19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Yüksek öğretim Türkçe olmalı! Sayın Prof. Dr. Derin Orhon'un, 19 Mart tarihli CBT'de yayımlanan, Türkçe yükseköğretim için yeterli midir?' başlıklı yazısını ilgiyle okudum. Sayın Orhon özetle, Ingilizce yapılacak eğ'rtimin yüksek öğretimde kaliteyi arttıracağını savunuyor. Bu yaklaşımın doğru olmadığını düşünü- yorum. Yükseköğretimde karşılaştğımız sorunlar birçok nedene dayanmakta, bu sorunları Ingilizce eğitimden ayıraraktartışmakta yarar vardır. Prof. Dr. Taner Darbentii, İTÜ Makina Fakültesi Dekanı, mkndekanOitu.edu.tr B ugün bilimsel literatürü izlemek, ulus- lararası ortamlarda bilimsel etkinlik- lerde bulunabilmek için İngilizce bil- menin -başka diller de değil- gerekli olduğu, tartışılmaz bir gerçektir. Bu açıdan bakıldı- ğında, Ingilizce ortak bilim dilidir denilebi- lir. Ancak bu Türkçenin bilim dili olama- yacağı anlamına gelmediği gibi 'Türkçe yük- seköğretim için yeterli değildiı' savında bu- lunmak, hem anadilimize haksızlık, hem de bugüne kadar yaptıklarımızı inkâr etmek olur. Sadece İTÜ Makina Fakültesi'nden ömek ve- rirsek, Turan Onat, Fazıl Erdogan, Vedat Aıpacı, Salim Çıracı gibi uluslararası alan- da adını duyurmuş birçok bilim adamı, Türkçe yüksek öğrenim görerek yetişti. Ingilizce iletişim, çocuklanmıza üniver- sitede değil, erken yaşlarda kazandınlması ge- reken bir beceridir. Bunun için günümüz tek- nolojilerinin neden kullanılmadığı, örneğin televizyonda her yaştan insanlara seslenen Ingilizce (yabancı dil) eğitim programlarının neden yapılmadığı, ilköğretimde öğrencile- re neden iyi bir Ingilizce bilgisinin verile- mediği sorgulanabilir. Hatta öğrencilerimizin yüksek öğretim' de başarılı olmalarını istiyorsak, aynt sorgu- lamayı matematik, felsefe, temel bilimler, cdebiyat, sanat ve spor için de yapmalıyız. Değerlendirmesi gereken bir başka nok- ta da şu: Yükseköğretim çağına gelmiş yak- laşık iki tnilyon gencimiz var. Bunlardan en fazla elli bin kadarı, yabancı dil eğitiminin çok iyi verildiği ilk ve ortaöğretim kurum- larından geliyor. Yükseköğretimi Ingilizce yapmak, büyük bir kütleyi bu olanaktan yok- sun bırakmak anlamına gelecektir. SINIRLIEÖİTİM Sayın Orhon'un belirttiği gibi yüksek- öğretimde öğrenci kuşkusuz sadece derste öğ- retim üyesi tarahndan verilen bilgilerle sınırlı kalmamalı, kütüphaneyi kullanmalı, ödev ve uygulamalı çalışmalar yapmalı, kısaca ken- di kendini geliştirebilmelidir. İyi bir yaban- cı dil bilgisi öğrenciye bu konuda çok yararlı olacaktır. Ancak Türkçe yükseköğretim, buna en- gel değildir. Son yıllarda yükseköğretimde ka- litenin düşmesine neden olan en önemli et- ken kanımca, öğrenci sayüanndaki artıştır. Öğretim üyesi, araştırma görevlisi, yardım- cı eleman sayıları ve donanım altyapısında büyük bir değişiklik olmadan, öğrenci sayı- sı büyük ölçüde arttı. Bu da ödev verme, uy- gulamalı çalışmalar yaptırma olanaklarını kı- sıtladı. Yükseköğretimde önemli olan fakat Sayın Orhon'un değinmediği bir unsur da- ha var: Öğrencinin derste veya ders dışında, öğretim üyesiyle yaptığı tartışmalar. Derslerimde öğrencilerimin katkılarını her zaman beklerim, bazen dersin akışını öğ- rencinin bir sorusu yönlendirir. Öğrenci ve hoca derste bir iletişim rahatlığı içinde olmalı; bunun en iyi, anadilde olacağmdan kuşku yok. Erasmus programları çerçevesinde üni- versitelerimize gelen öğrenciler için İngilizce dersler açılabilir. İTÜ'de bugün izlenen ve derslerin yuzde otuzunun Ingilizce olduğu Türkçe programlar kapsamında, bu kolaylıkla sağlanabiliyor. Lisansüstü programlar için duruma daha farklı yaklaşılabilir. Bu programlara yaban- cı öğrencilerin katılmalan ve yabancı öğre- tim üyelerinin katkıda bulunmalan destek- lenmelidir. ABD ve Avrupa'da olduğu gibi lisansüstü çalışmalarda uluslararası bilimsel ortamlann yaratılmasının büyük önemi var. Derslerde kullanılan dil konusunda öğretim üyesi esnek davranabilmeli. Yüksek öğretimde İngilizce konusunda ısrarlıysak sanırım şu önemli soruyu da sormamız gerekir: En ön- de gelen üniversitelerimizde, araştırma ku- rumlanmızda, lisansüstü öğrenim görmek için ABD'den, Avrupa'dan, Çin'den, İran'dan, Irak'tan gelen kaç öğrenci var? Doktora sonrası araştırmalar yapmat için gelen kaç araştırmacı var, izin yılını (sabbatical) ge- çirmek için gelen kaç öğretim üyesi var? Sayın Orhon'un 'akademik sistemimü- de çıktılarla ilgilenmemek alışkanhk haline ge/Jı'srizleri gerçeği tam yansıtmıyor. Bugün birçok üniversitemizde, eğitim programlan- mızın öğrenciye hangi yetenekleri kazan- dırması gerektiği, bunlann nasıl ölçüleceği ve değerlendirileceği konusunda kapsamlı ça- lışmalar yapılıyor. MÜDEK veya ABET ölçme, değerlendirme ve belgelendirme (ak- reditasyon) süreci adı verilen bu çalışmalar giderek yaygınlık kazanmaktadır. Türkiye'de bilimsel kültürün oluşmasına İTÜ'nün büyük katkıları oldu. Bu katkı, iyi özümsediği teknolojiyi çevresindekilere an- latabilen mühendisleriyle, Türkçe telif veya çeviri teknik kitaplar yazan öğretim üyeleriyle gerçekleşti. İTÜ Senatosu'nun 2009 yılında aldığı ka- rar "her bölümde en az bir programın iste- nım DOIUIDUH t de yüı İngilizce verilmesi" şeklindedir. Makina Fakültesi bu kararı, yürüttüğü iki Türkçe programla birlikte daha düşük kon- tenjanlı eşdeğer iki İngilizce program açarak uygulayacaktır. Bilimsel ve teknolojik kavramlann en iyi anadilde oluşturulabileceğini, geliştirilebi- leceğini ve iletilebileceğini düşünüyonım. Bu bize düşüncelerimizi başka dillerde de daha iyi ifade etme, dünya kiiltürüne daha rahat katkıda bulunabilme olanağı sağlayacaktır. Bu nedenle yükseköğretim Türkçe olmalıdır diyorum. • • Universiteler.de Ingilizce eğitim Rus matematikçisi Grigory Perelman ile ilgili bilgiler geçen hafta basında geniş ölçüde haber konusu oldu. Dr. Grigory Perelman'ın bir topoloji problemi olarak bilinen "Poincare Varsayımı'm" kanıtla- yıp bu varsayımı bir teorem haline dönüştürdüğünü iki yıl ö'nce "Poincare Varsayımı, Yılın Bilimsel Başarısı - Matematik Dönyasında Kavga" başlığı altında oldukça aynntılı bir yazı ile CBT'de yayınlamıştım. Prof. Dr. Bahattin Baysal, A ü T^Yde Clay Enstitüsü olarak xVİ31w/tanınan bir kuruluştanınan Poincarf Varsayımı'nı çözenlere verilmek üzere 1 miyon dolar ödül koymuştur. Bu ödülü kazanabilmek için ispatın hakem- li ve yetkili bir ortamda yayımlanması ve matematik dünyasının incelemelerine iki yıl süre ile açık tutulması gerekiyordu. Sözünü ettiğim yazıda belirttiğim gibi is- patın tam ve doğru olduğu bir kitap ha- linde toplanarak yayımlanmıştı. İki yıl sü- re geçmiş ve geçen hafta basında yer alan haberler Dr. Perelman'ın bu ödülü alıp al- madığı konusunda yoğunlaştı. Bu haberi basında yüzlerce insanın yo- rumladığını gördüm. CBT'de bu konuyu bildirdiğimize değinen bir tek yorum yoktu! Boşuna kürek çektiğimizi düşü- nürken birkaç gün önceki bir ödül top- lantısında tanınmış bir profesör yanıma gelerek "CBT'deki yazılarımızı okuduğu- nu" söyledi. Bu olumlu destekten kuvvet alarak aşağıdaki yazıyı kaleme alıyorum. Üniversitelerde oğretimin İngilizce ya- pılması konusundaki tartışmalar güncel- liğini sürdürüyor. Üniversite öğretim üyeliğinde uzun sürelerle Türkçe ve İngilizce dersler verdiğim için bu konu- da biraz yetkili olduğumu düşünüyor ve ve görüşlerimi açıklamak istiyorum. 1945 - 1960 yıllarında Ankara Üniversitesi'nde asistan ve doçent olarak çahştım. (Öğretim dili Türkçe.) 1960- 1982 yıllarında Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde profesör olarak görev yaptım. (Öğretim dili İngilizce.) 1979 - 1990 yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde çahştım. (Öğretim dili Türkçe.) 1989 - 2010 yıllannda ek-görevli ve emekli öğretim üyesi olarak Boğaziçi Üniversitesi'nde çalışıyorum. (Öğretim di- li İngilizce.) Aynca (1973-1980) yıllannda Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde Türkçe dersler verdiğimi belirtmeliyim. Özetle Türkiye'nin 5 büyük üniver- sitesinde yaklaşık 30 yıl Türkçe 40 yıl İngilizce dersler verdim. Üniversitelerde çalıştığım bu uzun sürenin (8) yılını çe- şitli dönemlerde ABD üniversitelerinde konuk araştırmacı olarak geçirdim. Lisans ve lisansüstü düzeyde Türkçe ve İngilizce çok değişik dersler verdiğim. Türkçe dört kitap yazdım. İngilizceden üç bilim kita- bını Türkçeye çevirerek yayımladım. Yönettiğim (30) yüksek lisans ve (36) doktora tezleri Türkçe veya İngilizce ola- rak yazılmıştır. Ortaöğretim ve üniversite öğrencili- ği yıllanmda öğrendiğim Fransızcadan sa- dece Paris ve Strasbourg'da bulunduğum günlerde yararlanabildim. Doktoramı Orta Avrupa ekolünden (Göttingen) gelen bir konuk hocanın (Prof. Dr. Adolf G. Parts) yönetiminde yaparken İngilizce'yi lingafondan ve Hemingway'in öykü ve romanlarından öğrendiğimi söy- leyebilihm. Edebiyat, şiir ve tarih ilgi duy- duğum konular. Ancak dil öğreniminde yetenekli olduğumu söyleyemem. Böyle aynntılı bir açıklama yaptıktan sonra, CBT okurlanna üniversitelerde ya- bancı dil öğretimi konusundaki düşün- celerimi açıklayabilirim. Yabancı dil ile öğretime kesinlikle karşıyım! Boğaziçi Üniversitesi'nin çok eski yıllara uzanan bir geçmişi var. Gücüm olsaydı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde öğreti- min Türkçe verilmesini sağlardım. Şehirlerdeki panolarda, renkli ilan- larda yazılan İngilizce yazıları bir görgü- süzlük ve züppelik olarak niteliyorum. Dünyada insanların konuştuğu yüz- lerce dil var. Türkçe en çok konuşulan bü- yük dillerden biridir. Ve Türkçe bugün edebiyatı ile, şiiri ile ve tiyatrosu ile ta- rihinin en üstün düzeyini yaşıyor. New York'da Port Sait gece kulübünde alaturka müzik dinlerken Ermenilerle Türkçe ko- nuştum. Kudüs'de, Beyrut'ta Türk ol- mayan insanlarla Türkçe konuştum. Atlantik'ten Pasifik Okyanusu'na, Macaristan, İsveç, Estonya'dan japonya'ya kadar sömürge olmamış hiçbir ülkede ya- bancı dilde eğitim verilmiyor. Bu bilgiyi bana üniversitede sınıf arkadaşım Milli Eğitim Bakanlığı müsteşarlarından Nuri Kodamanoğlu vermiştir. Türkiye'de altı yaşında başladığı öğ- renimini yabancı dilde başlayıp sürdüren çocuklar var. Onlar için bir şey diyemem. Ailelerinin bir özentisi! Türkiye'de orta- öğrenimini Türkçe yapmış bir öğrenci Türkçe düşünecektir. Türkçe düşünen bir genci İngilizce cğitime zorlamanın saçma olduğu kanısındayım. Polimer biliminin kurucularından Profesör Walter Stockmayer'e ODTÜ'de İngilizce ders verdiğimizi söylediğimde hayretler içinde kalıp çok üzülmüştü. Çok renkli, çokkültürlü bir dünyada ya- şamak istiyordu. Yüzlerce yetenekli öğrencilerle ça- hştım. Türkçe ve İngilizce öğretim gör- müş olanlar arasında bir aynm yapamam, bu öğrencilerin araştırmada etkinlikleri üzerinde de bir fark gördüğümü söyleye- mem. I— •t—i o LLJ oo- ı—ı I— 4 CM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle