19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
SON ARAŞTIRMALAR oo co DİRENÇLÎ GRİP VİRÜSLERİNİN YAYIL- MA NEDENÎ BULUNDU Aıncrikalı liiliın insanları j»rip virüsle- rinin kalıtımında diren^li virüslerin yayıl- masından sonımlu olan nuırasyonlar saptadı. 2007/2008 fjrip sezonunda tüın dünyada Tamiflu (ctki maJde.si Ost'ltaınivir) ilacı- na karşı Jircnv' 1 «lan yok sayıda vaka ya- (anmıs,n. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü Nohel (HİüIlii lıilinı insanı David Baltimore ilc va- lışan ekip, şinuli helli hasjı virüslcrin ilaca ni«,in dircnv kazandı- ftını KİVstcrcn biİKİİcr el- de etri. Urip virüsleri en <,»>k dcftisen lıastalık et- k c n 1 c r i n d e n d i r. Araşrırma ekibi doınıız yrihi ve 1918 yılındii İspanyol nr'hine yol a<,;ın H1N1 virüslcrini iiKclcıui*,. Virüsler, ı,\>ftaldıktan sonra ana hücrclerinden kurtulınak için nöroıninidaz (Ncuraminidii.se) enziminc ihtiyac; duyaıiar. Halihazmla incelenen deftişiııu 1 ııgramıs, İnfluenza A virüsü 1998 yılından hu yana bilinmektc. "İlaca karşı diren<,'likten nöro- ınıniJaz cnziminin gcnetik kodundaki H274Y'dcki mutasyon sorunlu" diyor hiliın insanlan Sciencc dcrgisindc. Nc var ki lnı direnc,li virüs 2007/2008 kışında hirdenhirc hcr yerde ortaya <,iknııştı. Ve 2008/2009 «rip sczonunda artık Oseltamivir elki maddcsinin hu nıevsim.scl gripre ctkili olmadıftı anlaşılmıştı. Baltiıuorc ilc (,-alışan ckip şiındi Üseltamivir ctki maddcsinc karçı dircn(,'li iki difter virüste de nörominidaz enzimindc dcgişimler saptadı. Bıı mutasyonlar virüsiin kolay yayıhua.sını saf*lıyi)r. Doıınız yrihi sal^ını sırasında da Oscltamivir ctki maddesiylc tcdavi cdilc- ıncycn vakalar ya^anını^tı. Rıınıınla hirlik- tc Hrip virüslf rmc kıırşı ba^ka ctki tnaddc- leri dc Itıılıınınakta. DÜNYA ÜZERÎNDE EN FAZLA AKCİĞER KANSERİ TÜRÜ GÖRÜLMEKTE ISJ IXinya Saj*lık Örniitü'nc $'IK akciğcr vc metne kanseri dütıya ncnclindc cn fazla JJÖ- riilcn tüınör tiirlcri. Tüınü 2008 yılıııa ait vcrilcrc \>ÖK dünya ^cnclindc 1,61 milyon ycni akcificr kan- seri vakası ortaya (,'iktı. Bunu 1,^8 milyon vakay- la nıeıııc kanseri vc 1,2 3 milyon vakayla bagırsak kanseri takip cdiyor. Sonuvlar tüm dünya- daki verilcrin hir araya roplanmasıyla elde edilmi^. Bıına £üre 2008 yılmda dünya ^cnclindc yakla^ık olarak 12,7 milyon kişi kansere yakalanını;, 7fi milyon insan da kanser yüzünden ya^ıınını yirirmiş. Kanscr vakalannın otu-nıli hir liölümü dünyadaki cn yok.sııl ülkclerde ıncydana nel- mckte. Akcificr kanseri yüzünden yaşaıııı- nı yitiren insanların sayısı 1,38 milyon, mi- dc kanseri yüzünden ölenlerin sayısı 740.000 ve karacifier kanserine hafilı ölüınlerin sa- yısı isc 690.000 olarak a<,ıklamyor. Kanser vakalannın 2030 yılına dck 21,4 milyona (,'ikması hckleniyor. KAFEİN KORKU DUYGUSUNU UYANDIRIYOR Dünyada hir<,\>k insan sahahları ııya- nahilmck i<,in ı^ıy, kahve veya encrji iyw:efti iyiyor. ( ıün i(,iınlc ıl \)k fazla kahve i<,vnler, kafeinin etkisine (,-ahuk alışıyorlar. Beden kafeinsiz kaldıgı zaman yornıınlıık, ba$ aft- rısı ve konsanrrasyon hozuklııgu ortaya <,••- kıyor. İnfjiliz vc Alman hiliın insanlan şiıııdi kafcin, korku, konsanrrasyon vc alış- kanlık etkilcrini ara$tırdı. Araşiımıaya katılan 379 kişjdcn yarısı ya «,t)k az ya da hiy kafcinli i(,vcek ujniyordu, diger yarısı isc orta veya yüksek oranda ka- tcin alanlardı. Yani ikinci ^ruptakilcr^ün- de cn az hir fincan kahve i^iyordıı. Bu in- sanlar kafcin i(,vrikli i«,x.-ccklcrden on altı sa- at Kıyıı tamamen uzak durduktan sonra kcn- dilerinc kafc- in veya pla.se- bo (etkisiz ilat,) verilmiş ve hisscdilen korku, kon- santr.ısyon ve haş afirısı du- nımıı kontrol e d i 1 m i $ . Bıliın insanlan aynı zamanda ^cnctik in- celemeler dc yapmış. Birkay yıl öncc Adenosin-A2A- rescptöründeki ^enetik hir varyantın his- scdilen korku üzcrinde etkili olduftıı anla- Üilınıstı. Kafcin insan heyninde bu rescptöre tutıınmakta. Araşrırmadan ortaya v'kan soıuıca nöre lıelli ba^lı Kcnctik donanıma sa- hip kişiler, kafcin yüzünden ılaha fazla korku hissediyor. Ancak anla$ıldıftı üzere hu durıım lüketim nıiktarıyla il^ili dc^il. I latta özel rescptör varyantına sahip katılımcılar ortalama olarak daha fazla kafcin tükcti- yorlar, ki hıı da alı^kanlık yaptıfiı i<,in kor- ku dııy^ulannın azalmasına neden olmak- ta. Ilaha fazla kafcin tüketcnlcre on altı sa- at sonra plaseho vcrildijjindc haş af'i ısindan ve konsantrasyonun zayıflaınasından ^ikâ- yet etmiş. Oysa katılımcılara kafcin veril- diginde baş afirısı ortaya (.ıkmadıj*! fjihi kon- santrasyon pkü dc artmakta. nüzcnli aına düşük mikrarda kafcin tükciimi, herjcydcn öme dikkat kayhı üzerindeki ncKatif etki- Araştırma yi azalrıyor. Kafeinin konsantrasyon KÜCÜ- nü ıızun vadcli olarak arttırdıgı ise doğru de- il nü NANOPARTİKÜLLERİN BÜYÜKLÜĞÜ NE KADAR? Nanoparriküllcrin Iniyiiklügünü helir- lcmek zahmctli vc sıkıcıydı. Bilim insanlan şiındi hoyııtları hir nanomctrcye kadar he- lirlcyen ve par^'.ıcıkların davranifları ve risk- lcri hakkında hilyi vcrcn hiröl^üm yönte- ıni Kcliçtirdi. Nanopartiküller Küncj krcnıi, di^ ma- cunu, deiHİorant ve hoya ^ihi ürünlerde vc kanscr terapilerinde yayfjın kullanılır. Fakar üretimi, kullanımı vc yok cdilıncsi sırasın- daki risklerini lalımin ctıııck (,t)k zordıır. Çünkü yok küijiik hoyııtları nedeniylc, hü- yük partiküllcrdcn farklı kimyasal vc fizik- sel (izellikleri vardır. Davranışları önemli öl- (jiide boyutlarına ha^lıdır. Mesela 18 na- nomctrc hüyüklügündcki bir parçıcıgın özellikleri, 35 veya löOnanometre hüyük- lüJSündeki par^-acıktan laıuanıcn farklı ola- hilir. Boyut farkı insan ve \vvre üzerinde- ki risklerin tahınin cdilmcsini zorla^tırdiKi kadar, farklı hüyüklüktcki par^acıklar tek- nolojide (,x>k (,vüitli kullanını alanları sun- makta. Yani ne olıırsa olsıın hoyııtların ke- sin olarak helirlcnmcsi önemli. Alınanya'daki riziksel-Teknik Fedeıal Enstitüsü (PTB) hiliın insanlan nanopar- tiküllcrin hoyutlarını kcsin olarak helirlc- yehilmek elck- t r o n ınikros- kohik hir ö 1 (,• ü m yönteıni Y c n i yöntcm (,vşitli tiplerdeki elektron ınikros- kopların olıımlu yönlcrini hir araya tfeiir- mekte. Nanopartiküllerin kcsin bir sckilde öl(,\ilıncsi sırasında pek ı^ık sorun yaşanır. ^iimdi, PTB'de ^eli$tirilen hir proKraııı hir partikül i«,in kararla^tırılan bir hüyüklüöün (mcscla 150 nanometre) dctektör sinyali- ni hesaplarken, elcktronlar ve partiküller arasındaki kar^ılıklı ctkiyi ve detckrörün özelliklcrini dikkatc alıyor. Efier hcsaplanan sinyal öl(,\ilcnlc örtüsüyorsa, hu simülasyonla incelenen par^ıcığın Rt-r^vk hoyutu bulıı- nahiliyor. Örtü^me saglanmadıgı takdirde haşka bir hoyutla mesela 151 nanonıctrey- le hcsaplanıyor. Yani iki sinyallc örtü^ıııe safilanan.ı kadar hcsaplama devaın ediyor. Metal, seramik ve plastik gibi ınadde- ler incclendi ve dctektör sinyalinin malzc- ıne özelliklerine «örc dcfiiştigi tjörijldü. Elektronlar mesela alrınla daha düşük yo- ğunluga sahip latck.se ^örc daha farkı ctki- lc^ınektc. PTB bu yüzdcn büyüklük ve nıalzeıneyi dikkate alahilen otomatik hir dc- fierlendirme yöntemi ^elişcircii. Sistem, si- mülasyon sonuvlarına tföre her parrikülün kenarına ııy^un bireysel bir dctektör sin- yalini hesaplıyor. Bu şekilde her partikülc uyKun kcsin hüyüklük tespiti yapılabil- mcktc. Bu zahmetli sürece rağtnen yüzlcr- ıx Körüntü birkaydakika içinde otomatik olarak degcrlendirilcbiliyor. PTB araştır- macıları ötc yandan bir(,t)k nanopartikül ^ö- rüntüsünü pc^i |X'^ine otomatik olarak ala- hilecek hir yöntem dc neliştirdi. Böylece ar- tık hirka^'bin parrikülü öl(,üp dejerlendir- diktcn sonra, hir örnefti bir fjün i(,'inde he- lirleychilme olanagına sahip oldular. Yeni öl(,\im yöntemi saycsinde (^şitli laborarıt- varlarda hirbirlcriylc örtüşecek sonu^lar elde edilcbilecck. ŞEKER HASTALIÖI: PASİF İÇİCİLER DE TEHLİKEDE Alman Diyabet Merkczi'ndc (Hüsscldorf) pasif si^ara i(,-iciligi ve diyahct lıp 2 arasında bir ha£lanıı buluıulıı. Daha ("ınceki epidemiolojik ara^tırmalardan si)>ara i^iminin diyaK't tip 2 hastalıgı i«,in risk oluş- rıırdugu ortaya ^ıkını^tı. Burada pasif i(,ici- lifjiıı dc etkili olup olınadı^ı yeterli olarak araştırılmamı^tı. 1999-2001 tarihleri ara- sında ya^la- rı 55-74 a r a s ı n d a deftis.cn 1351 kişi- nin saglık dıırumu in- c e I e n d i. hiı,hir katı- lımcıda di- yahet has- talıftı hu- lıınnıuyoı- du. Yedi yıl sonra yapılan ikinci hir ince- lcmcdc siyara iı.vnlerdc diyahet 2 riskinin daha yüksek oldııgu ortaya c/ıktı. Sonuç: Pasif igcilcrin aynı bastalıfta yakalanma ola- sılıgı isc lu\'sj^ara dumanı solumayanlara kıyasla iki ınisli fazla. Nılgün Özbaşaran Dede ALERJİTEDAVİSİNDE YENİ UMUT Tsukuba Üniversitesi'nde Akira Shibuya ve arka- daşları, alerjik reaksiyonları önemli ölçüde engelle- yebilen bir protein keşfetti. Bu proteini taşıyan ve ta- şımayan fare deneyleri burada yardımcı oldu. Obur hiic- relerin üzerinde bulunan ve "Allergin-1" olarak isim- lendirilen protein, histamin ve diğer maddelerin salgı- sını engelliyor. Alerjenler, antikorlanyla birlikte obur hüc- relere yerleşir ve bu şekilde bağışıklık sistemi tarafından tanınırlar. Bundan sonra salgılanan histaminler normalde aler- jenlerle savaşır fakat alerjik reaksiyonda tipik semp- tomlar ortaya çıkar. Allergin-1 proteini, alerjenlerin obur hücrelere ya- pışmasını, dolayısıyla da söz konusu maddelerin salgısını önlüyor. Ve bu şekilde alerjik reaksiyona en başından etkili bir şekilde müdahale edilmiş oluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle