Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2010 CUMA
6 HABERLER
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Zalimin zulmünü minnacık ayakları yere
değmeden, minik burnu dünyayı
koklamadan ve de küçücük ağzı bir damla
sütle buluşmadan tanıdı!..
Öfkeli tekmeler savrulduğunda yalnızca
anası değil o da ahh etti!..
O da, içine sığındığı bedenle birlikte
yerlerde sürüklendi!..
Annesinin kafasına gelen keser
darbesini biçare ve bihaber başında o da
hissetti!..
Annesi çok çırpındı, gözü dönmüşlerden
pay almasın diye yavrusu!..
Sonunda o da cehaletin pençesinden
savrulan şiddet yüzünden anasıyla
birlikte bu dünyadan göçüp gitti...
Üstelik dünyaya henüz gelemeden!..
Diyarbakır’ın Çermik ilçesinde bir hafta
önce hayvan otlatmaya gitmediği
gerekçesiyle eşi tarafından tekme tokat
dövülen ve Urfa’nın Siverek ilçesindeki
baba evine sığınan 28 yaşındaki Gülistan,
solunum yetmezliğinden dün yaşamını
yitirmiş!..
Doktorlar, karnında ölen 7 aylık
bebeğin annesini zehirlediğini
saptamış!..
Öfkeyi ana karnındaki bir bebenin
masum bedeninde zehire dönüştüren
kafa, Mezopotamya’nın çöllerinde insan
diye dolaşıyor!..
Vah Gülistan’ın otlatmaya götürmediği
hayvanlara vahhh!..
Anaya Zehir Olmak!..
Terör örgütünün lideri Öcalan,
avukatlarıyla yaptığı
görüşmelerde bazen satır
aralarında öyle şeyler söylüyor ki,
bunları analiz edemezseniz PKK
ve Kürt hareketinin nereye gittiğini
göremezsiniz...
Öcalan 31 Mart’taki avukat
görüşmesinde konuyu PKK’nin
eylem sürecine getirdi ve bunu üç
döneme ayırdığını söyledi. Bakın
Öcalan o sürecin içinde
gizlenenleri nasıl dışavurdu:
“Bunların her birisi yaklaşık
onar yıl sürmüştür. Birinci
dönem 1973’te başlayıp 1984’e
kadar gelen süreçtir. Bu
dönemde biz soruna milli
mesele olarak bakıyorduk. 84-
93 Özal dönemine kadarki
(yoğun çatışmaların olduğu)
süreç ikinci dönemdir. 1993’te
başlayıp 2002-2003’e kadar
devam eden sürece de üçüncü,
‘tasfiye ve çözüm süreci’
dönemi diyorum. Bu dönemi
aslında o tarihte
sonlandıracaktım. Ancak çeşitli
nedenlerle bugüne kadar
geldi.”
Öcalan bunları söylerken 15
Ağustos 1984’te başlayan silahlı
eylemleriyle ilgili çok önemli bir
noktayı da itiraf ediyor:
“Diyarbakır Cezaevi’nde
inanılmaz işkenceler
yaşanıyordu. Diyarbakır’da
yaşanan bu sürece cevap
olabilmek için silahlı mücadele
hazırlıklarına başlandı. Biz
aslında silahlı mücadeleyi 1982-
1983 yılında başlatacaktık.
Hazırlık döneminin uzun
sürmesi nedeniyle biraz da
gecikmeli oldu.”
Öcalan’ın anlatımlarından şu
sorular öne çıkıyor:
PKK hareketi filizlenmeye
başladığı 1973’te niçin
önlenemedi?..
Öcalan’ın “sonlandıracaktım”
dediği çözüm süreci hangi
“nedenler”le engellendi?..
PKK 1984’te değil de, darbenin
etkisinin sürdüğü 1982’de eyleme
geçseydi ne değişirdi?..
Ve en önemli soru; PKK’nin
dördüncü dönemi ne zaman
başladı, nereye, nasıl gidiyor?..
Okurlara duyuru: Mehmet
Faraç yarın saat 15.00’te,
Antalya’da, Muratpaşa
Belediyesi Salonu’nda “Terör
ve Güneydoğu” konulu bir
konferans verecek.
Dördüncü Dönem!..
Atatürkçüleri hedef göstermesiyle
ünlü bir mevkutenin militanı, 2008 yılının
ortalarında, Deniz Feneri vurgununa
değinirken “Önyargılıyım. İtham
Müslümana yönelikse ‘iftira’ derim,
kâfire yönelikse ‘doğru’ derim” diye
saçmalamıştı!..
Zavallılıkta sınır olmayınca kimileri
utanmazlığın en uzun maratonunda fink
atabiliyor! Bu yüzden hezeyanları
buraya daha fazla almaya gerek yok!..
Olayın özeti ve gerici kafanın mantığı
şudur:
“Benim hırsızım da iyidir!..”
Şimdi ise sıra “Benim protestocum
iyidir” rezaletine kadar geldi!..
Biliyorsunuz geçtiğimiz cuma günü
CHP lideri Deniz Baykal’a Van’da
kurulan tuzak ve taşlı saldırının en yakın
tanıklarından biriyim... Bu saldırının
CHP’yi tehdit eden bir AKP projesi
olduğunu salı günü bu köşede
aktardım.
Oysa Tayyip Erdoğan, saldırının
ardında AKP’liler olduğunu kanıtlayan
Baykal’ı, araştırmadan, incelemeden
şöyle yanıtlamıştı:
“Bizim ne teşkilatımızı bu işin
içinde görebilirsiniz, ne gençlik
kollarımızı.”
Olayların ardında olmakla suçlanan
AKP Van milletvekili Hüseyin Çelik ise
Baykal’ı kendisine iftira atmakla
suçlamış, üstelik dava açmıştı!..
Oysa CHP Genel Başkan Yardımcısı
Yılmaz Ateş önceki gün düzenlediği
basın toplantısında, Baykal’a saldıran
AKP’lilerle Çelik’in yakınlarını
fotoğraflarla tek tek deşifre etti!..
Yani sokak akıncıları suçüstü
yakalandı!..
Erdoğan bu belgelere rağmen
kendisini yanıltan Çelik’e bir yaptırım
uygular mı acaba? Hiç sanmıyorum...
Çünkü Başbakan’ın gücü sokaktaki
yurttaşa yetiyor. Örneğin Erdoğan’ın
“Ananı da al git” diye azarladığı
Mustafa Kemal Öncel, Başbakan’ın
Mersin’e her gidişi öncesinde gözaltına
alınıyor!..
Bakın Erdoğan’ı sadece sloganlarla
protesto edenlerin başına neler gelmiş:
20 Eylül 2008, İstanbul: Erdoğan’ı
katıldığı tören sonrasında pankart
açarak protesto eden Ramazan
Kandöken, “Devlet büyüklerine
hakaret”ten 10 ay hapis cezasına
çarptırıldı.
14 Mart 2009, Eskişehir: Erdoğan’ı
pankartla protesto eden ÖDP’li 8 genç
dövülerek karakola götürüldü.
24 Ağustos 2009, Ankara:
“Başbakan ne olacak bu Kürt
sorunu?” diye bağıran genç,
Başbakanlık korumaları tarafından
gözaltına alındı.
7 Şubat 2010, İstanbul: Bir hastane
açılışına katılan Erdoğan’ı protesto
ettikleri gerekçesi ile gözaltına alınan
2’si çocuk 8 kişiden 6’sı “terör örgütü
üyesi olmak” suçundan tutuklandı!
Ve son olarak İstanbul’daki “Roman
Buluşması” sırasında Erdoğan’ı
“Parasız Eğitim İstiyoruz” yazılı
pankart açarak protesto eden Berna
Yılmaz ve Ferhat
Tüzer, “yasadışı
örgüt üyesi
olmak” suçundan
cezaevine
gönderildi!
Takıyye
siyasetinin
demokratik tepki
mantığı işte böyle
ikiyüzlü işliyor!
AKP liderine
pankart açanlar
cezaevine
atılıyor, CHP liderine taş atanlar AKP
binasına saklanıyor!..
Van’daki iğrenç saldırı da
gösteriyor ki, “benim hırsızım iyidir”
yüzsüzlüğü “benim protestocum da
iyidir” rezaletine kadar uzandı!..
CHP; siyasetin sokak
çeteleşmesine dönüştüğü Van’da,
AKP’nin iyi çocuklarını belgelerle
adeta tokat atarak deşifre etmiştir!
CHP’nin Tokadı, AKP’nin ‘İyi Çocuklar’ı!..
Üçü de türbanı savunuyor
YÖK’ün Anayasa Mahkemesi asõl üyeliği için belirlediği üç adayõn üçünün de üniversitelerde
türbanõn serbest bõrakõlmasõnõ savunan “Türbana Özgürlük Bildirisi”nde imzasõ bulunuyor
MAHMUT LICALI
ANKARA - YÖK’ün Anayasa
Mahkemesi asõl üyeliği için Cum-
hurbaşkanõ’na sunulmak üzere be-
lirlediği üç adaydan üçünün de
“türbana özgürlük” bildirisinde
imzasõ bulunuyor. YÖK kontenja-
nõndan boşalan Anayasa Mahke-
mesi üyeliği için üç aday belirleyen
YÖK, daha önce türban düzenle-
mesini iptal eden Anayasa Mah-
kemesi üyeliğine türbanõ savunan
Prof. Dr. Engin Yıldırım, Prof. Dr.
Gülfettin Çelik ve Prof. Dr. Recep
Tarı’yõ üye olarak önerdi.
YÖK Genel Kurulu dün Prof. Dr.
Yusuf Ziya Özcan başkanlõğõnda
toplandõ. Yaklaşõk 5 saat süren top-
lantõda rutin raporlar ve komisyon ça-
lõşmalarõ değerlendirilirken toplantõ-
nõn sonlarõna doğru Başkan Prof.
Dr. Özcan, YÖK kontenjanõndan
boşalan Anayasa Mahkemesi asõl
üyeliği için 3 aday belirlenmesi için
seçim yapõlmasõnõ gündeme getirdi.
YÖK Genel Kurulu’nda gün-
demde olmamasõna karşõn yapõlan
seçimle Cumhurbaşkanõ Abdullah
Gül’ün aralarõndan birisini ata-
masõ için 3 aday belirlendi.
Edinilen bilgiye göre toplantõda
Anayasa Mahkemesi üyeliği için be-
lirlenmesi gereken 3 aday için yal-
nõzca 3 isim önerildi.
YÖK’ün Anayasa Mahkemesi
üyeliği için belirlediği üç adaydan
Sakarya Üniversitesi İktisadi İda-
ri Bilimler Fakültesi’nde öğretim
üyesi olan Prof. Dr. Engin Yõl-
dõrõm’õn türbanõn üniversitelerde
serbest bõrakõlmasõnõ savunan
“Türbana Özgürlük” bildirisin-
de imzasõ yer alõyor.
YÖK’ün belirlediği bir başka
aday olan Kocaeli Üniversitesi İk-
tisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde
öğretim üyesi olan Prof. Dr. Recep
Tarõ’nõn da türban bildirisinde im-
zasõ bulunuyor.
YÖK’ün belirlediği bir diğer aday
olan Kõrklareli Üniversitesi İktisadi
İdari Bilimler Fakültesi Dekanõ Prof.
Dr. Gülfettin Çelik de türbana destek
veren akademisyenlerin arasõnda .
YÖK’ün AKP’nin türban dü-
zenlemesini iptal eden Anayasa
Mahkemesi üyeliği için belirledi-
ği 3 adayõn 3’ünün de türban bil-
dirisinde imzasõnõn bulunmasõ dik-
kat çekerken Cumhurbaşkanõ Gül,
YÖK’ün belirlediği bu üç adaydan
birini asõl üyeliğe atayacak. Bir baş-
ka deyişle Anayasa Mahkeme-
si’ne türbanõ savunan bir adayõn
girmesi YÖK’ün bu adaylarõ be-
lirlemesiyle kesinleşmiş oldu.
Y
ÖK’ün Ana-
yasa Mahke-
mesi üyeliği
için belirlediği üç adayõn da hukuk alanõ yerine ik-
tisat alanõnda akademik unvanlarõnõn olmasõ da dik-
kat çekti. Yasaya aykõrõ olmamasõna karşõn Anayasa
Mahkemesi üyeliği gibi hukuk bilgisinin önemli ol-
duğu bir alana YÖK’ün iktisat kökenli öğretim üye-
lerini aday göstermesi kafalarõ karõştõrdõ. Anaya-
sa Mahkemesi Kuru-
luşu ve Yargõlanma
Usulleri Hakkõnda
Yasa’nõn 4. maddesine göre, YÖK, Cumhurbaşka-
nõ’na atamasõ için hukuk, iktisat ve siyasal bilim-
ler dallarõndaki öğretim üyeleri arasõndan üç aday
bildiriyor. YÖK’ün belirlediği üç aday arasõndan
biri cumhurbaşkanõ tarafõndan Anayasa Mahkemesi
asõl üyeliğine atanõyor.
HUKUKÇU DA DEĞİLLER
DOSYA ASKERİ
SAVCILIĞA GİTTİ
KÜRTÇE SAVUNMA
YAPINCA TUTUKLANDI
VAN (Cumhuriyet) - Hakkâri’nin
Çukurca ilçesinde, 27 Mayõs 2009’da
7 askerin şehit olmasõna neden olan
mayõnlarõn TSK’ye ait olduğu ve 20.
Jandarma Tugay Komutanõ Tuğge-
neral Z.E’nin emriyle döşendiği yö-
nündeki iddialarla ilgili başlatõlan so-
ruşturmanõn dosyasõ Genelkurmay
Başkanlõğõ Askeri Savcõlõğõ’na gön-
derildi. Konuyla ilgili haberlerin ba-
sõnda yer almasõ üzerine Van Cum-
huriyet Başsavcõlõğõ yazõlõ açõklama
yaptõ. Açõklamada “Bir kısım asker
şüphelilerin eylemlerinin, ‘bilinçli
taksirle birden çok kişinin ölümüne
sebep olmak’ suçu kapsamında
mütalaa edilebileceği hukuki ka-
naatiyle ve bu suçun 353 sayılı As-
ker Mahkemeler Kuruluşu ve
Yargılama Usulü Kanunu’nun 9.
maddesi kapsamındaki suçlardan
olduğu değerlendirilerek soruştur-
ma dosyası gereğinin takdir ve ifa-
sı için 4 Mart 2010 tarihinde Ge-
nelkurmay Başkanlığı Askeri Sav-
cılığı’na gönderilmiştir.”
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü-
rosu) - “Örgüt propagandası” yap-
tõğõ iddiasõyla tutuksuz yargõlanan
Azadiya Welat Gazetesi Yazõişleri
Müdürü Mehdi Tanrıkulu, dün gö-
rülen duruşmada Kürtçe savunma
yapmak istediğini mahkeme heyetine
bildirdi. Red cevabõ alan Tanrõkulu
ise Lozan Antlaşmasõ’na göre buna
hakkõ olduğunu savundu. Mahkeme
heyeti ise õsrarõndan vazgeçmemesi
durumunda sanõğõn savunma hakkõn-
dan vazgeçtiği önünde hükme vara-
cağõnõ vurguladõ. Tanrõkulu iddia ma-
kamõnõn mütalaasõna karşõ savunma-
sõnõ Kürtçe yapmakta õsrar edince
mahkeme tutuklama kararõ verdi.
Sulukule Roman Kültürünü
Geliştirme Derneği, 8 Nisan
Dünya Romanlar Günü için Ba-
lat sahilinde kutlama programı
düzenledi. CHP İstanbul Mil-
letvekili Çetin Soysal Roman-
lar için el birliği yaparak, onla-
rın yaşamlarını kolaylaştırabi-
leceklerini belirterek Roman-
lar için eğitim ve sağlık şartları-
nı geliştirmenin, iş ve aş imkânı
sağlayacak koşulları oluşturma-
nın mümkün olduğunu vurgu-
ladı. Geleneksel hale getirilmesi
planlanan etkinlikte Roman
kostümleri defilesi yapılırken
çok sayıda grup konser verdi.
Fotoğraf:AA
‘Seni Romana benzettik’
Hõrsõzlõk iddiasõyla gözaltõna alõnan kadõnõ dövdükleri öne sürülen polislerden ilginç özür
İstanbul Haber Servisi - Öğret-
men eşi ve çocuğuyla gittiği pazar-
da hõrsõz sanõlarak gözaltõna alõnan ve
karakolda dövüldüğünü iddia eden ev
hanõmõ Deniz E. “Seni Romana
benzettik” diyen 5 polis
hakkõnda savcõlõğa başvu-
rarak şikâyetçi oldu.
CNNTürk’ün haberine
göre, Deniz E. eşi İsmail E.
ve 3 yaşõndaki kõzõ Bil-
ge’yle Bakõrköy’deki cu-
martesi pazarõna gitti. Eşi ve
kõzõ otomobillerine doğru
ilerlerken arkada kalan De-
niz E.’yi dört sivil polis
memuru hõrsõz şüphesiyle gözaltõna al-
dõ. Yaka paça gözaltõna alõnan Deniz
E, eşini cep telefonuyla aramayõ ba-
şardõ. Genç kadõnõn iddiasõna göre si-
vil polisler gözaltõna alõnan kadõnõ oto-
mobilde ve polis merkezinde dövdü.
İddiaya göre yanlõş anlaşõlma olduğu
anlaşõlõnca polisler, “Seni Roman’a
benzettik” açõklamasõ yaptõ. Deniz E,
yaşadõklarõnõ şöyle anlattõ: “Pazar
çıkışında sivil kıyafetli bir kadın ve
bir erkek arkamdan gelip, ‘pazardan
mal çaldõn’ dediler. ‘Mal nerede?’ de-
dim. Tokat attılar. Yere yuvarla-
yarak, tekme ve tokat attı-
lar. Hiç konuşturtmadılar.
‘Karokolda hesap verecek-
sin’ dediler. Ben polisten
neden korkayım kaçırılı-
yorum zannettim. ‘Eşimi
çağõrayõm’ dedim, kocamın
gelmesine izin vermediler.
Zorla arabaya bindirdiler.
Eşimi araca binince ara-
mayı başardım. Aracın içe-
risinde de dayak devam etti. Kadın
polis beni boğmaya çalıştı.”
Vücudunda darp izleri var
Polislerden şikâyetçi olan Deniz E,
doktor raporu için Bakırköy Sadi
Konuk Eğitim ve Araştırma Has-
tanesi’ne götürüldü. Deniz E.’nin ko-
lu, bacağõ ve sõrtõnda darp izi belirlendi.
Deniz E.
‘MAHALLEMİZİ GERİ VERİN’
İstanbul Haber Servisi -
8 Nisan Dünya Roman Gü-
nü çeşitli etkinliklerle kut-
lanõrken Sulukule Platfor-
mu, “Roman açılımı Sulu-
kule Romanlarına da de-
ğecekse eğer onlara yüz-
yıllardır yaşadıkları ma-
hallelerini geri vermeli”
açõklamasõnõ yaptõ,
Açõklamada Sulukule
projesinin “kentsel yenile-
menin” nasõl yapõlmamasõ
gerektiğini gösteren bir kö-
tü örnek olduğunun altõ çi-
zilerek “Bu küçücük yok-
sul mahalle, yöneticiler
için yüzlerce ders ile dolu-
dur, tabii eğer ortada
yanlışını düzeltmek iste-
yen yöneticiler var ise...”
denildi. Bu süreçte Fatih
Belediyesi’nin ve TO-
Kİ’nin yanlõş adõmlarla so-
runu içinden çõkõlmaz bir
hale getirdiği kaydedilerek
şöyle devam edildi: “Proje-
de değişen tek bir şey yok:
Romanların ellerinden
alınan topraklar üzerinde
yapılacak lüks konutlar,
yeni mülk sahiplerine
çoktan pazarlandı. Ma-
halleliler, bu tartışmaya
ve yalanlara son vermek
için yapılacak lüks konut-
ların sahiplerinin açıklan-
masını istiyor. Böylece,
projenin kimler için yapıl-
dığı ortaya çıkacaktır.”
Fotoğraf: ZEYNEP ALTAY
Nail Güreli Kitaplığı açıldı
İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti ile Türkiye Gazeteciler Sendikasõ’nda uzun
yõllar yöneticilik ve başkanlõk yapan Nail Güreli, 10
bine yakõn kitap, gazete kupürü ve röportajlardan
oluşan kitaplõğõnõ Maltepe Üniversitesi Kütüphane-
si’ne bağõşladõ. Nail Güreli Kitaplõğõ’nõn dün gerçek-
leşen açõlõş törenine Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğ-
rul Günay da katõldõ. Konuklara teşekkür eden Nail
Güreli “Kitaplarõm evimden çõkmadõ, burada sigorta-
landõ. Bu kitaplõk bir paylaşõmõn odağõdõr” dedi.
Köylülerin isyanı Meclis’e taşındı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Arda-
han Milletvekili Ensar Öğüt, “borçlarõ nedenile köy-
lerini satmak isteyen” Dereyolu köylüleriyle birlikte
Meclis’te basõn toplantõsõ yaptõ. Toplantõda muhtar
Ekrem Işõk ve 2 köylü “Borcumuzu ödeyemedik kö-
yümüzü satõyoruz”, “Dereyolu köyü satõlõk”, yazõlõ
pankartlar açtõ. Öğüt, 1985 yõlõnda yapõlan kadastro
çalõşmalarõnda bin yõldõr kullanõlan arazilerin Hazi-
ne’ye yazõldõğõnõ, köylülerin perişan olduğunu söyle-
di. Köy muhtarõ Ekrem Işõk da “Çözüm bulunmazsa,
Meclis’in önünde kendimizi yakacağõz” dedi.
Zana’ya 3 yıl hapis cezası
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di-
yarbakõr’da 2008 yõlõnda düzenlenen iki ayrõ etkin-
likteki konuşmalarõnda “terör örgütünün propagan-
dasõnõ yaptõğõ” gerekçesiyle hakkõnda dava açõlan,
kapatõlan DEP’in eski milletvekili Leyla Zana, 3
yõl hapse çarptõrõldõ. Diyarbakõr 5. Ağõr Ceza Mah-
kemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanõk Leyla Za-
na ve avukatõ katõlmadõ. Zana hakkõnda başka bir
davada aynõ suçla 10 yõl hapis isteniyor.
Kurgusal Duruşma Yarışması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Genç
Hukukçular Derneği’nce (ELSA) 10. kez düzenlene-
cek olan Ord. Prof. Dr. Hõfzõ Veldet Velidedeoğlu
Kurgusal Duruşma Yarõşmasõ, bu yõl 10-11 Nisan ta-
rihlerinde Ankara Adliyesi Konferans Salonu’nda
gerçekleştirilecek. Yarõşmanõn direktörü Melis Ener-
can, saat 10.00’da başlayacak organizasyona izleyici
olarak katõlmanõn mümkün olduğunu belirtti.
Nükleer karşıtı eylem
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kendileri-
ne “Barõş Hareketi” adõnõ veren bir grup, ABD Bü-
yükelçiliği önünde nükleer silahsõzlanma eylemi
yaptõ. Büyükelçilik önünde grup adõna yapõlan
açõklamada, “Adana’daki İncirlik Üssü’nde 90
nükleer silah olduğu” iddia edilerek “Bunlarõn
ABD’ye iade edilmesi” istendi. Açõklamanõn ar-
dõndan gruptakiler, nükleer silahlarõ temsil eden
maketleri elçilik duvarõ önüne bõraktõ.
Bebek için maçı durdurdular
KIRKAĞAÇ (AA) - Manisa’nõn Kõrkağaç ilçe-
sinde nefes almakta güçlük çeken bebeğin hava am-
bulansõyla İzmir’e sevki sõrasõnda ambulans heli-
kopterin inmesi için Şair Eşref Stadõ’ndaki Beledi-
yespor-Esnafspor maçõna 55. dakikada ara verildi.
Stada inen helikopterle yeni doğan bebek, İzmir’de-
ki Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalõklarõ ve Cerrahisi
Eğitim ve Araştõrma Hastanesi’ne sevk edildi.
Bir kişiye 11 milyon lira
ANKARA (AA) - Süper Loto oyununun bu haf-
taki çekilişinde kazandõran numaralar; “3, 8, 9, 18,
37, 54” olarak belirlenirken 6 bilen bir kişi 11 mil-
yon bin 683 lira 35 kuruş kazandõ. 5 bilenler 5 bin
387 lira 70’er kuruş, 4 bilenler 78 lira 25’er kuruş, 3
bilenler 6 lira ikramiye alacak.
Balat’ta
Roman gecesi