Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
3 EYLÜL 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
musakart yahoo.com
Kimi edebiyatçı, kimi şair, kimi
şarkıcı, kimi oyuncu, kimi aydın,
kimi dönek solcu...
Gazetelerde, televizyon
ekranlarında durmadan
konuşuyorlar:
“12 Eylül’de benim oyun EVET
olacak!”
“Şairim” diye geçinenler, aydın
kimliğiyle ortalıkta dolaşanlar, AKP
yalakalığı yapıp 2010’da İstanbul’un
Avrupa Kültür Başkenti olması
nedeniyle proje hazırlayıp yüz
binlerce lirayı cebe indirenler, koro
halinde bağırıp çağırıyorlar:
“Demokrasi için, 12 Eylül
faşizminin, Kenan Evren’in
yargılanması için EVET oyu
vereceğim...”
Acaba bu kişiler oturup anayasa
değişikliği maddelerini okudular mı?
O değişiklik getiren 25 maddede ne
yazdığını biliyorlar mı?
Hele şu mangalda kül bırakmayan,
kendilerini “en hızlı devrimci ve
sosyalist” olarak gören
dalavereciler, “şairim” diye ortalıkta
dolaşanlar, yurtsever Fazıl Say’ı
ekrana çıkarıp sıkıştırmaya çalışanlar
“askeri vesayete” karşı çıkarlarken
neden “sivil vesayete” karşı
çıkmıyorlar, hiç düşündünüz mü?
Peki TÜSİAD’a, TOBB’ye ne
demeli?
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’i
NTV’de izlerken, AKP iktidarından ne
denli korktuğuna tanık olunca hiç
şaşırmadım!
Sanayiciler ve işadamları niçin
susuyor? Başta TÜSİAD olmak
üzere öteki demokratik kitle örgütleri
iktidardan niçin korkuyor?
Kendi kişisel çıkarlarını düşünen,
ülkenin geleceğini “Bana ne” diyerek
elinin tersiyle iten bir kesim, niçin
AKP iktidarının borazanlığını
yapıyor?
Hülya Avşar ve Sezen Aksu’nun,
Fazıl Say gibi kendisini ülkesine ve
müziğe adamış bir sanatçıyı haklı
eleştirilerinden dolayı yerden yere
vurma hakkı var mı?
Dünyaca ünlü bir piyanisti
aşağılayarak Emine Hanım’ın
masasında oturup sağa sola hava
atmak, ardından da “Ben
Cumhuriyet kadınıyım” diyerek
sağa sola göz kırpmak...
Hangi bilgiye, donanıma sahiptir
Hülya Avşar ve Sezen Aksu?
Yukarıda mesleklerini, kimliklerini
belirttiğim kişiler bizim Orhan
Erinç’in son bir aydır yazdıklarını
okusalardı, AKP iktidarının oynadığı
oyunu kavrayabilirlerdi.
Onların sermaye-emek çelişkisiyle,
12 Eylül yönetiminin yaptığı işçi
düşmanlığıyla uzaktan yakından
ilgisi yok...
Orhan Erinç bir yazısında
soruyordu:
“12 Eylül yaklaşımıyla her zaman
suç işlemesi olası sayılan
sendikacıların durumu, demokratik(!)
bir yönetime geçildiğinde değişti mi?
Ne gezer!”
Sendika genel kurullarındaki
seçimlerin ardından, yönetim,
denetim ve disiplin organlarına
seçilenlerin, kamu makamlarına
kimlik bilgilerini, iş ve ev adreslerini
vermelerinin yanı sıra, bunların bir
gazetede yayımlanması da
zorunludur.
Böyle bir demokrasi hangi Avrupa
ülkesinde var?
Eğer biraz paraya kıyıp bir siyasi
parti kurarsanız, seçmen listelerine
ulaşabilir, yurttaşların kimlik
numaralarını ve adreslerini öğrenip
yasadışı yollardan onları dinler ve
izlersiniz.
Ayrıca TBMM’de Adalet Alt
Komisyonu’nda bekletilen, “Kişisel
Verilerin Korunması Hakkında Yasa
Tasarısı” bulunuyor.
Şimdi 12 Eylül’de
halkoylamasında “Evet” diyeceklere
soruyorum:
Anayasının 20. maddesinde
öngörülen değişiklikle yukarıda
saydığım hukuka aykırılıklar
anayasaya aykırılıktan kurtarılmış
olacak. Siyasal iktidarların benzer
yeni yasalar çıkarabilmesinin de önü
açılacak.
Bu mudur demokrasi ve
özgürlükler?
Sorum “Evet”çilere!
Utanmadan sıkılmadan yalan
söylüyorlar, Türkiye’de “askeri
vesayete” karşı çıkıp “sivil vesayeti”
alkışlayanlar.
Medyayı denetim altında tutmak
için işadamları, sanayiciler, gazete
patronları, siyasiler, bilim
insanları, sanatçılar eğer muhalifse
dinlenip izleniyor.
Hanefi Avcı bunları kitabında
yazdı...
Ergenekon iddianameleri ortada...
Gizli kulak, İlhan Selçuk’un
dışında hem şoförünü hem de
devletin verdiği koruma polisini
dinleyip izliyor.
EVET’çiler avukat Fikret İlkiz’in
“Bizim Gazete”de yayımlanan
yazılarını okusun. NTV Fikret İlkiz’i
bir akşam yayına alsın, dincileri ve
liboşları çıkaracağına. İlkiz, 20.
maddede yapılan değişiklikle
kişisel verilerin nasıl elde edileceğini
açıklasın.
Kişisel veriler elden ele dolaşacak,
insanların özel yaşamları
saptanacak...
Demokratik bir hukuk devletinde
böyle şeyler olmaz!
Acaba Hülya ve Sezen hanımlar
bunları biliyor mu?
Ne gezer!
Orhan Pamuk biliyor mu?
Hayır!
Yargı bağımsızlığı aldatmacasıyla
sivil dikta rejimine doğru hızla
gidilirken medya susuyor...
Bakın Fikret İlkiz ne diyor:
“Anayasanın 20. maddesinde
yapılmak istenen değişiklik, Kişisel
Verileri Koruma Kurulu’nu anayasaya
aykırılıktan kurtarır mı bilinmez,
hukuka aykırılıktan korumayacağı
ortada.”
Özel yaşamınız ortadan
kalkacak, ev adresleriniz
bilinecek...
Salt gazeteciler, sendikacılar için
değil, tüm insanlarımız için geçerlidir
bu.
Bence “EVET”çiler bir kez daha
düşünüp öyle karar versinler!
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
‘EVET’çilere Küçük Bir Uyarı
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69
Avukat Turgut Kazan, BDP lideri Demirtaş ile referandrum için görüştüğü iddialarõnõ yalanladõ:
Hayõr korkusu başladõİstanbul Haber Servisi -
Eski İstanbul Barosu Başkan-
larõndan avukat Turgut Kazan,
bazõ gazetelerde yer alan ha-
berlerde, referandumda hayõr
oyu vermeleri için BDP Genel
Başkanõ Selahattin Demir-
taş’la görüştüğü yönündeki id-
dialarõn gerçekdõşõ olduğunu
söyledi. Kazan, “Genelkur-
may’ın yasadışı dinleme ihti-
mali yadırganarak manşetle-
re taşınıyor. Aynı gün başka
bir yasadışı dinleme kutsa-
narak haberler yapılıyor.
Böyle bir ahlak, böyle bir ga-
zetecilik anlayışı ile karşı kar-
şıyayız” dedi.
İstanbul Barosu’nun İstiklal
Caddesi’ndeki Orhan Apaydõn
Konferans Salonu’nda basõn
açõklamasõ yapan avukat Kazan,
“İnanılmaz bir referandum
süreci yaşıyoruz. Evet için
demokrasinin ve hukukun
yerleşmiş değerleri hiçe sayı-
larak, bütün kirli yollara baş-
vuruluyor. Devlet imkânları
seferber edilirken trilyonluk
evet ilanları yayınlanıyor. Bu
kaynağın nasıl sağlandığı bi-
linmiyor. Devlet televizyonu,
yalnız evet propagandası ya-
pıyor. Bu eşitsizliğin yanında,
tehdit ve baskılar kullanılı-
yor” diye konuştu. Referan-
dumda hayõr ihtimalinin yüksek
görülmesinden korkanlarõn, her
türlü yalana başvurduklarõnõ
söyleyen Kazan, Selahattin De-
mirtaş’la müvekkili Erzincan
Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan
Cihaner’in durumunu anlatan
bir rapor sunmak üzere görüş-
tüğünü belirtti.
Abdullah Öcalan’la temas
kurmak için aracõlõk yaptõğõ
iddialarõnõn alçaklõk olduğu-
nu kaydeden Kazan, söz ko-
nusu dinleme kayõtlarõnõn ger-
çeğiyle oynandõğõna inandõğõ-
nõ ifade etti. Cihaner’in duru-
munu anlatmak için CHP Ge-
nel Başkanõ Deniz Baykal ve
MHP Genel Başkanõ Devlet
Bahçeli ile de görüştüğünü
kaydederek şöyle devam etti:
“Bu görüşmelerim Şubat
2010’da gerçekleşti. Bu ta-
rihte ne referandum, ne ana-
yasa taslağı vardı. Bu du-
rumda, telefon dinlemesine
ilişkin kaydın gerçekten ya-
pılmış bir konuşmayı yansıt-
tığına, söylenenlerin doğru
olduğuna kim inanır? Sayın
Demirtaş’a ‘ulan’ diye hitap
ettiğim söyleniyor. Ben ‘ana-
nõ da al git’ üslubunda biri de-
ğilim. Böyle bir terbiyesizliği
ancak yasadışı dinlemeyi mes-
lek edinenler, kayıtlarla oy-
nayarak başka metin üreten-
ler yapabilir.”
BDP Başkanõyla görüşme-
nin ‘demokrasi türküsü söy-
leyenler’ tarafõndan karalama
kampanyasõna dönüştürüldü-
ğüne dikkat çeken Kazan, bu
yayõnõ yapanlarõn, demokra-
siyle zerre kadar ilgilerinin ol-
madõğõnõ, hiçbir ahlaki değeri
tanõmadõklarõnõ savundu.
Hayõr ihtimali yüksek olduğu
için telaşlananlarõn, İmralõ’da
yaptõklarõ referandum pazar-
lõklarõnõn tepki çektiğine işaret
eden Kazan, “Bu nedenle kor-
kuları arttı. Bilgi kirliliği ya-
ratarak pazarlık faturasını
bize yıkmak istiyorlar. Bu
tezgâh tutmayacaktır. Evren
zamanını yaşadığım için bili-
yorum. O zaman bile olma-
yan eşitsiz propagandaya,
inanılmaz baskıya ve akıl al-
maz yalanlara kimse kanma-
yacaktır” dedi.
Referandumda hayõr ihtimalinin yüksek görülmesinden korkanlarõn,
her türlü yalana başvurduklarõnõ söyleyen avukat Turgut Kazan,
Selahattin Demirtaş’la müvekkili Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ
İlhan Cihaner’in durumunu anlatan bir rapor sunmak üzere
görüştüğünü belirtti. Abdullah Öcalan’la temas kurmak için aracõlõk
yaptõğõ iddialarõnõn alçaklõk olduğunu kaydeden Kazan, söz konusu
dinleme kayõtlarõnõn gerçeğiyle oynandõğõna inandõğõnõ ifade etti.
HSYK BAŞKANVEKİLİ KADİR ÖZBEK:
‘Yargıçlar
neden
dinleniyor’
HSYK Başkanvekili Özbek, Yargõtay
üyelerinin olduğu iddia edilen ses kayõtlarõna
ilişkin olarak yaptõğõ değerlendirmede,
“İçeriğini tasvip etmek mümkün değil. Ama
asõl üzerinde durulmasõ gereken bu insanlar
neden dinlendi, neden servis edildi?” dedi.
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - HSYK Baş-
kanvekili Kadir Özbek,
yargõtay üyelerine ait ol-
duğu iddia edilen ses ka-
yõtlarõna ilişkin olarak,
“İçeriğini tasvip etmek
mümkün değil. Üzerin-
de durulması gereken
şey bu arkadaşlarımız
neden dinlediler, niye
peşinde birileri dinleme
hazırlığıyla geziyordu,
niye bunları tespit etme
ihtiyacı duydular ve ni-
ye servis edildi?’’ yoru-
munu yaptõ.
Gazetecilerin sorularõnõ
yanõtlayan Kadir Özbek,
Adalet Bakanõ Sadullah
Ergin’in kararnameyle il-
gili bir çalõşma yaptõklarõnõ
söylediğini belirterek,
“(Bakan Ergin) 224 tane
hâkim ve savcı arkada-
şımızın durumlarının
görüşülüp değerlendi-
rilmesi gerektiğini ifa-
de ettiler. Bu sayının
doğru olmadığını özel-
likle ifade etmek istiyo-
rum. Onlardan 56’sı ka-
rarnameden çıkmıştı. O
sayı gerçekleri yansıt-
mıyor” diye konuştu.
Özbek, “Bazı hâkim
ve savcıların konuşma-
larının bazı internet si-
telerinde yayınlanması-
nı nasıl değerlendiriyor-
sunuz?” sorusuna şu ya-
nõtõ verdi: “Ayrıntılarını
bilmiyorum, ancak iç-
eriğini tasvip etmek
mümkün değil. Üzerin-
de durulması gereken
şey bu arkadaşlarımız
neden dinlediler, niye
peşinde birileri dinleme
hazırlığıyla geziyordu,
niye bunları tespit etme
ihtiyacı duydular ve ni-
ye servis edildi? Şimdi
iki insan baş başa konu-
şurken çok özel şeyleri
de konuşabilir. Bunlar
tasvip edilir, edilmez an-
cak bunları gizlice tespit
etmek suçtur. Asıl bu-
nun üzerinde durulma-
sı gerekir. Bu arkadaş-
larımızın ne konumları,
ne imkânları itibarıyla
Öcalan ve benzerleriyle
pazarlık edebilecek, bun-
dan bir fayda bulabile-
cek imkânları da yok”
Yargõtay Başkanõ Ha-
san Gerçeker de, Yargõ-
tay’a girişinde gazetecile-
rin sorularõnõ yanõtladõ.
Bir gazetecinin “Yar-
gıtay üyelerine ait oldu-
ğu iddia edilen ses ka-
yıtlarına ilişkin bir işlem
yapıp yapmadıklarını”
sormasõ üzerine, Gerçeker,
basõnda konuya ilişkin ha-
berler yer aldõktan sonra
olaya el koyduklarõnõ ve
gerekli talimatlarõ verdi-
ğini, soruşturmanõn, araş-
tõrmanõn yapõldõğõnõ söy-
ledi. Daha önce de Yargõ-
tay üyelerine ait olduğu id-
dia edilen ses kayõtlarõna
ilişkin Ankara Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’na suç du-
yurusunda bulunduklarõnõ
anõmsatan Gerçeker, baş-
savcõlõktan kendilerine bil-
gi iletilmediğini kaydetti.
Gerçeker, kendisinin din-
lenildiğinden şüphe du-
yup duymadõğõnõn sorul-
masõ üzerine, “Şu anda
dinlenip dinlenilmediği-
mi bilmiyorum. Basına
yansıyan bilgilere, so-
mut birtakım verilere
göre yasal olmayan din-
lemeler yapılıyor. Bunu
hiç kimsenin inkâr et-
mesi mümkün değil. Şu-
nu unutmamak lazım,
bugün bunu benim ya-
rarıma olduğu için hoş
görebilirsen, yarın aynı
durum sizi de vurabilir”
değerlendirmesini yaptõ.
Kapusuz: Vahim
AKP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Salih Kapu-
suz, Yargõtay üyelerine
ait olduğu iddia edilen ses
kayõtlarõnõ “vahim” olarak
değerlendirdi. Kayõtlara
ilişkin yalanlamanõn gel-
mediğini vurgulayan Ka-
pusuz, ses kayõtlarõnõn
“yargı mensuplarının
yargı dışında nelerle
meşgul olduklarını, ne
vahim bir görüşe sahip
olduklarını” gösterdiğini
belirtti. Kapusuz, “Bu,
hukuk adına bir reza-
lettir, hukukçu adına bir
vahamettir, ülke adına
bir ihanettir. 1 Ekim iti-
barıyla, o güne kadar
bir şeyin yapılmaması
durumunda bu konu ke-
sinlikle TBMM’ye taşı-
nacaktır. Topluma bü-
yük zarar verebilecek
bu ve benzeri değerlen-
dirmeleri şiddet ve nef-
retle kınıyorum” dedi.
‘Başbuğ’a neden madalya yok?’
CHP’li Öztürk, Başbakan Erdoğan’a, Büyükanõt’a Devlet Şeref
Madalyasõ verilirken hangi kriterlere göre hareket edildiğini sordu
MERSİN (Cumhuriyet) - CHP Mer-
sin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, geçen
günlerde emekliye ayrõlan Orgeneral İl-
ker Başbuğ’a neden Devlet Şeref Ma-
dalyasõ verilmediği sorusunu Meclis gün-
demine taşõdõ.
Öztürk Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiy-
le verdiği soru önergesinde, ülke içerisinde
Devlet Şeref Madalyasõ alan ilk kişinin es-
ki Genelkurmay başkanlarõndan İsmail
Hakkı Karadayı olduğunu, daha sonra sõ-
rasõyla 9. Cumhurbaşkanõ Süleyman De-
mirel’e, Genelkurmay Başkanlõğõ yapan
Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hilmi Özkök ve
son olarak Yaşar Büyükanõt’a bu madal-
yanõn verildiğini belirterek, “Ayrıca Sayın
Yaşar Büyükanıt’a Devlet Şeref Madal-
yası’nın yanında emekli olurken Audi
marka, değeri yaklaşık 1 milyon TL
olan zırhlı araç da verilmiştir” dedi.
Başbuğ’un 4 selefine de Devlet Şeref Ma-
dalyasõ verilirken kendisine bu ödül veril-
mediğine dikkat çeken Öztürk, “Bundan
önceki 4 eski Genelkurmay başkanına da
bu ödül verilirken Genelkurmay Baş-
kanlığı görevinden yeni ayrılan Sayın İl-
ker Başbuğ’a bu ödül neden verilme-
miştir. “Sayın Yaşar Büyükanıt’ta yeterli
görülen hangi özellikler Sayın İlker Baş-
buğ’da yoktur” diye sordu.
İstanbul Haber Servisi- Sanatçõ, yazar, tiyat-
ro oyuncusu, bilim insanõnõn bulunduğu çok sa-
yõda aydõn, 12 Eylül Anayasa referandumu için
“Henüz Vakit Varken Hayır” adlõ imza kam-
panyasõnõ başlattõ.
Beyoğlu’nda dün düzenlenen basõn açõklama-
sõnda sanatçõ, yazar ve aydõnlar adõna ortak bildi-
riyi okuyan grup sözcüsü Hüseyin Haydar, 12
Eylül 2010’un Türkiye’nin kader günü olduğunu
belirterek “Türkiye ya zulme boyun eğecek ya
da başkaldıracaktır. ‘Hayõr!’ demek bir baş-
kaldırıdır. Türkiye ya uçuruma AKP ile
ABD’nin birlikte hazırladığı anayasa, bir sivil
darbe anayasasıdır” dedi. Evet diyenlerin
Amerika tarafõndan kontrol edildiği, emparya-
lizm ile işbirliği yaptõklarõ belirtilen bildiride
özetle şunlara yer verildi: “Hayır diyenler ise
12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin gerçek mağ-
durlarıdır. Kimdir onlar? CHP, DSP, İP,
TKP, EMEP, ÖDP, DİSK ve MHP İle DP’nin
geniş ölçüde antiemperyalist, yurtsever kesim-
leri. Yine işçi sendikalarının ve demokratik
kitle örgütlerinin ezici çoğunluğu hayır diyor.
Hayırcı grubun ortak özelliği, Amerika tara-
fından kontrol edilemiyor olmalarıdır... Biz
yazar ve sanatçılar, AKP’ye de anayasasına
da ‘hayõr’ diyor, bütün yurtseverleri, uçurum-
dan önce son çıkışa yönelmeye, ‘Henüz vakit
varken, hayõr!’ demeye çağırıyoruz.”
Çağrõ yapan imzacõlar arasõnda Oktay Akbal,
Tarık Akan, Esin Afşar, Rutkay Aziz, Mu-
zaffer Akyol, Alper Akçam, Feridun Andaç,
Yetkin Aröz, Hayati Asılyazıcı, Ataol Behra-
moğlu, Bedri Baykam, Cengiz Bektaş, Nihat
Behram, Cahit Berktay, Muazzez İlmiye Çığ,
Yılmaz Gruda, Muzaffer İzgü, Arif Keski-
ner, Levent Kırca, Fikret Otyam, Filiz Ot-
yam, Ahmet Say, Ferhan Şensoy, Afşar Ti-
muçin, Öner Yağcı, Nejat Yavaşoğulları,
Haşmet Zeybek de yer alõyor.
ERDOĞAN AĞRI’DA CHP VE BDP’Yİ HEDEF ALDI
‘Tunceli’de genel af diyorlar
Kayseri’de af diliyorlar’
AĞRI (Cumhuriyet) - Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan, Ağ-
rõ’da yaptõğõ konuşmada “Biz, nab-
za göre şerbet verenlerden olma-
dık. Bizim kelamımız, rüşveti ke-
lam değildir. Biz, Van’da ne ko-
nuşursak Tekirdağ’da da onu ko-
nuşuruz” dedi.
Erdoğan, partisince Abide Kavşa-
ğõ’nda düzenlenen mitingde iktidar-
larõ süresince partizanlõk yapma-
dõklarõnõ savundu. Erdoğan,
“Biz, nabza göre şerbet ve-
renlerden olmadık. Bizim
kelamımız rüşveti kelam
değildir. Biz, Van’da ne
konuşursak Tekirdağ’da
da onu konuşuruz, Biz
Adıyaman’da ne konuşur-
sak Adana’da da onu konu-
şuruz” dedi. Terör örgütü
PKK’yle 30 yõldõr süren mücadele-
de sadece silah tüccarlarõnõn, savaş ba-
ronlarõnõn kazandõğõnõ belirten Erdo-
ğan, “Bu ülkeyi bölmek isteyenler
kazandı, bu milletin evlatlarını,
birbirine düşürmek isteyenler ka-
zandı. Gençlerin kanından beslenen
gafiller kazandı” diye konuştu.
Artõk bunun değişmesini istedikle-
rini ifade eden Erdoğan, şunlarõ söy-
ledi: “Ölümden, kandan, gözya-
şından medet umanlar var. Ölüm-
ler üzerinden, şehitler üzerinden si-
yaset yapanlar var. ‘Tabut gelsin de
bunun siyasi rantõnõ elde edelim’ di-
ye el ovuşturanlar var. İşte onları
bugünlerde görüyorsunuz maske-
lerinin nasıl düştüğünü görüyor-
sunuz. Batman’da konuşuyor An-
kara’da çark ediyorlar. Tunceli’de
‘genel af’ diyor, Kayseri’de af dili-
yorlar. Anayasa Mahkemesi’nde
başörtüsünü serbest bırakacak ana-
yasaya değişikliğini iptal ettiriyor.
Sonra da Konya’da, Kayseri’de,
İstanbul’da başörtüsü soru-
nunu biz çözeriz, diyor. Bu
kardeşiniz, Ağrı’da ko-
nuştuğunu Edirne’de de
konuşuyor. Edirne’de ko-
nuştuğunu Ağrı’da da ko-
nuşuyor. Bizde araziye uy-
mak yok. O bukalemun tav-
rıdır. Bizde net olmak var.”
Boykot çağrõsõ yapan BDP’ye
de yüklenen Erdoğan, “Aynı şe-
kilde ‘barõş, demokrasi, adalet’ deyip,
milli iradeye ipotek koyanlar, mil-
li iradeye boykot dayatanlar var.
Bırak benim Ağrılı kardeşim gitsin
sandığa onun iradesine baskı yap-
ma, onu tehdit etme” dedi.
Bu arada konuşma yapõlan plat-
formda AKP Ağrõ milletvekilleri ile
Ağrõ Belediye Başkanõ Hasan Arslan
anons edilip vatandaşlarõ selamlarken
alanda bulunan vatandaşlarõn bir bö-
lümü milletvekilleri ve belediye baş-
kanõna tepki gösterdi.
SANATÇI VE YAZARLARDAN ‘HAYIR’ KAMPANYASI
İlker Başbuğ