Katalog

CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada bir konu demek olanaksız... bir sorun... ...evet; günlerdir CHP ile AKP’yi karşı karşıya getiren “sorun” nihayet, ana muhalefet genel başkanının -Başbakan’ın çömeldiği Gediktepe yerine- Gürvil sınır karakolunda ayakta duran fotoğraflarının yayımlanmasıyla sona erdi. Genelkurmay’la CHP Genel Merkezi’nin aynı anda yayımladığı fotoğraflarda CHP Genel Başkanı siperde dimdik, elleri arkada, karşı dağlardaki PKK’ye (Başbakan’a da) meydan okurcasına... işte geldim; çömelmedim ayakta dimdik duruyorum diyor. Gediktepe değil de neden Gürvil? Kemal Kılıçdaroğlu; Hürriyet’teki açıklamasında soruyu “Genelkurmay Başkanı bizi en sıcak çatışma alanına götürmeyi daha uygun bulduklarını söyledi” diye yanıtlıyor. Böylece çömelme savaşında CHP, AKP’ye Gediktepe’den daha fazla tehlikeli, sıcak çatışma alanında ayakta dimdik durarak fark atıyor. Geçen hafta kimi başka sorunları da çözdük. Örneğin İsrail’e karşı hükümetimiz ve hükümet adına Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dimdik ayakta durdu. Birleşmiş Milletler’den Başkan Obama’ya kadar hemen herkesin bildiği “gizli” koşullarımızı Davutoğlu, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun gönderdiği Bakan Ben Eliezer’e bir otel odasında “gizlenen” bir görüşmede bildirdi. Davutoğlu gizliliği o kadar önemsemiş ki, aynı gün aynı otelde birlikte olduğu iki bakan arkadaşından, üstelik biri yarım ölçek dış politika ile ilgili AB’den sorumlu Devlet Bakanı Egemen Bağış’la Tarım Bakanı Mehdi Eker’den de gizlemiş görüşmeyi... Bu olayın inceliğini kavrayamayanlar var: Oysa Türkiye işte böylesine erkek, mertçe bir diplomasi yürütüyor. Varsın dünya âlem koşulları daha önceden biliyor olsun. Beş koşulumuzu adamların yüzüne söylüyor. Üstelik Çankaya’dan Başbakanlık’a uzanan çizgide Mavi Marmara baskını nedeniyle İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi, ölenlere tazminat ödemesi, Gazze’ye uygulanan ambargoyu kaldırması koşullarımızı reddetmiş olsun. Hiç önemi yok. Ne diyor Davutoğlu? Koşullarımızı İsrail’in yüzüne söyledik. Bu bize, bizim dünya çapındaki diplomatik girişimlerimizin yüz akıdır! Ne özürden vazgeçeriz ne de tazminat istemekten! Ne de bir gün kurulacağı varsayılan Filistin devletinin başkenti Kudüs’te namaz kılmaktan! Biz Davutoğulları Mohaç ovalarında zafer peşinde at koşturanların torunlarıyız; heyyy! Ama Başbakan, Başkan Obama ile İsrail’in özür dilemesi ve ölenlere tazminat ödemesi konularında “mutabık kaldığını” açıklamıştı. Bu ve benzeri açıklamalar önemsiz. Başbakandır o. Dün öyle söyledi. Bugün başka bir gün! Ülkemizde gizlilik sadece Davutoğlu’nun İsrail’le buluşması ile kısıtlı değil: Bu ülkenin başbakanı tatilini Bodrum’da mı yoksa başka bir yörede mi yapacağını halkından gizliyor. Öyle gizliyor ki bu kez tatilde bile gittiği yörede camide namaza da gitmiyor. Her zaman cami çıkışı kamuoyunu aydınlatan pek çok konudaki engin görüşlerini bu cuma öğrenemedik. Elbette bir bildiği vardır, elbette örneğin terörle mücadelede ortak bir platform oluşturmak, olabilir önlemleri muhalefetle birlikte saptamak gibi askıdaki konulara çözüm yolları üretiyor olabilir. Zira iş başa düştü. CHP Genel Başkanı, Başbakan muhalefeti çağırmaz, gider görüşür. Çağırma yetkisi ancak Cumhurbaşkanındadır, dedi. Lakin hükümet ağzıyla terör çözümlenmesi gereken ulusal sorundur diye günlerdir davul çalan Çankaya’daki, Kılıçdaroğlu’nun anımsattığı siyaset geleneğini duymazlıktan geldi. “Böyle önemli mesele söz konusu olduğunda partiler usul meselelerini aşarak oturup samimi bir şekilde görüşmeli” deyiverdi. Buyurun işte size yeni haftanın çözüm bekleyen konusu: Başbakan, daha önce söylediği gibi başta CHP, diğer partilerin genel merkezlerine gidecek mi, gitmeyecek mi? Kimileri terörü ulusal bir sorun gören Başbakan’ın partilere gideceğini söylüyor. Kimileri de Ulu Hakanın partilere gitmeyeceğini, Başbakanlık’a davet edeceğini savunuyor. Tabii bir de gitse ne olacak? Muhalefete ortak hareket edecekleri bir plan mı sunacak? Kelin merhemi olsa başına sürer diyenler de var. Her görüşe karşın medyamız yarından tezi yok gidecek-gitmeyecek diye papatya falı açmaya başlayabilir: Türkiyemizde konular tükenmez, sorunlar çözümlenmez! SAYFA 4 TEMMUZ 2010 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 4 Temmuz Oslo Y 21 Helsinki PB 19 StockholmPB 26 Londra PB 22 AmsterdamPB 21 Brüksel Y 26 Paris PB 27 Bonn PB 27 Münih Y 32 Berlin Y 33 Budapeşte B 27 Madrid B 32 Viyana Y 28 Belgrad Y 26 Sofya B 21 Roma A 25 Atina Y 27 Zürih Y 22 Moskova A 26 Aşkabat A 33 Taşkent A 39 Bakû A 31 Bişkek B 34 Tiflis A 38 Kahire A 34 Şam A 36 İstanbul B 30 Edirne B 31 Kocaeli Y 31 Çanakkale B 31 İzmir PB 33 Manisa B 36 Denizli B 37 Zonguldak B 27 Sinop B 28 Samsun B 28 Trabzon Y 27 Giresun Y 28 Ankara Y 32 Eskişehir Y 29 Konya Y 32 Sıvas B 29 Antalya PB 29 Adana PB 32 Mersin PB 30 Diyarbakır PB 41 Şanlıurfa PB 41 Mardin PB 37 Siirt PB 39 Hakkâri PB 34 Van B 29 Kars PB 29 Ülkemizin ku- zey, iç ve batı ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, Mar- mara’nın doğusu, İç Anadolu’nun ku- zeybatısı, Batı Ka- radeniz’in iç ke- simleri ile Afyon- karahisar, Kütah- ya ve Isparta çev- releri sağanak ve gök gürültülü sa- ğanak, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Başsavcõ Cihaner’in tutuklandõğõ dönemde avukatlõğõnõ üstlenen Sekman, ADD Erzurum Şube Başkanõ Baydaş ve bazõ subaylarõn ev ve işyerlerinde arama yapõldõ Baskı sürüyorRECEP KAPUCU ERZURUM - Erzurum Özel Yetkili Başsavcõ Vekili Taner Aksakal, İrtica ile Mücadale Eylem Planõ’nõ uygulamaya koyduğu iddiasõyla yargõlanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in tutuklandõğõ dönemde avukatlõğõnõ üstlenen Hamit Sekman, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Erzurum Şube Başkanõ Hüseyin Baydaş ile bazõ subaylarõn ev ve işyerlerinde arama yaptõ. Operasyonda bazõ bilgisayar ve dokümanlara el konuldu. Erzurum Özel Yetkili Başsavcõ Vekili Taner Aksakal, geçen perşembe günü Özel Yetkili 2. Ağõr Ceza Mahkemesi’nden alõnan arama kararõyla Erzincan’a gitti. Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekiplerince Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanõ Hüseyin Baydaş ile oğlu Çetin Baydaş, Başsavcõ İlhan Cihaner’in eski avukatõ Hamit Sekman’õn evi ile işyeri arandõ. İl Jandarma Komutanlõğõ’nda Binbaşõ N.K’nin ev ve işyerinde de arama yapõlõrken, Jandarma İstihbarat Şube’de görevli 3 başçavuş, Merkez Komutanlõğõ’nda görevli bir albayõn işyerlerinde de arama yapõldõğõ öne sürüldü. Aramalarda Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’ndan bir savcõ, avukat Sekman’õn işyeri ve evinin aranmasõnda Baro Başkanõ avukat Can Tekin hazõr bulundu. Aramalar kapsamõnda gözaltõna alõnan olmazken, bazõ dokümanlara el konulduğu belirtildi. Erzurum Özel Yetkili Başsavcõ Vekili Aksakal, 2 gün süren aramalarõn ardõndan Erzurum’a geri döndü. Ben de Açõlõm İstiyorum Latif OKUL Baştarafı 2. Sayfada BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Türkiye-Irak sõnõ- rõndan terörist sõzmalarõn engel- lenmesi için alõnacak önlemler üzerinde yoğun çalõşmalar yapõlõr- ken sõnõr güvenliğinde AB stan- dardõna geçilmesi için 26 Mayõs’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzasõyla yayõmlanan genelgenin yol haritasõnõn henüz hazõrlanma- dõğõ ortaya çõktõ. Entegre Sõnõr Yönetimi Strate- jisi’nin uygulanmasõna yönelik eylem planõnõ tamamlayõcõ nite- likle bir yol haritasõ hazõrlanma- sõ talebi, AB için 2010-2011 ey- lem planõnõn “Adalet, Özgürlük ve Güvenlik” faslõna ilişkin ya- põlmasõ gereken yasal düzenleme listesinin “Tamamlanması ge- reken diğer çalışmalar” başlõğõ altõnda yer aldõ. Söz konusu genelgede, “Enteg- re Sınır Yönetimi ile ilgili olarak; İçişleri Bakanlığı Müsteşarı ve- ya görevlendireceği müsteşar yardımcısının başkanlığında, Ge- nelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaş- tırma Bakanlığı, Tarım ve Köy- işleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Gümrük Müste- şarlığı, Denizcilik Müsteşarlığı, Avrupa Birliği Genel Sekreter- liği, Emniyet Genel Müdürlü- ğü, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve İller İdaresi Genel Müdürlü- ğü’nden kurumları adına karar vermeye yetkili üst düzey tem- silcilerin katılımı ile “Entegre Sõ- nõr Yönetimi Koordinasyon Kuru- lu”nun kurulması uygun gö- rülmüştür” denilmesine karşõn, adõm atõlmadõ. Sadece İçişleri Ba- kanlõğõ altõnda çalõşan Sõnõr Yöne- timi Mevzuatõ ve İdari Kapasite Ge- liştirme bürosu, bu noktada iki aşamalõ bir plan hazõrladõ. Planõn ilk aşamasõnõn amacõ, “Eylem Planını, Eylem Planında tanımlanan Yol Haritası şeklin- de detaylandırarak ve üst düzey sınır yönetimi ve sınır gözetimi mimarisini ve standartlarını AB’nin Entegre Sınır Yönetimi politikaları ve stratejileri doğ- rultusunda daha da geliştirerek Türk hükümetini halihazırdaki sınır yönetimini entegre hale dönüştürme konusunda destek- lemek” olarak ortaya konurken, ikinci aşamada ise “hükümetin yürürlükteki sınır yönetimini Entegre Sınır Yönetimi’ne dön- üştürmesini ve ilk örnek olan ka- ra ve deniz sınırların gözetiminin ve kontrol noktalarının genişle- tilerek ileri düzey bir sınır yö- netimi mimarisinin ve standart- larının AB’nin ESY politikaları ve stratejilerine uygun bir şekilde geliştirilmesini ve uygulanması- nı desteklemesi” amaçlandõ. Öte yandan 2010-2011 Eylem Planõ içinde aynõ başlõk altõnda, ayrõca, “İltica ve Göç Ulusal Eylem Pla- nını tamamlayıcı nitelikte bir yol haritası” hazõrlanmasõ, Sõnõr Muhafõzõ Eğitim Stratejisi’nin onaylanmasõ da istendi. sokulmasõna ne dersiniz? Bu da başka bir açõlõm mõ acaba? İşte o zaman Türkiye’yi böyle bitirirsiniz. Bu ne demektir biliyor musunuz? Biz bu ülkeyi yönetemiyoruz, gelin siz yönetin bizi kurtarõn demektir. Gözü bu ülkenin topraklarõnda olan ada- mõn biri boşuna dememiş: “Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar önemlidir.” Türkiye büyüyor ama tersine bir bü- yüme. Tepe taklak olma büyümesi. İçten içe çürüyen hormonlu bir büyüme. Eko- nominin kurallarõna göre işlemediği, ce- maat ve tarikat çõkarlarõna yönelik olan bir büyüme. Beyler, Osmanlõ’nõn son günlerini anõmsayõnõz! Düvel-i muazza- manõn Türkiye’yi parçalayarak yönetme planlarõ yaptõğõ günleri ne çabuk unut- tunuz? Ne yazõk ki AKP hükümeti işi sulan- dõrarak Türkiye’yi yönetiyor. Hele Irak’õn kuzeyi ile olan ilişkiler doğrusu trajik bir durum. Açõlõm adõ altõnda Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanõ Barzani devlet başkanõ olarak karşõlanõyor. Önüne kõr- mõzõ halõlar seriliyor, yalvar yakar ken- disinden PKK konusunda yardõm iste- niyor. O da “Size kedimi bile emanet et- mem” diyor. Ama biz Türkiye’nin bü- tün kaynaklarõnõ emrine seferber etmişiz. Baksanõza işadamlarõmõz kuyruk olmuş onunla görüşebilmek için sõrada bekliyor. Oraya yapõlan yatõrõmlar Güneydo- ğu’ya yapõlsa terör biterdi bugüne kadar. Bu nasıl bir açılımsa? Evet, ben de bir açõlõm istiyorum. Sa- dece Kürt açõlõmõ, Ermeni açõlõmõ, azõn- lõk açõlõmõ, Roman açõlõmõ vs. vs. açõlõ- mõ yerine, ben de Türkiye’nin bütününün açõlõmõnõ istiyorum. Aydõnlõk, çağdaş, la- ik, demokratik bir hukuk devleti, “mua- sır medeniyet” seviyesine ulaşmõş, dog- malarõn olmadõğõ modern bir Türkiye açõ- lõmõ… Bu açõlõmlarõ da ancak halkõn kendisi yapacaktõr. ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Van’da PKK’li teröristlerin yola döşediği mayõnõn patlamasõ sonucu ağõr yaralanan ve tedavi gördüğü Ankara GATA’da şehit olan Jandar- ma Uzman Çavuş Yusuf Tuna Güzey Ada- na’da toprağa verildi. Terörün ve AKP’nin pro- testo edildiği cenaze töreninde şehidin babasõ Behlül Güzey, “Oğlum Türkiye’nin gururu, sembolü oldu, Bilal Erdoğan değil” dedi. Şe- hidin eşi Betül ise yakasõna astõğõ fotoğrafõ ok- şadõ, tabuta sarõlõp öperek eşini uğurladõ. Sabancõ Merkez Camii’nde düzenlenen tö- rene katõlanlar, “Kahrolsun PKK”, “Hepimiz askeriz, PKK’ye yeteriz”, “Yan gelip yat- madı, vatanını satmadı” şeklinde sloganlar at- tõ. Törene şehidin babasõ Behlül, annesi Sevi- le, 2 yõllõk eşi Betül, 5 kardeşi, yakõnlarõ ve çok sayõda yurttaş ile MHP Adana Milletvekili Mu- harrem Varlı, 6. Kolordu Komutanõ Korge- neral Nejat Bek, Adana Valisi İlhan Atış, Bü- yükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldır- maz ile yurttaşlar katõldõ. Korgeneral Bek, Jan- darma Uzman Çavuş Güzey’in kanõnõn yerde kalmamasõnõ isteyen şehidin eşi ve annesinin yanõna gelerek, “Merak etmeyin, kanı yerde kalmayacak” dedi. Gözyaşlarõ döken şehidin eşi Betül, yakasõna astõğõ eşinin fotoğraflarõnõ okşadõ, “Benim eşim ölmedi, kanı yerde kalmayacak, bana da silah verin” diye fer- yat etti. Kõlõnan cenaze namazõnõn ardõndan omuzlara alõnan şehit cenazesi sloganlar eşli- ğinde cenaze aracõna konuldu. Eşinin tabutu- nu bõrakmayan Betül Güzey, uzun süre tabu- ta sarõlõp eşini öperek uğurladõ. Bu sõrada ce- naze aracõ görevli bir askerin ayağõnõn üzerinden geçti. Yaralanan askere ilk müdahaleyi sağlõk ekipleri yaptõ. Törenin ardõndan uğurlanan şehit, Yüreğir ilçesine bağlõ Çelemli köyünde toprağa verildi. Şehit töreninde terör ve AKP’ye protesto Terörist sõzmalar için çözüm yolu arayan hükümet, sõnõrda AB standardõna geçecek ama.. Genelge var yol haritasõ yok Bir terörist yakalandıDİYARBAKIR (Cumhu- riyet Bürosu) - Siirt’te “terör örgütüne üye olmak” suçun- dan aranan bir kişi, güvenlik güçlerince yakalandõ. Yakala- nan kişi çõkarõldõğõ adli ma- kamlarca tutuklandõ. Hakkâri’nin Çukurca ilçesi kõrsalõnda güvenlik güçlerince sürdürülen arazi arama tara- masõ sõrasõnda teröristlerce araziye gizlenmiş 2 adet el yapõmõ mayõn, 2 adet el yapõ- mõ mayõn düzeneği bulundu. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinin sõnõr kesiminde bulunan ve 11 askerin şehit olduğu Teke- li Tabur Komutanlõğõ’na sivil araçlarla asker, cephane ve iş makineleri gönderildi. IŞIL ÖZGENTÜRK Baştarafı Arka Sayfada Başka protestolar da olmalı, en soğuk iklimlerin köpekleri evlerde besleniyor ve Türkiye sıcak bir ülke. Kurt köpekleri bile evde. Bu hayvan haklarına aykırı değil mi? İnsanın kayıtsız şartsız bir canlıyı sevmesi biraz da kendi egosuyla ilgili bir şeydir. Koşulsuz seven ve emirlere uyan biri. Fazlasıyla tek taraflı bencilce bir sevgi modeli. Kusura bakmayın. Üstelik başkalarını hiç düşünmeden, örneğin bizim sokak köpek pisliğinden geçilmiyor, belediyenin uyarı yazılarına rağmen, madem bu senin çocuğun öyleyse altını pislediğinde onu temizle, biz de yeni yapılmış bir köpek kakasına basmayalım diye yere bakarak yürümeyelim. Allah’ın 40 derece sıcağında benim oturduğum parkta soğukların çocuğu bir Ruski’yi kemikle kandırıp koşturmayın, başıma geldi, köpek dili bir karış dışarıda koşup duruyor. En sonunda sahibiyle kavga edip köpeğin bir ağaç altında biraz soluklanmasını sağladım. Sevgi dediğiniz şey bu mu? Bu arada neden Pitbullarınıza birer maske takmıyorsunuz? Birkaç tane öyle dolaşan görsem takdir edeceğim. Yok adam elinde tasma dolaştırıyor, ne maske ne bir ağızlık, Pitbull bir dakikada adamın elinden kaçabilir ve bir çocuğa doğru yönelebilir, ısırması gerekmez gelişi bile çocukta travma yaratmaya yeter. Hiç bunu düşündünüz mü? Köpekler sahipleri için neredeyse bir statü göstergesi, gene genleriyle oynayarak sahibinin poz atması için çok küçük köpekler yapılmış, şimdi çantalarda dolaşıyorlar. “Bak benim neyim var senin var mı?” Bu arada kısırlaştırılmış ve aşılanmış bir köpek kolonisi bizim caddeden başlayıp Bağdat Caddesi’nde kimseyi umursamadan heybetli heybetli dolaşıyorlar. Ben onları seviyorum. Tam bir çete ama onların bile küçücük çocuklar için korku yarattıkları bir gerçek. Bir de işe bu yandan bakın…