Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
18 HAZİRAN 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Sağduyu Dönüyor mu?
Hukukun hiçe sayıldığı bir ülkenin bireyleri
olmayı neredeyse kanıksayan bir toplum haline
dönmüştük.
Gerekçesiz tutuklama kararları, üst yargı
kurumlarını dinlemeyen gözü kara yargıç ve
savcılar. Kimliği boş telefon dinleme emirleri,
Erzurum-Ankara, Diyarbakır arasında gidip
gelen 15 çuvalı dolduran yargı dosyaları...
Örnekleri maalesef daha da çoğaltarak,
gelecek kuşaklara babalarının, bir ülkenin
hukuk düzenini nasıl hallaç pamuğu gibi
attıklarını göstermekle yüz yüze idik. Son
günlerde bunlara Anayasa Mahkemesi’ne
kadar sızmış, bir Deli Dumrul örneği de
eklenmiş gibiydi.
Bir sabah kalktık ve Ankara’da Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi’nin, Prof. Dr. Mehmet
Haberal’ı 15 aydır gerekçe gösteremeden
özgürlüğünden alıkoyan hükümlerini karakuşi
bularak, verdikleri kararı öğrendik.
O yargıçlara yanlış yolda olduklarını
söyleyen, onlardan daha kıdemli ağabeyleri,
sadece para cezasına hükmetmiş olmakla
kalmıyorlardı. Her birisinin siciline, torunlarını
bile sıkıntılı durumda bırakacak bir kayıt
düşmüş oluyorlardı.
İktidarın adalet düzenimizi Silivri savcılarının
hukuku yorumlayış sistemine dönüştürmek
isteyen son anayasa değişikliğinin ne
olduğunun sade vatandaşlara anlatılmasını
isteyenler için 4. Hukuk Dairesi’nin bu kararı
bulunmaz bir örnek olacaktır.
Bir başka ışık...
Benzer bir umut ışığı da, Anayasa
Mahkemesi’nde görülmekte olan son dava için
Osman Can adındaki vatandaşın başlatmak
istediği kışkırtıcı çağrıda yapayalnız kalması ile
ortaya çıktı.
Ülkede önüne geçilmez bir kaosa, hatta bir
kargaşaya yol açabilecek o çağrı, siyasi
iktidarın olası bir iptal kararını yok sayarak,
yoluna devam etmesini amaçlıyordu.
Yüksek Mahkeme’deki raportörlük görevini
de sürdüren Bay Can, gece gündüz kanal
kanal dolaşarak çağrısına yandaş bulmayı
amaçlıyordu.
Kendisine tepki gösterilmemiş olsa da şayet
o çağrı maya tutsaydı, yani AKP hükümeti,
Başbakan’ın Anamuhalefet Partisi
Mahkemesi diye adlandırarak, halkın
gözünden düşürmek istediği yüksek yargıdan
çıkacak olsa, bir iptal kararını Resmi
Gazete’de yayımlamama çılgınlığına
kapılsaydı, Türkiye nereye varacağı bilinmeyen
bir kargaşa ile burun buruna kalabilecekti. O
kargaşa sonunda belki de Osman Can, çoktan
kayıplara karışmış bile olabilir ama iktidarı ile
muhalefeti ile ülkenin sağlam yurtseverleri
birbirleriyle dövüşen insanlar haline
dönüşebilirdi.
Dün sabah AKP Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik’in partisi adına yaptığı
açıklamayı okuyunca, o bakımdan rahat bir
nefes aldım.
Çelik, yargı kararlarının beğenilsin
beğenilmesin uygulanmasını savunan sağduyu
cephesinin sadece yanında değildi.
Sözcülerinden de birisiydi.
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
YAKLAŞIK iki yıllık aradan sonra yeni bir
sınır ötesi harekâta gerek duyulması bir
kez daha göstermiştir ki, Türk-Irak sınırı
konusunda akla yakın çözümde ortaklaşa
bir karara varılmadıkça bu tür çıkışlar
sürüp gidecektir.
Ortaklaşa karara ise, Türkiye’yle birlikte
Irak devletinin, kuzeydeki bölge
yönetiminin, işgalciler olarak onları
denetim altında tutan Amerikan-İngiliz
ikilisinin bir araya gelerek içtenlikle
görüşmeleri sonucunda varılabilir.
Temel sorun, böyle bir ortak içtenliğin
yokluğudur.
Ne Sünni ve Şii Arap Iraklılarda, ne Irak
Kürtlerinde ne de Amerikan-İngiliz
ikilisinde.
Türkiye’yi yönetenlerin, Filistin’le, Latin
Amerika’yla, Afrika’yla, dünyanın bilmem
neresiyle uğraşmak yerine, ülkenin bu en
kritik sorununa eğilip bütün diplomatik
becerilerini bu yolda seferber etmeleri
gerekmez mi?
Bugünkü sınırı doğuran nedenleri, Cihan
Harbi sonrasında İngiliz donanmasının
yakıt sorununu, Misak-ı Milli’yi, Lozan’ı,
Lord Curzon’u, İstanbul görüşmelerini,
Cemiyet-i Akvam rezaletini, içi geçmiş bir
İskandinav askerine kâğıt üzerinde
çizdirilmiş Brüksel sınırını, yorgun ve
mecalsiz Ankara hükümetine kabul ettirilen
o tuhaf sınırı ve Musul çıkmazının on para
etmez çözümünü uzun boylu yinelemeye
gerek var mı?
“Monşerler” diye alaya alınmak istenen
Cumhuriyet diplomasisi, olanaklar
elverdiğince ve elinden geldiğince
Lozan kusurlarının bir kısmını giderebilmiş,
Montreaux’yü gerçekleştirmiş,
Mütareke sınırı dışında kalan İskenderun
Sancağı’nı kazanabilmiş, hatta Osmanlı’nın
bıraktığı Kıbrıs Türklerini Rum
boyunduruğuna düşmekten kurtarmayı
başarmıştır.
Düzeltilemeyen önemli sorun olarak bu
sınır ve Kerkük kalmıştır. Londra’daki
Bahriye Nezareti’nin Mezopotamya’daki
İngiliz komutana Mütareke sonrasında
verdiği “Petrol kuyularını koruma altına
alacak toprağı ele geçirmek için
gidebildiğinizce kuzeye gidin” emri
uygulanmış olarak hâlâ duruyor. Araplarla
değil Türklerle birlikte yaşamak isteyen
Kürt nüfusu bölerek, Türkiye’yi hırpalamak
isteyen bütün hesap sahiplerine kucak
açarak.
AKP iktidarı da mı bu neredeyse yüzyıllık
oldubittiye seyirci kalacak?
Ankara diplomasisi, can kaybı başta
olmak üzere sonsuz ziyana yol açan bu
kritik sorunu çözmek için bütün gücünü ve
olanaklarını seferber etmeyecek de hepsi
boş başka hayaller peşinde mi
koşturulacak?
Bunun adı “stratejik derinlik” olmasa
gerek.
AÇI
MÜMTAZ SOYSAL
Sınır
mumtazsoysal@gmail.com
FIRAT KOZOK
ANKARA - TBMM Genel Sekreterliği’nde
2002 yõlõndan bu yana 1347 kişi işe başladõ.
Kendi isteğiyle emekli olan 322 personelin
195’inin çocuğu geçici personel statüsünde işe
alõndõ.
MHP Giresun Milletvekili Murat Özkan,
TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin’in yanõt-
lamasõ istemiyle TBMM Başkanlõğõ’na sundu-
ğu soru önergesinde TBMM’de çalõşan perso-
nel arasõnda birbirleriyle yakõn akraba olan
kaç kişi bulunduğu konusunda bilgi istedi.
“Vekil akrabası olup çalışan kaç personel
vardır, bunlar kimlerdir?” diyen Özkan, ay-
rõca 2002 yõlõndan sonra TBMM’ye alõnan
personel sayõsõnõn da açõklanmasõnõ istedi.
Özkan’õn sorularõna yanõt veren TBMM
Başkanvekili Nevzat Pakdil, TBMM Genel
Sekreterliği teşkilatõnda görev yapan persone-
lin, milletvekilleri ya da birbirleriyle olan ak-
rabalõklarõna ilişkin herhangi bir kayõt tutul-
madõğõnõ ifade etti. Pakdil, buna karşõn Ocak-
Şubat 2008 döneminde Genel Sekreterlik teş-
kilatõnda şoför, bahçõvan, garson, hizmetli gibi
daha çok yardõmcõ hizmetlerde görev yapan
322 personelin istekleri üzerine emekliye sevk
edildiğini, emekliye ayrõlan personelden
195’inin yerine çocuklarõnõn geçici personel
statüsünde göreve alõndõğõnõ bildirdi.
19 Kasõm 2002 ile 28 Mayõs 2010 tarihleri
arasõnda kuruma alõnan personele ilişkin bilgi-
leri de veren Pakdil, söz konusu tarihler ara-
sõnda 442 kadrolu personelin işe alõndõğõnõ bil-
dirdi. Aynõ dönemde TBMM’de göreve baş-
layan kadrolu, sözleşmeli ve geçici persone-
lin toplam sayõsõ 1347 oldu.
TBMM’nin her şeyden önce anayasanõn be-
lirttiği ilkeler doğrultusunda çalõşmasõ gerekti-
ğini söyleyen Özkan, “Anayasanın eşitlik il-
kesi, kamu hizmetlerine girişte vatandaşı-
mıza objektif olması gereken bir düzenle-
meyi emrediyor. Buna da en başta uyması
gereken TBMM olmalıdır. Adeta babadan
oğula geçen bir iş ilişkisi oluyor ki, böyle
bir olay demokratik bir hukuk devletinde
kabul edilebilir değildir” dedi.
TBMM’DE 195 PERSONEL ÇOCUĞU
Babadan
oğula saltanat
TCDD cezada õsrarlõ
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Üstün Hizmet
Ödülleri’nin bu yõl, AKP’ye yakõn
ya da bu partiden milletvekillerinin
yakõnlarõna da verilmesi, uzun
süredir yaşanan “ödüller kaldırılsın
mı kaldırılmasın mı” tartõşmasõnõ
alevlendirdi. CHP’liler, “Üstün
hizmet ödüllerinin zaman içinde
amacından uzaklaştığı,
çoğunlukla AKP’ye destek
vermesiyle ve AKP’den destek almasıyla
tanınan isimlerin ödüllendirildiği dikkat
çekmeye başlamıştır” diyerek “üstün
hizmet ödülü” uygulamasõnõn kaldõrõlõp
sadece tek bir ‘TBMM Onur Ödülü’
verilmesini önerdi.
TBMM Başkanlõk Divanõ’nõn hafta sonu
İstanbul’da gerçekleştirilen
toplantõsõnda, her yõl bir kişiye
verilen “TBMM Onur
Ödülü” için Meclis Kültür
Sanat Yayõn Kurulu’ndan
öneri gelmeyince, bu yõl bu
ödüle değer kimse
bulunamadõ.
Fazıl Say’a AKP itirazı
CHP’liler ünlü piyanist
Fazıl Say’õ önermelerine karşõn AKP’liler
vize vermedi. Bu yõl çeşitli alanlarda
bölgelerine hizmet etmiş ya da okul bağõşõ
gibi çeşitli bağõşlarda bulunan 75 isme
verilen ödül sahipleri arasõnda,
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn otellerinde
tatil yaptõğõ Rixos Oteli’nin sahibi Fettah
Tamince, Sarar giyim
firmasõnõn sahibi Cemalettin
Sarar, gõda zinciri marketler
sahibi de olan AKP Bitlis
Milletvekili Vahit Kiler’in
babasõ Hikmet Kiler, TBMM
Kadõn Erkek Fõrsat Eşitliği
Komsiyonu Başkanõ Güldal
Akşit’in babasõ Galip Demirel
de yer aldõ.
“Milletvekili sponsorlarına
ödül veriliyor” tartõşmasõnõn yaşandõğõ
divanda, muhalefet milletvekilleri,
uygulamanõn “siyasallaştığı” ve iktidar
partisi yandaşlarõna verildiğini belirterek
bundan sonra uygulamaya son verilmesini
istedi. TBMM Başkanõ Mehmet Ali
Şahin’in de geçen yõl kaldõrõlmasõ
kararlaştõrõlan ödüllerle ilgili
tartõşmalarõn büyümesi üzerine,
gelecek yõl bu uygulamadan
vazgeçilebileceği, sadece “onur
ödülü” verilebileceği mesajõ verdi.
CHP’den şerh
TBMM Üstün Hizmet Ödülü
uygulamasõna karşõ çõkan CHP’li
TBMM Başkanlõk Divanõ üyeleri,
Güldal Mumcu, Ahmet Küçük ve
Yaşar Tüzün de, Divan’õn 75 kişiye “üstün
hizmet ödülü verilmesi”ne ilişkin kararõna
muhalefet şerhi koydu. Muhalefet şerhinde,
ödül adayõ 75 isimden bu ödülü hak etmiş
olanlarõn alabileğine dikkat çeken CHP’liler
ancak zaman içinde ödülün gerçek
amacõndan uzaklaştõğõnõ ifade etti.
Üstün hizmet ödüllerinin Tamince, AKP’li Kiler ve Akşit’in babasõna da verilmesi tartõşma yarattõ
‘Meclis ödülleri kaldõrõlsõn’
MUSTAFA ÇAKIR
ANKARA - Kamu emek-
çilerinin 25 Kasõm’daki 1
günlük iş bõrakma eyleminin
ardõndan 46 personelini gö-
revden alan ancak dayanõşma
eylemleri nedeniyle geri
adõm atmak zorunda kalan
TCDD yönetimi, yeniden ha-
rekete geçti. TCDD yöneti-
mi, ceza vermek için eyleme
katõlan demiryolu çalõşanlarõ-
nõn savunmalarõnõ isterken
memur sendikalarõnõn iş bõ-
rakma eyleminin de “kanun-
suz” olduğunu savundu. Bir-
leşik Taşõmacõlõk Çalõşanlarõ
Sendikasõ ise karşõ davalara
hazõrlanõyor.
TCDD Yüksek Disiplin Ku-
rulu tarafõndan iş bõrakma ey-
lemine katõlan bazõ personele
yazõ gönderildi. Yazõlarda ey-
lemin “kanunsuz” olduğu sa-
vunularak çalõşanlardan 7 gün
içerisinde savunmalarõnõ ya-
parak Personel ve İdari İşler
Dairesi Başkanlõğõ’na gönder-
meleri istendi. Birleşik Taşõ-
macõlõk Çalõşanlarõ Sendikasõ
Başkanõ Yunus Akıl, kamu
emekçilerinin toplusözleşme
hakkõnõ kullanmak için 25
Kasõm’da 1 günlük uyarõ gre-
vi yaptõklarõnõ anõmsattõ.
‘TCDD hüküm veremez’
Demiryolu işkolunda ey-
lemden 12 gün sonra 16
emekçinin görevden uzaklaş-
tõrõldõklarõnõ, 16 Aralõk’ta ça-
lõşanlarõn görevlerine iade
edilmeleri için 1 günlük daya-
nõşma grevi yapõldõğõnõ, bu sõ-
rada da 30 emekçinin daha
geçici olarak görevlerinden
alõndõklarõnõ belirten Akõl,
şunlarõ kaydetti: “Daha sonra
sendikamızın kararlı duru-
şu sonucu hukuksuz bir şe-
kilde geçici olarak görevden
uzaklaştırılan arkadaşları-
mızın tümü görevlerine iade
edilmişti. TCDD yönetimi
grevler esnasında göstermiş
olduğu bu hukuksuz tutu-
munu grev sonrasında sür-
dürmede ısrar etmekte ve iş
barışını bozmaktadır. Orta-
da yüzlerce mahkeme kara-
rı olmasına rağmen kendini
hem savcı hem hâkim yerine
koyarak grevi kanunsuz
olarak nitelemektedir. Bir
grevin kanunsuz olup olma-
dığına karar verme yetkisi
TCDD yönetiminin görevi
değildir.”
Kiler’in ortağõ olduğu Kütahya Şeker’in imar yolsuzluğuna Atalay’dan soruşturma izni
Bakan bile isyan etti
MURAT KIŞLALI
ANKARA - AKP Bitlis Milletvekili
Vahit Kiler’in ortak olduğu “Kütah-
ya Şeker Fabrikası’na ait 250 bin
m2’lik birinci sınıf tarım arazisinin,
özelleştirilmesinden sonra imar mev-
zuatına aykırı bir şekilde, Şeker Gı-
da AŞ lehine ve rant sağlayacak şe-
kilde imara açılarak arsa vasfı ka-
zandırıldığı” ortaya çõktõ. İçişleri Ba-
kanõ Beşir Atalay olaydaki sorumlulu-
ğu nedeniyle AKP’li Kütahya Belediye
Başkanõ Mustafa İça ve bazõ Belediye
İmar Komisyonu üyeleri hakkõnda so-
ruşturma izni verdi.
Cumhuriyet, altõnda İçişleri Bakanõ
Beşir Atalay’õn imzasõ bulunan, İçişleri
Bakanlõğõ 6 Nisan 2010 tarih ve Mül-
kiye Teftiş Kurulu Başkanlõğõ 2010/67
sayõlõ kararõna ulaştõ. Atalay’õn karar
yazõsõna göre, düzenlenen 30 Mart
2010 gün ve 86/11 sayõlõ Ön İnceleme
Raporu ve eklerinin incelenmesi sonu-
cunda “Özelleştirme sonucu mülki-
yeti Şeker Gıda Ltd. Şti’ne geçen
Kütahya Belediye Meclisi’nin
01.02.2008 tarih ve 71 sayılı kararıy-
la Gaybiefendi Mahallesi 39 Paftada,
229 Ada 53 Parsel 230 Ada 2 Parsel
437 Ada 15 Parselde kayıtlı Kütahya
Şeker Fabrikası’na ait 250 bin
m2’lik araziyle ilgili plan değişikliği
yapıldığı” tespit edildi.
Atalay’õn yazõsõnda, “Yapılan deği-
şikliğin, plan ana kararları, plan bü-
tünlüğü, teknik ve sosyal donatı den-
gesi gözetilmeden ve ortada kamu
yararının zorunlu kılındığı bir du-
rum ve hal bulunmadan yapıldığı,
nâzım plan ana kararlarının ve kul-
lanım kararlarının kısmen değiştiril-
diği, yapılan değişikliğin Plan Yapı-
mına Ait Esaslara Dair Yönetmeli-
ğin 3/6, 16, 27, 28, 30. maddelerinin
hükümlerine aykırı olduğu ayrıca
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 9.
maddesi hükmü dikkate alınarak
değişiklik yapılmadan önce Özelleş-
tirme İdaresi Başkanlığı’ndan ‘Özel-
leştirilen arsa ve arazi ile ilgili olarak
bir imar planõ çalõşmasõ yapõlõp yapõl-
madõğõ’ konusu sorulması gerekir-
ken bunun sorulmadığı, kanunun 9.
maddesi ile getirilen yetki kısıtlama-
sı dikkate alınmadan değişikliğin ya-
pıldığı” konularõ tespit edildi.
Yazõda, “Olayda sorumluluğu bu-
lunan Kütahya Belediye Başkanı
Mustafa İça, İmar Komisyonu üyele-
rininden olumlu görüş bildiren ve
plan değişikliğine esas teşkil eden ra-
porda imzası bulunan Salih Çetiner,
Süleyman Çimenler, Yahya Daban,
Hüseyin Zeybek haklarında soruştur-
ma iznine” karar verildiği belirtildi.
İş bõrakma eylemine katõlanlarõn savunmasõ istendi
Vahit Kiler Fettah Tamince Güldal Akşit
TCDD, demiryolu emekçilerinin 25 Kasım’daki eyleminin ‘kanunsuz’ olduğunu savundu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 1. Sulh Ceza Mahke-
mesi, “Youtube” internet sitesiyle bağlantõlõ 44 IP adresine erişimin
engellenmesine karar verdi. Edinilen bilgiye göre, Ankara Cumhuri-
yet Başsavcõlõğõ Basõn Suçlarõ Soruşturma Bürosu’nda görevli Cum-
huriyet Savcõsõ Kürşat Kayral, Telekomünikasyon İletişim Başkan-
lõğõ’na (TİB) başvurarak “Youtube” internet sitesine erişimi sağla-
yan yeni IP adresleri olup olmadõğõnõ sordu. TİB, Cumhuriyet Savcõ-
sõ Kayral’a gönderdiği cevapta, erişimi sağlayan 44 yeni IP adresinin
tespit edildiğini belirtti. Bunun üzerine Kayral’õn başvurduğu mah-
keme bu adreslere erişimin engellenmesine karar verdi.
Youtube
için
yeni
yasak
Ankara’da olağan görüş-
meler: Genelkurmay Başkanõ
İlker Başbuğ, haftalõk olağan
görüşme için ilk olarak Başba-
kan Recep Tayyip Erdoğan tara-
fõndan kabul edildi. Görüşme
yaklaşõk 55 dakika sürdü. Daha
sonra Çankaya Köşkü’ne geçen
Başbuğ, Cumhurbaşkanõ Abdul-
lah Gül ile yaklaşõk 45 dakika
süren bir görüşme yaptõ.
DHKP-C operasyonu: Terörle
Mücadele Şube Müdürlüğü ekip-
leri, uzun süredir takibe aldõklarõ
DHKP-C terör örgütüne yönelik
Ankara, İstanbul, İzmir ve Balõ-
kesir’de eşzamanlõ operasyon
düzenledi. Operasyonlarda 30
kişi gözaltõna alõndõ.
TDH’den CHP’ye katılım:
Aralarõnda Ankara’nõn Çankaya,
Balâ ve Şereflikoçhisar ilçe baş-
kanlarõnõn da bulunduğu 600
Türkiye Değişim Hareketi
(TDH) üyesi CHP’ye katõldõ.
Şule Perinçek’e iddianame:
İşçi Partisi (İP) Genel Başkanõ
Doğu Perinçek’in eşi ve partinin
merkez karar kurulu üyesi Şule
Perinçek hakkõnda, “ruhsatsõz si-
lah bulundurmak” suçlamasõyla
1 ile 3 yõl arasõnda hapis cezasõ
istemiyle iddianame hazõrlandõ.
Mülakatlara kamera kaydı:
Adli Yargõ Hâkim Adaylõğõ Sõ-
navõ’nõn mülakatõnda başarõsõz
olan avukat Turgut Girçek, kara-
rõn iptali için Adalet Bakanlõğõ
aleyhine Ankara 16. İdare Mah-
kemesi’ne açtõğõ davayõ kazandõ.
Mahkemenin kararõyla bundan
sonra mülakatlarõn kamerayla
kaydedilmesinin yolu açõldõ.
Yanlış mesaj intiharı: Kocae-
li’nde ağabeyi Ahmet S. ile yürü-
yen Elif S, cep telefonundan er-
kek arkadaşõna göndermek için
yazdõğõ mesajõ yanlõşlõkla ağabe-
yinin telefonuna gönderdi. Ağa-
beyinin tepkisi üzerine sinir krizi
geçiren Elif S, kendisini yoldan
geçen otomobilin önüne attõ.
Genç kõz yaşamõnõ yitirdi.
THY uçağına bomba ihbarı:
Türk Hava Yollarõ’nõn (THY)
Ukrayna’nõn Simferopol Havaa-
lanõ’nda İstanbul seferini düzen-
leyecek olan uçağõna 13.10’da
kalkõş öncesi bomba ihbarõ yapõl-
dõ. İhbarõn asõlsõz olduğunun orta-
ya çõkmasõ üzerine yolcular uçağa
yeniden alõndõ.
Adana’da başkan seçildi:
Adana Büyükşehir Belediyesi
Başkanvekilliği’ne CHP’nin de
desteğiyle dördüncü turda
MHP’li Zihni Aldõrmaz seçildi.
Süper Loto Çekildi:
13 - 30 - 40 - 41- 44 - 47
KISA KISA... KISA KISA...