16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada düşündüğü değişiklikler günlerdir gündemde. Çoğunun hangi amaca hizmet vereceği, hangi içerikte olacağına dair haberler yayımlandı. AKP haberleri yalanlamadı; nitekim önceki gün günlerdir medyada tartışılagelen değişiklikleri doğrulayan açıklamalar yapıldı. AKP’nin siyasal sürprizi işte bu sırada duyuruldu. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ haber verdi: “AKP, 12 maddeye bir madde ekleyebilirdi!” Medyamızın habercilerinden hiç değilse biri sürprizin içeriğini öğrenmek istemedi. Sürprizdir, açıklandığı zaman öğrenilir mantığıyla, sağı solu arayıp kimi kaynakları zorlayarak ne olabileceğini araştırmak zahmetine katlanılmadı. Hiç değilse olasılıkları anımsatan bir haber yapmak gereği de duyulmadı. Mesleğin atlatma haber kuralı rafa kaldırıldı. Medyamız artık AKP önüne ne koyarsa onunla yetiniyor! Hazır olmasına karşın değişiklik paketinin son anda TBMM’ye sunulması birkaç gün ertelendi. AKP yöneticileri yine toplanacak, anlaşılan “sürprizin” pakete alınıp alınmamasını belki yeniden tartışacak ya da 12 maddeye 13. maddenin hangi içerikte gireceğini saptayacak! AKP “sürprizini” medyamız dün sabah iktidar partisinden yandaş haberler alan ve sunan NTV muhabiri Nilgün Balkaç’tan öğrendi. Sürpriz yıllardır tartışılan bir konuyu gündeme taşıyor: Pakette yer alması olası 13. madde; 12 Eylül darbesini yapanların yargılanmasını engelleyen anayasanın geçici 15. maddeyi öngörüyor. Ne var ki geçici 15. madde tümüyle kaldırılır, şayet kısıtlayıcı bir değişim yapılmazsa; sadece Milli Güvenlik Konseyi’ni oluşturan Kenan Evren’le dört kuvvet komutanına yargı yolu açılmayacak, 12 Eylül yönetimi zamanında kurulmuş (Bülent Ulusu) hükümetlerle, 82 Anayasası’nı yapan Danışma Meclisi de yargıya taşınacaktır. AKP’nin bu girişimine eski darbeleri de yargılamaya yönelik bir hamle gözüyle mi bakacağız; yoksa… değişiklik paketinde yer alması kesinleşen kimi maddelere karşı çıkan CHP’nin ve hatta MHP’nin direncini kırmak amacıyla giriştiğine mi inanacağız? AKP’nin asıl amacı Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu bünyesel olarak değiştirerek yargıyı denetimine almak! CHP bu maddeye baştan beri karşı. Hükümetin bu yoldan yargıyı emrine almak istediğini ısrarla savunuyor. Dokunulmazlıkların milletvekillerine, hatta Başbakan’a dokunacak biçimde değiştirilmesine AKP’nin neden yeşil ışık yakmadığını sürekli soruyor. AKP bu itirazları duymazlıktan gelirken… değişikliğe CHP’nin karşı çıkmasını engelleyeceğini düşündüğü formülü, geçici 15’inci madde formülünü öngörüyor. CHP’nin bu konuya karşı çıkmasını olanaksız görüyor AKP; zira son zamanlarda Deniz Baykal… iktidara “12 Mart’a da 12 Eylül’e de lafta değil, somut biçimde tavır takınılmasını” isteyen konuşmalar yaptı ve geçen salı günü grupta “Birileri 7-10 yıl önce yapmayı düşündüğünü iddia ettiklerini araştırıyorsun da resmen darbeyi yapmış, suçsuz insanları asmış olanlardan niye neden hesap sormuyorsun?” dedi. Bu saldırı, 2003’teki darbe soruşturmalarına uygulanan yöntemlerin, 12 Eylül sorumlularına uygulanmadığını ve… böylece AKP’nin o dönemi yargılamaktan alıkoyan geçici maddeyi kaldırmadığını sorgulamak demekti. Olagelen gelişmelere göre anayasa, iktidar ve muhalefetin çapraz ateşi altında! SAYFA 19 MART 2010 CUMACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Mart Oslo K 4 Helsinki K 1 Stockholm K 5 Londra Y 13 AmsterdamY 10 Brüksel Y 14 Paris Y 15 Bonn Y 13 Münih PB 11 Berlin PB 15 Budapeşte B 15 Madrid Y 20 Viyana B 16 Belgrad PB 17 Sofya PB 12 Roma PB 15 Atina PB 16 Zürih B 17 Moskova K 2 Aşkabat Y 13 Taşkent Y 22 Bakû PB 7 Bişkek Y 20 Tiflis PB 10 Kahire B 19 Şam PB 17 İstanbul B 11 Edirne B 13 Kocaeli B 12 Çanakkale B 13 İzmir B 15 Manisa B 13 Denizli B 13 Zonguldak B 8 Sinop B 9 Samsun B 8 Trabzon B 7 Giresun B 7 Ankara B 8 Eskişehir B 8 Konya B 7 Sıvas B 3 Antalya B 16 Adana B 17 Mersin B 19 Diyarbakır B 12 Şanlıurfa B 14 Mardin B 11 Siirt B 12 Hakkâri K 5 Van K 4 Kars PB 3 Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile sabah saatlerinde Doğu Akdeniz’in do- ğusu, İç Anadolu’nun doğusu yağışlı geçe- cek. Yağışlar kıyılar ile Güneydoğu Anadolu bölgesinde yağmur, yağış alan diğer yer- lerde karla karışık yağ- mur ve kar şeklinde olacak. Hava sıcaklığı Trakya dışında ülke ge- nelinde 3 ila 5 derece azalacak. İkinci Ergenekon davasõnda yargõlanan Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’dan kamuoyuna çağrõ ‘Özel yargõlama ters tepti’ HATİCE TUNCER İkinci Ergenekon davasõnda yar- gõlanan gazetemizin Ankara tem- silcisi ve yazarõ Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan, top- lumun duyarlõ kesimlerine duruş- malara tanõklõk etme çağrõsõnda bu- lunarak “Tutuklu yargılama, dü- şüncelerimize vurulan pranga haline dönüşmüştür” dediler. Tu- tuklu sanõk Kemal Aydın, kendi- sini yargõlayan hâkimlerin etnik kimliklerinin kendisine bildiril- mesi talebinde bulundu. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi tarafõndan Silivri Cezaevi bitişiğin- deki duruşma salonunda görülen davanõn 48. duruşmasõ gerçekleşti- rildi. Gazetemizin Ankara temsilci- si ve yazarõmõz Mustafa Balbay ile gazeteci Tuncay Özkan “Kamuo- yuna Açık Mektup” başlõğõ altõnda dün yaptõklarõ yazõlõ açõklamada 8 Mart’ta gazetecilere, 16 Mart’ta si- yasi parti yöneticilerine açõk mektup yazdõklarõnõ anõmsatarak “Bugün de (dün) kamuoyuna seslenmek is- tiyoruz” dediler. “Ülkemizin içinde, dışında üze- rinde birleşilen düşüncelerinden biri de şudur” diyen Balbay ve Öz- kan şöyle devam etti: “Ergenekon davası kamuoyunu böldü! Bunun somut örneği sık sık yayımlanan anketlerdir. Bu anketlerde insan- larımızın Ergenekon’a inanıp inanmadığı sorulmaktadır. Salt bu durum bile davanın kamuoyu katında ne kadar hukuktan uzak olduğunu göstermektedir.” Balbay ve Özkan, “Anketle hu- kuk aranmaz” uyarõsõnda buluna- rak şunlarõ kaydettiler: “Herkesin, her kesimin bölün- düğü, derin şüphelerin doğduğu bu ortamda çözüm, adil, hızlı ve tutuksuz yargılamadır. Ancak bu- nun yerine kamuoyu katında bir başka ‘yargõlama’ öne çıkmıştır. Dava kapsamındaki herkesi halkın gözünde suçlu gösterme ve halk katında mahkûm etme hedefine dönük bu özel yargılamanın ters teptiğini görüyoruz.” Düşünceye pranga Toplumun sağduyusuna olan inançlarõnõn tam olduğunun altõnõ çi- zen Balbay ve Özkan kamuoyuyla paylaşmak istedikleri konularõ şöy- le sõraladõlar: “Yargılanmakta olan bizim gazeteciliğimiz ve dü- şüncelerimizdir. Tutuklu yargı- lama, düşüncelerimize vurulan pranga haline dönüşmüştür. Yar- gılamanın tutuklu sürmesi, mes- leğimizi sürdürmemizi, düşünce- lerimizi, bilgilerimizi toplumla paylaşmamızı engellemektedir. Bu fiili sansürdür. Tutuklu yargı- lanmamızın başlıca nedeni, kaçma ve delilleri karartma olasılığıdır. Biz, kovsalar bu ülkeden gitmeyiz. Hakkımızdaki delillerin de iki yıl- dır çoktan toplanmış olduğunu düşünüyoruz. Bu durumda ne- den tutukluyuz? Duruşmaların cuma günkü bölümlerinde sanık- lar ve avukatlar, durumlarını, da- vaya ilişkin düşüncelerini mah- keme heyetine anlatmaktadır. Toplumun duyarlı kesimlerini ve temsilcilerini cuma günleri du- ruşmaları izlemeye, sürece tanık- lık etmeye davet ediyoruz... Öz- gürlüğümüze kavuştuğumuzda gi- deceğimiz adresi şimdiden açıklı- yoruz; ailelerimize ve sorumlu- luklarımıza teslim olacağız.” Duruşmada emekli Kõzõlay Mü- fettişi Kemal Aydõn savunmasõnõ İstanbul Haber Servisi - Balyoz Güvenlik Harekât Planõ soruşturma- sõ kapsamõnda tutuklanan eski 1. Ordu Komutanõ Çetin Doğan, “Es- ki bir asker olarak yaşadıklarımı, verdiğimiz savaşın götürüsü ola- rak görüyorum. Bu nedenle ‘dik duruşumu’ asla bozmayacağım” dedi. Doğan, seminere ait ses kayõt- larõnda ‘Balyoz’, ‘Suga’, ‘Oraj’, ‘Sakal’, ‘Çarşaf’ kod adlõ kendi uçağõnõ düşürmek ve camisini bom- balamak gibi inanõlmaz hazõrlõklarõ içeren bir darbe planõnõn hiçbir su- retle görüşülmediğinin anlaşõlacağõ- nõ vurguladõ. Doğan, gazetecilere gönderdiği mektupta, üç haftayõ aşkõn bir süre- dir tutuklu bulunduğunu, yakalama, gözaltõ ve tutuklanma sürecinde onur kõrõcõ, hazmedilmesi zor ‘adli prosedürlerin’ ruhuna ve bedenine yaptõğõ tahribatõn hesabõnõ kimler- den sormasõ gerektiğinin bilincinde olduğunu ifade etti. Tarihe not düş- mek için bu mektubu yazdõğõnõ söy- leyen Doğan, “Görebildiğim kada- rıyla toplumumuzun bir bölümü oynanan oyunun çerçevesini hâlâ anlayamamakta, hiçbir devirde eksikliği hissedilmeyen düzenin işbirlikçileri ise gelişmelere alkış tutmaya devam etmektedir” dedi. Yurttaşlarõn bir bölümünün zihin karõşõklõğõ içinde olduğunu, bu karõ- şõklõğõn giderilmesinin yolunun da ateşi çõkaranlarõn ve dumanõ tüttü- renlerin belirli amaçlara hizmet için kiralanmõş ‘kundakçılar’ olduğunu göstermek olduğunu ifade etti. Amacõnõn yargõlamayõ etkilemek olmadõğõnõ ifade eden Doğan, “Ba- ğımsız yargı adına ‘iş görmek’ üzere özel olarak ‘seçilmiş’ ve ‘yetkilendirilmiş’ savcı ve hâkimle- rimizin bir bölümünün hukuk normlarının tam tersi istikame- tinde bir usul geliştirdikleri gö- rülmektedir. ‘Önce içeri alalõm ge- risi Allah kerim’ anlayışı ile bir yargı süreci mevcuttur” dedi. Do- ğan, ‘İşbirlikçi’ basõn yayõn organ- larõndaki ‘iğrenç, şok edici, sansas- yonel haberlerle’ lincin, yargõ süre- cini uzun tutarak cezaya dönüştür- menin amaçlandõğõnõ savundu. Yargısız infaz Silivri 4 No’lu Cezaevi’nde haya- tõn, personelin iyi niyetine rağmen bir ceza niteliği taşõdõğõnõ söyleyen Doğan, şüpheli, sanõk ve hükümlü arasõnda bir ayrõmõn olmadõğõnõ, bü- tün kõsõtlamalarõn aynõ olduğunu be- lirtti. Doğan, “Daha başka deyişle yargısız infaz ediliyor. Hükümlü gibi ceza çekiyorsunuz. Her gün üzeriniz aranıyor. Ayakkabınız çıkartılıyor. Haftada bir gün 15 dakika olan telefon hakkımı ABD’deki kızımla konuşmak iste- diğimde kullanamıyorum. Kızı- mın telefon faturası isteniyor. İn- tikam ve rövanş peşinde olanların bu durumdan memnuniyetlerini tahmin etmek zor değil. Madde- lerdeki ‘uygulanabilir’ kelimesi, cezaevi oluşu nedeniyle olacak, ‘kesinkes uygulanõr’ olarak algıla- nıyor. Hedef ben miyim, yoksa henüz tam teslim alamadıkları bir kurumu daha fazla baskı altına almak mı, kararı siz verin” dedi. Haber Merkezi - De- niz Feneri e.V. yolsuz- luğunda vurgunu ortaya çõkaran Alman polisi, Türkiye’nin gündemin- den bir türlü düşmeyen Albay Dursun Çiçek ve “ıslak imzalı belge” tartõşmalarõyla ilgili yap- tõğõ açõklamada, “Bu- günkü kriminal tek- niklerle belgeye zarar vermek, inceleme yap- mamak için bir gerek- çe olamaz. Her belgeye uygun bir kimyasal mutlaka vardır. O da olmazsa DNA incele- mesi yapılır” dedi. Ergenekon savcõlarõ- nõn söz konusu araştõr- maya, “Belge zarar gö- rür” gerekçesi ile karşõ çõktõğõ ve parmak izi tes- pitine izin vermediği öğ- renilmişti. İnternet site- si Gazeteport’a konuşan Wiesbaden Kriminal Dairesi Sözcüsü Mar- kus Böhmisch tartõş- mayla ilgili şunlarõ söy- ledi: “Biz, eğer bir baş- vuru, bir talep ve bir gereklilik varsa, bel- genin zarar göreceği gerekçesiyle bir par- mak izi incelemesini geri çevirmiyoruz. Eğer bir belgenin zarar görmesi endişesi varsa ve o belge çok önemli ise ya da yedeği yoksa o zaman belgeye zarar verecek kimyasalları değil, o belgenin hassas durumuna uygun kim- yasallar kullanıyoruz. Bin türlü kimyasal maddeler var. Çok yaygın olarak kullanı- lanları var, özel ve has- sas durumlarda tercih edilenleri var. Türkiye’de ne tür kimyasallar kullanılı- yor bilmiyoruz ama bi- zim çok özel kimyasal- larımız var. Bir DNA incelemesi ile de bir belgenin o şahısın elin- den çıkıp çıkmadığı an- laşılabilir.” ÇETİN DOĞAN’DAN MEKTUP VAR ‘Yargısız infaz ediliyoruz’ yaptõ. Kõz kardeşi Neriman Aydın ve yayõncõ Durmuş Ali Özoğlu ile iddia olunan Ergenekon örgütünün hedeflerini gerçekleştirmek ama- cõyla “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) sızabilmek için bir kısım harp okulu öğrencilerini örgüte ka- zandırmakla” suçlanan tutuklu sa- nõk Kemal Aydõn, iddianameyi “if- tiraname ve yalanname” olarak nitelendirdi. Sanõk Kemal Aydõn iddianame- deki suçlamalarõ şöyle yanõtladõ: “Dört Kara Harp Okulu öğren- cisiyle TSK’yi, 3.5 yıldır yüzünü bile görmediğim bir polis me- muru tanıdığımla Emniyet Teş- kilatı’nı, beni takip eden MİT gö- revlisiyle MİT’i, aile dostumuz bir öğretim görevlisiyle üniver- siteleri, bir savcı ile yargıyı ele ge- çirdiğim iddia ediliyor. Akıldışı abes nitelikli saçmalıklarla hak- kımda 2 defa ağırlaştırılmış ha- pis cezası isteniyor.” ‘ISLAK İMZA’YA YURTDIŞINDAN İTİRAZ ‘Belgeye zarar gerekçe olamaz’ Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan albaylardan komisyona çarpõcõ açõklamalar: ‘Beşiktaş’ta pusuya düştük’ AYŞE SAYIN ANKARA - TBMM İnsan Hak- larõnõ İnceleme Alt Komisyonu’nun görüştüğü, Ergenekon ve Balyoz operasyonlarõ kapsamõnda Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan albaylar, içinde bulunduklarõ duru- mu, “Yıllarca dağda mücadele ettik. Dağda pusuya düşmedik, ama Beşiktaş’ta pusuya düştük” sözleriyle özetlediler. İntihar eden Yarbay Ali Tatar’õn durumuna da dikkat çeken albaylar, “haksızlığa karşı mücadele” azminin kendile- rini ayakta tuttuğunu ifade ettiler. Hasdal Cezaevi’ndeki inceleme- lerle ilgili izlenimlerini gazetemize anlatan CHP Sõvas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, üst düzey subaylarõn kendilerini protesto et- mesinin ilk kez yaşanan bir durum olduğunu belirterek “Bu da siyaset kurumuna duyulan güvensizliği ortaya koyuyor. Orada hâkimler ve hükümetten duyulan endişe- lerin oluşturduğu baskıyı gör- dük” dedi. Özdemir’in verdiği bil- giye göre Hasdal’da kalan Kur- may Albay Mustafa Koç, 15 aydõr tutuklu bulunduğunu belirtip tu- tukluluk süresinin çok uzun olma- sõndan yakõnarak “Hukuk garabeti yaşanıyor. Beraat edeceğime de inanıyorum, en ufak ceza alırsam yüzüme tükürün” dedi. Meclis ve komisyonun bu duruma el koy- masõnõ isteyen Koç, “Buradaki genç subay arkadaşlar, aileleri en- dişelenmesin diye ‘Krallar gibiyiz’ diyor. Telefonlar dinleniyor ki ertesi gün Yenişafak’ta, Taraf’ta, ‘Krallar gibi yaşõyorlar’ diye ha- berler yazıyorlar” iddiasõnda bu- lundu. Koç, Yarbay Ali Tatar’õn in- tihar etmesine de dikkat çekerek ko- misyon üyelerine şunlarõ söyledi: “Ali Tatar bizimle kalıyordu. İlk tahliye kararı geldiğinde bayram ederek uğurladık. Onun psikolo- jisini iyi anlıyoruz. Biz eğer inti- har etmiyorsak direnmemizden, birbirimize güç vermemizden, haksızlıklara karşı mücadele et- memizdendir. Kendimizi kont- rol edip tutuyoruz.” Mektup ve CD verdiler Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel de Balyoz soruşturmasõ kap- samõnda “cami bombalayacaktı” iddiasõyla tutuklandõklarõna dikkat çekerek “Dedemin ismi Mustafa, annem her ramazan 30 gün Ku- ran okumaya giderdi. Biz nasıl ca- miyi bombalamayı planlarız” de- di. Kendilerine kurulan tuzağõ “pu- su” olarak nitelendiren Önsel, “Biz yıllarca dağlarda mücadele ettik Dağda pusuya düşmedik, ama Beşiktaş’ta pusuya düştük” de- ğerlendirmesini yaptõ. Cezaevinde kalan subaylar ko- misyon üyelerine ayrõca uğradõk- larõ haksõzlõklarõ dile getirdikleri bir mektup ile CD verdiler. Komisyon üyelerine hitaben kaleme alõnan ve altõnda “Poyrazköy, Amirallere Suikast, Kafes, Bayloz Davala- rı Mağduru Tutuklu Subay ve Astsubaylar” imzasõ bulunan mektupta “Medyaya sızdırılan ve birçoğu tarafımıza dahi ibraz edilmeyen, düzmece belge ve bulgularla başlatılan objektif hiçbir delile dayanmayan, ma- sumiyet karinesinin zedelendiği bu davalar başlı başına insan hakları ihlalidir. Sürecin so- nunda yüce Türk adaleti önün- de aklanacağımıza en ufak bir şüphemiz yoktur” denildi. 9 İLDE 28 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Haber Merkezi - Özel Yetkili İzmir Cumhuriyet Savcõsõ’nõn çek senet tahsi- latõ, tehdit, yaralama, şantaj, ihaleye fe- sat karõştõrma gibi suçlarõ işlediği ileri sürülen silahlõ suç örgütüne yönelik 9 ilde gerçekleştirdiği eşzamanlõ operas- yonlarda, Ergenekon soruşturmasõ kap- samõnda tutuklanan eski Özel Harekât Dairesi Başkan İbrahim Şahin’le bağ- lantõlõ olduğu öne sürülen 28 kişi gözal- tõna alõndõ. Gözaltõna alõnanlar arasõnda, eski özel harekâtçõ bir emniyet amiri, bazõ emekli ve muvazzaf askerler ile bürokratlar bulunuyor. Alõnan bilgiye göre, Özel Yetkili İz- mir Cumhuriyet Savcõsõ’nõn talebiyle İzmir 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce alõnan arama ve yakalama kararõ doğ- rultusunda İzmir Kaçakçõlõk ve Organi- ze Suçlarla Mücadele Şube Müdürülü- ğü ekipleri, 6 aya yakõn bir süredir takip altõnda tutulan kişilere yönelik İstanbul, Ankara, İzmir, Manisa, Diyarbakõr, Kayseri, Sõvas, Kars ve Zonguldak’ta çok sayõda ev ve işyerine eşzamanlõ baskõn düzenledi. Polisin ilk hedefi Şa- hin’in tutuklanmasõnõn ardõndan grubun liderliğini yürüttüğü iddia edilen yeraltõ dünyasõnõn tanõnmõş isimlerinden Ah- met M. ve Seferberlik Bölge Başkanlõ- ğõ’ndan emekli olduğu öğrenilen Astsu- bay Güven A. oldu. Bir hastanenin baş- hekimi A.Ş. ve bir başka hastanenin müdürü N.K. ile emekli ve muvazzaf 3 askerin de bulunduğu 28 kişinin gözal- tõna alõndõğõ operasyonlarda, el bomba- sõ, tabanca ve Kalaşnikof silaha ait par- çalar da ele geçirildiği belirtildi. Destek sürüyor Gazetemiz okurları ve sivil toplum kuruluşları- nın temsilci ve üyeleri, gazetemizin Ankara Temsilcisi, yazarımız Mustafa Balbay ve ay- dınların serbest bırakıl- ması amacıyla düzenle- dikleri eylemlerini dün de sürdürdüler. Cumhu- riyet’in Şişli’deki merkez binasının bahçesindeki “Balbay’ın yanı başında- yız” nöbetine katılanlar, “Sivil darbe ülkeyi çö- kertti”, “Ergenekon da- vası bir ortaoyunudur” yazılı dövizleri taşıdılar. (SERKAN YILDIZ) Gözaltına alınan- ların İbrahim Şa- hin’le bağlantılı ol- duğu öne sürüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle