Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ [email protected] - www.mehmetfarac.com
Kamuoyu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
(TSK) sınır ötesine yaptığı operasyonun
şaşkınlığını yaşıyor. Oysa böyle bir
operasyonun yapılacağı aylar öncesinden
belliydi... İşte operasyonun haftalar
öncesinden gelen sinyalleri ve bundan
sonra yaşanacakların ipuçları:
AKP’nin “Kürt açılımı” adını verdiği ama
içini dolduramadığı, üstelik halka
açıklayamadığı hayali plan fiyaskoyla
sonuçlanınca BDP, PKK ve Abdullah
Öcalan “açılım bitti” dediler. Hatta
Öcalan tepkilerini daha de ileri götürerek,
“AKP Kürtleri arkadan hançerledi” diye
konuştu!
İşin şaşırtıcı yanı AKP, 11 ay öncesinden
demokratikleşme iddiasıyla bu planı
devreye sokmaya çalışırken ABD-Türkiye
ve Irak’ın katılımıyla Kuzey Irak’ın Erbil
kentinde oluşturulan “Üçlü mekanizma
merkezi” PKK’nin kıskaca alınmasının
hazırlıklarına çoktan başlamıştı!..
Aynı dönemde ilginç bir gelişme daha
olmuştu; güvenlik birimleri “Üçlü
Mekanizma”nın talimatları doğrultusunda
geçen yılın nisan ayında PKK’nin çatı
örgütü KCK, yani “Kürdistan Topluluklar
Birliği”ne yönelik operasyon için düğmeye
basmıştı!..
PKK’nin sınır ötesinde vurulacağı
sinyalleri bununla da kalmadı.
Öcalan’ın 1999’da Kenya’da
yakalanmasının ardından iyice panikleyen
Suriye, PKK’nin Şam’daki partisini
kumpasa aldı, örgüte katılımın en aza
indirilmesi için girişimlerde bulundu!
Operasyon sürecek gibi!..
İran ise PKK’nin uzantısı “Kürdistan
Özgür Yaşam Partisi”ne (PJAK) karşı son
beş yılın en büyük saldırısını başlattı. Hatta
bu saldırı örgüt üzerinde o kadar etkili oldu
ki Murat Karayılan, PKK’ye bağlı olan bu
birimi ateşkes ilan etmeye bile çağırdı!..
Avrupa Birliği’nin Paris merkezli olarak
PKK’nin ekonomik kaynaklarını kurutmaya
yönelik çabalarını ise saymaya bile gerek
yok...
İşte kıskacın tüm bu unsurları örgüt
üzerinde etkili olmaya başlayınca PKK de
yeni bir saldırı konseptini uygulamaya
soktu. Örgütün Kandil’deki yöneticisi Murat
Karayılan bir ay öncesinden itibaren
savaş tamtamları çalmaya başladı.
Öcalan ise İmralı’da avukatları aracılığıyla
“PKK saldıracak” mesajı verdi!. Üstelik hem
Karayılan, hem Öcalan saldırının büyük
kentlere yöneleceği tehdidinde de bulundu.
Örgütün Kandil ve çevresinde karların
erimesinin ardından saldırı hazırlığına
girişmesi ise TSK’yi teyakkuza geçirdi.
Benzeri 1990’larda görülen askeri
yığınak nisan ayının ortalarından itibaren
sınır boyunca yoğunlaştırıldı.
PKK’nin Tokat, Samsun ve İskenderun
saldırılarının amacı aslında sınırdaki bu
askeri ablukayı psikolojik olarak dağıtmaktı!
Örgüt önceki gün sınır boyunca büyük bir
sızma gerçekleştirmek istedi. Güvenlik
birimleri bunu fark etti ve hazırlığı aylar
öncesinde yapılan operasyonu başlatarak
örgütün hareket halindeki timlerini dağıttı.
TSK’nin asıl hedefi PKK’nin askeri
karargâhının bulunduğu Zap Kampı ile
Harkuk’teki eylem birimleri... Bu yüzden
önümüzdeki günlerde sınır ötesine daha
kapsamlı hareketler bekleniyor!
PKK aslında iki açıdan kumpasa alındı.
TSK sınırı geçmeden 12 gün önce İran
ordusu zaten Kuzey Irak’ın 5 kilometre içine
kadar girmiş PJAK ve PKK birimlerine karşı
saldırı başlatmıştı.
Üstelik İran askerleri Öcalan’ın “geri
çekiliyorum” açıklamasının yapıldığı 31
Mayıs’ta Berdenaze bölgesine sızmış, 3
Haziran’da ise ağır askeri araçları bölgeye
sevk etmiş, PKK kamplarını top atışına
tutmuştu.
Nitekim peşmerge güçleri İran
askerlerinin Irak içlerindeki manevralarını
doğrularken PKK’nin yayın organı ANF de
İran’ın yoğun saldırılarıyla ilgili haberler
yayımlamıştı!..
BDP’ye aklıselim çağrısı!..
İran ordusu halen Kuzey Irak içlerinde
operasyonlarını sürdürüyor. Belli ki uzun
süre de geri çekilmeyecek. TSK ise son 48
saatte yürüttüğü takibi sonlandırmak için
biraz geri çekilse de Kuzek Irak içlerinde
operasyonlarını devam ettiriyor... Yani
kısacası “Üçlü Mekanizma” ile geçen
hafta Ankara’ya gelen Barzani’nin
müdahale planı adım adım işliyor!..
Şunu açıkça ifade etmek gerekirse
TSK’nin sınırı geçmesini bizzat PKK zorladı!
Son dönemde hem saldırıların
yoğunlaştırılacağı hem de eylemlerin
metropollere kaydırılacağı konusunda
PKK’liler ve BDP milletvekillerinin
açıklamaları toplumda kaos ve endişe
yaratınca, teröre karşı yürütülen çabalar
hem zirveye çıkarıldı hem de sınırı aştı!..
Peki, TSK’nin bir yıl aradan sonra
gerçekleştirdiği sınır ötesi operasyonlar
duracak mı?. Şu bir gerçek ki, PKK’nin
uygulamaya soktuğu topyekûn saldırı
konsepti yeni sınır ötesi operasyonları ne
yazık ki zorunlu kılacaktır!
Sonunda şiddete karşı şiddet stratejisi
“Kürt sorunu” adı verilen meseleyi içinden
daha da çıkılmaz hale getirecektir!..
Öyleyse bundan en çok kim zarar
görecektir? Bu sorunun yanıtını Öcalan
haftalar öncesinden, yani 23 Mayıs’taki
avukat görüşmesinde zaten vermişti:
“Şimdi yeni bir süreç gelişmez ve ben
daha önce söylediğim gibi aradan
çekilirsem ne olur? Birincisi devlet
PKK’ye ağır saldırılarla yenilgi olmazsa
bile ciddi kayıplar verdirebilir. İşte son
hava saldırılarında görülüyor bazı
şeyler!..”
Evet Türkiye’nin Güneydoğusu ne yazık ki
yoğun çatışmaların yaşanacağı ve çok
kayıp verilecek bir sürece doğru gidiyor!..
Bu süreci tersine çevirmek en başta PKK’ye
düşüyor. Örgütün yeni saldırı konseptini bir
an önce durdurması ve daha mantıklı ve
aklıselim bir anlayışı benimsemesi
gerekiyor.
Örgütün önce Deniz Baykal’ın, sonra da
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun
dillendirdiği “önce silahlar sussun”
şeklindeki yaklaşımı bir kez daha
değerlendirmesi kaçınılmaz görülüyor.
BDP, PKK ve son olarak da Öcalan, “Bu
işi CHP çözer” şeklindeki yaklaşımda ısrar
ediyorlarsa, şiddeti dayatma yöntemi olarak
kullanmaktan bir an önce vazgeçmeliler!..
Şu da unutulmamalı; PKK çevrelerinin
“bu iş askeri operasyonlarla çözülmüyor”
şeklindeki çıkışları konusunda empati
yapmaları için de zaman giderek tükeniyor.
Evet, görülüyor ki bu sıkıntı şiddeti
dayatarak da çözülemiyor!..
Devletin bir önce siyasetin üzerinde yeni
bir anlayışla bölgedeki soruna yaklaşması
ne kadar elzemse başta BDP’nin çok kan
akmadan aklıselimi egemen kılması da o
kadar zorunludur!..
Türkiye bu kanı artık fazla taşıyamaz...
Ülke barışı bekliyor!..
Ordu Irak’a Niçin Girdi?.. Bundan Sonra Ne Olur?..
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2010 CUMA
6 HABERLER
Yazımızın başlığını bugün
biz de kullandık. Başka
vesilelerle başka kalemler de
kullandılar. Soru, okurları
biraz oturup düşünmeye
götüren bir erdemi de taşır.
Öyle olup olmadığını
göreceğiz...
İsrail, 1 Haziran’da
Gazze’ye yardım götüren
gemiyi işgal etmişti. İsrail,
bununla yetinmeyecektir;
çünkü Gazze Hamas’ın
denetimindedir; bunu da
İsrail kabul edemez. Niçin?
Hamas, İslamcı bir terör
temsilcisidir; İsrail de,
İslamcılığın hasmı olarak,
Gazze’deki işgalin
karşısındadır.
Bu zıtlaşmadan barış
beklemeyiniz.
Bu kapışmadan barış
bekliyorsanız boşunadır;
umut bekliyorsanız bir şartla:
Türkiye -laik bir ülke
olarak- çatışmanın uzağında
durmalıdır. Yazık ki, ülkenin
başındaki yetkili, yani
başbakanımız, bir gün, bir
“van münit” deyip, içine
dalar: Üstelik -ısrarla-
Hamas’ın yanındadır.
İslamcı AKP iktidarında
birileri, Türkiye’deki İslamcı
iktidardan bir gemi alıp,
İslamcı bir devletin bayrağını
göndere çekmiş, terörist
devlet İsrail’in ambargosu
altındaki Gazze’ye -bir kır
gezintisine çıkar gibi- yola
çıkmıştır.
Sonuç? Sonuç skandal!
Geri dönüş bir yana,
Türkiye’nin temsilcisi,
-iktidardaki- AKP’nin
başkanı, başbakan, üstelik
Hamas’ı İslamcı ilan edince,
skandal daha da açık
görülür.
Konuya bu açıklığı getiren,
-tok sözlü- yazarımız Deniz
Som oldu.
(Cumhuriyet, “Van Münit”
2.6.2010)
Ne demeli?
Gene gazetemizdeki aydın
kalemlerden Deniz
Kavukçuoğlu’nun dediği
gibi, “Türkiye, AKP hükümeti
iktidarıyla birlikte Ortadoğu
bataklığına doğru hızla
sürüklenmektedir. İsrail ile
olan gerginlik de bu
sürüklenişin sonuçlarından
biri olarak
değerlendirilmelidir. Yarın
karşımıza hangi ülke
çıkacaktır, bilinememektedir.
Bilinen, AKP yönetimi altında
ülke ve toplum olarak dingin
bir hayatın oldukça uzağında
olacağımızdır” (“Bir Korsanlık
Olayı”, Cumhuriyet,
2.6.2010)
Bütün bunlar, Ortadoğu ile
ilgili gelişen bir politikanın
parçasıdır: Türkiye, Suriye,
Ürdün ve Lübnan arasında
bir işbirliği söz konusu.
Türkiye, Ortadoğu’ya
kayıyor diye ağızlarda bir
yenilik söz konusu.
Her türden bir konu: Suudi
Arabistan’ın 15 milyar dolar
yardımı tüy diken bir
bahistir. Arap ülkelerinde
Türkiye’nin güçlenişine
böylesine bir katkı, bir
kıskançlık konusu imiş.
Böylesine bir Arap
kımıldanışı, bir satın almayı
getirir arkasından, Mehmet
Akif’in ünlü “Türk’ün Arap
Yaleli”ni hatırlatıp
kendilerinden geçenlere, 12
Haziran tarihli gazetemizde
Cüneyt Arcayürek’in nefis
yazısını hatırlatalım.
Yardımın başka türlü olanı
da var: İran’a nükleer yardım
hoşa gelir mi? Rusya, bu
türden bir işin içindeymiş!
Başka türden gelişmeler:
Kadınların kurtuluşuna bir
katkısı için olacak,
İngiltere’de yakın günlerde,
cuma namazlarını bir kadın
yönetecekmiş. Elbette
aklımıza gelen şu: Kadınların
kurtuluşu büyük bir olaydır
da, onu namaza dökmek
niye?
Başka bir konu: Ta
başlarken, iyi olmuş uzatmış
elini: İyidir de, İsrail’i bölüp
parçalamak yerine, Filistin’i
parçalayıp bölmeyi
bırakmak, artık son
bulmalıdır, bir şeyler
söyleyiniz!
Bölmek yerine
bütünleştirmek...
CHP’nin önünde büyük bir
ufuk açan Kemal
Kılıçdaroğlu’nu, son
haftalarda, CHP’ye
kazandırdığı
parlamentomuzun “en renkli
siması” Tunceli Milletvekili
Kamer Genç’in bir beyin
kanaması geçirmesi sonucu
hastaneye yatırılması ve
ameliyatı için sağlık dileyip
anlatacaklarımızı sürdürelim.
Türkiye nereye gidiyor?
Bu soruya bir yanıt için
aranıyorduk: Emre
Kongar’ın -12 Haziran
günlü- gazetemizin “Çağdaş
Demokrasiden Ortadoğulu
Otoriter Rejime Doğru” adlı
yazısı pek aydınlatıcıdır.
O konuda pek güzel
yazılar çıktı gazetemizde...
İşler nereye uzanıyor, ayrı
bir konudur: Geçenlerde,
Mustafa Balbay, bir başka
arkadaşının, Tuncay
Özkan’ın tutukluluğunu da
konu ederek, Silivri’deki
davaları konu alıp hepimizi
aydınlatıyordu ve öneriyordu:
Bu davanın içyüzü ortaya
çıkmıştır. Bizi serbest
bıraksınlar; gereğinde gelip
kendimizi savunalım. Aylardır
süren bu ortamda bir
savunma olmaz, olamaz...
Son günlerde bir davanın
sona ermesi üzerine:
Ergenekon davasında 2009
yılında gözaltına alınan ve 15
aydır tutuklu olan Prof. Dr.
Mehmet Haberal kendisi
hakkında tutuklama kararı
veren ve tahliye isteklerini
gerekçesiz reddeden
yargıçları dava etmişti.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi,
verdiği bir kararla, dokuz
hâkimi Mehmet Haberal’a
1500’er lira tazminat
ödemeye mahkûm etmiştir.
Böylece karar, Ergenekon
davasının içyüzünü ortaya
koymuştur. Sonuç, diğer
sanıklar Balbay ve Özkan
için de geçerlidir...
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
Türkiye Nereye Gidiyor?
Kafes Eylem Planõ davasõnda eski Kuzey Deniz Saha Komutanõ emekli Koramiral Öğütçü:
Türkiye’de 3. güç varHİLAL KÖSE
Kafes Eylem Planõ davasõnda
savunma yapan eski Kuzey De-
niz Saha Komutanõ emekli Kor-
amiral Feyyaz Öğütçü, “Sözde
Kafes Eylem Planı şeytanca
hazırlanmış bir plandır. Or-
amiralliğe yükselmesine üç
dört ay kalmış bir koramirali
bu plana dahil etmek, tama-
men terfisini engellemeye yö-
nelik bir komplodur” dedi.
Gayrimüslimlere yönelik bom-
balõ eylemler planladõklarõ iddia
edilen 3’ü tutuklu 33 denizci as-
kerin yargõlandõğõ davaya dün de-
vam edildi. Mahkeme Başkanõ
Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu,
oturum başlarken taraflara uyarõda
bulunarak, “Davada yargılanan
TSK değildir. TSK hepimizin
gözbebeğidir. Her kurumun için-
de olduğu gibi TSK içinde de suç
işleyen ya da suç işleme isnadı
içinde bulunanlar olabilir. Bu-
rada kimse kimseden üstün de-
ğildir” dedi. İddianamenin birin-
ci sõradaki sanõğõ, tutuksuz sanõk
emekli Koramiral Öğütçü, dijital
sunum eşliğinde savunmasõnõ yap-
tõ. Kurgulanmõş bir karalama kam-
panyasõ sonucu yargõlandõklarõnõ,
asõl mağdurun kendileri olduğunu
söyleyen Öğütçü, sorumlular hak-
kõnda dava açacağõnõ belirtti. Öğüt-
çü şöyle devam etti: “Türkiye’de
üçüncü bir gücün olduğuna ina-
nıyorum. Bu güç TSK’ye her tür-
lü çamuru atmak ve yıpratmak-
tan çekinmeyen organize bir eki-
bin eseri olarak ortaya çıkan
bir güçtür. TSK içerisindeki kös-
tebekler aracılığıyla senaryola-
rını uygulamaya koymaktadır-
lar. Son derece örgütlü bir ter-
tiple karşı karşıyayız. Özellikle
emniyet içinde örgütlenmiş; te-
lefonları dinliyor, kendilerine
destek vermeye gönüllü doğru-
dan etkilediği medya gücüyle
toplumu terörize ediyor.”
Müzedeki patlayõcõlarõn kalaba-
lõk öğrenci ziyareti sõrasõnda pat-
latõlacağõ yönünde iddialara da ya-
nõt veren Öğütçü, “Ben bu ço-
cukların öldürülmesine nasıl
emir verebilirim? Bunu ancak
vatan haini yapar” dedi.
Planõn sahte olduğunu, hazõrla-
yanlarõn Müslüman olamayacağõ-
nõ belirten Öğütçü, Hrant Dink,
Rahip Santoro cinayetlerinden
Türkiye’nin gelişmesini isteme-
yen ülkelerin ve güçlerin kârlõ çõk-
tõğõnõ belirtti. Öğütçü “Böyle ca-
nice düşünülmüş bir planı ha-
zırlayanın çıldırmış olması ge-
rekir. Planın siviller tarafından
hazırlandığı da yazım tekniğin-
den belli oluyor.” dedi. Davanõn
sahte ihbarlarla oluşturulduğunu sa-
vunan Öğütçü, “Bu dava Erge-
nekon kazanının içine atılmak is-
teniyor. Ergenekon terör örgütü
üyesi olmakla suçlanıyoruz. Bu-
nu kabul etmiyor ve şiddetle
reddediyorum” dedi.
ADLİYEYE GİTTİ
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eski Adalet Ba-
kanõ Seyfi Oktay, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn
yürüttüğü soruşturma kap-
samõnda ifade verdi.
Oktay’õn yargõlamayõ et-
kilediği iddiasõyla hakkõnda
arama ve gözaltõ kararõ çõ-
kartõlmõştõ. Ancak Oktay’õn
bakanlõk yapmasõ nedeniyle
hakkõnda soruşturmanõn an-
cak başsavcõ vekilince yapõ-
labileceği göz ardõ edilmişti.
Bunun üzerine soruşturma
dosyasõ savcõ Zekeriya
Öz’den alõnõp İstanbul Baş-
savcõ Vekili Turan Çolak-
kadı’ya verilmişti. Gözaltõ-
na alõnmasõ üzerine Oktay
kalp rahatsõzlõğõ geçirmiş ve
hastaneye kaldõrõlmõştõ. Ok-
tay’a ilişkin gözaltõ kararõ
da kaldõrõlmõştõ. İstanbul Baş-
savcõlõğõ tarafõndan Oktay’õn
ifadesinin alõnmasõ talimatõ
Ankara’ya ulaştõ. Oktay da
savcõlõğõn daveti üzerine dün
avukatõ ve akrabalarõyla bir-
likte Adalet Sarayõ’na geldi.
Oktay’õn ifadesi, terör ve or-
ganize suçlara ilişkin soruş-
turmalara bakmakla görevli
Başsavcõ Vekili Hamza Ke-
leş ile Mustafa Bilgili tara-
fõndan alõndõ.
G
üney Deniz Saha Komutanõ Koramiral
Kadir Sağdıç yaptõğõ savunmada “Bu
komployu ortaya çıkaracağımızdan
yüce Türk milletimiz müsterih olsun” dedi. Tür-
kiye’deki azõnlõklara en yakõn ve saygõn davranan
ordu mensuplarõnõn bahriyeliler olduğunu söyleye-
rek “Bu bize atılan çok çarpık bir iftira. İnsanı-
mıza yönelik canilik içeren tüm bu iftiraları şid-
detle kınıyor ve reddediyorum” dedi. Sert bir ifa-
deyle savunmasõnõ sürdüren Sağdõç, soruşturma sü-
resince bazõ gazetelerde aleyhine yapõlan haberle-
rin bulunduğu gazete sayfalarõnõ gösterdi. Sağdõç,
“Aileme, temsil ettiğim 20 bin kişiye, yüce Türk
milletine karşı mitralyözle tarandım” dedi. Sağ-
dõç, “Eli kanlı bir örgüt ile karşı karşıyayız. Bir
ucunda içinde sütü bozuk muhbirler var. Mah-
keme aracılığıyla bu örgüt hakkında suç duyu-
rusunda bulunuyorum‘” diye konuştu.
F
oça Çõkarma Gemileri Komutanõ Tuğami-
ral Mehmet Fatih İlgar, projeksiyonda
teğmenlerin evinde yapõlan aramanõn gö-
rüntülerini izletti. Polislerin CD’lere el koyarken
gelen bir telefon üzerine polisin tutanak hazõrlayan
memura “Bunların hangi odalardan çıktığını
yazmayın” dediğini iddia etti. Polisin bu sözlerine
diğer sanõklar da tepki gösterdi. Dink cinayetinde
ileri gidilemediğinin belirtildiğini söyleyen İlgar,
“Bir grup polis yargı önüne çıkarıldı. Daha yük-
sekte olanlar yargı önüne çıkarılmıyor. Bu rüt-
beliler Kafes soruşturmasını yürütüyor” dedi.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Sõnõr ke-
simlerindeki teröristlerin Türkiye’ye girişlerini ve
yurtdõşõna kaçõşlarõnõ engellemek için yapõlan ope-
rasyonlar aralõksõz sürüyor. Yüksek dağlarda konuş-
lanan termal kameralõ gözlem timleri, alõnan görüntüleri
karargâhlara bildiriyor. Terörist sõzmanõn tespit edil-
mesi halinde, karadan operasyonlara başlanõyor. Ope-
rasyonlara Diyarbakõr’dan kalkan savaş uçaklarõ da al-
çak uçuş yaparak destek veriyor. Dün, saat 10.00 sõ-
ralarõnda Diyarbakõr 2. Taktik 8. Ana Jet Üs Komu-
tanlõğõ’ndan peş peşe 6 savaş uçağõ havalandõ.
Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn internet sitesindeki
açõklamada, Hakkâri Çukurca’nõn dağlõk arazi kesi-
minde 7 Haziran’da, terör örgütü mensuplarõnca açõ-
lan taciz ateşi sonrasõ çõkan çatõşmada 2 teröristin et-
kisiz hale getirildiği, 4’ünün de yaralandõğõnõn is-
tihbarat birimlerinden gönderilen raporlardan an-
laşõldõğõ ifade edildi. Erzincan ve Gümüşhane
jandarma ekiplerinin istihbarat çalõşmalarõ son-
rasõnda Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlõ
Tütenli köyü kõrsalõnda operasyon düzenlendi.
Çõkan çatõşmada 3 terörist öldürüldü.
ABD’DEN DESTEK
ELÇİN POYRAZLAR
WASHINGTON - ABD yönetimi Türk or-
dusunun Irak’õn kuzeyine gerçekleştirdiği sõnõr
ötesi operasyonla ilgili “Türkiye’nin kendisi
savunma hakkı” olduğu açõklamasõnõ yaptõ.
ABD Dõşişleri Bakanlõğõ sözcüsü Philip
Crowley, günlük basõn toplantõsõnda son sõnõr
ötesi operasyonda ABD’nin Türkiye ile ne dü-
zeyde işbirliği yaptõğõ sorulmasõ üzerine “ABD
ve Türkiye NATO müttefikleri, düzenli ve sü-
rekli olarak bilgi paylaşıyor ve işbirliği ya-
pıyoruz. Türkiye’nin giriştiği harekâtta
ABD’nin doğrudan ilgili olduğunu söyleye-
mem. Bunlar, Türk hükümetini ve Türk hal-
kını doğrudan etkileyen güvenlik meselele-
ri. Türkiye’nin, her ülke gibi, terör örgütle-
rine karşı kendisini savunma hakkı var” de-
di. Terörle mücadele konusu üzerinde Türkiye,
ABD ve Irak arasõnda uzun süredir görüşmeler
yapõldõğõna dikkati çeken Crowley, “Irak’ın
kuzeyinde, PKK gibi grupların faaliyet
göstermeye devam etmesine olanak veren
bu tür alanların son bulmasını istiyoruz”
diye konuştu.
ABD ile Türkiye arasõndaki terörle müca-
dele işbirliği toplantõsõnõn ertelenme nedeni-
ne yönelik bir soruyu yazõlõ olarak yanõtlayan
Crowley, “Ankara’daki ikili terörle müca-
dele toplantısı ABD şu an katıla-
mayacağı için ertelendi.
Türkiye te-
rörle mücade-
lede değerli bir
ortak ve bu top-
lantının yeniden
planlanacağını
tahmin ediyo-
ruz” dedi.
KARADAKİ BİRLİKLERE SAVAŞ UÇAKLARI ALÇAK UÇUŞLA DESTEK VERİYOR
Operasyonlar sürüyor
Philip
Crowley
Oktay
ifade
verdi
‘Canilik
içeren bu
iftiraları
reddediyor
ve kınıyorum’
Koramiral Sağdıç: