23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
LLJ LJJ a Bayramımız şe/cer mz, ramazan mı? Cü +• 5 CM i o GüneyGönenç B aşbakan iki yıl önce bir iftar yemeğinde yaptığı konujmada şöyle demişri: "Bakıyorsuıiuz, hayram adını değişrirdi. Ne oldu bayramm adı.' Tatil. Ülmaz. Bu bayram ta- til değil, tatil haşka bir şey. Adını bir haşka tür- lü de değiştirmişler şimdi: Şeker hayramı. Bu dört dörtlük bir ramazan hayramı, ne şeker hayramı... llginc" şeyler oluyor hu erozyondur aslında. Yani buna hir kiiltürel erozyon denir. Bunlara firsnt ve- remeyiz, vermemeliyi:" (Cumhuriyct 24-9.2008). Bu sözleri eleştiren hirçok yazar, hu hayra- mın şimdileıde "ramazan bayramı" olarak yer- leştirilmeye çalışılan adını çoeukluklarından beri "şeker hayramı" olarak hildiklerini yazdı. Örneğin Nuray Mert RaJikafıie şöyle yazdı: "Başhakan'm sandığı gibi hu yeni icat olmuş hir şey değil. Ben 48 yaşındayım ve farklı hir çevıe ile ranışana kadar hu bayramı hep şeker bayra- mı olarak bilirdim. Mulıalazakâr vevrenin, 'Şeker Bayrama'ları tatlı su Müsliimanı olarak algılamasmı anlarım, hu tavırla çok karşılaştım, hu ijVrçevede kaldığı sürecc de hiç rahatsı: edi- ci değil. Ama, şeker hayramı icadını neredeyse hir 'iesat', hayramı böyle ananları 'yoz' diye ni- teleyen bir Başhakan'ı ürkütücü bulmaya haşla- dım!" (25.9.08) Oktay Ekinci Omı/ıurijvr'teki köşesinde Erdoğan'ı şöyle eleştirdi: "Adı ne olursa olsun özü 'gerginliklerin terk edilmesi' olan bayramımızı hu kez de 'şeker mi, ramazan mı?' gerilimiyle kar- şıladık. Üstelik aldığı 'imamlık eğitimi' gereğince hu gibi yersi: çatışmaları körüklemek yerine ön- lemesi gereken hir başbakanm 'şeker' diyenle- rimizi azarlaması yüzünden..."(3.10.08) Bu hayramın adı 1935'de kabul edilen 239 sayılı Ulusal Bayramlar ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'da "şeker bayramı" olarak ge- çiyordu. 12 Eylülcuntası 1981'de hu yasayı de- ğiştirdi ve "şeker bayramı" deyimini "ramazan bayramı'Yıa çevirdi. Tartışmanm geldiği noktada sanki bu hay- ramın adı eskiden "ramazan hayramı" imiş de (y.ı- sa zoruyla ya da haşka yollarla) "şeker hayramı"na çevrilmiş savı seziliyor. Bu yazımızda dilin aynası olan sözlüklere başvurarak bu savm geçersiz ol- duğunu gösıereceğiz. Şeker bayrammm eski dilde adı "ramazan hayram." değil, "id-ifitır"dır.Burada "id" ("iyd" olarak yazanlnr da var) Arapçada "dönemli olarak yinelenen" ve "hayram" demekmiş; "ntır" ("fıtr" olarak yazanlarda var) ise "oruçaçma, ye- mek yeme" anlamına geliyor. "Kurban bayra- mı"nın eski dildeki adı ise "id-i adha"dır. Şimdi 19. yüzyılın sonlarında yayımlanmış iki önemli sözlüğe hakacağı:. Fransırca ve Arapça büyük sözlüklerin yazan, Kutadgu Bilig ve Orhon Anıtlan'nm açıklamalı çevirmeni, ilk Türkçe ansiklopedi olan Kamus-ül Alam adlı 6 ciltlik yapıtm da yazan olan Şemsettin Sami'nin (1850-1904) KamuS'i rürA-/adlı sözlüğü 1317 (1901) tarihini taşıyor. Bu sözlük Türko^nin mo- dern anlamda ilk geniş kapsamlı sözlüğü. Bu sözlükte "id" maddesinin karşılığı şöyle (s. 956): "Bayram. Tebrik-i id = idiniz said ol- sun; id-i adha = kurban hayramı, hacılar bayra- mı; id-i fıtır = ramazan bayramı, şeker hayramı". Kamus-ı Türii'de "hayram" maddesine bak- tığımızda ise şunları görüyorıız (s. 275): "Dinde mübarek addolunan giin. Şeker bayramı = id-i fıtır; kurban hayıamı, lıacılar hayramı = id-i ad- ha; Musevileıin kamış hayramı = bamursuz bayramı. MeseiTet, şenlik, şehrayin. Kara bayram = yas ve matem günü". REDHOUSENEDİYOR İkinci olarak başvuracağımız kaynak Tiirk^v- lngilizce RcJhcuse Sözlüğü olacak. Bu sözlüğiin yazan Siıjames Williams Redhouse'un (1811- 1892) T ü r V sözlükler, Türkçe dilbilgisi, Türk şiiri gihi alanlarda birı^ık yapıtı var. lS26'da Türkiye'ye gelen Redhouse, Osmanlı Devleti'nin Tercüme Odası'nda ı^alışmış, sonradan hu ku- rumun başkant olmuş, dışişleri bakanmm ve sad- razamm özel mütercimliği fjörevinde hulun- muştur. Osmanlı dili üzerindc otorite olanık ka- bul edilmektedir. Birçıık ke: haskısı yapılan bü- yük Tüıkçe-îngilizce sozliigün ilk haskısı 1890 tarihini taşıyor. Bu süzliikrc 115.000 tanım ve a^'iklama var. Redhouse Sözlüğü'ndeki "ramazan" mad- desinde "ramazan hayramı = the three day feast at the end of ramazan" (s.84S); "şeker" madde- sinde de "şeker hayramı = the feast after rama- zan" (s 1054) karşılıkları yer alıyor. "İd" maddesi siizlüğün 513. sayfasında. Bu maddenin iı,\;riği aynen şöyle: "Festival, religi- oııs fescival. İd-i adha = the festival of kurban hay- ramı; id-i beşaıet = the feast of annunciation; id- i fıtr = the fesüval of şeker bayramı (ending the ramazan fast); id-i hamsin = the feast of peıita- cost; id-i kebir, id-i kurhan = same as id-i adha; id-i mevlid = the feast of the birth'of Prophet Muhammad; id-i sagir = same as id-i fıtır; id-i te- eelli = the (east of transfiguraıion. (Sayfa nu- maıaları sözlüğiin 1974 haskısına ilişkindir.) Yakın geçmişte yayımlanmış birkaç sözlüğe hakalım şimdi. Nijat özön, Büyük Dil Kılavu:u (1995): Ramazan bayramı* = idi fıtır, idi sagir, şeker hay- ramı*. Şeker hayramı* = idi fıtır, idi sagir, ra- mazan bayramı*. İdi fıtır = ramazan bayramı*, şeker bayramı*. İdi sagir = ramazan hayramı*, şe- ker hayramı*. İdi anha = kurhan hayramı*. İdi ekber = kurban bayramı*. (Bu sözlükte "*" imi, "yeni sözcügu ya da kullanımda olan sözcüğü" belirtiyor). Devletleştirilen Türk Dil Kunımu'nun sö:- lügü (2005) \-e intemetteki Büyük Türkçe Sözlük: Şeker Bayramı özel uJ hlk = Ramazan Bayramı. Ramazan Bayramı öxl ad = Ay tak- vimine göre Şevval aymııt ilk üç gününde kut- lanan dinî hayram, Şeker Bayramı. (Burada hlk imi "halk ağzında" anlamına gelmektedir.) Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Aıvikbı^edik Lügar (1970): "İd" maddesinde: İd- i fıtr = ramazan bayramı. "Fıtr" maddesinde: İd- i fıtr = ramazan bayramı, şeker hayramı. Pars Tuğlacı, Okyanus THrkp Sözlük (1971): Şeker bayramı = Ramazandan sonı^ı gelen, üç giin süren din hayramı. Ramazan bayramı [böyle bir madde yok. Ama örneğin, ramazan hilali, key- fi, manileri, pidesi, tahvilatı var]. Bunca ömekten sonra sanınm söylenecek pek bir şey kalmıyor. "İdiniz said olsun," sevgili okurlar; dalia doğrusu, "bayramınız kutlu olsun". Izmir'e yeni üniversite ve isim seçimi Izmir'de kurulacak dördüncü devlet üniversitesinin adı Kâtip Çelebi olarak belirlendi. Bu bağlamda daha önce yapılan önerilerin hiç göz önüne alınmaması, muhalefet partisinin bütün direnmelerine karşın Zübeyde Hanım adının da ikti- dar partisince reddedilmesi, üzerinde düşünülmesi gere- ken bir konudur. ZekiArıkan B u saıırlarm yazan, daha önce İzmir'de kurulacak bir üni- vei"siteye, istcr resmi olsun is- ter özel, Halit Ziya UşakhgiTin adınm vcrilmesinin uygun düşece- ğini dile getirmişti. İzıuir'i Izmirya- pan, ona ycpyeni bir kiiltürel var- lık kazandıran aydmların başında gelen Halit Ziya adınm bu yeni üni- versiteyle bütünleşmesi hem yara- şır hem de bir kadirbilirlik örneği olabilirdi. Halit Ziya, yalnı: İ-mir'in değil bütün ülkenin övünf duyacağı bir büyüğümüzdür şüphesiz. Bu arada Mustafa Necati adı gündeme geldi. Milli Mücadele'nin kalpaklı Kuvayı Milliyccisi, TBMM'inin Saruhan milletvekili, Cumhuriyet'in İmar-İskân, Adalet ve Milli Eğitinı bakanlıkları görevini yürütmüş, vok gençyaşta yitirdiği- nıiz Nccati'nin adı da bu yeni üni- versite için düşünülebilirdi elbet. Bu konudaki girişimlerin, top- lanan inızaların hiçbir yararı olma- dı. Muhalefetin önerdiği Zübeyde Hanım adı da iktidurca geri ^vril- di. CHP İzmir Millervekili Bülent Baratah diyor ki: "Kent genclinde yaptığımız ankct çnlışmasm;) katı- lan 1067 kişiden yüzde 47'si üni~ versircnin adınm Zübeyde Hanım olması yönünde görüş bildinnişri. Yüzde 4'lük bir kesim de Kâtip Çelebi adma onay vermişti. Bu doğruhuda genel kımılda kenre kıı- rulacak üniversitenin İzmir Zübeyde Hanım Universiıesi olması yönün- de verdiğimiz önerge kabul edil- medi." Genel kurulun Zübeyde Hanım adını kabul eımemesi şaşırtıcı de- ğildir. Çünkü çoğunluğun gönlii, İzmir'de kurulacak bir üniversitenin başına bir Osmanlı sanğı samıaktan yanadır. Kaldı ki muhalefetten ge- len her önerinin geri yevrilmesi de- ğişmez bir tutum olarak beninısen- miştir. TV kanallarmda yapılan soruş- turmalarda, kamuoyunun Kâtip Çelebi üzerindeki bilgisizliğini or- faya koyuyor..."Ayy...vallahi, bi- liyordum da!..." gibi yanıtlar, gülü- necek değil ağlanacak bir tutumu sergiliyor. Suç kiçilerde değil, egitiın sistemindedir. Tarih ders kitapları- mız, padijahların seferlerinin ay- nntılarıyla doludur. Ama kiiltürel ve sosyal gelişmeler tamamen bir yana bırakılmıştır. Konu, Cumhuriyet'in ilk yıllarmdan beri rartışılmakta, so- nuç pek değişmemektedir. KATİP ÇELEBİ DE GÜZEL, AMA Kâtip Çelebi adma karşı mıyım? Kesinlikle hayır. Benim karşı ol- dugum bir zihniyet, bir anlayış. so- rıınudur. Bir üniversitenin adının, Cumhuriyet'in yarattığı bunca de- ğere karşm başka yerlerde aranma- sıdır. Kâtip Çelebi, Osmanlı'nın bil- gisizlik ic;inde yuvarlandığı, med- reselerin çöküntü içinde bulundu- ğu bir dönemde aydınlık bir kafa- yı temsil eder. Tarihçi, coğrafyacı, kitap bilgini olarak sivrilmiştir. İlerlemeci, bilimsel bir kişiliği var- dır. Müzik, tütün, kahve konusun- da yazdıkları onun hoşgörüsünün genişliğini sergiler. Batıya yönel- menin gerekli olduğunun kavramış, yabancı dil öğrenmeye çalışmıştır. Tarihçi olarak Avrupa tarihine de İİRİ duyması üzerinde durulması gereken bir konudur. Keşke o ni- telikte birkaç kişi daha yetişebil- seydi!.. îzmir'le ilgili verdiği bilgiler, ünlü coğrafya kitabmda dört be§ sa- tırı geçmez. Aynı yüzyılda İzmir'i çevresiyle birlikte karış karış gezen ve canlı biçimde anlatan bir başka çelebi daha vardır. O da Evliya Çelebi'dir. Yaşadığı yüzyılı bütün yönleriyle günümüze taşıyan ender mi ender bir gezgindir. Üniversitelerimize verilen adlar, çağdaş ve evrensel değerleri yan- sıtmalıdır. Universitelcrimizin ad- ları özenle değil, rasgele seçilmek- tedir. Bu adlar, çekişmeye yol aç- mamah, tam tersine uzlaşmayı, bi- limselliği, evrenselliği çağrıştınna- lıdır. Yer, kent adlarına, coğrafi ko- numa bağlı olarak verilen adlara herhalde kimse karşı çıkamaz. Kişi adları bağlamında yapılan tercihlerde, o kişinin üniversitenin kurulduğu bölgeyle bütünleşmiş, kaynaşmış olmasma ösen gösteril- melidir. Bu açıdan bakıldığında Halit Ziya, Mustafa Necati ve Zübeyde Hanım önerileri yerin- deydi. Bunlardan birinin seçilme- si uygun düşerdi, diye düşünüyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle