25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
PAZAR 4 TEMMUZ 2010 / SAY11267 alışma arkadaşlarınt da etkisi altına tlmıştı. Gerçi onlannki hevesti ve__| ;ısa sürdü. Modacı Faruk araç'ın "zıbın yaka" otaral idlandırdığı, rahatlığı ön .] )lana çıkaran bu gömlekleı inümüzdeki sezon iünyayı saracak. Biz de -aruk Saraç'la İlhan • Abi'nin hafızalara kazman şıklığtnı konuşup, onu başka bir yönüyle analım istedîk. ; Liderler siyah giyer K ravatın hikâyesini bilirsiniz; Hırvat kadınların erkekleri askere gönderirken kötülüklerden korusun diye boyunlarına bağladıkları atkı daha sonra Fransızların elinde kravata dönüştü. Bu süreç gömleklerin yakalarını da etkiledi. Kravata uygun olarak çift yakalı oldular. İlhan Selçuk, kravat takmazdı. 0nun için de "Eğer kravat takmıyorsarı ikinci yakanın anlamı yok" derdi. Her zaman şık ve bakımlı İlhan AYŞE YILDIRIM Selçuk'un giyimindeki en belirgin özellik işte bu çift yakasız gömlekleriydi. "Atatürk yaka", "hâkim yaka" olarak da adlandırılan bu gömleklerin aslında "zıbın yaka" oldugunu Faruk Saraç'tan öğrendik. Faruk Saraç, uzun bir dönem ilhan Selçuk'un giysilerini de hazırlamıştı. Faruk Saraç'ın da dedigi gibi ilhan Selçuk "tarzı olan" biriydi. Faruk Saraç'ın Levent'teki moda atölyesine gittiğinde de ilk söylediği şey "Ne olur bana hiçbir şey değil de hâkim yaka gömlek" yapın olmuş. 90'ların sonuydu, Faruk Saraç 4-5 yıl boyunca İlhan Selçuk'un pantolonlarını, ceketlerini ama en çok da gömleklerini hazırladı. "İlhan Selçuk yarım astarve dökümlü ceketleri seviyordu" diyor, "keyjıl (rahat, şık) giyinmeyi seven bir insandı." Gömleklerde tercihi siyahın yanında beyaz ve boyuna ince çizgiliydi. Yakalarının hepsi de aynıydı. Faruk Saraç, "Hâkim değil de zıbın yaka demek daha doğru olur" diye anlatıyor: "Eski zıbınlarımızı düşünün, hâkim yaka onun biraz daha yükseğidir. Bizim ilhan Abi'ye çıkardığımız kalıp ise tamamıyla hâkim yaka ile zıbın yakanın ortasıydı. Yani 1.5-2 santim civarında yaka boyu. Hâkim yakada ise 3.5-4 santim olur boy. Yani cübbedeki yakayı düşünmeyin, hâkim yaka odur esasında, zıbın yakadan biraz daha yüksektir." Peki özelliği nedir o yakanın, neden tercih edilir? Faruk Saraç'a göre yazarlar, sanatla uğraşan insanlar giyside rahatlık ister. Onun için de kravattan uzak J J Psikopatolojik sanat laboratuannı kurduktan sonradır ki psikiyatri ile sanatın, yani bilimle sanatın hiç de sanıldığı gibi ayrı disiplinler olmadığını farkettim. Bu bende insan varlığım tanıma tutkusu yarattı. Bir tarafta psikiyatri, diğer tarafta nörofizyoloji, bunun yani sıra sanat... Sağlıklı insan varlığını kavramada bana en çok yardımı olan kaynak şizofrenik süreç olmuştur. Kanımca insan varlığı bir bütünleşme sürecidir. Şizofreni de insanın bütünleşmezliğinin en özel ve patolojik durumudur. Bu nedenle ilgi alanım psikiyatri, estetik, felsefe ve şizofrenik süreçtir. Bütün bunların verileri ile kendime özgü bir insan varlığı tanımı yaparak ve ona dayalı bir görsel dil geliştirerek sanat yapmak kaygısındayım. j j Prof. Dr. Süleyman Velioğlu (1927 - 2001)'nun sanat, felsefe ve psikiyatri alanlarındaki bütüncül çalışmaları sonucunda ortaya koyduğu "insan Varlığı Kuramı", bu kuramdan temellenen resim anlayışı, geliştirdiği özgün görsel dil ve yapıtları. dururlar. Masa başında çalışırken kendisini sıkmamasını isterler. "Normalde zıbın yakada gömleğin boyun kısmı açık giyilir ama ilhan Abi'nin fotoğraflarına da dikkat ederseniz yakası hep kapalıydı. Biz de rahat etsin diye yakayı hep bir santim daha geniş tutardık" diyor Faruk Saraç, "Ne olur benim yakam çok fazla dar olmasın derdi. Zaten biz gömleklerinin kol manşetlerini bile dügmesiz hazırlıyorduk, rahat olsun diye". Tarzı dışında hiç mi bir şey önermedi Faruk Saraç, İlhan Abi'ye? Hayır, diyor, ona göre bu tür insanları yönlendirmek çok doğru bir şey değil. Zaten Türkiye'de image-maker sisteminin oturmadığından söz ediyor. Ama şunu da eklemeden edemiyor. "Kendisine hazırladığımız hiçbir gömlekte polyester kullanmadık. Hepsi leuııamıyta ~ *• ~'" ——. •*» u f c - • pamukludan hazırlanmıştı. Çünkü saatlerce çalışan, kalemle işi olan bir insanın rahat olması lazım. Polyester bir kumaş stres yaratır, elektriği dışarı atmayı zorlaştırır oysa pamuklu vücudu daha rahatlatır. Hatta spala deriz biz robalarını da biraz daha geniş bırakırdık, kol evini biraz daha geniş tutardık ki kalemle çalışırken rahat olsun diye. Takım elbiseleri ve ceketlerini de daha çok siyah olarak hazırladıklarını anlatıyor Saraç, zaten lacivertin imajı belli değil mi? Son yerel seçimlere bakın mesela diyor Saraç, "Hepsi lacivert elbise, beyaz gömlek, kırmızı kravatlıydı. Oysa kişinin yapısı, yürüyüşü, konuşması, hareketi, eli, kolu hepsi bir bütündür. Urfa'da bir söz vardır; para insana saymasını öğretir diye. Ben de o söze şunu ekliyorum; güzel bir kıyafet de insana yürümeyi öğretir. Güzel bir kıyafetin içinde insan daha mutlu daha rahat hisseder." Provalar sıkıcıdır ya zor biri miydi İlhan Abi? Mütevazılığını orada da sürdürdüğünü öğreniyoruz. Hatta Faruk Saraç, "utangaç ve sıkılgan" oldugunu söylüyor provalar sırasında. Bu sırada 98 yılında Atatürk kıyafetlerini hazırladığı koleksiyonu nedeniyle kendisini takdir edişini anımsıyor. Yaşadığı yüzyıl içersinde hatta şimdi bile Atatürk'ün en şık giyinen liderlerden f birisi oldugunu anlatıyor: "Atatürk'ün bütün giysilerini kumaşlarını inceledim, kalıplar çıkarttım. Bir insan bu kadar zevkli olamaz diye düşünüyorum. Atatürk bir stilist ayrıca. Kendi kıyafetlerini çizen bir insan, çok şaşırtıcı. Atatürk'ün hiç lacivert elbisesi yoktu, siyah giysileri çoğunlukta. Siyah, lider rengidir. İlhan Abi de hep siyah kullanırdı." Ve bir noktaya daha dikkat çekiyor Faruk Saraç, zıbın ve hâkim yakalar şu anda çok moda, önümüzdeki yıl ise tamamen modayı kuşatacak. Peki ilhan Selçuk'un giyim tarzını nasıl tarif ediyor bir modacı olarak: "Rahatlığı ön planda tutan, uç noktalardan ve gösterişten kaçınan, sade ve şık giyinen bir insandı. Ceketlerde de rahatlığı tercih eder, kup denilen olayı istemezdi. Ceketleri de hep koyu renkti. Geceler için siyah takım elbiseyi tercih ederdi. Pantolon üzerine bol bol griler giyerdi. Beyaz gömleklerinde çok ince çizgiler olurdu. Sonraki yıllarda da giyim tarzını hiç değiştirmedi." ilhan Abi'den bahsederken modayı konuşmanın biraz yersiz oldugunu düşünse de onun şıklığını ve zarafetini anımsatıp "giyim çok farklı, bu konuda da öncü olmak lazım" diyor. • Imtlyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Yayın Yönetmeni: Ayşe Yıldırım Görsel Yönetmen: Aynur Çolak Sorumlu Müdür: Miyase ilknur Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Idare Merkezl: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2 34381 Şişli / İstanbul (0212) 343 72 74 (20 hat) Reklam Genel Müdürü: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörleri: Hakan Çankaya / Neşe Yazıcı Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı (0212) 251 98 74/ 75 / 343 72 74 (554-555) Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt / İstanbul Cumhuriyet gazetesinin parasız pazar ekidir. Yerel süreli yayın. (cumdergl@cumhuriyet.com.tr)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle