23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
"ÇETE" anatomisini iyi anlamalıyız! TrnuTMz E ski Yunan Tanrı sistemi, durup dururken ortaya çıktnadı. İnsanlar çevrelerinde olup biten olayları açıklamak ihtiyacıyla sürek- li teoriler geliştirmek, sonra da bunların olayları ne genişlikte açıklayabildiğini test etmek dürtüsüyle çeşitli Tanrılar tanımladı. Sonuç bu sistemin terk edilmesine vannışsa da, zamanın- da çok işe yaradtğı, çok karmaşık birçok olayı anında açıklayabilmiş olduğu da kuşkusuzdur. Günümüzde terk edilen bu "olayları açıklama" yöntemi ülkemizde halen geçerliğini koruyor, mühendislikten ekonomiye, tıptan sosyal bil- imlere kadar birçok alanda başarıyla kullanılıy- or. Karayollarında can ve mal kaybına neden olan olayları birçok gelişmiş iilke hâlâ tam önleyemez ve bunlara gayet sofistike çözümler geliştirmeye gayret ederken, Türkiye'de sorun çözümlenmiş, eski Yunan Tanrılarının gelişti- riltniş bir sürümü olan "canavar"lar yoluyla olay açıklanmıştır. "Çete" adıyla adlandırılan olgu da, canavar'ın özel durumundan başka bir şey değildir. Birçok karanlık olayı açıklayıp misy- onunu tamamlayan canavardan sonra geliştirilen "çete", Pentium ve G3 işletncileri arasındaki fark kadar bir fark yaratmış durum- dadır. Olmuş ve olabilecek birçok olay bu yeni kavramla açıkla-nabilecek gibi görünüyor. İşte bu nedenle, "çete" denilen olgu üzerinde daha dikkatli du- rulmak gereği vardır. Nasıl ki ku- raklık sorunundan Aşk Tanrısı Venüs sorumlu tutulamazsa, çete'nin sorumlu olmadığı birçok sorun da onların üzerine yıkılıp kaçılamaz. İKİSORU Bulgarca "çeta" (orduya ait olmayan küçük ve silahlı birlik) sözcüğünden Türkçeye ak- tarılan bu kavratn, orijinal anlamından epey sapmış, herhangi bir tnelanet alanında icrayı sanat ctmek amacıyla bir araya gclmiş silahlı ya da silah- sız küçük toplulukları ifade etmcye başlamıştır. Çete kavramının tam anlaşılabilmesi için ilk sorulması gereken soru, çete'nin nerede başladığı ve nerede bittiği, bir diğeri ise çete'nin eylem- lerinde kullandığı metodolojidir. . Gerek orijinal gerekse kaymış anlamına göre çete, mutlaka birden fazla kişiden oluşması gerekir. Bununla beraber bu kişilerin mutlaka el ele dolaşmalan gerektiğine ilişkin bir zorunluk yoktur. Hatta düşünülürse, böyle bir eleleliğin çeteyi derhal deşifre edeceği ve bu nedenle de bir- likte bulunmaması gerektiği de hemen anlaşıla- caktır. Aynı üniformayı giymek, benzer şivede konuşmak, daima benzer iddialan savunmak gibi, "çetcnin tanınmasına yol açabilecek" her türlü ipucundan kaçınmanın, çete olabilmenin olmazsa olmaz koşullarından olduğu da kısa bir akıl yürütmeyle bulunabilir. İyi bir çete, birbiriyle ilişkisi yokmuş gibi görü- nen, ama gerçekte aynı amaca hizmet edcn tu- tum, davranış ve eylemlerde bulunan kişi ve ku- rumlardan oluşmalıdır. Hırsızlık, yol kcsme ve benzeri alanlarda çalışan çetelerde çok önemli olan tnisyon, vizyon ve değer birliği, çete üyelerinin söylem birliği içine girmelerinc ve dolayısıyla çabucak teşhis edilmelerine yol açar. İşte bu nedenle bu tür basit çeteler teşhis edilmemek için saklanmak zorundadırlar. Çete teşkili ve işletmeciliğinde ileri gitmiş toplumlarda ise tam aksine olarak tüm çete öğelerinin, çete misyonu, vizyonu ve değerlerinin benze- mezliğinin temini çok önemlidir. Bunun için, takıyye gibi yöntemlerin yanı sıra, çeteye dahil olduğunu bilmeyen kişi ve kurumlann da çetelere katılması ve çağdaş örgütlenmenin bilinen meto- du olan "sanal ağ" teşkil edilmesi yoluna , gidilir. Bu nedenle de saklanmak gibi bir gereklilik olmadığı gibi, elini kolunu sallayarak ortalıkta dolaşmak neredeyse zorunludur. İşte, toplumumuzda hemen her olayı çetelerle açık- layan birçnk vatandaşımızın bizzat birer çete üye- si olmalarının teorik temelleri böyledir. HANGtKOŞULLAR? Çete oluşumlarıyla ilgili olarak sorulması gereken ikinci soru, çetenin oluşum koşullarıy- la ilgilidir. Şu soru kritiktir: lsteyen bir ya da birkaç kişi, gönüllerinin çektiği bir konuda çete oluşturabilirler mi? İlk anda, "tabii kurabilirler, bunu düzenleyen bir yasa mı varT' diyenlcr çıkabilir. Ama kazın ayağı öyle değildir. Anayasa bile yorum camba- zlığı gibi nedenlerle çiğnenebilir, ama çete teşkili ile ilgili yazılı olmayan kanunlar çiğnenemez. Bir çetenin oluşabileceği alanlar, topldmun onayına tabidir. Toplumun onayından geçmemiş bir alanda, ne denli gözü kara olursa olsun hiç kimse çete kuramaz. Kurmasına kurar ama birkaç günde dağılır gider, yani uzun ömürlü olamaz. Toplum, bir çetenin var olup olmamasına, be- nimsediği değerlerle onay verir ya da vermez. Nasıl ki bir evde üreyen böcekler, böccklerin arzusu yoluyla değil de o ev sahibinin pasaklılığı yoluyla oluşuyorsa, çeteler de toplumun çeşitli değerlerinin yarattığı iklim içinde var olabilir ya da olamazlar. Eğer bir çete var ise, orada bazı değerlerde sorunlar var demcktir. Değerleri bozulmamış bir yerde kimse çete kuramaz. Buna "çete kur- manın altın kuralı" denilebilir! Türkiye'nin en büyük 4 üniversitesinden birisinin, içinde yak- laşık 100 kişinin görev yaptığı saray yavnısu rek- törlük binasındaki tuvalet, yalnızca rektör tarafin- dan kullanılabiliyor. Burada, bilgi toplumu ile il- gili olarak yapılan bir toplantıya çağrılan da- vetlilere ise yandaki bir binanm tuvaleti gös- teriliyor. Orada ise kapının üzerinde şu yazıyor: Sular akmadığından dolayı tuvalet kapalıdır! Bu basit görünüşlü olayın çetelerle ilişkisi ilk bakış- ta görülemeyebilir. Ama çok ilişkilidir. Her sorununun tek nedeni olarak okul eğiti- minin yetcrsizliğini görüp kaynaklannı bu yol' da mobilize etmiş olan ülkemizde, bu basit (!) o- lay çok değerli bir yol göstericidir. Insanlanmızı okutup hepsini birer profesör yapsak, 59 üniver- sitemizi kurduğumuz illerimizin her birini birer tstanbul yapsak, sonuçta varacağımız yer, tu- valetin ve suyun önemini anlamamış ama bek- lentileri, iddiaları, tafraları, ihtirasları artmış bir sürü yardımcı çete üyesi oluşturmaktan ileri değildir. Çetelerin yok edilmesi, temizlenmesi gibi is- teklerimizi gözden geçirmeli, hangi çetelerin üyeleri olduğumuzu keşfetm- eye, ondan sonra da gerçek mücadele yön- temlerini bulmaya çalışmalıyız. Bazı Genetik-Metabolik Hastalıklarda Enzim Tedavisi ve Bir Holywood Filmi Prof. Dr. Haluk Toptloğlu, Hacettepe Çocuk Hastanesi, Ankara B iyolojinin temeli, genlerin komut vermesi ile başlar. DNA'dan RNA'ya dönüşen basamaklann sonucunda proteinler sentez edilir. Ardından yoğun ve karmaşık biyokimyasal döngüler halinde me- tabolik işlevler gerçekleşir. Böylece her şey yolunda olduğu sürece hayatta kalınz. Ancak normalde bizi konıyan binlerce reaksiyon bazen genetik ola- rak yanlış programlanmış olabilir. lnsanoğlunun genetik hastalıklann farkındalığı ve savaşı yüzyıllar ön- cesine gider. Aydınlanma dönemi resimlerinde bazen genetik bir sorunu olan çucukların varlığı dikkatimizi çekebilir. Bu tür hastalıklann sınıfla- ması ve biyokimyasal özellikleri 19. yüzydın ikinci yarıstnda başlamakla birlikte, esas katkılar sonraki yüzyılda olmuştur. 1960'larda başlayan bi- yoteknolojik devrim ile deneylerin süresi kısalmış, buna bağlı olarak da elde edilen veri miktan artmıştır. 1990'lardan bu yana gelen moleküler alan- daki inanılması güç gelişmeler sonucu, artık binlerce genetik hastalığın temellerini bilmekteyiz. Genetik hastalıklarda tedaviler, yani bu hastalıklann tümü ile orta- dan kalkması farklı yöntemlerle olacaktır. Bunların arasında gen ve hüc- re tedavileri, kök hücreleri, ilaçlar sayılabilir. Birçoğu için henüz deney ya da hazırlık aşamasındayız, Aslında değişik bir yöntem daha var: Enzimrcplasmanı,yani eksik olan enzimi tamamlama. İlginçolarak bu yöntem diğer kök hücre tedavileri gibi "pınltılı" kavramlar ya- ntnda nerede ise gölgede kalmıştır. Ne var ki bazı metabolik-genetik hastalıklarda yıllardan beri başarı ile uygulanmaktadır. Bu basit olarak dokunun oluşumunu ve işlevi- ni sağlayan enzimlerden birinin eksik olması du- nımunda dışarıdan bizim vermemiz prensibine da- yanmaktadır. Tıbbın hemen her alanında ge- lişmeler aslında yıllar boyu araştırmalar sonucu el- de edilen deneyimlere bağlıdır. Enzim tedavilerin- de de bu durum geçerlidir. Örneğin enzimin bizim istediğimiz dokudaki hücre içine girebilmesi için bir şeker molekülü eklenmesi gerektiği ger- çeğinin fark edilmesi 15 yıl almıştır. Enzim tedavileri ile dokularda aşırı birikime yol açan depolanmaların önüne geçilir. Bu yöntem ilk olarak 1983 yılında bir tür seramid birimi ile sonuçlanan Gaucher hastalığında uygu- landı. Ardından 2000 yılında farklı bir tür seramid biriktiren Fabry has- talığında başarılı oldu. Aynı zamanlarda "mukopolisakkaridoz" olarak isim- lendirilen ve vücutta hemen her dokuda kompleks moleküllerin birikimine neden olan hastalık grubunda faydalı olduğu saptandı. Son olarak da 2006 yılında glikojeni parçalayan bir enzim eksikliğin- de görülen Pompe hastalığımn eksik olan enzim verilerek iyileşebileceği bulundu. Bu tür güncel tedavilerin hepsi ülkemizde de başan ile uygula- nıyor. Bu yılın ilk haftalannda dünya sinemalarında gösterime giren bir film Holyvvood'un bu konuya merakını gösterdi. Türkiye'de görme şansı bu- lamayacağımız "Extraordinary Measures" isimli bu filmde, Pompe hasta- lığı için enzim tedavisine giden süreç anlatılmakta. tki çpcuğu birden Pompe hastası habayı Brendan Frazer, bu konuya büyük ilgi gösteren bilim ada- mını Harrison Ford oynamakta. özet olarak hiçbir tedavisi olmayan bu ölümcül hastalık için verilen uzun uğraş vurgulanmakta ve sonuçta başarı gelmekte. Gerçek bir hayat öyküsünden çekilen bu filmde hasta iki kardeş ha- len günümüzde de tedavi görmektedir. Bu çpcukların durumlannın iyi ol- duğunu söyleyebilirim. Bilime ve araştırmaya istekli gençler için iyi bir ör- nek olacağını varsaydığım bufilminhiç olmazsa DVD'si elde edilip izlenmcli. Senaryo gerçek bir olaydan çıktığı ve bilim yazarları tarafından ka- leme alındığı için her şeyin nasıl adım adım geliştiği anlatılmakta. Her mi- nik buluş adeta bir yapıtaşı oluşturmakta ve mucize beklentileri olmadan sakinlik ve olgunluk içinde elde edilenler değerlendirilmekte. Sanınm fil- min esas mesajı da bu olmalı. a. ^n UJ LU »O I— •ı—ı a I Türkiye'de görme şansı bulamayacağımız "Extraordinary Measures" isimli bu filmde, Pompe hastalığı için enzim tedavisine giden süreç anlatılmakta. CM s
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle