Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÜL 2010 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Taraf Bertaraf
Tartışma önce Başbakan Erdoğan’ın fanatik terö-
rist İslamcı İBDA- C’den ödünç alınmış şu ünlü deşi-
yişle başladı:
- Bitaraf olan bertaf olur, safınızı belirleyin!
Sayın Erdoğan bunları TÜSİAD’a söylüyordu.
TÜSİAD geçmişini anımsayanlar bilir, eskiden şid-
detle taraf olmasıyla bilinirdi.
Bülent Ecevit’i çarşaf çarşaf ilanlarla devirenler de
onlardı. Yine TÜSİAD toplumsal konularda uzmanla-
ra raporlar hazırlatan bir kuruluştu, eğitim, demokrasi
vb. alanlarda dikkate değer araştırmaları finanse et-
mişlerdi.
Bu girişimleri, bu büyük ilgiyi eleştirenlerin tersine
yararlı bulurdum. Eninde sonunda, mihnetini ve ni-
metini eşit biçimde paylaşmasak da, üzerinde birlik-
te yaşadığımız bir vatanı pek eşit olmayan bir şekilde
paylaşıyorduk.
TÜSİAD da, DİSK de ne düşünüyorlarsa söylemek
ve onu savunmak durumundaydılar.
- Ama diyorlardı kimileri, TÜSİAD kendi sınıfsal çı-
karlarını savunuyor.
Savunacaktı tabii ki, herkes, her grup kendi sınıf-
sal çıkarlarını savurmakta özgürdü.
Kaldı ki, daha talandan sömürü düzenine geçeme-
miş Türkiye’nin durumunu yansıtan kimi TÜSİAD ra-
porları ideolojik olarak o kuruluşla aynı doğrultuda ol-
mayan kişilerin de dikkatini çekiyor ve desteğini sağ-
lıyordu.
Konu buraya gelmişken söylemeliyim ki, eskiden
kendi çıkarlarını savunmakta çok cebbar olan TÜSİ-
AD’ın son zamanlarda, kendi çıkarlarının ne denli ar-
kasında durduğunu bilmiyorum. Bu kuşkuma neden
TÜSİAD’ın çanlarına ot tıkamaya, kendi sermayesini
her türlü yolla yaratmaya niyetli Tayyip Bey karşısın-
daki korkaklığı, edilgenliğidir.
Türkiye gibi bir ülkede “işadamı”nın iktidarın karşı-
sında bağımsız olmasını beklemenin pek de gerçekçi
olmadığını, yaşayarak öğrenmiş olanlardanım.
Tabii sermayenin saray dönemi ile demokrasi dö-
neminde aynı olmasının hiçbir yerde beklenmesi ger-
çekçi değildir.
Eskiden sanatçılar için de durum aynıydı. Sanatçı-
lar da, sarayın koruyucu kanatları altına sığınmak zo-
rundaydı. Daha sonra sarayın yerini burjuvazi aldı.
Yaratıcı ve üretici burjuvazinin özgürlük gereksinimi,
sanatçının konumunu rahat bir hale getirdi.
Sanatın demokratikleşmesi, kitleleşmesi, sanatçı
üzerindeki baskıları tümden ortadan kaldırmasa bile
bir ölçüde azalttı ve ona toplum yararına düşünmek,
toplumdan yana taraf olmak olanağını verdi.
Demokrasilerde, sanatçının bu olanağı artık hakkı
olmuştur.
Tabii Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’na göre değil, o
Allinoi konusundaki tavrından dolayı Tarkan’ı sert bi-
çimde eleştirmekte ve şöyle diyebilmektedir:
- Her işe burnunu sokma!
Böylelikle taraf olup olmama tartışmasına, anlı
şanlı işadamlarımızdan sonra, sanatçılarımız da dahil
edilmiştir.
Daha doğrusu, onlar çok önceden bu alana çekil-
mişlerdi ve bir bölümü de işadamlarımız gibi hizaya
çağrıldıklarında “evet”ten yana saf tutmakta beis
görmemişlerdi.
Zaten iktidar da, kendisine methiyeler düzen sa-
natçıları sevmekte, onlara karşı tavır koymamakta,
hatta onları bağrına basmaktadır.
Tarkan’dan sonra konuya taraf olan çok ünlü sa-
natçımız ise Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pa-
muk’tur.
Hemen belirteyim, Orhan Pamuk uzun yıllardır,
hayranı olduğum, romanlarını severek okuduğum bir
yazardır. Zaten kendisinin benim beğenime ihtiyacı
da yok.
Orhan Pamuk gibi sanatçıların kendilerini toplum
karşısında nereye koyacaklarına kendilerinin karar
verebileceklerini, bu konuda tavırlarından dolayı
eserleri hakkındaki fikrimin değişmeyeceğini vurgula-
malıyım.
Romancı Orhan Pamuk ile toplumsal figür Orhan
Pamuk arasında ayrım yaparım.
Son olarak Orhan Pamuk da, anayasa konusunda,
kendisinden evet bekleyenleri şaşırtacak biçimde, ta-
rafsızlığını ilan etti. Gerçi başta evet diyeceğini söyle-
mişti ama sonradan kendi içinde daha tutarlı bir yolu
yeğledi.
Şimdi biz “evet”indeki tutarsızlığı eleştirdiğimiz Or-
han Pamuk’u eleştirecek miyiz?
Tabii ki hayır. İşadamı da, sanatçı da tarafsız olabi-
lir, bu hakka sahiptir.
Yalnız dikkat etsinler derim. Bakın Başbakan onla-
rın akıbeti için ne diyor: Bitaraf olan bertaraf olur!
- Neyse ki, onlardan önce, demokrasiden yana
taraf olduğunu ilan edenler var bertaraf edilecek
olan. Onun için bitaraflar korkmasınlar! Daha vakit-
leri var.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Kõlõçdaroğlu, Başbakan’õ televizyonda tartõşmaya çağõrõrken ‘Karşõma çõkmasõ için haklõ olmasõ lazõm’ dedi
Erdoğan’a bir çağrõ dahaNAZMİ AKDAĞ/
ABİDİN YAĞMUR
MERSİN - CHP Genel Başkanõ
Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tay-
yip Erdoğan’a bir televizyon prog-
ramõnda tartõşma önerisini Mersin’de
de yineledi. Kõlõçdaroğlu, “Recep
Bey’in karşıma çıkması için haklı ol-
ması lazım. Hem de mangal gibi yü-
reği olması lazım” dedi.
Kõlõçdaroğlu Mersin’deki progra-
mõna dün sabah saatlerinde Karadu-
var Mahallesi’ndeki Atõksu Arõtma
Tesisi’nin açõlõşõna katõlarak başladõ.
Açõlõşta Kõlõçdaroğlu’na tesis hak-
kõnda bilgi veren CHP’li Büyükşehir
Belediye Başkanõ Macit Özcan, “Bu
projeyi durdurmak için çok uğ-
raştılar. Müfettişler gönderdiler.
Ama sonunda bu proje bitti” diye
konuştu. Daha sonra Tarsus’a geçe-
rek Cumhuriyet Alanõ’nda yurttaşlara
hitap eden Kõlõçdaroğlu, çiftçiye ya-
rõ fiyatõna mazot vaadinde bulundu.
CHP lideri, “Bu Recep Bey’in sö-
zü değil. İşçi Kemal sözü, memur
Kemal sözü, emekçi Kemal sözü.
Hayır dediğiniz zaman değişimin
önü açılacak. İnsan hakları ve
demokrasi gelişecek. Hayırsızlar
milletin yakasından düşecek. Des-
tek verin. Fabrikalarda bacalar
tütsün. Açlık, yokluk bitsin” dedi.
Kõlõçdaroğlu, daha sonra, CHP’nin
en zayõf olduğu ilçe olan Erdemli’ye
geçti. Burada beklenenin üzerinde
bir topluluk tarafõndan karşõlanan Kõ-
lõçdaroğlu, Gaziantep’te “hayır” ya-
zõlõ tişört giyinen 2 kişinin gözaltõna
alõndõğõnõ anõmsatarak olayõ kõnadõ.
Kõlõçdaroğlu, “Bizim iktidarımız-
da bizi eleştirenlere de söz hakkı ta-
nıyacağız” diye konuştu.
CHP lideri öğlen saatlerinde de Si-
lifke ilçesinde vatandaşlara hitap etti.
35 dereceyi bulan sõcağa karşõn alan-
daki kalabalõk Kõlõçdaroğlu’nu “Baş-
bakan Kemal” sloganlarõyla karşõla-
dõ. Kõlõçdaroğlu, “Silifke’de işsizlik
var mı? Recep Bey bundan rahat-
sız mı? Recep Bey’in derdi başka.
Onlar bu ülkenin sorunlarını çöz-
meye değil, kaymağına talip” diye
konuştu. Erdoğan’õn Yüce Divan’a
gönderileceğini anladõğõnõ, bunun için
anayasayõ değiştirip Anayasa Mah-
kemesi’ne kendi hâkimini atamak is-
tediğini ifade eden Kõlõçdaroğlu, “Bo-
şuna uğraşma Recep Bey, halkın
ayak sesleri geliyor. Recep Bey yol-
cusun. Seni yolcu edeceğiz” dedi.
Kõlõçdaroğlu, alanda bulunan bir va-
tandaşõn “Başbakan yediğin hur-
malar gün gelir seni tırmalar” ya-
zõlõ pankartõnõ da okuyunca alkõşlar
yükseldi. Alandaki “KPSS hırsızla-
rı evet, mağdurlar hayır diyor” ya-
zõlõ pankarta da dikkat çeken Kõlõç-
daroğlu, “Bunlar KPPS hırsızlığının
üzerine gidebildi mi? Gidemediler
çünkü çalınan soruları yandaşları-
na peşkeş çektiler. Bunun da hesa-
bını onlardan soracağız” dedi. Da-
ha sonra Silifke’den Mersin’e hareket
eden Kõlõçdaroğlu Tevfik Sõrrõ Gür
Stadyumu’nda 50 bin kişiye seslendi.
Yurttaşlarõn telefonla konuşmaktan çe-
kindiğini söyleyen Kõlõçdaroğlu, “Bu
tablo faşizm düzenidir” diye konuştu.
CHPGenelBaşkanõ,karõşõklõğacumhurbaşkanlõğõsüresinindeğilkiminadayolacağõtartõşmasõnõnyolaçacağõnõsöyledi:
Asıl krizi Köşk hevesi yaratacak
ADANA / İSTAN-
BUL (Cumhuriyet) -
CHP Genel Başkanõ Ke-
mal Kılıçdaroğlu, cum-
hurbaşkanõnõn görev sü-
resinin AKP içinde bir
krize neden olabileceği-
ni öne sürerek “AKP ve
AKP’li seçmenler için
yaşanabilecek en bü-
yük kriz, kimin cum-
hurbaşkanı adayı ola-
cağıdır” dedi. CHP li-
deri, Bergama’daki antik
Allianoi Kaplõcalarõ’nõn
Yortanlõ Baraj sularõnõn
altõnda kalacak olmasõna
tepki gösteren sanatçõ
Tarkan’a destek verdi.
Kõlõçdaroğlu, sanatçõlarõn
bu tür konulara duyarlõ-
lõğõnõn normal olduğu-
nu ve düşüncelerini öz-
gürce dile getirebilmele-
ri gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül,
görev süresine
ilişkin tartõşma-
larda söylenen-
lerin yeni olma-
dõğõnõ belirterek
“Doğrusu be-
nim söyledikle-
rim ne ise o ba-
ki” dedi.
Kõlõçdaroğlu,
Adana ziyaretini
izleyen berabe-
rindeki gazete-
cilerle parti oto-
büsünde sohbet
etti. CHP lideri,
gazetecilerin
2011’de yapõlacak cum-
hurbaşkanlõğõ seçiminde
adaylõk süreci ve Cum-
hurbaşkanõ’nõn görev sü-
resinin 5 yõl mõ 7 yõl mõ
olduğu sorularõ üzerine
bunun AKP içinde krize
yol açacağõnõ öne sür-
dü. Başbakan Erdo-
ğan’õn referandum son-
rasõnda 13 Eylül sabahõ,
CHP’nin üs yönetimine
ilişkin sözlerini anõmsa-
tan Kõlõçdaroğlu, “Baş-
bakan, 13 Eylül günü
CHP üst yönetimini
merak ediyor. Başba-
kan başka bir partinin
içişleriyle uğraşacağı-
na kendi işine baksın”
diyerek sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Başbakan’ın cum-
hurbaşkanlığı hevesi,
AKP’de büyük kriz ya-
ratacak. Abdullah
Gül’den bir an önce
kurtulma, 2012’de
Köşk’e çıkma ve yarı
başkanlık modelini uy-
gulama hevesinde ol-
duğu çok açık ortada.
Başbakan, başka par-
tinin içişleriyle uğraşa-
cağına kendi gizli gün-
demini itiraf etsin ve
AKP içinde bundan
sonra yaşanacak en bü-
yük krizi çözmeye ça-
lışsın. AKP ve AKP’li
seçmenler için yaşana-
bilecek en büyük kriz,
kimin cumhurbaşkanı
adayı olacağıdır. Ab-
dullah Bey’i aday gös-
terecek 20 milletvekili
mutlaka parti içinden
çıkar. Gül, yeniden
aday olursa, AKP ikiye
bölünebilir.”
Kõlõçdaroğlu, bir baş-
ka soru üzerine referan-
dumda sandõklara sahip
çõkõlmasõnõn önemini
vurgulayarak CHP’nin
buna yönelik çalõşmalar
yaptõğõnõ anlattõ. İstan-
bul’da sandõk görevlile-
rinin belirlendiğini ifade
eden Kõlõçdaroğlu, onla-
ra seçimden önce 3 fark-
lõ zamanda, yapacaklarõ
görevin önemini vurgu-
layan nitelikte,
kendisinin se-
sinden hazõrla-
nan sesli me-
sajlarõn telefon-
larõna gönderi-
leceğini söyle-
di. Referandu-
ma yönelik
CHP örgütünün
de hazõrlõklarõnõ
sürdürdüğünü
kaydeden Kõ-
lõçdaroğlu, bu
kapsamda se-
çim gecesi
anõnda bilgi
akõşõnõ sağlaya-
cak internet
bağlantõlarõnõn yapõldõ-
ğõnõ kaydetti.
Kõlõçdaroğlu, CHP’nin
referanduma yönelik ka-
muoyu yoklamasõ yap-
tõrmadõğõnõ, ancak yol
haritasõnõ belirlemek için
seçmen profiline yönelik
bir çalõşmanõn yapõldõğõ-
nõ ve bu çalõşmaya ilişkin
ön raporun da sunuldu-
ğunu anlattõ.
Abdullah Gül:
Söylediklerim baki
Bosna-Hersek’e giden
Cumhurbaşkanõ Gül, ha-
reketinden önce Atatürk
Havalimanõ Devlet Ko-
nukevi’nde basõn top-
lantõsõ düzenledi. Gül,
bir gazetecinin cumhur-
başkanõnõn görev süresi-
ne ilişkin düğümün bir
türlü çözülemediğini be-
lirterek bu konuda
TBMM Başkanõ Meh-
met Ali Şahin ile Devlet
Bakanõ ve Başbakan
Yardõmcõ Bülent
Arınç’õn yaptõğõ açõkla-
malarõ anõmsatõp görev
süresi konusundaki gö-
rüşlerini sormasõ üzerine
“Son açıklamalar yeni
bir şey değil. Yeni bir
şey eklemek istemiyo-
rum” yanõtõnõ verdi.
GÜRSEL TEKİN
‘AKP
otoriteyi
kaybetti’
KIRKLARELİ (Cumhuriyet)
- CHP MYK Üyesi Gürsel Tekin,
AKP iktidarõnõn otoritesini kaybet-
tiğini belirterek “Hakkâri İl Baş-
kanlığı’nı kum torbalarıyla ko-
ruyan bir iktidar, hiçbir soruna
çare bulamaz” dedi.
Tekin, partisinin Kõrklareli İl Baş-
kanõ Vecdi Gündoğdu ile referan-
dum çalõşmalarõ kapsamõnda Havsa
ilçesinde ziyaretlerde bulunarak
yurttaşlarla sohbet etti. AKP’nin 8
yõllõk iktidarõ boyunca temel sorun-
lara hiçbir çözüm getiremediğini
de vurgulayan Tekin, şunlarõ söyledi:
“Güneydoğu’da devletin, iktida-
rın otoritesi bitmiş. İktidarın par-
tisinin Hakkâri İl Başkanlığı bi-
nası kum torbaları ile korunuyor.
Bölgede yaşayan insanların du-
rumunu siz düşünün. AKP hem
otoritesini, hem de kontrolünü
kaybetti. Bu yüzden saldırganla-
şıyor. Parti binasını bile koruya-
mayan iktidarın Türkiye’nin so-
runlarına çözüm getirebileceğini
sanmak hayal kurmaktır.”
Daha sonra Edirne’nin Keşan il-
çesine geçen Tekin, Başbakan Tay-
yip Erdoğan’õn Diyarbakõr’da ya-
pacağõ mitingle ilgili bir soruya
“Sayın Kõlõçdaroğlu, Tunceli’de
yaptığı konuşmayla, AKP’nin
hem ezberini hem de kimyasını
bozdu. Erdoğan Diyarbakır’da
yapacağı mitingde ne diyeceğini
şaşırdı. Oyuncağı ve istismar
malzemesi elinden alındı. Söyle-
yebilecekleri bir şeyleri de kal-
madı” yanõtõnõ verdi.
‘O’annenineliniöptü
CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu, Baş-
bakan Tayyip Erdoğan’ın
“Ananı da al git” diye ha-
karet ettiği Mersinli çiftçi
Mustafa Kemal Öncel’i
Mezitli ilçesine bağlı Ku-
yuluk köyündeki evinde
ziyaret etti. Öncel’in an-
nesi Ümmü Öncel (80) ve
babası Halil İbrahim Ön-
cel’in (83) elini öptü. 2006
yılındaki olayla ilgili yo-
rum yapmayan Kılıçda-
roğlu, “Çiftçimizin anne-
sini ziyaret ettik, elini öp-
tük. Kendileri rahatsız-
mış, doktora gitmelerini
söyledik. Dilerim kısa za-
manda iyileşecektir” dedi.
Halil İbrahim Öncel ise bugüne kadar
CHP’ye hiç oy vermediğini belirterek “Ma-
dem ki Kemal Bey evimize şeref vermiş, ben
de oyumu CHP’ye vereceğim” diye konuştu.
Çiftçi Kemal Öncel de, 2006 yılındaki olayın
anımsatılması üzerine “Ben eylemci değil-
dim, çiftçinin sorunlarını
anlatıyordum. Ben bu ülke-
nin başbakanı ile konuştu-
ğumu sanıyordum, meğerse
terbiye memuru ile konuş-
muşum. Bugün evimize ge-
leceğin başbakanı konuk
oldu. Bundan şeref duy-
dum” dedi. Kılıçdaroğlu,
evden ayrılırken Ümmü
Öncel’in elini bir kez daha
öpen Kılıçdaroğlu, mahalle
sakinlerinin sevinç gösteri-
leri arasında Kuyuluk’tan
ayrıldı. Çiftçi Öncel,
2006’da, Erdoğan’ın Mer-
sin mitingi sırasında “Sayın
Başbakanım, Tarım Baka-
nı’nın anayasayı ihlal etti-
ğini biliyor musunuz? Çift-
çinin anasını ağlattınız” diye bağırmış, Baş-
bakan da Öncel’i “Artistlik yapma lan.
Ananı da al git” diyerek azarlamıştı. Olay-
dan sonra Öncel, Başbakan’ın her Mersin’e
gelişinde gözaltına alınmaya başlamıştı.
(Fotoğraflar: ABİDİN YAĞMUR/AA)
ERDEM GÜL
ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan’õn,
“Samimiysen 13 Eylül’de gel bu işi çözelim” söz-
lerine karşõn CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıç-
daroğlu’nun türban önerisi, AKP’de yakõştõrma-
larla karşõlandõ. AKP’de Kõlõçdaroğlu’nun türban
önerisi için en çok “aç kurtul”, “anne modeli”
ve “İran modeli” nitelemeleri yapõlõyor.
AKP’de Kõlõçdaroğlu’nun önerisine ilişkin yapõ-
lan model adlandõrmalarõ şöyle:
Aç kurtul: Özellikle CHP’deki komisyonun “çö-
züm için saçların tamamının örtülmediği bir mo-
delde uzlaşma olabilir” şeklinde ifade edilen çalõşma
yaptõğõ açõklanõnca, AKP’deki ilk tepki buna ‘aç kur-
tul’ adõ vermek oldu. AKP’liler bunun “CHP’nin
türban sorununu başları tamamen açarak çöze-
ceği” anlamõna geleceğini savunuyor.
Anne/bacı modeli: AKP’de, CHP’nin önerisi
eleştirilirken “Bu çağda kızlarımıza hâlâ Ana-
dolu’daki annelerinizin, bacılarınızın örttüğü
modelde başınızı örtün, sorunu çözelim demek
dayatmadır. Ne moda anlayışına uyar ne de öz-
gürlüğe” diye eleştiriliyor.
İran modeli: İran’da Cumhurbaşkanõ Hatemi li-
derliğindeki reformcularõn güçlenmesiyle “kadın-
ların saçlarını tam kapatmadıkları bir örtünme
modelinin” geliştiği belirtilerek “Öneri İran mo-
deli örtünme anlamına gelir” tespiti yapõldõ.
CHP’NİN ‘TÜRBAN ÇÖZÜMÜ’
AKP’lilerden
model yakõştõrmalarõ
Mersin’de,
beyaz
güvercin
uçuran
CHP
lideri, çok
neşeliydi.
YUSUF BAŞTUĞ
ADANA - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçda-
roğlu, dünkü en coşkulu mitingini Adana’da gerçek-
leştirdi. Uğur Mumcu Meydanõ’nõ dolduran on bin-
lerce Adanalõ, Kõlõçdaroğlu’nu “Başbakan Kemal”
sloganõyla karşõladõ. Adanaspor ve Adana Demirs-
por atkõsõ ile kürsüye çõkan Kõlõçdaroğlu, “Adanalı-
lar severken, ‘Allahõna kurban’ der. Ben de sizin
Allahınıza kurban olayım” diye konuştu.
Başbakan Tayyip Erdoğan’õ eleştiren Kõlõçdaroğ-
lu, Başbakan’õn verdiği sözlerin arkasõnda durmadõ-
ğõnõ belirterek, “Başbakan daha dün ne söylediğini
unutuyor. Biz Anadolu çocuğuyuz. Bildiğimizi
söyleriz, arkasında da kapı gibi dururuz. ‘Doku-
nulmazlõklarõ kaldõracağõm’ dedi. Kaldırdı mı?
Kaldırmadı. Buna bukalemun yöntemi denir. Re-
cep Bey’den hesap soracağız. Destek verin, bun-
ların düzenini bozalım” dedi. Başbakan’õn gerçek-
leri gizlediğini ve 12 Eylül’den hesap sormak gibi
bir niyeti olmadõğõnõ anlatan Kõlõçdaroğlu, “‘Evet’
derseniz Recep Bey, ‘Hayõr’ derseniz vatan kur-
tulur. ‘Hayõr’ deyin Türkiye’nin önü açılsın. Fer-
man padişahınsa dağlar bizimdir” dedi. Konuş-
masõ sõk sõk alkõş ve sloganlarla kesilen Kõlõçdaroğ-
lu, Çukurova Üniversitesi’nde görevli 120 akade-
misyene de CHP rozeti taktõ.
Miting sõrasõnda bir kişi, CHP lideri Kõlõçdaroğ-
lu’na terlik fõrlattõ. Akli dengesi bozuk olduğu öğ-
renilen kişi, miting alanõndan uzaklaştõrõldõ.
‘EVET’ DERSENİZ RECEP BEY, ‘HAYIR’ DERSENİZ VATAN KURTULUR