Katalog

CMYB C M Y B 9 NİSAN 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 17 K A M İ L M A S A R A C I K Ü L T Ü R Ç İ Z İ K [email protected] Y õllarõn vazgeçilmez klişeleriyle söy- lersek yine “İstanbul’da baharla öz- deşleşmiş” bir festival zamanõna öz- gü o “tatlı koşuşturmaca”yõ yaşadõğõmõz, adeta havadan film yağan şu günlerde seyret- tiğimiz, Berlin’de büyük ödül Altõn Ayõ’yõ ka- zanan “Bal”, yazar-yönetmen Semih Kapla- noğlu’nun şimdiden sinema tarihimize geçen Yusuf üçlemesinin son parçasõ (ya da başa dö- nen son bölümü). Konuşmadan çok görselliğin ağõr bastõğõ, Çamlõhemşin’in cennetten farksõz, huzur ve hu- şu verici mekânlarõnõ perdeye taşõyan tablo gi- bi görüntülere (genç kameraman Barış Özbi- çer adõna dikkat!) ve özenli, incelikli, ayrõntõ- larõn hakkõnõ veren, şiirli bir sinematografiye da- yanan “Bal”, herkesin bir şekilde engebeli ara- zisinden geçtiği, hayatõmõzõn başlangõç aşamasõ olan çocuklu- ğun engin derin- liklerine savuru- yor seyirciyi, geri- de bõraktõğõmõz za- manõ, durumu, anõ- larõ çağrõştõrõp his- settirerek. Hollywood mer- kezli Anaakõm sine- manõn hõzlõ, sürükle- yici seyirliklerine şart- lanmõş, sõradan seyir- ciyi epeyce esnetip an- cak yarõsõndan sonra içine alan, ağõr tempolu, gerçekçi ve durağan “Bal”da, yetişkinliğini “Yumurta”da, gençliğini “Süt”te seyrettiği- miz kahramanõ Yusuf’un bu kez çocukluğuna odaklanõyor Kaplanoğlu. Yetişkin Yusuf’un, ge- lecek vaat etmeyen, gelenek-göreneklerin ve tö- relerin dayattõğõ taşradan kaçõp kapağõ attõğõ bü- yük kentten annesinin ölümü üzerine yuvaya dö- nüşünü “Yumurta”da, ana kucağõnõ ve çõkõş- sõz taşrayõ arkada bõrakõp üniversiteye, kente yol- lanõşõna giden yõllarõnõ “Süt”te anlattõktan sonra bu kez çocukluk sürecini ele alõyor “Bal”da. Zamanõn ileriye doğru akõşõnõ izleyen, alõ- şõlmõş kronolojik anlatõnõn tersine, sondan ge- riye ve başa doğru giden Yusuf üçlemesini nok- talayan “Bal”, konusuyla görselliği bakõmõn- dan etkileyici, usta işi ama seyirciden de çaba isteyen, zorlu bir seyir deneyimi. Ger- çekçiden çok natüralist ama aynõ zamanda du- yarlõklõ ve düşlerle kaynaştõrõlmõş anõlar toplamõ halinde, rüyamsõ bir film. Rekabete ve yarõşmaya dayalõ okul yaşamõ- nõn aslõnda çocukta büyük bir travmaya yol aç- tõğõnõ çok iyi veren film, bütünüyle çocukluğun tüm dünyaya açõk, sõfõr kilometredeki o masum ve saf algõsõ üstüne kurulu. Hikâyesini, suskun (ama tuhaf gözlemci) Yusuf’un gözünden an- latõyor baştan sona. Ödül niyetine başarõlõ ço- cuklarõn yakalarõna iliştirilen al kurdeleyi hak etmek için yõrtõnõrsa da hoşgörülü öğretmenin verdiği metinleri sõnõfta okuyamõyor bir türlü, heceleyip kekeleyerek takõlõp kalõyor. Oysa ba- basõnõn filmin başõndaki “Oku!” komutunu dinleyen Yusuf ev- deki Saatli Maarif takviminden günün tarihini pekâlâ okur an- nesine. Okul bahçesinde oyun- larõna katõlamadõğõ öteki ço- cuklarõ sadece seyreder pen- cereden. Yaşõtlarõyla oynayamayan, okuyamayan, ifade sorunlu ama gelecekte onu dille ha- şõr-neşir olacağõ, sözcükle- ri eğip bükeceği, kitaplar âlemine dalacağõ, sahaflõk yapacağõ bir şairlik-yazarlõk haya- tõ bekleyen Yusuf’un “Süt”ten tanõk olduğumuz epilepsi krizleri, “Bal”da ormanda yürürken ba- basõnõn geçirdiği sara nöbeti sahnesiyle anlam kazanõyor. Ağacõn tepesinde, kovan peşindey- ken dalõn kõrõlmasõyla havada asõlõ kalan ba- basõnõn sağsalim eve dönmesini boşu boşuna beklerken filmin durağan temposunu kõrõp şenlendiren o annesiyle çõktõğõ yayladaki cüm- büşlü şamatalõ şenlik sahnelerinde, biraz biraz dõş dünyanõn seslerine, renklerine açõlõyor Yu- suf. Yusuf’un dolunayõn kovadaki suya yansõ- yan şavkõyla oynadõğõ ya da babasõnõn ölümü üstüne ormanda bir ağaç dibine kõvõrõlõp yattõ- ğõ sahneler gibi güzel sahneler de içeren, Altõn Ayõ’lõ “Bal”, özetle Semih Kaplanoğlu’nun Tarkovski tadõnda, iz bõrakan (hatta sonradan koyan) son filmi olarak kuşkusuz seyredilme- yi ve övgüyü hak ediyor. “Bal”, Kaplanoğlu’nun “Yusuf” üçlemesinin son bölümü. Seyirciyi çocukluğun engin derinliklerine savuran film, hem iz bırakıyor hem de övgüyü hak ediyor. En Mutlu Olduğum Yer: Başrollerini Ezgi Asaroğlu ve Nihat Al- tõnkaya’nõn paylaştõğõ filmin yönetmeni Ka- ğan Erturan. Filmde, İstanbul’dan, en mut- lu olduklarõ yer olan İzmir’in Foça ilçesine gitmek için yola çõkan iki sevgilinin yol boyunca ya- şadõğõ maceralar ve kendi- lerini takip eden mafyadan kaçõşlarõ anlatõlõyor. İki Babalık: Walt Becker’ın yönet- menliğini yaptığı bu ko- medinin oyuncu kadrosu hayli zengin: John Travol- ta, Robbin Williams, Justin Long, Matt Dillon ve Seth Green. Aşkın Yaşı Yok: Noam Murro’nun yönet- menliğini yaptõğõ film, özel hayatõyla ilgili son derece başarõsõz olan bir entelek- tüelin orta yaş krizinden, yõl- lar sonra tesadüfen yeni- den karşõlaştõğõ eski öğren- cisi Janet sayesinde kurtu- luşunu anlatõyor. Filmin oyuncularõ Ellen Page, Den- nis Quaid, Sarah Jessica Parker, Thomas Haden Church ve Ashton Holmes. Son İstasyon: Oğulcan Kırca’nın yönetmenliğini yaptığı bu dramın oyuncuları Levent Kırca, Korel Ce- zayirli, Suna Selen, Başak Daşman ve Özgün Aydın. Beş Şehir: Çekimleri İstanbul’un ardõndan Afyon ve Es- kişehir’de mayõs sonuna kadar devam eden ‘Beş Şehir’in yönetmenliğini Polis filmiyle ta- nõnan Onur Ünlü, görüntü yönetmenliğiniyse Meleğin Düşüşü ve Beyaz Melek gibi filmlerin ödül- lü görüntü yönetmeni Eyüp Boz üstleniyor. Filmin oyuncularõ ise Ahmet Rõfat Sungar, Ege Tanman, Şeb- nem Sönmez, Bülent Emin Yarar ve İpek Erdem. Cehenneme Bir Adım 2: Sarah, arkadaşlarını yi- tirdiği labirentlerle dolu o korkunç mağaradan çık- mayı başardığında korku- dan delirmek üzeredir. Yö- netmenliğini Jon Har- ris’in yaptığı filmde Nata- lie Jackson Mendoza, No- ra-jane Noone ve MyAn- na Buring rol alıyor. Rina: Şenol Sönmez’in yönet- menliğini yaptõğõ ve Çağlar Çorumlu, Eray Türk, Paş- han Yõlmazel, Erkan Sever, Cezmi Baskõn’õn rol aldõğõ film, hayallerimize ulaşmak için yap- tõklarõmõzõn hayatõmõzõ nasõl etkilediğini konu alõyor. İnsanlarõn hayalleri ve istekleri için ne kadar fedakârlõk yaptõklarõnõ sorgulayan Ri- na, film boyunca hayatõ geride bõraktõğõmõzda asõl istediklerimizi yapmõş olmamõzõn önemi- ni vurguluyor. Semih Kaplanoğlu’nun son Berlin Film Festivali’nden Altõn Ayõ ile dönen ‘Bal’õ gösterimdeSabahattin Ali anılıyor Kültür Servisi - Türk edebiyatõnõn önemli isimlerinden Sabahattin Ali, bugün saat 17.00’de Beyoğu Attilâ İlhan Kültür Merkezi’nde anõlacak. Sabahattin Ali’nin ölümünün 62. yõlõ için düzenlenen etkinlik, fotoğrafçõ İsa Çelik’in hazõrladõğõ dia sunumuyla başlayacak ve Hõfzõ Topuz, Erol Toy, İsa Çelik ve Ali Berktay’õn, Sabahattin Ali ve eserleri üzerine yapacağõ söyleşiyle devam edecek. Sadõk Gürbüz’ün Sabahattin Ali’nin bestelenen şiirlerini yorumlayacağõ gece, Metin Belgin ve Hümay Güldağ’õn şiir dinletisiyle sona erecek. (Attilâ İlhan Kültür Merkezi Tel: 0 212 293 42 42) Min Dît’e bir ödül de Prag’dan Kültür Servisi - Diyarbakõr’da çekilen ve çatõşmalõ dönemde anne babasõnõ kaybeden iki çocuğun dünyasõnõ konu alan ve hem ulusal hem de uluslararasõ festivallerden altõ ödülü bulunan “Min Dît” isimli Kürtçe film, bu yõl on yedincisi düzenlenen Uluslararasõ Prag Film Festivali’nin büyük ödülüne değer görüldü. Festivalde, Tom Harper’õn yönetmenliğini yaptõğõ ABD yapõmõ “The Sconting Book For Boys” ikinciliğe değer görülürken Saadet Işõl Aksoy, Hatice Aslan ve Kerem Atabeyoğlu’nun da rol aldõğõ “Şark Oyunlarõ” filmi üçüncü oldu. SABANCI ADANA TİYATRO FESTİVALİ’NDE BUGÜN  ADANA H.O. SABANCI SAHNESİ İstanbul Devlet Tiyatrosu - Profesyonel saat 20.00. AşkınYaşıYok Çok filmli bir hafta İngilizce’yi İngilizce kaynaklardan öğrenin... Westminster University ve Premier College sertifikalarına sahip, London School of Business Administration’da master yapmış, ÖĞRETMENDEN, BRITISH ENGLISH ? Gramer, konuşma, derslere yardımcı, sınavlara hazırlık ? İş İngilizcesi (Business English) ve İngilizce iş görüşmelerine (Interview) hazırlık Bahariye-Kadıköy / İstanbul 0532 701 80 41 - (0216) 418 94 51