Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
SAYFA CUMHURİYET 4 TEMMUZ 2010 PAZAR
16 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
AKP’li eski Devlet Bakanõ Ertuğrul Yalçõnbayõr ‘Tayyip’e kelime-i tayyip gerek’ diyor:
Politikada edep ve nezaket şart
Bir zamanlar AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ
ve Devlet Bakanõ olan Ertuğrul Yalçınbayır
şimdi partinin sade bir üyesi. Hükümetin
icraatõnõ eleştiriyor ama kendi deyimiyle usul
ve adap içinde. Tribünlere oynamanõn son
derece yanlõş bir politika olduğunu vurguluyor.
AKP’nin “iyi yönetişim”i beceremediğini
söylüyor. Siyasetin yargõya müdahalesini çok
sert bir dille eleştiriyor. Hele de Taraf Gazetesi
Genel Yayõn Yönetmen Yardõmcõsõ Yasemin
Çongar’õn, ABD’de Ulusal Halk Radyosu’na
verdiği demecinde, Balyoz Darbe Planõ
belgelerinin gazetede yayõmlanmasõ için
“Başbakan ve devlet istihbaratının başı”
tarafõndan teşvik edildiklerini söylemesini
“skandal” olarak niteliyor.
- Kuruluşuna çok katkıda bulunduğunuz,
hatta programını yazdığınız AKP’yle Türkiye
nereye doğru gidiyor?
E.Y. - Bir kere partinin programõnõ ortak
akõlla yazdõk. Bunu yazarken uluslararasõ
metinlerden, var olan ulusal metinlerden, bilgi
birikimlerinden yararlanalõm dedik. Parti
programlarõ anayasa gibidir. Bunlar genel
başkan dahil, herkesi bağlar. Parti içi
demokrasi yarõşmayla olan bir demokrasidir.
Bu birden çok adayõn serbest rekabet ortamõnda
yarõşmasõdõr. Bugün partilerimizde parti içi
yarõşma, parti içi demokrasi yoktur. Disiplin ön
plandadõr. Hukukun üstünlüğüne sahip olarak
yarõşma haklarõnõ güvence altõna almak gerekir.
Partiler bugün kendi içlerinde bunlara sahip
değil. Partilere ülke yönetimiyle ilgili yönetme
görevi verildiğinde bu anlayõşlar orada da
devam ediyor. Partiler kendi eylem ve
işlemlerinin denetimine pek sõcak bakmazlar.
Bugün mesele iyi yönetişim sorunudur.
Liderlerin eylem ve işlemleri idari yargõ,
Danõştay’la güvence altõndadõr. Parlamentonun
eylem ve işlemleri Anayasa Mahkemesi’nin
denetimiyle güvence altõndadõr. Bugün
liderlerin eylem ve işlemlerinin denetimlerinin
yüzde 50’den fazlasõ yargõdan dönmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin kanunlarõ, TBMM
İçtüzüğü’nü denetlemedeki rolüne bakõyoruz.
Anayasa Mahkemesi’ne 2002’den bu yana
açõlan 180’in üzerindeki davanõn çok önemli
bir kõsmõ mahkemece iptalle sonuçlanmõştõr.
Bu da hem yasama meclisinin anayasal
yargõya, anayasaya, uluslararasõ sözleşmelere
uygunluğa dikkat etmediğini gösterir, hem
d<None>e idarenin eylem ve işlemlerinin
yapõlmasõ sõrasõnda hukuka uygunluğun
gözetilmediğini gösterir. Zaman gelir
yönetenler idare mahkemelerinden, zaman gelir
Anayasa Mahkemesi’nden şikâyet eder. Kendi
lehlerine olunca alkõşlarlar, aleyhe olunca
mahkemeler de yõpratõlõr. Konuyla ilgili
başbakanlarõn, bakanlarõn söylemlerini gördük.
O zaman bu mahkemeleri kaldõralõm mõ?
- Yüksek yargı yok edilirse o zaman
demokrasinin kontrol ve denge sistemi ne olur?
- Demokrasi seçimden, sandõktan ibaret
olmayan bir değerler bütünüdür. Onun içinde
demokrasinin katõlõmcõlõğõ, hukukun üstünlüğü,
denetlenebilirlik ve denetleyebilirlik, şeffaflõk
vardõr. Demokrasi bir değerler bütünüdür.
Sadece çoğunluk yetmez. Çoğulculuk, artõ
denetim gerekir. En önemli hadise de hukuki
denetimdir. Yargõ da, yasama da, yürütme de
millet adõna karar verir. Bunlar yetkilerini
anayasadan alõrlar. O nedenle bunlarõn
hiçbirinin diğerine üstünlüğü söz konusu
değildir.
- Başbakan bunu kabul etmiyor. Yargı da
ne oluyormuş havasındayken sorun nasıl
çözülür?
- Bu da bu konularla ilgili içselleştirmenin
tam olarak gerçekleşmediğini gösteriyor. Bir
karşõ görüşe görüşle, belli adap ve usulle
muamele etmek gerekir. Devletlerin ve
toplumlarõn en önemli görevleri bireye, diğer
gruplara saygõlõ ve nazik davranmaktõr. Bunlar
da belli usul ve adap çerçevesinde yürüyen
işlerdir. Kanunlarõn, anayasanõn yapõmõndaki
usule bakõn. Orada kalite göremezsiniz.
Polemik konularõ espriyi, nükteyi içermelidir,
kaba sözü, şiddeti değil. Oralardaki ufak tefek
şiddetler diğer şiddetlerin de en önemli
kaynaklarõdõr. Biz barõşõ, güvenliği sağlamakla
yükümlüyüz.
- Erdoğan ise “Ben gerilimden yanayõm”
diyor. O zaman ne olacak?
- Bunlar Soğuk Savaş dönemi siyasetlerinin
tezahürüdür. Benim varlõk sebebim karşõ tarafõn
zafiyetidir, görüşleridir, anlayõşõ olmamalõdõr.
Sizin varlõk sebebiniz kendinizi anlatmaktõr,
tanõtmaktõr, bu konularla ilgili diyalogdur ve
üstün kurallarõ yakalayabilmektir.
Bununla ilgili çelişkili işler yapõyorsanõz
gerilim politikalarõ, Soğuk Savaş devam eder.
Bunlardan uzun vadede onlar da zarar görür.
Kõsa vadede tribüne, taraftara oynamak, onlarõn
alkõşlarõnõ almak mümkündür. Ama uzun vade
kaliteli oynamayõ gerektirir.
Karambole oynanan futboldan zaman zaman
sonuç alabilirsiniz. Ama zevk almak, kaliteyi
yakalamak gerekir. O usul ve adap önemlidir.
Arapçada, iyi, güzelin anlamõ “tayyip”tir.
Tayyip’e kelime-i tayyip gerekir. Bunun aksi
davranõşlar kabul edilmez.
- Geçtiğimiz aylar hep gerilimle geçti.
Bunun en önemli örneklerinden biri İsrail’le
yaratılan gerilim politikası oldu. Özellikle
Mavi Marmara gemisinin Gazze’ye giderken
İsrail komandoları tarafından basılıp dokuz
kişinin öldürülmesi olayı iki ülkeyi neredeyse
savaşın eşiğine getirdi. Ama bir baktık, geçen
gün Brüksel’de Davutoğlu ve İsrail Sanayi ve
Ticaret Bakanı Ben Eliezer gizli bir görüşme
yapıp el sıkışmışlar. O zaman insana
sormazlar mı sonuç böyle olacaktı da neden
gerilim yarattınız diye?
- Bu gerilim “One minute”le başladõ. Bu bir
üslup meselesidir. Ama iyi bir üslup değildir.
Ondan sonraki süreçlerde karşõnõza terör
çõkõyor. Terör bütün dünyanõn kõnadõğõ bir
olgu. Ama dünyada terör tanõmõnda bir ittifak
yok. 190’õn üzerinde terör tanõmõ vardõr.
Birisinin terörist dediğini diğeri insan haklarõ
ve özgürlükler savunucusu olarak
görebilmektedir. Örneğin HAMAS’la ilgili
ABD’nin ve İsrail’in tespiti terörist örgüt
olduğudur. Biz ise halkõn oyuyla seçildiği için
değişik bakõş açõsõna sahibiz. Ya da Sudan
uluslararasõ düzeyde kõnanõrken bizim
görüşümüz farklõ. Böylesine ihtilaflar olduğu
sürecin çok iyi yönetilmesi gerekir. Bu da iyi
yönetişim kavramõyla açõklanabilir.
Sıfır sorun politikası diye
bir şey olamaz
- Yani Davutoğlu’nun sıfır sorun politikası
iyi yönetilemediği için mi bu kadar sorun
yaratıyor?
- Sõfõr sorun politikasõ diye bir şey olmaz.
Irak’la, Suriye’yle, Yunanistan’la,
Ermenistan’la, Azerbaycan’la, Rusya’yla,
İsrail’le, Güney Kõbrõs’la, ABD’yle sõfõr sorun
mu var? Bu sorunlarõn barõşçõ hedeflerle,
hukukun üstünlüğü dikkate alõnarak ülkenin
çõkarõnõn bağdaştõrõlmasõyla üstesinden
gelinebilir. Ülke çõkarlarõ hukukun
üstünlüğüyle örtüştüğü sürece siz uluslararasõ
saygõnlõğa kavuşursunuz.
Ben Mavi Marmara gemisi sürecinin iyi
yönetilmediğini düşünüyorum. Dõş politika
artõk iç politikanõn en önemli malzemesi haline
gelmiştir. Terör de iç politikanõn malzemesi
olacaktõr. Görüşecek miyiz yoksa
görüşmeyecek miyiz? Çömelerek mi yoksa
ayakta mõ? Bunlar nasõl polemik? Bunlar
sahnenin önünde oynanan oyunlardõr. Asõl
senaryoya bakmak gerekir.
- Dış politikayı oy getirisi için iç politikada
bu kadar malzeme yaparsanız sonu ne olur?
- Tribünlere oynayarak bu iş olmaz.
Tribünler çokluğu ifade edebilir. Ama ben
bunun kaliteli olduğunu sanmõyorum. Bunlar
yarõn öbür gün başka çelişkileri beraberinde
getirir. Bu çelişkilerin giderek artmasõ güven
bunalõmõnõ doğurur. İsrail’le yaşananlar, sonra
bakanlarõn gizli görüşmeleri ve aralarõn
düzeltilmesiyle ilgili çalõşmalar, taşeronlukla
ilgili suçlamalar, birbiriyle tamamlanan ama
içlerinde çelişkileri de barõndõran bir süreçtir.
Güven bunalõmõdõr.
- Sizce Anayasa Mahkemesi anayasa
değişikliği paketiyle ilgili ne yönde karar alır?
- Umarõm karar pazartesi günü (yarõn)
açõklanõr. Anayasa oylamalarõnda hangi
maddelerin birlikte, hangi maddelerin ayrõ
ayrõ oylanacağõna dikkat etmek gerekir.
Anayasa bir bütündür. Temel hak ve
özgürlüklerle ilgili güzel hükümler var. Ama
bunlarõ bonus olarak kullanõp başkalarõ
üzerinden sonuç almak isterken dikkatli
olmak zorundasõnõz. Yargõda yapõlan
değişiklikler evrensel standartlarõ karşõlõyor
mu? Yargõnõn tarafsõzlõğõnõ, bağõmsõzlõğõnõ
sağlõyor mu? Siz bütün maddelerin hepsini bir
araya koyarsanõz insanlarõn düşünce
özgürlüğüne, evrensel standartlara saygõ
göstermezsiniz. Anayasa Mahkemesi
anayasanõn 175. maddesi’nnin 7. fõkrasõndaki
hükmü çağdaş bir şekilde yorumlarsa, hangi
maddelerin birlikte hangi maddelerin ayrõ ayrõ
oylanacağõnõn belirtilmesi şeklinde anlarsa o
zaman bu değişiklik referanduma
gitmeyecektir. Türkiye çok dinamik bir
ülkedir. İyi yönetildiği takdirde başarõyõ elde
eder. En önemli insan hakkõ yönetişim
hakkõdõr. İnsanlarõn bu hakkõ isteme,
yönetenlerin de bunu yapma görevleri vardõr.
Yolsuzluklarla ilgili 1000 sayfalõk rapor Meclis raflarõna kaldõrõldõ
- Böyle söylüyorsunuz ama
akıl almaz yolsuzluk dosyaları
sumen altı ediliyor. Buna ne
diyeceksiniz?
- Kamuoyunda fikri takip
yeterince gelişmedi. 22.
dönemde (AKP) İstanbul
milletvekili Azmi Ateş’in
başkanlõğõnda Yolsuzluklarõ
Araştõrma Komisyonu kuruldu.
Komisyon fevkalade geniş
kapsamlõ, bin sayfaya yakõn
rapor düzenledi. Bu raporda
alõnmasõ gerekli anayasal, yasal,
idari tedbirler tek tek
düzenlendi. Ama bu Meclis
raflarõnda kaldõ. Siz o dönem
hazõrlanan bu rapor karşõsõnda
idarenin performansõnõ gelin
değerlendirin. Yasama,
dokunulmazlõklarla,
soruşturmalarla ilgili ne mesafe
alabildi? Denetim sadece
muhalefetin denetiminden ibaret
hale geldi. Bunun adõna denetim
denmez. Yargõ en önemli
denetim mekanizmasõ. Yargõnõn
bağõmsõzlõğõ, tarafsõzlõğõ esastõr.
Yargõ mercilerine gelen kişilerin
geliş yöntemleri çok önemlidir.
Oraya siyasi irade müdahale
ederse o kararlar ne kadar doğru
olursa olsun mutlak surette
gölgeli kararlardõr. Çünkü orada
siyasi irade hâkimdir. Hâkimler
ve Savcõlar Yüksek Kurulu
(HSYK) bağõmsõz ve tarafsõz
değildir. HSYK’nin başkanõ
Adalet Bakanõ, kurulun üyesi de
bakanlõk müsteşarõysa hâkim
alõmõnda ya da yer
değiştirmelerde birtakõm siyasi
müdahaleler söz konusu olursa
yargõnõn denetim görevini
yeterince yapmasõ mümkün
olamaz. Türkiye bu denetim
mekanizmalarõ içinde
uygulanmayan yargõ kararlarõ
bakõmõndan bir cennettir.
Uygulanmayan yargõ kararlarõ
bakõmõndan idare, bakanlõklar
tam anlamõyla sabõkalõdõr. Zaman
geldi Anayasa Mahkemesi’nin
kararõnõ da dikkate almayan
yasama meclisi gördük. Siz bu
denetimleri beğenmiyorsanõz
kendi kadrolaşmanõzdan medet
umarsõnõz. YÖK’ten şikâyet
ediyordunuz. YÖK’ün yapõsõnõ
değiştirmediniz çünkü YÖK’ün
başkanõ bizdendir dediniz.
- HSYK’nin yapısını onun
için mi değiştirmek istiyorlar?
- Evet. Onun yapõsõnõ
değiştirmek isterken YÖK’e hiç
itiraz etmiyorlar artõk. Bunlar
çelişkili işlerdir. Yargõda kaliteyi
sağlamanõz gerekir. Bugün yargõ
mercilerine başvurulan dava
sayõsõ milyonlarca. Açõlan ceza
davalarõndan yarõsõndan fazlasõ,
beraatla ya da takipsizlikle
sonuçlanmaktadõr. O davalarõn
sanõklarõ olarak kendinizi
düşünün.
Öfke sağlõksõzlõk
belirtisi
- Başbakan son aylarda öfke belagatinden
beslenir oldu. Sizce neden bu kadar öfkeli?
- Sağlõklõ olmak için önemli olan ruhen ve
fiziken tam iyilik halidir. Bu öfkelerin zaman
zaman sağlõğõ yeterince yansõtmadõğõnõ
görüyoruz. Fiziksel, ruhsal rahatsõzlõklarõ olabilir.
Tahammülsüzlük olabilir.
Öfke bir hitabet sanatõ değildir. Öfke giderek
şiddeti de, uzlaşmazlõğõ da beraberinde getirir;
karşõ tarafõn refleksini doğurur. Bunlar sağlõklõ
yaklaşõmlar değildir. Parti içindeki demokrasiyi
de geliştirmez. Bir baskõyõ beraberinde getirir.
Parti yetkili kurullarõ onun istediği gibi yönetilir.
Partilerimizde görevden alõnan teşkilatlarõn sayõsõ
az değildir. Seçilmişlerin seçilmişliğini tanõmak
demokrasinin en önemli kurallarõndan birisidir.
Yarõn bir başkasõ sizin seçilmişliğinizi tanõmazsa
ne olacak? Bursa’da geçen gün AK Parti il
yönetimi, merkez ilçe başkan ve yöneticileri
görevden alõndõ. Onlarõn hukuklarõ ihlal edilmiştir.
Bu da başarõ adõna yapõlmõştõr. Ekonomide zaman
zaman sõkõntõlar yaşanõr; bunlar telafi edilebilir.
Ama demokraside sõkõntõ yaşõyorsanõz bunun
telafi edilebilmesi çok uzun zaman alõr. Önemli
olan demokratik zeminde zenginleşebilmektir.
Dünyada 17. büyük ekonomi olabilirsiniz. Ama
insani gelişmişlik çok önemli. Bununla ilgili
uluslararasõ endeksler var. UNDP’nin bir insani
gelişmişlik endeksinde Türkiye 90’lõ sõralardadõr.
- Peki, hükümetin her konuda, ben yaptım
oldu, politikasını nasıl karşılıyorsunuz?
- Bu işlerin katõlõmcõ bir anlayõşla yapõlmasõ
lazõm. Hesap verilecek yer sadece sandõk değildir.
Bu konularla ilgili yargõdõr, kamuoyunun
telakkileridir. Bizde ve bütün dünyada hiç kimse
hesap vermeyeceğini sanmasõn. Herkes mutlaka
hesabõ verecektir. O hesap mutlaka görülecektir.
O hesabõn verileceğini ve görüleceğini bilerek
hareket etmek gerekir.
P
O
R
T
R
E
ERTUĞRUL YALÇINBAYIR
1946, Kõrcaali/Eğridere, Bulgaristan doğumlu. Dört yaşõndayken
ailesiyle Türkiye’ye göç etti. Aile Bursa’ya yerleşti.
Yükseköğrenimini İÜ Hukuk Fakültesi’nde tamamladõ. Bir süre
Bursa’da avukatlõk yaptõ. Bursa Barosu’nun çevre hukuku ve
hukuksuzlukla mücadele biriminde yoğun çalõşmalar yaptõ. 1980
öncesi CHP’den Bursa Belediyesi meclis üyeliği yaptõ. 12 Eylül
darbesinden sonra siyasete ara verdi. 1990’lõ yõllarda RP’ye
yakõnlaştõ. RP Genel Başkanõ Necmettin Erbakan’õn avukatlõğõnõ
yaptõ. 1995 seçimlerinde RP’den Bursa milletvekili seçildi. Ancak
parti yönetiminin siyasetine uyum sağlayamayarak partiden koptu.
6-7 ay bağõmsõz kaldõ. 1999 seçimlerinde bu kez ANAP’tan Bursa
milletvekili seçildi. Bir dönem TBMM Anayasa Komisyonu
Başkanlõğõ yaptõ. ANAP yönetimiyle de anlaşamayarak partiden
ayrõldõ. Abdullah Gül’ün õsrarlõ davetiyle AKP’nin kurucularõ
arasõnda yer aldõ. Partinin tüzük ve programõnõn kaleme alõnõşõnda
önemli katkõlarõ oldu. AKP’nin ilk kurucu genel sekreteri seçildi.
2002 seçimlerinde AKP’den Bursa milletvekili olarak yeniden
TBMM’ye girdi. 58. hükümet kurulduğunda Başbakan Yardõmcõlõğõ
ve Devlet Bakanlõğõ görevinde bulundu. 1 Mart tezkeresine karşõ
çõkmasõ, parti içi muhalefetin öncüleri arasõnda yer almasõ
nedeniyle 59. hükümette kendine yer bulamadõ. 22 Temmuz 2007
seçimlerinde Başbakan Erdoğan tarafõndan aday gösterilmedi.
Şimdi AKP’nin sade bir üyesi.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
- Ergenekon, Balyoz Darbe Planı gibi
davalarda siyasetin müdahalesi olduğu
kuşkuları vardı, ancak bunlar telaffuz
edilmiyordu. İlk kez, bu davaların
belgelerinin neredeyse tümünün servis
edildiği Taraf Gazetesi Genel Yayın Müdür
Yardımcısı Yasemin Çongar, ABD’de Ulusal
Halk Radyosu’na (NPR) verdiği demeçte
Balyoz Darbe Planı’yla ilgili belgelerin
yayımlanması için “Başbakan ve devlet
istihbaratõnõn başõ tarafõndan teşvik
edildiklerini” söyledi. Başbakan ve devlet
istihbaratının başının bu müdahalesi
doğruysa bunu nasıl karşılıyorsunuz?
- Bunlar TBMM’nin denetim görevini
yapmasõ gereken işlerdir. Bu, TBMM
soruşturmasõnõ gerektirir. Meclisler bu
konularda görevlerini yeterince
yapamõyorlarsa bu kuşkular devam eder. Olay,
şüphesiz ki skandaldõr.
Henüz doğruluk derecesini bilmiyoruz.
Mutlaka araştõrõlmasõ, soruşturulmasõ gerekir.
Birtakõm davalarõn soruşturma evrakõnõn
basõnda boy boy yer aldõğõnõ gördük. Bu
konuda binlerce suç duyurusunda bulunuldu.
Bazõ ceza davalarõ açõldõ. Hukuk devleti
toplumsal barõşõ, güveni sağlayandõr. Yasemin
Çongar’õn bu konudaki sözleri önemli.
Normal zamanlarda herkes hukuktan, insan
haklarõndan yanadõr. Hukukun üstünlüğünü
benimser, barõşõn yanõndadõr. İnsanlarõn
sõnandõğõ zamanlar olağanüstü dönemlerdir.
Bugün olağanüstü süreçleri yaşõyoruz. Türkiye
bunlarõ atlatmak zorundadõr. Bugün 2
Temmuz Sivas olaylarõnõn yõldönümü. Orada
bir müze kurulmasõ önemli olaydõr. Bunun adõ
Cumhuriyet Müzesi olmalõdõr. Sivas’õn
Cumhuriyet tarihinde önemli bir yeri vardõr.
Cumhuriyet kurulduğu yerde yõkõlmaz,
bulunduğu yerde devam eder.
Kõsa vadede tribünlere, taraftara
oynamak, onlarõn alkõşlarõnõ almak
mümkündür. Ama uzun vade kaliteli
oynamayõ gerektirir.
İnsanlarõn sõnandõğõ zamanlar
olağanüstü dönemlerdir. Bugün
olağanüstü süreçleri yaşõyoruz.
Balyoz belgelerini Başbakan’ın yayınlatması skandaldır