19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ON ARAŞTIRMALAR <c QÛ NANOMIKNATISLAR KANITEMİZÜYOR Bilim insanlan özel olarak geliştirilen na- nomıknatıslarla kanı zchirli maddelerden arındınııaya başlardı. Daha önceki lienzer uy- gulamalaıın aksine yeni yönteınin kan üze- rindc lıi^bir olumsu: etkisi liulunmuyor. Yeni yönteınin eanlı organiznıalarda da iş- lemesi halinde, kan zehirlenmelerinde uy- gulanabilecek. Çapları hemen hemen 30 nanoınetre olan vc bir gramdan daha hafif olan nano mıknatıslar Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü'nden Inge Hermann vc Wendelin Staık tarafından geliştirildi. Nano-mıknatıslar kanda has- talıga ne- dcn olan maddeleri kendileri- ne çekiyor- lar. Araştııma sırasında nanomık- narıslar de- ney tüpünün hafif bir şekilde sallanmasıyla kana karıştırılmış. Mıknatıslar heş dakikadan daha az kısa bir süre içinde ncredcyse zehiı- li maddenin tümünii çekmişler. Moleküllerin hangi hızda mıknatısa yapışacağı, bağlanma sabitine bağlıdır diyor Herrmann. Yeni yöntemin diğer önemli bir özelliğiyse, farklı boyutlardaki zararlı maddeleri seçerek yok ederken antikor ya da'plazma proteinleri gibi yaşamsal önem taşıyan maddeleri kanda bırak- ması. Ozel olarak geliştirilmiş nano- mıknatısların pratikte uygulanabilme- si halinde tıpta bir atılım yaşanacak di- yen bilim insanlan, bundan sonraki araş- tirmalannda yöntemin canlı organizma üzcrindeki uygulanabilirliğini test ede- cek. Bu çalışmadan başarılı sonuçlar el- de edildiği takdirde mesela septisemi, metabolik bozukluklar vc bağışıklık hasta- lıklarında uygulanabilecek. AZGENLEÇOK ÇEŞİTLİLİK İnsanoğlu yaklaşık olarak 15.000 yıl ön- ce kurdu evcilleştirmeye başlamıştır. Evcilleştinne sürecinden binlerce yıl sonra kö- pekte başka hiçhir ıııcmclidc olmadığı kadar çeşitlilik sö: konusu. Günümüzde iri yapılı senbemar ve buldogdan, chihuahu'ya kadar uzanan yelpazede yüzlerce köpek ırkı vardır. Ukısal İnsaıı Genomu Araştırma Enstitüsü (National Human Genome Research Institute /NHGR1) bilim insanlarının yö- netiminde çalışan bir ekip, şimdi kapsamlı bir araştırmayla köpeklerdeki ırk çegitlilijjinin hangi genetik temele uzandığını inceledi. Bu amaçta 80 evcil köpek ırkından 915 köpek vc 92 yabani köpeğin gen analizleri ya- pılırken 700.000 gen bölgesi karşılaştırılmış. Ayrıca boy, ağırlık, kafatası biçinıi, u:un ke- mikler, dişler ve kulaklar gibi çtik sayıda t'i- ziksel ö:ellik de dikkate aiınınış. Bu çılışma sonucunda ilginçbir şekildc köpek ırkların- daki (jVjitliliğin oldukça basit bir genetik ya- pıya uzandığı ortaya çıkmış. Bilim insanlan bu yapıyı köpeklerin genetik ı,"eşitliliğini gösteren bir tür haritayla saptamış. Buna gö- re köpek ırklannda görülcn farklı beden özellikleri göreccli olarak az sayıda genetik dc- gişimlcrlc belirlenıni$. Hatta kulak biçimi gi- bi karmajık değiîimlerdcn bile ı^ığunlukla tek bir gen bölgesi snrumlu. Yabani köpekler ge- nelde dik kulaklara sahipken, biıvok evcil kö- pek ırkında buna karşın kıvrık veya sarkık ku- lak göriilür. Bu kulak bi^imlerinden hangi- sinin gclişcceğine kalıtımm ^ık kü(,"ük bir par- çası karar veriyor. Bu a^ıdan bakıldığında kö- pek, insandan, laboratuvar hayvanlanndan veya küllüre nlınını$ biıkilerden farklıdır. Nitekim bu organizmalarda, beden boyu, ağırlık veya beden yağı gibi fenotipik deği- jimler, ^vk sayıda kiiçük gen varyantlarının karşılıklı etkileriylc meydana gelmekte. Oysa bu tür bedensel özelliklerin yüzde yeiınişi, kö- pekte sadece iki ila altı gen bölgesinde mey- dana gelen değişimlerle gelijiyor. Benzer dagılım motifı şimdiye kadar (,v>k az sayıda hayvan türiinde tesjiit edilmiştir, ömeğin di- kenee balıklarında (gastercistcidae). Bilim in- sanlan bu yiizden bu tip genetik yapınm, gö- receli olarak kısa bir süre önce gerı^kleşen uyumun ve son derece kuvvetli bir ayıklan- ınanın kanıtı tîlduğu göriişünde. Kö]ieklerdeki gen varyasyonları tah- minlere göre evcil köpeklerin yetijtirilme sü- recindeki bazı cşsiz özellikleri yansıtmakta. Buna göre günümüzde bilinen köpek ırkla- rınm bir^vğu Victroia Dönenü'nde elde edi- len alışılmifin dışında özellikler kombinas- rınm genetik çeşitliliği eşsiz bir şekilde in- sanlarm demografik ve selektif etkilerinin iz- lerini taşımakta. GÜNEŞ SİSTEMİMÎZ İKİ MİLYON YIL DAHA YAŞLIYMIŞ Arizona Eyalet Üniversitesi'nden Meenakshi Wadhwa ve Audrey Bouvier güneş sistemimizin yaşıyla ilgili dalıa kesin bir sonuca vardı. Güneş sistemimiz son hesap- lamalara göre iki milyon yıl kadar daha yaşj- lı. Araştırmacılar bu sonuca, 2004 yılında y«inuyla gelişmiştir diyor araştırmacılar. Yetiştiriciler gözle görülür küçük değişimler yerine göze batan farklılıkların baskın gen- lerle yeni nesillere geçınesini sağlamışlardır. Bu amaçta ise daha çokaz sayıda hayvandan yararlandıkları için bir tür genetik dar geçit sonucunda yapay olarak genetik fakirleşme ortaya ^kmıştır. Günümüzdeki köpek ırkla- Fas'ta bulunan "NWA 2364" meteoridini ay- rıntılı bir şekilde inceleyerek vanmş. Yaklaşık bir santim büyüklüğündeki kaya par^ası kal- siyum ve alüminyum aijismdan zengin olan inklüzyon cisimleri içerınekte. İnklüzyon cisimcikleri, meteoridin biçimlcnnıcsi sıra- sında içine hapsolan minerallerdir. Bilim insanlarma göre bu ci- simcikler, güneşin ve gezegenlerin biçimlenmesi sırasında ilk olarak yoğuşan karılardır, bu yüzden de gü- neş sisteminin yaşı hakkında bilgi verirler. Wadhwa ve Bouvier bu in- klüzyon cisimciklerinin yaşını sap- tamak için meteoritleri tarihlen- dinneye yarayan kurşun/kuiTiun ta- rihlendirme yöntemindcn yararla- narak, cisimciklerin içindeki üç kurşun izotopunun miktarını sap- ramış. İki kurşun çeşidi uranyum isotoplannın radyoaktif olarak parçılanması halinde biçimlenir, diğeri ise parçalanan ürün değildir. Üç izotop miktarınm karşı- laştırılması ve bu sayıların bilinen uranyum izotop parçılanmasıyla ilişkilendirilmesi sonucunda güneş sisteminin 4-5682 milyar yıl yaşında olduğu ortaya çıkmış. Araştırma KARİYER SAHİBİ KADININ KOCASI DAHA ÇOK ALDATIYOR Amerika'da gerçcklcştirilen son bir araş- tırmaya göre çiftlerin farklı gelirleri sadakat üzerinde etkili. Sonuc;lara göre parasal açıdan eşlerine bağlı olan erkekler daha fazla alda- tıyor. Kendilerinden daha yüksek gelire sa- hip kadmlar ise daha sadık diyor Comell Üniversitesi sosyologu Christin Munsch. Sosyolog en az bir yıl birlikte yaşayan ve yaj- ları 18-28 arasında değişen çiftleri incelemiş. Kendi geliri olmayan erkeğin eşini aldatma olasılığı eşiyle aynı gelire sahip erkeğe göre beş misli fazla. İlginç bir şekilde sadakatsız- lık erkeğin eşinden daha fazla kazanması ha- linde de artıyor. Az kazanan erkek, "eve ekmek getiren" kişi rolünün tehdit altında olduğunu hisset- tiği için "erkekliğini" başka türde ifade etmeye (,alışıyor diyor bilim kndını. Diğer yandan ise erkekler daha fazla gelir getiren işlerde ^nlı- şıyor. Daha uzun çalışma saatleri ve iş gezi- lcri aldatmayı kolaylaştırmakta. Araştırmacı Ulusal Gençlik Araştırması'nın (National Longtudinal Survey of Youth) 2002-2007 yıllan arasındaki verilerini değerlendirerek kadınlarda tanı ak- si bir durumu ortaya (^kanııış. Mali açdan er- keğine bağlı olan kadın daha sadık. Kadm er- kekten dörtte bir oranında daha az kazanı- İ yorsa aldatma olasılığı çok düşük. Geçimleri söz konusu olduğu için az kazanan kadınlar belki de aldatırken bir değil iki kez düşünü- yorlar diyor Munsch. Araştırmacı ayrıca cğitim, yaş ve dini görüşlerin de aldatma üze- rinde etkili olduğunu söylüyor. Nilgün Özbaşaran Dede EN ESKİ HAYVAN FOSİLLERİ Bilim insanlan, Avustralya'nın güneyinde en eski hayvan fo- sillerine ulaştıklarını sanıyor. Yaklaşık olarak 640-650 milyon yıl önce yaşayan sünger ben- zeri organizmalar en eski canlı olma konusunda yeni rekorun sahipleri diyor Princeton Üniversitesi araştırmacıları. Adam Maloof ile çalışan biliminsanları, fo- silleri Adelaide yakınlarındaki 635 milyon yıl- lıktortultabakasında bulmuş. Kayanın içindeki dikkat çekici kızıl kahverengindeki motifler ilk önce mineral birikimleri sanılmış. Ama daha sonra bu motifleri heryerde görmeye başla- mışlar ve araştırmanın ikinci yılında bir can- R yı j o lıyla karşı karşıya olduklarını anlayan araştırmacılarfo- IV11 ( silleri inceleyeme karar vermişler. Olası organizmaların boyu bir santimetre kadar ve içlerinden kanallar ge- çiyor. Bilim insanlarının tahminlerine göre bu kanal- larla tıpkı süngerler gibi sudaki besinleri siizüyorlardı. Bugüne ka- dar saptanan en eski hayvan fosilleri 550 milyon yıl yaşında. Söz konusu iz- ler gerçekten de organizma fosilleriy- se, bunlar 850 milyon yıl önce başla- yan ve 636 milyon yıl önce sona eren Cryogenien dönemine ait ilk hayvan- larolacak. Bu çağda gezegenimiz bir- kaç kez donarak "kar topu" görünü- münü almıştı. Bilim insanları bu yüzden bu hayvanların dondurucu soğuğu ne şekilde atlattıklarını bilemiyorlar henüz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle