkadan hançerlemek”le suçladıkları AKP’nin
dümen suyunda çırpındıklarını görmüyorlar mı?..
Kürt sorununun, AKP’nin ucuz, kaçak ve
ikiyüzlü politikalarıyla giderek daha çok çıkmaza
girdiğini anlamıyorlar mı?..
PKK, BDP ya da uzantıları, 12 Eylül
referandumda tepkilerini “hayır” oyuyla
göstermezlerse iyi bilsinler ki, Güneydoğu’daki
sorun daha da büyüyecek!..
Kürt sorununda baş aktör olmaya çalışan
cemaat, rolünü daha da arttıracak, Kürt gençleri
bir yandan Milli Görüşçü diğer yandan
Fethullahçı örgütlenmenin tuzağında sosyal,
siyasal ve kültürel erozyon yaşayacak!..
Rejimle hesaplaşma uğruna silahlı güçlerini,
milis yapısını ve de siyasi uzantılarını “boykot”
denilen kaçak güreşin arenasına terk etmeye
çalışanlar, şiddetin 30 yıldır kardeş kanını
bataklığa dönüştürdüğü bir coğrafyanın tam
ortasına bir mayın bıraktıklarının farkına
varmalılar...
Soruyorum onlara; AKP’nin yurttaşa
dayatmaya çalıştığı 26 maddelik yasa
değişikliğinde Kürt sorununa çare olacak bir
tek satır var mı?.. Yokkkk!...
O halde Kürt aydınlarına, çok yaşamsal bir uyarı
yapmak istiyorum:
12 Eylül Anayasası’nı değiştireceklerini iddia
eden takıyyeci zihniyetin değirmenine su
taşıma gafletine düşmeyin!..
AKP’nin 8 yılda kangrene dönüştürdüğü yarayı
boykot hançeriyle deşmeyin!..
Boykotçu Kürtlere Uyarılar!..
KISA KISA...