23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 2010 CUMA 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Demek ki Sorun Salt Ordular Değilmiş Önceki günkü gazetede haberi okuyunca uzun uzun düşündüm. Gerçekten de olay herkesi, özellikle de ülkesinde bir türlü yerleşemeyen demokrasi için kafa yoran Türkleri ciddi olarak düşündürecek nitelikteydi. Dilerseniz uzatmadan habere bakalım: Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu temsilcilerine, ekonomik krize girmiş üç AB üyesi ülkesinde (Yunanistan, İspanya, Portekiz) önlem alınamadığı takdirde demokrasinin çökebileceğini söylemiş. - Borç batağına saplanan bu üç ülke kamu harcamalarını karşılayamaz hale gelmeleri durumunda, ekonomik krizin sürmesi halinde oralarda bildiğimiz anlamda demokrasi biter; diktatörlük geri döner, demiş Barroso. AB Komisyon Başkanı tabii askeri darbeden de söz etmeyi unutmamış. İşin ilginç olan yönü şu ki, sözü edilen üç ülkenin üçü de geçmişlerinin önemli bir bölümünde diktalarla yönetilmişlerdir. Şu farkla ki, bunların ilk ikisindeki diktalar askeri olmalarına karşın, Portekiz’deki ise Salazar’ın sivil diktasıydı. Demek ki ortak payda ordu değil, ister asker ister sivil olsun diktadır. Barroso’nun konuşmasını okuyunca önce bir nefes aldım. - Demek ki, dedim kendi kendime, dikta tehdidi yalnız bize özgü değil. Gerçekten de öyle, demokrasinin tüm kurumlarıyla çalıştırılamadığı, tüm kavramlarıyla doğru dürüst algılanmadığı ülkelerde diktalar hep gündeme geliyor. Sonra aklıma, sözü edilen üç ülkenin sabıkalı geçmişleri geldi. Tam, “Bunlar ne de olsa sabıkalı, kâmil demokrasilerde böyle şey olmaz” diyecektim ki, Fransa’daki 1958 olayları geldi aklıma. Bilindiği gibi, o yıl Fransa karışmış ve ordunun müdahalesi ile De Gaulle işbaşına getirilmiş, yalnız yönetim değil rejim bile değişmiş, parlamenter 4. Cumhuriyet’ten, başkancı 5. Cumhuriyet’e geçilmişti. Gerçekten de Fransa gibi oldukça uzun ve zengin bir demokrasi deneyimi olan bir ülkede bile, Cezayir sorunu yüzünden işin zıvanadan çıktığı, sokaklarda plastik bombalar patladığı zaman demokrasi direnemiyor, askerler duruma el koyuyorlardı. Gerçi Fransa’nın demokratik geleneği, darbe sonucu olan bu değişimin yine de elden geldiğince sancısız geçirilmesini sağlamıştı ama, sonuçta askeri darbe olgusu değişmemişti. Demokrasiler kendi içindeki çareleri tüketip yenilerini üretemeyince ömürlerini tamamlıyorlar ve öbür çarelerin önünü açıyorlardı. Doğa gibi, politika ve toplumsal yaşam da boşluktan nefret ettiğine göre, demokrasilerin en önemli sorunlarından biri de, çareleri tüketip, kurumları köreltip, boşluk ve kaos yaratmamak olmalıydı. Bunun yolu da demokratik rejimlerin kimi seçenekleri saf dışı bırakacak bir kapalılık ve tutuculuk içine girmemeleri, kurumların bloke olmasını engelleyici kurumları geliştirip sürekli canlı tutmalarıdır. Fransa’nın politikacıları, kendi çaresizlikleri içinde debelenirlerken, kenarda bir seçenek olarak duran ve halka sorunları çözeceği umudunu aşılayan (daha sonra gerçekten de çözdü) General De Gaulle orada dururken, onu fark edip, çareyi demokrasi içinde kendileri üretebilirlerdi. Ya da Türkiye’de 27 Mayıs öncesi bir Anayasa Mahkemesi olmuş olsaydı ve Tahkikat Encümeni’ni iptal etseydi, yine çözüm darbesiz bulunabilirdi. Bütün bunları anlatmaktan amacım, demokrasiler için asıl büyük tehlikenin askeri darbe olmadığıdır. Gerçekten de bir demokrasi kendi kurumlarını ve çarelerini, zora bile düşse, tüketmeden çözüm üretmeyi sürdürüyorsa, orada hiçbir zaman askeri darbe olamaz. Yok eğer demokrasi kendi içinde çarelerini tüketmiş, kurumlarını işlevsizleştirmişse, orada kâmil bir demokrasi geçmişi bile olsa yine de darbe tehlikesi vardır. Başka bir deyişle, 20. yüzyılda bile olduğu gibi, 21. yüzyılda da darbeler sebep değil, sonuçturlar. Bu durumda demokrasiyi korumak için durmadan darbe tehlikesini anımsatmak yerine rejimin kendi içindeki işleyişine eğilmek daha doğru olur. asirmen@cumhuriyet.com.tr ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar ve arkadaşlarõnõn anakent belediyelerinin kentsel dönüşüm ve ge- lişim projeleri uygulayacağõ alanlarõ genişletmeyi amaçlayan yasa önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda dün saba- ha karşõ kabul edildi. Kabul edilen Kentsel Dönüşüm Yasasõ’na göre belediyeler, kentlerin her köşesini “kentsel dönüşüm ve ge- lişim alanı” ilan edebilecek. Bu alan- lardaki mülk sahiplerini herhangi bir kamulaştõrma işlemi yapmadan, ala- nõn ücra bir noktasõnda yer göstererek yerinden edebilecek, mülklerine el koyacak. Mülk sahiplerinin buna yar- gõda itiraz hakkõ da olmayacak. Bu alanlara yapõlacak “yapıların yükseklik ve yoğunluğunu belirleme yetkisi” de belediyede olacak. Bele- diyeler, eğitim ve sağlõk taşõnmazla- rõ hariç, bu alanlar içinde kalan Türk Silahlõ Kuvvetleri (TSK) alanlarõ da dahil olmak üzere kamuya ait tüm ta- şõnmazlara el koyabilecek. Bu konu- daki nihai onayõ hükümet verecek. Bu düzenlemeler sürmekte olan davalara da uygulanacak. CHP’li Rıza Yalçınkaya, “teklifin arka planında Ankara Büyükşe- hir Belediye Başkanı Melih Gök- çek’in olduğunu” söyledi. Yalçõn- kaya, “İmar planlarıyla yeşil alan- ları açacaksınız, sonra buraları kentsel dönüşüm alanları ilan edip peşkeş çekeceksiniz. Buna yargı ‘dur’ deyince de Meclis’i alet ede- ceksiniz. Bu değişikliklerle, büyük- şehir belediyeleri, kent rantlarıyla dilediği gibi oynayan krallar haline geliyor, ilçe belediyeleri de mağdur ediliyor” dedi. MHP’li Metin Çobanoğlu da “bü- yükşehir belediye başkanlarına adeta padişahlık yetkisi verildiğini” söyledi. BDP’li Nuri Yaman, “Bu teklif yasalaşırsa, Ankara Büyük- şehir Belediyesi’ne yandaş ranti- yeciler yaratma imkânı tanınacak” görüşünü dile getirdi. CHP Grup Başkanvekili Mu- harrem İnce, “Nasıl, karga ile bülbül sesini ayırt etmek için mü- zisyen olmaya gerek yoksa, bu teklifin anayasaya aykırı oldu- ğunu söylemek için de anayasa profesörü olmaya gerek yok. ‘Bu kanun hükümlerini, Bakanlar Kurulu ile Melih Gökçek yönetir’ deyin olup bitsin. Bu teklif Ana- yasa Mahkemesi’nden döner” diye konuştu. ŞİMŞEK GÖREVİ DEVRALDI ‘Haramilerin saltanatını yıkacağız’ İstanbul Haber Servisi - CHP İs- tanbul İl Başkanlõğõ’na atanan Ber- han Şimşek, görevi Gürsel Te- kin’den devraldõ. AKP’lilerin iktidar olur olmaz önce zenginleşmeye baş- ladõğõnõ belirten Şimşek, “Harami- lerin saltanatını İstanbul’dan yı- kacağız” dedi. Şimşek ve Tekin dün CHP İstan- bul İl Başkanlõğõ’nda basõn toplantõsõ düzenledi. Yaklaşõk 3 yõldõr İstanbul İl Başkanlõğõ yaptõğõnõ belirten Te- kin, bu süre içinde zaman zaman ha- talarõnõn olmuş olabileceğini belirte- rek “Bilerek hiçbir arkadaşımı kırmadım. CHP’de siyaset yap- mak büyük bir onur ve şereftir. Bugün bu görevi, sevgili dostum Şimşek’e devrediyorum” dedi. Tekin’in ardõndan konuşan Şim- şek de il başkanõ koltuğuna oturma- sõnõn gerekçesinin makam ya da ma- sa aramak olmadõğõnõ belirtti. Te- kin’in görevini bõraktõğõ yerden sür- düreceklerini belirten Şimşek, İstan- bul örgütü olarak Kõlõçdaroğlu’nun “büyük yürüyüşüne” destek ola- caklarõnõ söyledi. Şimşek, İstanbul İl Başkanlõğõ Yönetim Kurulu’ndaki istifalara ilişkin soruya ise “Herkes çalışacak ve koşacak. Ben il yöne- timine girdim, milletvekili olaca- ğım diye bir şey yok. İstanbul’da ortak akıl kullanan yönetim kura- cağız” karşõlõğõnõ verdi. ŞPO BAŞKANI NECATİ UYAR: Mülkiyet hakkı ortadan kalkıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Şehir Plan- cõlarõ Odasõ (ŞPO) Baş- kanõ Necati Uyar, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen “Kentsel Dö- nüşüm Alanları” ile ilgili yasanõn “kentlerdeki karmaşayı büyütecek vatandaşların ‘mülkiyet hakkõnõ’, ‘barõnma hak- kõnõ’ ortadan kaldıra- cak, aslen vatandaşa ait olması gereken kent rantlarının yandaşlara aktarılmasını sağlaya- cak, anayasaya aykırı hukuksuz bir düzenle- me” olduğunu bildirdi. ŞPO Başkanõ Uyar’õn yaptõğõ yazõlõ açõklamada şu görüşlere yer verildi: ? İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyele- rinin fikri önderliğinde gerçekleşen değişikliğin başlıca amacı, belediye- lerin içine düştükleri hu- kuksal çıkmaz ve yöne- ticilerin sorumluluktan kurtulma isteğidir. ? Değişiklik, bir yandan iktidar partisine mensup belediyelerin başlamõş projelerdeki yasal sorun- larõnõ ortadan kaldõrmak, diğer yandan ileride yapõ- lacak projelerde karşõlarõ- na çõkacak olasõ engelleri ortadan kaldõrmayõ amaç- lamaktadõr. Yandaşlara rant aktarımı ? Kent rantlarıyla sö- mürmeye alışmış, gözü dönmüş bir grubun, va- tandaşın yalnızca elin- deki değil, ilerde kazan- mayı hayal ettiği para- sına dahi göz koymuş olduğu görülmektedir. ? Mülkiyet hakkõnõ yok eden ve birçok açõdan ana- yasaya aykõrõlõklar taşõ- yan bu düzenleme sonra- sõnda, yapõlacak kentsel dönüşüm uygulamalarõy- la mülkiyet dokusu büyük oranda değişecek. Kent toprağõnõn tasarruf hakkõ büyük ölçüde belediyeler ve onlarla işbirliği içeri- sindeki yandaş müteah- hitler elinde toplanacaktõr. Konut sahibiyken konu- tundan olan vatandaş, ye- niden konut sahibi ola- bilmek için büyük bedel- ler ödemek zorunda kala- cak, bu kesimlerden yan- daş kesime ciddi miktarda sermaye aktarõmõ gerçek- leştirilmiş olacaktõr. Büyük Direniş’in 40. yılında birlik çağrısı İstanbul Haber Servisi - Türkiye işçi sõnõfõnõn en büyük direnişlerinden olan “15-16 Haziran Direnişi”nin 40. yõ- lõnda yapõlan mitingde sõnõf dayanõşmasõnõn yanõ sõra AKP’ye karşõ birlik çağrõsõ ya- põldõ. DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, “Bizler bu ülkenin solcuları, sosyal demokratları, sosyalistleri, yüreği emekten yana olanlar AKP sultasına karşı yürek- lerimizi birleştirmek zo- rundayız” dedi. Devrimci İşçi Sendikalarõ Konfederasyonu (DİSK) ta- rafõndan “15-16 Haziran Di- renişi”nin 40. yõlõnda önceki gün akşam Kartal Meyda- nõ’nda miting düzenlendi. Mi- tinge aralarõnda CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, CHP İstanbul İl Başkanõ Ber- han Şimşek, Kartal Belediye Başkanõ Altınok Öz ve Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş’in yanõ sõra CHP, ÖDP, Halkevleri, EDP ve KESK’in de bulunduğu çok sayõda siyasi parti ve demo- kratik kitle örgütü temsilcile- ri katõldõ. Mitingde konuşan DİSK Genel Başkanõ Süley- man Çelebi, işçi sõnõfõ olarak 15-16 Haziran Direnişi’ni ara- dõklarõnõ belirterek “Türki- ye’yi güllük gülistanlık gös- tererek işten atılmaları, yol- suzlukları ve yoksulluğu gizleyemezsiniz. Kriz bizi teğet geçti diyenler halka ya- lan söylüyorlar. Bizler bu ül- kenin solcuları, sosyal de- mokratları, sosyalistleri, yü- reği emekten yana olanlar AKP sultasına karşı yürek- lerimizi birleştirmek zo- rundayız” dedi. DİSK’e bağ- lõ çeşitli iş kollarõnda çalõşõp iş- ten atõlan işçilerin konuşma yaptõğõ miting Onur Akın ve Bandista grubunun verdi- ği konserle sona erdi. KAYIP TRİLYON DAVASI Gül, Maliye sayesinde kurtuldu ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Yargõtay 11. Ceza Dairesi, Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül hakkõnda verilen “yargılanmalı” kararõ- nõ, şikâyet edenin zarar görmemesi nedeniyle kaldõrdõ. Kayõp Trilyon davasõndan zarar gören Maliye Bakanlõğõ ise Gül aleyhine şikâyetçi olmayarak, Gül’ün “kurtuluşunun” yolunu açmõş oldu. Cumhurbaşkanõ Gül hakkõnda “özel evrakta sahtecilik” ve “2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na aykırılık” suçlarõndan dolayõ so- ruşturma açõlmõş, soruş- turma sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ kovuşturma yapõlma- sõna yer olmadõğõna karar vermişti. Başsavcõlõğõn kararõna, şikâyetçi Ca- hit Nalbantoğlu itirazda bulunmuştu. İti- razõ değerlendiren Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi, başsavcõlõğõn, Kayõp Trilyon davasõyla ilgili olarak Gül hakkõnda ver- miş olduğu kovuşturma yapõlmasõna yer olmadõğõna ilişkin kararõnõ kaldõrmõştõ. İti- raz üzerine verilen kararlar kesin nitelik taşõdõğõ için Abdullah Gül’ün avukatla- rõ, Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin “kararının kanun yararına bozulma- sı” istemiyle Yargõtay’a götürülmesi için Adalet Bakanlõğõ’na başvurmuştu. Adalet Bakanlõğõ, is- temi yerinde görerek söz konusu kararõ kanun ya- rarõna bozulmasõ iste- miyle Yargõtay’a gö- türmüştü. Başvuruyu de- ğerlendiren Yargõtay 11. Ceza Dairesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’nõn, Gül hakkõnda vermiş olduğu “kovuş- turma yapılmasına yer olmadığına” ilişkin ka- rarõnõ kaldõran Sincan 1. Ağõr Ceza Mahke- mesi’nin kararõnõ kanun yararõna bozdu. Daire, Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn kararõ- na itiraz eden Cahit Nal- bantoğlu’nun “itiraz hakkı bulunmadığına” hükmederek Sincan 1. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nin Cumhurbaşkanõ Gül’ün yargõlanmasõna yönelik verdiği kararõ kaldõrdõ. Yargõtay 11. Ceza Dai- resi’nin kararõ kesin nitelik taşõyor. Dairenin cumhurbaşkanlarõnõn yar- gõlanõp yargõlanamayacağõna ilişkin bir değerlendirme yapmadõğõ, yalnõz- ca şikâyet edenin “suçtan” zarar gö- ren olmamasõ nedeniyle bu kararõ al- dõğõ öğrenildi. “Suçtan” zarar gören durumundaki Maliye Bakanlõğõ döne- minde Kemal Unakıtan, şikâyet sü- resi içinde şikâyetçi olmayarak ve mahkeme kararõnõ temyiz etmeyerek Gül’ü yargõlanmaktan kurtarmõş oldu. Kayõp Trilyon davasõndan zarar gören Maliye Bakanlõğõ, Gül aleyhine şikâyetçi olmayarak Gül’ün “kurtuluşunun” yolunu açmõş oldu. Madımak kamulaştırılıyor ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Dev- let Bakanõ Faruk Çe- lik, Madõmak Oteli’nin kamulaştõrma bedeli- nin dün itibarõyla özel idare hesabõna aktarõl- dõğõnõ ve kamulaştõrma bedelinin 4.5 milyon TL olduğunu belirtti. Çelik, cemevlerinin hukuki statüsü ile ilgili oluşturulan komisyonun dün Hâkimevi’nde ger- çekleştirilen ilk toplan- tõsõnda Madõmak Ote- li’nin kamulaştõrõldõğõnõ açõkladõ. Çelik, taleple- rin hayata geçirilmesi konusundaki çalõşmala- rõn da hõzla ilerlediğini ifade ederek, “Madı- mak’ın kamulaştırıl- masına karar veril- mişti. Madımak Ote- li’nin kamulaştırma bedeli, bugün itibarıy- la özel idare hesabına aktarıldı” diye konuştu. Çelik, kamulaştõrma be- delinin ne kadar oldu- ğunun sorulmasõ üzeri- ne, “Kamulaştırma be- deli 4.5 milyon TL. Ay- rıca, yeni bir şekil ala- cak tabii otel. Onunla ilgili de ilave kaynak tahsisi olacak” dedi. Kamu taşõnmazlarõnõn belediyelerce alõnmasõna ‘Bakanlar Kurulu kararõ’ koşulu geldi Belediye istilasõ yasalaştõ TBMM’deki görüşmeler sõrasõnda Bayõndõrlõk ve İskân Bakanõ Mustafa Demir’in verdiği değişiklik önergesi kabul edildi. Buna göre; kamu mülkiyetin- de veya kullanõmõnda olan yerlerde kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanõ ilan edilmesi ve uygulama ya- põlabilmesi, Bakanlar Kurulu kararõna bağlõ olacak. CHP, TSK’nin kullandõğõ araziler için MSB’nin gö- rüşünün alõnmasõ şartõnõn getirilmesini isterken MHP de, TSK arazilerinin kentsel dönüşüm ilan edilecek yerler dõşõnda tutulmasõnõ istemişti. T S K R Ö T U Ş U Y A P I L D I Fotoğraf:ALİAÇAR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle