19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
ÎNŞAAT TEKNOLOJİLERİ [ Avustralya'da yaşayan Türk mühendis'ten yeni bir inşaat malzemesi; Betonarme ve yığma inşaat teknolojisine yeni bir rakip 30 yıldır Avustralya'da inşaat sektöründe çalışan Türk mühendis Burak Dinçel, polimerden üretti- ği yepyeni biryapı paneli ile geleneksel betonarme ve yığma inşaat tekniklerine ciddi bir alterna- tif getiriyor. Avustralya'da "Dincel Construction System" adı altında pazarlanan, sert polimerden yapılmış, içi boş ve hafif panel, Avustralya bilimsel kurullarından suya, yangına, depreme daya- nıklılık konularında geçer not almış. Dinçel, kendi icadı olan panelin geleceğî konusunda iddialı; panellerinin Portland Çimentosu'ndan sonra inşaat sektörünün en önemli buluşlardan biri oldu- ğunu öne sürüyor. Reyhan Oksay I nşaat Mühcndisi Burak Dincel 1977 yılında Avustralya'nın Sydncy kentinde Dincel Construction System adı altında kurduğu mühendislik ve inşaat şirketi ilc bu ülkede sayısız projeyi hayata geçirmiş. 30 yıl boyunca inşaat alanında edin- dijji deneyimlerini ürctime dönüştürmeye karar veren Dincel, 2001 yılında yepyeni hir teknolojiyle geliştirdiğ'i panellcri pi- yasaya çıkartmış. Kendi adıyla anılan bu paneller, Dinçel'e gö- rc Portland Çimentosu'ndan sonra inşaat malzcmeleri alanında yapılmış en önemli yeniliklerden biri. Dincel Yapı Sistemi ad- lı teknoloji, konut, su tankları ve malzeme deposu inşaatlarında kullanılabiliyor; ayrıca taşıyıcı duvarların ve kolonların daba düşük maliyetle, daba kısa sürede ve vasıflı işyilige gerek kal- madan inşasını mümkiin kılıyor. Ru yeni inşaat teknolojisinin dayanak noktası, uluslarara- sı patentli, hafif, i(,i boş, dayamklı, sert polimerden yapılmış pa- neller. Bu nuKİüllcrin iı,'i, bazır t,imento ile doldurulduğu za- man strese dayanıklı ve yanmayan bir yapı malzcmesi oluştu- ruyor. Patenti alınmış eklenı bagiantıları sayesinde başka bir bağlantıya gerek kaimadan birbiri üzerine tutturulan modüller, hangi boyutta olursa olsun tüm duvar inşasında kullanılahili- yor. Bir işvi bir metrekareyi bir dakikada döşeyebiliyor. Bu da inşaatın ciddi bir hız kazanması anlamına geliyor. Bu modül- lerfahrikada belirlenen boyutta kesilebiliyor. Birbirinin üzerine yerleştirilirken vinc; veya diger kaldırma ekipmanlarına gerek duyulmadığı gihi, inşaatlarda iskcle kurulması da gerekmiyor. Dincel modüllerinin uygulama alanları: • Her tiir konut, ticari ve endüstriyel yapılar • Deprem, şiddetli rüzgâr ve haşereye karşı dayanıklı olması gereken yapılar • Su gecirmeyen bodrum katı duvarları ve rıhtım inşaat- ları • Sıvı depolamaya yarayan tanklar • Tahıl aınbarları ve malzeme depolan • Sulama ve su yönlendirme kanalları • Su taşkınlarını önlemek için setler • Çevresel koruma (güriiltü bariyerleri ve erozyon önleme) • Tarım ve kanalizasyon yapıları Burak Oinç$l RESMİTASDİKLİÖZELLİKLER Dincel panelleri, Avustralya'nın Bilim ve Sanayi Araştırma Örgütü'nün (Commonwealth Scientific and Industrial Research Organisation - CSIRO) su geçirmezlik, yangın test- lerinden başarı ile geçmiş. Daha da önemlisi Sydney Teknoloji Üniversitesi'nin, Dincel duvarlarının 8 büyüklüğündeki dep- remlere dayanıklılığını test etmiş ve belgelemiş olması. Universitenin 15 aydan beri süren depreıne dayanıklılık test- leri ge^tigimiz günlerde sonuçlandı. Universitenin hazırladığı raporda, polimerin i(,inde hapsolan betonun kompozit malze- me özelligi kazandığı ve bu malzemenin konvansiyonel beto- narmeye yöre depreme daha dayanıklı oldugu belirtiliyor. Ayrıca 8 büyüklüğündeki depremin neden olduğu kuvvete maruz bı- rakılan üriinlerde herhangi bir çatlağa rastlanmadığı gözleni- yı>r. BıiKün Avustralya'da bu malzeme ile inşa edilnüş çok sa- yıda yapı bulunuyor. Bugün çok sayıda konut, hastane, labo- ratuvar, otel, resmi daire, alışveriş merkezi, dejxı ve fabrika in- şasında da bu sistem kullanılmış. Paneller dayanıklılık açısın- dan da iddialı. Dinctl'e göre bu sistem ile yapılmış yapıların öm- rü en az 100 yıl. Ilmî bir muvaffakiyet 7 Ağustos 1932 tarihli Cumhuriyet gazete- sinden: Müderrislerimizin buldukları fosiller fen âleminde büyük bir alâka uyandırdı. Hazırlayan: Osman Bahadır, [email protected] < cû Darülfünun Fen Fakültesi jeoloji muallimlerinden Ahmed Mâlik ve Hamid Nafiz beyler, Kü(1 -ük([ 'ekmecc arazisinde keşfettikleri, cinsleri munkariz olmuş (tükenmiş) birçok fıkralı (omurgalı) bay- van fosillcrinin ilmi bir surette tctkiki i<,in bir bu(,ıık ay ev- vel Avrupa'ya gitmişlcrdi. Bu tctkikat neticeleri hakkın- da kcndilerinden nıalumat almak istcyen bir muharririmize kıymetli profesörler şu beyanatta bulunmuşlardır: "Fen Fakültesi Jeoloji Enstitüsü'nün geçcn seneki tet- kikatı esnasında Küçük(,t:kmece civarındaki ü^üncü zaman tabakaları arasında jeoloji nok- tai nazarından pek mühim olan bir fıkralı hayvanat mecmuası (toplulugu) bulunmuştur. Bu zengin mecmuayı beynelmilel ilinı alemine tanıtmak vc bunları dünyanın mahdut (sınırlı) birkag yerinde mevcut olan eınsali ile mukayese edebilınck i^in fakül- temiz tarafından Avrupa'ya gön- derilmiştik. Buldugumuz fosil- lerin büyük bir kısmını birlikte götürdük. Paris'te Sorbon Darülfününü jeoloji profesörü M. Jacob, Tabiat Tarihi Müzesi müdürü Prof. Boule ve Dijon Darülfiinunu profesörü M. Chaput tarafından büyük hir hüs- nü kabul gördük. Türk Darülfünunu'nun iki hocası tara- fından dünyanın en büyük ilim müesseselerinden biri olan Paris Müzeomu'na mühim bir ilmî mcselenin tetkiki için müracaat olunması, ayrıca hususi bir alâka uyandırmıştır. Uünlerce Müzeom'un g-alerilerindc, yeraltı hazinelerinde ve kütüphanelerinde tetkikat ve tetebbuatta (araştırmalarda) bulunarak, fosillerimizin hakiki cins ve nevilerinin teşhi- si için çalıştık. Küçükc.'ekmece'de bulduğumuz fosiller ara- sında başka yerlerdeki mecmualarda mevcut olmayan rip- ler bulunduğu tahakkuk etmiştir. Ezcümle, bulduğumuz Mastodon iskeletinin büsbütün başka bir nevie ait olduğu ve diğer mecmualarda bulunmayan hirtuk hayvan iskclet ve dişlerinin de Küyükyekmece yataklannda mevcut oldugu tamamıyla anlaşılmıştır. Avnıpalı âlimler bu tetkikatımıza büyük bir ehemmi- yet atfederek bizi tebrik ettikleri gibi, Fransız Jeoloji Cemiyeti azalığına da inrihap ettiler (seçtiler). Bu tetki- katımızın neticelerini yakında, gerek azası bulunduğumuz Societe (ıeoİ0Kİque de France'ın bültenlerinde ve gerek fa- kültemizin mecmuasında daha mufassal (ayrıntılı) olarak neşredeceğiz. Fen Fakültesi Meclisi evvelki günkü i^tima- ında (toplantısında) bu tetkikat ve taharriyata ehemmiyetle devam olunması icin lâzım gelen tedbirlerin alınmasına it- tifakla karar vermiştir. Seyahatimizin başlangıcında Atina'ya da ugrayanık bey- nelmilel büyük bir şöhreti olan ve Küv-ükttîkmece mec- muasıyla aynı jeolojik yaşa malik olan Pikermi mecmuası koleksiyonlarını tetkik ettik. Yunanlı profesörler ve bilhassa Atina Darülfünunu emini (rektörü) ile jeoloji profesörü M. Ktenas taraflarından (,i'k dostanc hüsnü kabul gördük. Bu seyahat ilmî noktai nazardan bizim için pek istifa- deli olduğu gibi, Darülfünunumuzun ilmi taharriyâtının da Avrupa'ca tanınmasma bir vesile teşkil ettiğinden dolayı ayrıca bir meserret (sevinç) hissetnıekteyiz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle