Katalog

CMYB C M Y B 4 TEMMUZ 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Doğuş’ta mezuniyet heyecanı İstanbul Haber Servisi - Doğuş Üni- versitesinden 2009-2010 akademik yõlõnda mezun olan 450 öğrenci, törenle diplomalarõnõ aldõ. Üniversitenin Acõbadem’de bulunan yer- leşkesinde düzenlenen törende okul birincileri Endüstri Mühendisliği Bölümü mezunu Deniz Özer ve Bilişim Sistemleri Mühendisliği Bö- lümü mezunu Utku Ülkü’ye “Mütevelli Heye- ti Özel Ödülü”nü, Doğu Gözaçan verdi. ‘Pahalı saat sevmiyorum’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, sosyal payla- şõm sitesi “Twitter”da “Daire fiyatõna saatler- den bir tanesini de kendisinin satõn aldõğõ” id- diasõyla ilgili paylaşõmda bulundu. Gül, “Ben zaten pahalõ saat kullanmayõ sevmiyorum” de- di. Gül, geçtiğimiz günlerde de oğlu Mehmet Emre Gül’ün Harvard Üniversitesi’ne girişi ile ilgili “Twitter”dan açõklama yapmõştõ. ‘Siyaset soğuk savaşa dönüştü’ İstanbul Haber Servisi- Saadet Partisi Genel Başkanõ Numan Kurtulmuş, Kongre İçin Sizi Dinliyoruz” programlarõ çerçevesin- de, Süleymaniye Ağa Kapõsõ Restaurant’ta 25 kadõn aktivistle bir araya geldi. Kurtulmuş, Türkiye’de son 8 yõlda, siyasetin üslup ve yönteminin, soğuk savaşa dönüştüğünü belir- terek, “Siyasi partiler birbirlerinin düşmanõ değil ancak rakibi olabilirler. Gelinen noktada düşmanlõk siyaseti üzerine kurulu açõk bir kamplaşma yapõlmaktadõr” diye konuştu. Halkalı zanlısı tutuklandı İstanbul Haber Servisi - Halkalõ’da 22 Haziran’da askeri servis aracõna bomba atõl- masõyla ilgili soruşturmada İstanbul ve Ko- caeli jandarma ekipleri, 29 Haziran’da ortak- laşa operasyon düzenledi. Kocaeli Üniversite- si Matematik Bölümü, 3. Sõnõf Öğrencisi Do- ğan Akay, İzmit’te otogarda yakalanarak İs- tanbul’a getirildi. Akay, Nöbetçi İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan tutuklandõ. Zanlıları şapka ele verdi BURSA (Cumhuriyet) - Bursa’nõn mer- kez Nilüfer ilçesinde 13 gün önce, evinde ba- şõna sert bir cisimle vurulduktan sonra el ve kollarõ bağlanarak öldürülen Leyla Oğuz’un (57) katil zanlõsõ olduğu öne sürülen 3 kişi ya- kalandõ. Cinayetin işlendiği evde bir iş maki- nesi firmasõna ait şapka bulan polis ekipleri güvenlik kamerasõ kayõtlarõndan şapkanõn sa- hibinin İstanbul’da oturan ve çok sayõda suç- tan sabõkalõ olan son olarak 3 yõl önce ceza- evinden firar eden Nuh Ş. (31) olduğunu be- lirledi. İncelemeyi derinleştiren polis ekipleri Nuh Ş. ile çok sayõda suçtan sabõkalõ Mevlüt K. (30) ve Mevlüt O’yu (30) gözaltõna aldõ. ‘Başbakan’ın umrunda değil’ BURDUR (AA) - DSP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hasan Ma- cit, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn tatile çõk- masõnõ eleştirerek, “Demek ki terör, sayõn Başbakan’õn umurunda değil” ifadelerini kul- landõ. Artan terör olay- larõna rağmen hüküme- tin terörle ilgili herhan- gi bir çalõşmasõnõn ol- madõğõnõ savunan Ma- cit, “Sayõn Başbakan tatile çõkacaksa istifa et- sin, köklü tatile çõksõn”diye konuştu. Öcalan için alınan cihaz 400 TL ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlõğõ İmralõ Adasõ’nda hükümlü bulunan terör örgütü lideri Abdullah Öca- lan’õn avukatlarõyla görüşmelerine ilişkin ka- yõtlarõn hatasõz ve seri şekilde yazõlõ tutanak haline getirilerek adli mercilere iletilmesi amacõyla konuşma seslerini bilgisayar aracõlõ- ğõyla yazõya dönüştüren cihazõn 400 TL oldu- ğunu açõkladõ. Bazõ gazetelerde 600 bin TL tutarõnda olduğu iddia edilen cihaz için açõkla- ma yapan Bakanlõk, cihazõn alõmõna infaz hâ- kimi tarafõndan karar verildiğini bildirdi. Maltepe’de bomba paniği İstanbul Haber Servisi - Maltepe Gü- müşsuyu Mahallesi’nde önceki gece sabaha karşõ bir kahvehane önünde patlayan boru tipi bomba büyük çapta maddi hasara neden oldu. Olayda ölen ya da yaralanan olmadõ. Kahve- haneye, yaşadõşõ bir örgüte ait bir pankart da asõldõ. Zeytinburnu’nda da yeşillik bir alana bõrakõlan bir çanta, bir yurttaşõn ihbarõ üzerine, bomba imha uzmanlarõ tarafõndan fünye ile patlatõldõ. Çantadan kâğõt parçalarõ çõktõ. Pistte kazaya soruşturma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ulaştõrma Bakanlõğõ Sivil Havacõlõk Genel Müdürlüğü (SHGM), Atatürk Havalimanõ’nda meydana gelen trafik kazasõna ilişkin soruş- turma başlattõ. Kaza, aracõn, Atatürk Havali- manõ’nõ çevreleyen duvara çarparak takla at- masõ, daha sonra da Atatürk Havalimanõ-Flor- ya bağlantõ yolunda seyreden bir otomobilin üstüne düşmesi sonucu gerçekleşmişti. Tam bağõmsõz bir yargõ sistemi oluşturulmasõnõ istediklerini belirten Yargõtay Başkanõ Gerçeker ‘Reformdeğilantireform’ ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yargõtay Başkanõ Hasan Ger- çeker, Türk yargõçlarõ, hukukçularõ, hâkim, savcõ ve avukatlarõ olarak, ya- sama ve yürütmenin etkisinden ta- mamen arõnmõş, çağdaş, demokratik ülkelerde olduğu gibi tam bağõmsõz bir yargõ sistemi oluşturulmasõnõ iste- diklerini belirterek, “Ama yapılmak istenen değişiklikler, ne yazık ki yargıyı tamamen yürütmenin etki- sine sokacak nitelikte değişiklik- lerdir. Bu reform değil antire- formdur”dedi. Gerçeker, Türkiye Barolar Birli- ği’nde düzenlenen, Özgürlük ve Demokrasi İçin Avrupalõ Yargõçlar ve Savcõlar Birliği’nin (MEDEL) Yönetim Kurulu toplantõsõnõn açõlõ- şõnda yaptõğõ konuşmada, yargõçlar olarak yargõ bağõmsõzlõğõnõ her za- man koruyup kollama görevleri bu- lunduğunu söyledi. Kuvvetler ayrõlõğõ ilkesi benim- senmiş olsa da bunlar arasõnda az ya da çok egemenlik mücadelesinin sür- düğünü ifade eden Gerçeker, “Bugün bütün çağdaş, demokratik sisteme kavuşmuş, özgürlükçü, anayasal demokrasiyi benimsemiş ülkelerde yargının en üstün güç olduğu kabul edilmiştir” diye konuştu. Demokra- sinin, ülkeye Cumhuriyet ile geldiği- ni ve güçlendiğini, bu nedenle ikisi- nin ayrõlmasõna imkân bulunmadõğõ- nõ belirten Gerçeker, “Varlığımızı borçlu olduğumuz temel ilkeleri koruyup kollamak en büyük gör- evimizdir. Böylece demokrasiyi güçlendirip geliştirebiliriz” dedi. Konuşmasõnda, yargõ reformuna yö- nelik çalõşmalara da değinen Gerçe- ker, şunlarõ söyledi: “Türkiye bugün bir yargı refor- mu sürecinden geçmektedir ancak reform bilindiği gibi iyileştirme anlamında kullanılmaktadır. Ama MEDEL Başkanı Sayın Monet- ti’nin görüşmemizde de söylediği gi- bi, bizim düşüncemize göre bir re- form değil, antireform söz konu- sudur. Bu maalesef dünya ve Av- rupa kamuoyuna farklı şekilde yansıtılmaktadır. Biz Türk yargıç- ları, hukukçuları, hâkim, savcı ve avukatları olarak, yasama ve yü- rütmenin etkisinden tamamen arın- mış, çağdaş, demokratik ülkelerde olduğu gibi tam bağımsız bir yar- gı sistemi oluşturulmasını istiyoruz. Ama yapılmak istenen değişiklikler ne yazık ki yargıyı tamamen yü- rütmenin etkisine sokacak nitelik- te değişikliklerdir.” Gerçeker, bu tür toplantõlarõn yar- gõ bağõmsõzlõğõ mücadelesine katkõda bulunup güç katacağõnõ sözlerine ek- ledi. MEDEL Başkanõ Vito Monetti de Gerçeker ile yaptõğõ görüşmede, Türkiye’de yargõya ilişkin zor süreç konusunda fikir alõşverişinde bulun- duklarõnõ belirterek, “Maalesef kötü örnekleri devamlı görüyoruz” dedi. Gerçeker, gazetecilerin Erzincan Başsavcõsõ İlhan Cihaner dava dos- yasõnõn Yargõtay’õn kararõna karşõn İr- ticayla Mücadele Eylem Planõ dava- sõyla birleştirilmesine ilişkin sorula- rõ yanõtladõ. Hukuki sürecin işleye- ceğini, konunun genel kurulun tak- dirine kaldõğõnõ ifade eden Gerçeker, “Bu konularla ilgili bizim bir şey söylememiz mümkün değil. Ama hukuk neyse, yasalar neyse onun uygulanması gerekir. Bunları biz- ler elbette Yargıtay yüksek mah- kemeleri olarak takip ediyoruz, ama takdir edecek makamlar bu- nu kendileri değerlendirecek” di- ye konuştu. “Geçen hafta verilen birleşme kararları ve tahliye ka- rarı hukukçulardan eleştiriler al- dı, biliyorsunuz” denilmesi üzeri- ne Gerçeker, “Bir yerde hukuk konuşulurken herkesin susması lazım, ama bakıyoruz ki hukuk- çular konuşmuyor ya da konuşa- mıyor. Hukukçu olmayanlar hu- kuku daha iyi bildikleri için hep onlar konuşuyor. Biz onları din- lemekle yetiniyoruz” dedi. “Eleştiriler ses kayıtları ile ilgi- liydi ve bu kayıtlarda konuşulanlar aynen çıktı. Hem tahliye, hem bir- leştirmeler oldu. Bu yönde sizin bir incelemeniz olacaktı. Süreç şu an- da nasıl işliyor” sorusuna da Gerçe- ker, şu yanõtõ verdi: “Hukukun üstünlüğü diyoruz. Yasalar var. Usul yasaları var. Dinlemelerin nasıl yapılacağı, na- sıl yapılması gerektiği o yasalarda kurallarla belirlenmiş. Bu kural- ların dışına çıkılmaması gereki- yor. Bunların yasalara aykırı ola- rak bu şekilde servis edilmemesi ge- rekiyor. Bunlar hep birbirleriyle ilişkili şeyler. Araştırıyoruz. Bir sonuç alamadık. Daha bir sonuç gelmedi bize. Nereden kaynakla- nıyor? Nasıl dinlendiği, yasal mıdır, değil midir? Bunlar araştırılacak. Ondan sonra ancak bir sonuca va- rılacak. Onun için şu anda soruş- turma devam ediyor. Sonucunda hukuk, yasalar neyi gerektiriyorsa o yapılacaktır.” TEKİRDAĞ Yine cezaevi yine işkence HÜLYA KESKİN Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Ceza- evi’nde tutuklu bulunan Ferhat Tüzer, Kemal Avcı ve Ahmet Bu- rak Eryıldırım işkenceye uğradõk- larõnõ iddia etti. Cezaevinde 21 Ha- ziran tarihinde koğuşta bulunan ba- zõ tutuklulara işkence uygulandõğõ id- diasõyla koğuş kapõsõna giden Avcõ kapõyõ çaldõ. Bunun üzerine kapõyõ açan görevli ve yaklaşõk 30 infaz ko- ruma memuru Avcõ’yõ darp etmeye başladõ. Avcõ’yõ kurtarmaya çalõşan Tüzer ve Eryõldõrõm da işkenceye maruz kaldõ. 3 tutuklu uzun bir sü- re darp edildikten sonra Avcõ bayõldõ. Başlarõnda şişlik, sõrt, omuz, ayak ve kollarõnda morluklar bulunan 3 tu- tuklu revire götürülmeleri gereken iki saat daha ayrõ bir odada tutuldu. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi üyesi avu- katlar, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Ce- zaevi’nde kötü muamele ve işken- ce iddiasõnõ araştõrmak üzere tu- tuklularla görüştü. Görüşme sonu- cu hazõrlanan raporda, bir kez da- ha Türkiye’de işkence ve kötü muamelenin devam ettiği ortaya çõktõ. Cezaevi yönetimi olayõ inkâr etse de tutuklularõn olayõ aynõ şe- kilde anlatmasõ ve vücutlarõnõn çe- şitli yerlerinde ekimoz, şişlik ve ya- ralarõn bulunmasõ işkence iddiala- rõnõ daha da kuvvetlendirdi. Ra- porda tutuklular olayõn nasõl ya- şandõğõnõ anlattõ. Tutuklu Tüzer, ra- porda cezaevinde “insanlık onuru işkenceyi yenecek” yönünde slo- ganlarõn atõldõğõnõ ve bu tür slo- ganlarõn genelde infaz koruma me- murlarõnõn kötü muamele uygula- dõğõ sõrada atõldõğõnõ belirtti. SEYFETTİN METE ÇORUM - Çorum’da 1980 yõ- lõnda meydana gelen katliamda yaşamõnõ yitirenler düzenlenen et- kinliklerle anõldõ. Çorum Alevi Kültür Merkezi önünde toplanan yüzlerce yurttaş, “Gün gelecek, devran dönecek katiller halka hesap verecek” sloganõ atarak Hürriyet Meydanõ’na kadar yürüdü. Eyleme, Avrupa Alevi Dernekleri Konfederasyonu Başkanõ Turgut Öker, Türkiye Al- evi Bektaşõ Federasyonu Başkanõ Ali Balkız, çeşitli Alevi dernekle- rinin ve siyasi partilerin temsilci- leri ile çok sayõda yurttaş katõldõ. Burada yapõlan saygõ duruşunun ar- dõndan konuşan Çorum Alevi Kül- tür Merkezi Başkanõ Nurettin Ak- soy, “Biz Çorum olaylarının bir daha yaşanmaması için bu olay- ları unutmayacağız. Bizim ama- cımız bu olayların faillerinin yargılanmasını sağlamaktır. Ma- raş, Malatya, Çorum olayların- dan önce bir ABD CIA ajanının bu illerimizi dolaşması, ardından bu illerimizde acı olayların ya- şanması tesadüf olmasa gerek. Bugün, ‘Aradan 30 yõl geçmiş, ya- ralarõ deşmeyin’ diyenler var. Fakat ne yazık ki açılan yarala- ra merhem sürüp sarılmadığı için, gerçek sorumlulardan hesap sorulmadığı için ne ilk ne de son oldu” diye konuştu. Avrupa Alevi Dernekleri Konfederasyonu Başkanõ Öker de devlet yetkilile- rini önceki gün ilk kez 35 kişinin yaşamõnõ yitirdiği Sivas Madõmak Oteli’nin önündeki anma etkinlik- lerine katõldõğõnõ anõmsatarak, “Bence seneye Avrupa’dan ve Türkiye’den gelen canlar gibi, bakanlar burada olmalı, vali burada olmalı, belediye başkanı burada olmalı. Bu meydan kar- deşlik meydanı olmalı” dedi. Yaralarõn sarõlmasõ gerektiğini ifade eden Öker, “Bu toprakların Hitler’i de Kenan Evren’ler. İkti- dara gelebilsinler diye, faşist darbe yapabilsinler diye bu top- rakları kana buladılar. Kendi si- yasi amaçları için bu toprakları kana bulayan Kenan Evren gibi bütün faşistleri şiddetle kınıyo- rum. Yaşasın dostluk, yaşasın kardeşlik” şeklinde konuştu. Ko- nuşmalarõn ardõndan etkinliğe ka- tõlanlar barõş ve kardeşlik için be- yaz güvercin uçurdu. Hacõ Bektaş Veli Anadolu Kül- tür Vakfõ’nda da katliamda yaşa- mõnõ yitirenler için “Canlar Ye- meği” verilirken Atatürk Spor Sa- lonu’nda eski Çorum Başsavcõsõ Ertem Türker, araştõrmacõ ya- zar Muzaffer İlhan Erdost, Ço- rum Alevi Kültür Merkezi Başka- nõ Nurettin Aksoy, Alevi Bekta- şi Federasyonu Genel Başkanõ Ali Balkõz, Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Genel Başkanõ Tur- gut Öker ve Hacõ Bektaş Vakfõ Ge- nel Başkanõ Ercan Geçmez’in katõldõğõ bir panel düzenlendi. Pa- nelin ardõndan ünlü sanatçõlar Er- kan Oğur ve İsmail Hakkı De- mircioğlu konser verdi. Evren’e Hitler benzetmesi Çorum Alevi Kültür Merkezi önünde toplanan yüzlerce yurttaş, 1980 yõlõnda meydana gelen katliamda yaşamõnõ yitirenleri, düzenlenen etkinliklerle andõ Çorum Alevi Kültür Merkezi önünde toplanan yüzlerce yurttaş Hürriyet Meydanı’na kadar yürüdü. ‘Gazze’yeablukakalksın’ İstanbul Haber Servisi - Uluslararasõ AF Örgütü İstanbul Şubesi üyeleri, İsrail’e Gaz- ze’deki ablukayõ kaldõrmasõ için çağrõda bulundu. Galatarasay Meydanõ’nda top- lanan grup adõna basõn açõklama- sõ yapan Uluslararasõ AF Örgütü İstanbul Şubesi aktivisti Ela Es- ra Günad, İsrail’in 27 Aralõk 2008 tarihinde başlattõğõ Dökme Kurşun Operasyonu’nun 347’si çocuk 1393 Filistinli ve 13 İsra- illinin ölümüne neden olduğunu anõmsattõ. Gazze’deki insani kri- zin operasyondan önce 2007’de başladõğõna dikkat çeken Günad, “Operasyon sırasında bomba- lanan tek un değirmenini tamir etmek üzere gereken çimento dahi henüz Gazze’ye giremedi” dedi. Günad ayrõca Gazze nüfu- sunun yüzde 52.5’ini oluşturan ço- cuklarõn yüzde 67.1’inin mülteci konumunda olduğunu ve söz ko- nusu çocuklarõn ciddi sorunlarla karşõ karşõya kaldõğõnõ da vurgu- ladõ. İsrail’in tutumunun yasala- ra aykõrõ olduğuna dikkat çeken Günad, “İsrail, Gazze’ye yöne- lik yasadışı saldırı ve işgalleri- ni sonlandırmalıdır” dedi. SUYA MÜLKİYET KAZANDIRMA ÇABASI Bakan Eroğlu’ndan HES için tapulu garanti ALİ ÖZTÜRK ANKARA - Türkiye Su Mec- lisi Yürütme Kurulu üyesi Yakup Okumuşoğlu, Çevre ve Orman Bakanõ Veysel Eroğlu’nun “hal- ka su tapusu vereceğiz” açõkla- masõna tepki göstererek, “Eroğ- lu, ağzındaki baklayı çıkararak suya mülkiyet kazandırma ça- basını açık etmiştir” dedi. Türkiye’nin dört bir yanõndan yükselen tepkilere, kamu vicda- nõna ve mahkeme kararlarõna al- dõrmadan Su Kullanõm Hakkõ Anlaşmasõyla Türkiye’deki sula- rõn kullanõm haklarõnõn 49 yõllõ- ğõna çeşitli şirketlere satõlmasõ bü- yük tepki topluyor. DSİ 8. Bölge Müdürlüğü İl Koordinasyon Kurulu Toplantõ- sõ’nõn ardõndan AKP Erzurum İl Başkanlõğõ’nõ ziyaretinde bir ye- rel gazeteye konuşan Eroğlu, HES’ten dolayõ hiçbir yurttaşõn mağdur olmayacağõnõ, mağdur olmamasõ için kendilerine tapu se- nedi verileceğini söyledi. Eroğlu, suyun tapusu, suyun sicili anla- mõna gelecek olan senedin DSİ bölge müdürünün imzasõyla ve- rileceğini kaydetti. Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu üyesi Okumuşoğlu, su mülkiyetinin fikirsel altyapõsõ- nõn oluşturulmaya çalõştõğõnõ vur- gulayarak, “Bakan Eroğlu, üze- rindeki halk baskısı ve protes- tolar sonucunda ağzındaki bak- layı nihayet çıkardı. Suyun mülkiyeti olur mu, suya tapu verilir mi soruları, hukuki açı- dan başlı başına tartışılması gereken konulardır. Pratikte köylüye su tapusu verileceği açıklaması yapılarak aslında HES firmalarına da bir tür su tapusu verilmesinin, bir su sicili oluşturmanın hazırlıkları ya- pılıyor” dedi. ‘Su kamunun malıdır’ Okumuşoğlu, öngörülen sis- temin doğru olmadõğõnõ belirte- rek, şöyle konuştu: “Önceleri su- ların kullanım hakkını veri- yoruz, suyu satmıyoruz, özel- leştirmiyoruz, suyu da ‘içmi- yoruz, sadece kullanõyoruz’ di- yorlardı. Aslında kamunun malı olan sular devre mülk benzeri 49 yıllığına özelleşti- rilmekteydi. Ne suyla ilgili olan yürürlükteki düzenlemeler ne de yeni ortaya atılan su tapu- su kavramı kabul edilemez.” Uluslar- arası AF Örgütü üyeleri, Galatasa- ray Mey- danı’nda İsrail’e çağrı yaptı. (HÜLYA KESKİN)