15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kullanışlı güneş panelleri AmbienTec firması mobil kullanıma uygun iki güneş paneli üretti. SolarFold ve SolarFan açıl- mış halde USB kablosuna 2vatlık enerji iletiyor. Ceptelefonunda üç dakika konuşmak için on da- kikalık yükleme süre- si yeterli. İki model de şimdilik sadece ^ Japonya'da satı- Ijyor. Fiyatları: yaklaşık olarak 180 Avro. Bilgi için: http://www.diginfo.tv/2010/03/08/10- 0021-r-en.php Aipteks PocketCinema Z20 Aiptek firması yeni bir pico projektör üretti. Fakat, bu model diğerlerinden daha marifetli. Çünkü PocketCinema Z20 sadece projektör değil aynı za- manda 720P- camcorder. Aletin 5 mega- piksel senso- ru,2GBbelleği ve microSDHC girişi var. LCD ekranı 6cm. Nisan ayında Avrupa'da sa- tışa sunulması bekleniyor. Fiyatı: 349 Avro. Bilgi için: http://www.picoprojector-info.com/aiptek- z20-photo Güneş enerjisiyle çalışan hoparlör Japon Landport firması tarafından üretilen bu hoparlör sistemi enerjisini güneşten alıyor. Sistem, lityum iyon pilleri sayesinde tam şarjlı du- rumda sekiz saat aralıksız olarak çalışıyor. İki ho- parlörün her biri 2 vat gücünde. 19.5x11.2x5cm boyutlarındaki aletin ağırlığı 290g. Hoparlör sistemi USB ile MP3 çalıcısı ve diğer bazı cihazlarla bağlanabiliyor. Urünün bu ay içinde Japonya'da piyasaya verilmesi bek- leniyor. Fiyatı: yaklaşık olarak 60 Dolar. Bilgi için: http://www.ecofriend.org/entry/landport-s- active-speakers-cheer-you-up-with-solar- energy/ Kablosuz mini klavye Kablosuz çalışan aletler için üretilmiş olan altmış dokuztuşlu Rii Mini klavye, 2.4 GHz kab- losuz USB alıcısına sahip. Klavye lityum iyon pi- liyle 700 saat çalışıyor. Menzili 30m olan aletin lazer gösterici- si ve dokunma- tik faresi (to- uchpad) de var. Klavye Windows 7, Vista, XP, 2000 ve Linux ile uyumlu. Fiyatı: 49 Dolar. Bilgi için: http://www.ecofriend.org/en- try/landport-s-active-speakers-cheer-you-up- with-solar-energy/ Logitech'ten iki evrensel uzaktan kumanda aleti Logitech firmasının evrensel uzaktan ku- manda aletleri ge- nelde çok pahalı- dır ama firma şim- di lOOAvro'nunal- tında satılan iki ev- rensel uzaktan kumanda aleti sürdü piyasaya. Harmony 650 ve 600 ile beş ayrı aleti kumanda etmek müm- kün. İki kumanda aleti de çeşitli makrolarla hızlı ve kolay kullanım sunuyor. 650 modeli ayrıca özel bilgiler veren ren- kli ekrana sahip. Bilgi için: http://blog.log- itech.com/2010/03/02/new-harmony-600-and- harmony-650-remotes-debuV Sabahları yataktan çıkamayanlar için iLuv Premium İMM178 Vibe Plus ilk bakışta sıradan iPod standlarından farksız gibi görünüy- or. Ancak aletin bilgisayar faresini andıran bir eklentisi (bu parça isteğe göre yastık atttna veya yatağın üzerine yerleştiriliyor) alarm çalmaya başladığında üzerine yerleştirilen ses sistemi- nin yardımıyla önceden belirlenen bir şarkı ile kuvvetli titreşimler yayıyor. Tüm İPhone ve iPodlarla uyumlu olan iLuv'un ana cihazında FM radyo kanallarını da dinlemek mümkün. Fiyatı: 90 Dolar. Bilgi için: http://gizmodo.com/5483180/the- İluv-premium-imm178-vibe-plus-alarm-clock- will-shake-you-out-of-bed Nilgün Özbaşaran Dede •• •• ZUMRUTTEN AKISLER A. M. Celal Şengör Turhan Selçuk genellikle gündelik siyasî konuları ele alan karika- türler çizerdi. Bazan da siyasetin dışına çıkıp, toplumun başka kesim ve sorunlarını dile getiren çizgiler atardı. Kaliteli Bir Adamı Kalitesizleşen Türkiye'de Yitirdik! Birgün İTÜ'deki odama giderken baktım, koridordaki ilân panosuna rah- metlilhsan Ketin bir kâğıt iliştiriyor. Ne olduğunu anlamak için yaklaştım. Selçuk'un bir karikatürüydü. Kalantor kılıklı bir adam rahat bir koltuğa kurul- muş, telefonla konuşuyor, karşısındakine «Bu ne cehalet kardeşim. Yoksa sen profesörmüsün?» diyordu. Yaklaştığımı görünce rahmetlihoca, «bunu bu sa- bah gördöm gazetede, dayanamadım kestim, buraya getirdim» dedi. «Üniversitenin içinde bulunduğu rezaleti bu kadar kısa ve ve doğru bir şekilde özetleyen başka bir ifade bulmak mümkün değildir.» Turhan Selçuk'u bugün uğurladık. Nevşehir'de Hacıbektaş ilçesine gömül- mek istemiş. Nedenini bilmiyorum, ama bu subay çocuğu toplumsal gelişme- sine çizgisiyle ömrünü adadığı ülkesinin kalbine yakın olmak istedi her halde. Kötü birzamanda öldü Turhan Selçuk. Isterdim ki, en azından ülkesinika- rartan bulutların biraz dağılmaya başladığını görseydi. 0nun yerine ekmeği ile büyüdüğü ordusunun dağıtılmaya yeltenildiği birzamanda öldü. Işini adam gi- bi yapmayı kuşkusuz içinde yetiştiği ailesinden, o ailenin mensup olduğu Türk Silahlı Kuvvetleri ortamından öğrenmişti. Çok isierdim benim de bir karikatürümü çizsin. Hattâ bu isteğimi bir gün kardeşi llhan Bey'e de söylemiştim. Egoistçe birnedenle. Gelecekte aileme bırakacak kıymetli birşeyim olsun istiyordum. Ama en çok da merak ettiğim için: Turhan Selçuk beni nasılgörürdü? Heyhat, artık onu hiç öğrenemeyece- ğim. Dün gece, televizyonda onun vefatıyla ilgili haberleri seyrettikten sonra bu düşüncelerle yerimden kalkmak istemedim ve hayatımda ilk defa bir Türk tel- evizyon dizisini başından sonuna iki saat seyrettim. Seyrettikçe dehşetim arttı: "Sinemayı seven, tiyatroya fırsat buldukça giden bir insan olarak gb'rdüğüm kalitesizlik beni kahretti. Dizinin aktör ve aktrisleri rol yapmaktan zerrece nasiplerini alamamış kişi- lerdi. Ezberletilenleri okumaktan başka hiç, ama hiçbirşey yapamıyorlardı. Ne yüz ifadelerine ne de vücut dillerine rollerinin gereğini söyletmeyi birzerre ol- sun becerebiliyorlardı. Sonra üzerlerindeki elbiseler. Bir yerde diziiçinde ge- leneksel bir Türk sanatı icra ediliyordu. Onun en temel kurallarından bîhaber- diler. Ve sonra o suratsızlık! Sözümona neşeliden en acıklısına tüm sahnelere egemen o insan çirkinliği! Fakir fukarayı canlandıran adamlann üzerindekiler fakir fukaranın giydiğini andıran gıcır gıcır giysilerdi. Dizinin konusu ise gûya temsil ettiği tüm toplum tabakalarındaki ahlâksız- lık ve iğrençliklerin bir resmigeçidi halindeydi. Topluma verebilecekleri başka bir mesaj yok muydu acaba?Bunu bir öğrencime anlattım. Güldü: «Hocam, siz birine tesadüf etmişsiniz» dedi. «Hepsi öyle». Buna katılmadım, zira ben Halûk Bilginer ve Türkin Şoray'ın bir komedi dizisini severek ve beğenerek seyretti- ğimi hatırlıyorum. Yalnız bu iki büyük usta değil, onlarla birlikte rol yapanlar da kaliteliydi. Düşündüm, diğer kalitesiz dizilerde oynayanlar (ve belli ki oyuncu- luktan zerrece nasibini almamış kişiler) bu ustalann oyunlannı seyretmezler mi? Veya yabancı filmleri dikkatle izlemezler mi? Daha lise öğrencisiyken Mücap Ofluoğlu'nun Cyrano'su beniderinden et- kilemişti. 0 kalitede bir Cyrano'yu Fransa'da bile seyretmek nasip olmadı bana daha sonra. Günümüzdeki feci dizilerde oynayan beceriksizleri kim seçiyor? Bunları aktör diye milletin karşısına kim çıkartıyor? Ve üstelik bu dizilerin çok tutulduğunu okuyorum gazetelerde. Milletçe, kalitesizliğe bu kadarmı alkış tutar olduk?Cevap ne yazık ki evettir. Üniversitemizde, okulumuzda, politika- mızda, televizyonumuzda, gazetemizde, hattâ her gün yediğimiz ekmekte, kali- te dibe vurmuştur. Bir tek kaliteli kurumumuz kaldı, kurum olarak. Ordumuz: Ona da artık tahammül edemiyoruz. Bizi korumak için canlarını vermeye ye- min etmiş o asil ve kahraman insanlara etmediğimizi bırakmıyoruz, onları ifti- ralarla hapislere sürüklüyoruz. Büyük üstat Turhan Selçuk bu feci Tûrkiye'den 88. yaşında çekildi, ama gene de onun kalbine gömülmek istedi. Hiç kuşkusuz o yüce gönüllü asker babası gibi, ne olursa olsun bu vatanın toprağına milletine hizmet ederken düşmek istiyordu. Öyle de yaptı. Nur içinde yatsın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle