23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
MİYASE İLKNUR Her şey Sabah’õn eski patronu Dinç Bilgin’in Taraf gazetesinden Neşe Düzel’le yaptõğõ söyleşiyle başladõ. Dinç Bilgin, geçmişin özeleştirisini yaparken bir yandan kendisini “liberal demokrat” olarak tanõmlõyor öte yandan 28 Şubat’ta diğer gazete patronla- rõyla birlikte kendisinin de dik duramadõğõnõ itiraf ediyordu. 28 Şubat sürecinde “askeri vesa- yet”e karşõ çõkamama gerekçesi- ni ise “O dönemde norm oydu. Askere karşı çıkılamıyordu ve karşı çıkmak düşünülemiyor- du” diyerek açõklõyordu. Neşe Düzel, Dinç Bilgin’den sonra bu kez karşõsõna aynõ gaze- tenin 28 Şubat sürecinde yazõ iş- leri müdürü olarak görev yapan Ergun Babahan’õ oturtuyor ve o döneme projektör tutacak sorula- rõyla gazete mutfağõnda yaşanan tartõşmalarõ ve askerle ilişkilerin nasõl seyrettiğine ilişkin Baba- han’õn ifşaatlarõna yer veriyordu. Babahan’õn, askerlerin mesajõnõn kendilerine hangi yolla geldiğin- den başlayarak, Doğan ve Sabah Grubu’nun patronaj ve yönetim kadrosunun aylõk Beyti buluşma- larõnda nasõl ortak politika belir- lediğini, kendisinin yazarlarõn ya- zõlarõnõ satõr satõr okuyarak nasõl sansürlediğini, sansürsüz olarak anlattõğõ bu söyleşide “Fatih Al- taylõ ile Tuncay Özkan’õn döne- min Başbakanı Mesut Yõlmaz’ın önünde MİT’te kimin maaşlı kimin maaşsız çalıştığı” konu- sunda kavga ettiğini de öne sü- rünce ortalõk karõştõ. “Ajanlık” suçlamasõna Altay- lõ’nõn yanõtõ çok sert oldu. Altay- lõ, “Çekilmeyen sifonun sonuç- ları” başlõklõ yazõsõnda, Ergun Babahan’õ yalancõlõkla suçlayõp “Madem ben MİT ajanıydım, niye sözde başında olduğun ga- zeteye gelirken ‘Ben bu adamõ ga- zetemde istemem’ demedin. Ha- di onu sineye çektin. Haysiyetin bu kadardı, sonrasında 1.5 yıl benim ‘altõmda’ çalıştın. Neden, ‘Ben böyle bir adamõn altõnda ça- lõşmam’ deyip çekip gitmedin, gi- demedin” sorularõnõ yöneltti. Ba- bahan’õn “Tuncay Özkan’la Baş- bakan’ın önünde sen MİT’çisin, ben MİT’çiyim kavgası” yaptõ- lar iddialarõna ise Altaylõ, kavga olayõnõn doğru olduğunu, ancak kavga konusunun MİT olmadõğõ- nõ, Özkan’a Fikri Sağlar tarafõn- dan verilen Korkmaz Yiğit-Ala- attin Çakıcı konuşmasõnõn ya- yõmlanmak yerine Başbakan’a ulaştõrmasõ ile ilgili olduğunu açõkladõ. Mehmet Eymür’ü tanık gösterdi Altaylõ’nõn HaberTürk’teki kö- şesindeki ağõr yazõsõna önce Kanal 24 televizyonundaki bir program- da ardõndan da Star gazetesindeki köşesinde yanõt veren Ergun Ba- bahan, Altaylõ’nõn “MİT’e çalışan ajan gazeteci” ithamõnõ yineledi. Bu konuda eski MİT Kontr-Terör Daire Başkanõ Mehmet Eymür’ü tanõk gösteren Babahan, Altay- lõ’nõn MİT’te “Kod adı: Siyah” olarak tanõndõğõnõ ima etti. Baba- han, Mesut Yılmaz’õn önündeki kavganõn başlangõçta Altaylõ’nõn anlattõğõ gibi başladõğõnõ ancak sonrasõnda kendisinin yazdõğõ gi- bi “MİT” tartõşmasõna dönüştü- ğünü ima ederek “Yılmaz’ın önündeki tartışmanın gerisi ne” diye sordu. Altaylõ’nõn köşesinde Babahan hakkõnda dava açacağõ- nõ ilan etmesi karşõsõnda kendisi- nin de dava açacağõnõ ve bu davada Eymür’ün tanõk olarak dinlenme- sini isteyeceğini belirtti. 28 Şubat tartõşmasõnõn sonucu “ajanlık” suçlamasõna ulaşõrken konu gazete sütunlarõndan ve man- şetlerinden çõkarak önümüzdeki günlerde mahkeme koridorlarõna taşõnacağa benziyor. CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 19 MART 2010 CUMA 10 HABERLER 28 Şubat medya savaşlarõ Sabah’ın eski patronu Dinç Bilgin’le başlayan 28 Şubat dönemi özeleştirisi, o dönemde gazetenin yazõişleri müdürü Ergun Babahan’õn ifşaatlarõyla yeni bir boyut kazandõ. Babahan, o dönemde askerlerin talimatlarõnõ nasõl yerine getirdiklerini anlatõrken Fatih Altaylõ ve Tuncay Özkan’õ “MİT’le bağlantõlõ ajan gazeteci” olmakla suçladõ. Fatih Altaylõ, Ergun Babahan hakkõnda dava açacağõnõ ilan etti. Ancak Babahan, iddialarõnõ geri çekmek yerine Altaylõ’nõn ajan olduğunu yineledi ve bu konuda eski MİT Kontr-Terör Daire Başkanõ Mehmet Eymür’ü tanõk gösterdi. Altaylõ’nõn dava açma restine karşõlõk Babahan da karşõ dava açacağõnõ açõkladõ. -28 Şubat darbesiyle Mesut Yõlmaz başbakan oldu. 28 Şubat’õ Sabah Grubu da destekledi. Basındaki çürümeyi niye durdurmadınız? Yok- sa farkında mı değildiniz? -Farkõnda olmamak mümkün değildi. Ama bir yanda konformizm, bir yanda gücün şehveti vardõ. Medya o dönemde, bu ülkede hiç olmadõğõ kadar güç- lü oldu. Hem asker güçlendi, hem medya. Hükümet- ler ise çok zayõftõ. Medya o dönemde askerle ve yar- gõyla ittifak yaptõ. Bu ittifak, hükümetler karşõsõnda ba- sõna sahip olmamasõ gereken bir gücü verdi. Şu da var tabii... Bugün görüyoruz ki, manipülasyonlar da doğ- rusu ustaca yapõlmõş. 27 Mayõs, 12 Mart, 12 Eylül gibi 28 Şubat da bir darbe süreciydi. Bir de o sõrada farklõ bir dünyada yaşõyorduk. İslami akõmlara son de- rece ters bakõyorduk. Sabah Grubu’ndaki tek tek yazarlarõn karşõ çõktõğõ gibi Türkiye’de medya 28 Şubat darbesine karşõ çõ- kamaz mõydõ? 28 Şubat döneminde siz patrondunuz. Medya karşõ çõksaydõ, bu ülkede darbe yapõlabilir miy- di? Medya 28 Şubat’ta karşõ çõkabilirdi ama çok zor- du bu. Başõna 50 tane bela gelebilirdi. Askerlerden size hiç yazarlarla ilgili uyarı gel- di mi? - Evet geldi. Türkiye 28 Şubat sürecinde çok se- vimsiz günler geçirdi. TARTIŞMA DİNÇ BİLGİN’LE BAŞLADI Dinç Bilgin’den sonra Neşe Düzel, aynõ dönemle ilgili bu kez aynõ gazetenin o dönem Yazõ İş- leri Müdürü olan Ergun Baba- han’la söyleşi yaptõ. Gazete merkezlerine gene- rallerden talimatlar Ankara üzerinden ne şekilde gelirdi? - O sõrada Sabah’õn Ankara temsilcisi olan Fatih Çekirge, “Şu paşayla konuştum” diye bizi telefonla arardõ. Fatih’in bizimle yaptõğõ konuşmalardan anlardõk askerlerin ne isteyip ne istemediklerini. Askerler hoş- lanmadõklarõ bir şey yayõmlan- dõğõnda Fatih’i telefonla arõyor- lardõ. O da bize, “Çok rahatsız oldular, köpürdüler” diye ha- ber veriyordu. Diğer gazetelerde de aynı sistem mi işliyordu? - Bildiğim kadarõyla Ertuğrul Özkök, askerlerle yakõn bir ga- zeteci. Zaten Hürriyet devlet gazetesidir. Askerlerle iç içe gi- bidir onlar. Askerler o dönemde neler yazılmasını isterlerdi? Sincan olayõnõ çok önemser- lerdi. “Dört yıldızlı uyarı”, “Komutanlar rahatsız” gibi manşetler atõlmasõnõ isterlerdi. Yazarları çok sansürlediniz mi o günlerde? - Çook... Bir korku atmosferi yaratõlmõştõ. Düşünün, 28 Şu- bat’õn generali Erol Özkasnak, Mehmet Altan için “Onu sün- güye oturtup Güneydoğu’da dolaştırırım” demişti. Bir gün Zafer Mutlu yazõişleri toplan- tõsõna geldi, Manşeti, “De-de rahatsız” yapalõm dedi. De-de mi? - Derin devlet yani... Sonra, “Bu manşet, bela çıkarır ba- şımıza” dedi ve de-de başlõğõn- dan vazgeçtik. Beş dakika son- ra Fatih Çekirge Ankara’dan te- lefonla aradõ. “De-de manşeti atıyormuşsunuz. Beni aradılar. BABAHAN’DAN ALTAYLI VE ÖZKAN’A AĞIR SUÇLAMA Yapmayın” dedi. Haber anõn- da askere gitmiş. Ajan gazetecilerin sayısı basında çok mu fazladır? - Çok fazladõr. Bu ajan gazeteciler ne ya- parlar? Karakter suikastõ yaparlar. İstihbarat kurumlarõ, onlara şu adamõ yõpratõn der ve onlar da yõpratõrlar. Suçlayõcõ ve çar- põtma haberleri ve yazõlarõy- la yõpratõrlar. Biz, Sabah Gru- bu’nda ajan gazeteci var mõy- dõ, varsa bunlar kimlerdi, bil- miyorduk. Bir tek Ünal İnanç’õ biliyorduk. O da An- kara büroda alt kademede biriydi. Ama Hürriyet Gru- bu’nda Fatih Altaylõ’nõn, Tuncay Özkan’õn MİT’le iliş- kileri biliniyordu. Be Hey Rezil! Benim ne olduğum ortada da, eğer sen benim dediğin gibi bi- ri olduğuma inanõyorsan niye sözde başõnda olduğun gazeteye gelirken “Ben bu adamõ gazetemde istemem” demedin. Hadi onu sineye çektin. Haysiyetin bu kadardõ, sonrasõnda 1.5 yõl benim “altõmda” çalõştõn? Neden, “Ben böyle bir adamõn altõnda ça- lõşmam” deyip çekip gitmedin, gidemedin? Neden TMSF gazetemize el koyduğu zaman gelip hüngür hün- gür ağladõn? Neden? Madem MİT ajanõ olduğuma inanõyordun, neden istifayõ basõp gitmedin? Bu röportajõnõ mahkemeye veri- yorum. Seninle adalet önünde hesaplaşacağõz. Benim, Oktay Ek- şi gibi seni doğduğun yere kadar kovalamaya niyetim falan da yok. Çünkü işim gücüm var. Doğumunda annen sifonu çekmeyi unutmuş diye, seninle daha fazla uğraşamam. “MİT ajanõ olduğun gerçeği yeni değil” Fatih Altaylõ’nõn “Kod Adõ Siyah” olan bir MİT ajanõ olduğu gerçeği yeni değil. Yõllardõr yayõmlanõyor. O da pişkin bir şekilde “Benim ağzõm gevşek, benden ajan ol- maz” diye yazõyor. Küfür etmek bir acz göstergesidir. Altaylõ, MİT ajanõ olduğu iddialarõna yanõt vermemiş, bana küfür etmiş. Ba- sõn Konseyi Başkanõ da cevap vermemiş küfür etmişti. Hürriyet kültürü de herhalde böyle adam yetiştiriyor. Soru basit, sen “Kod Adõ ‘Siyah’ olan bir MİT ajanõ mõsõn? Ve Yõlmaz’õn önündeki tar- tõşmanõn gerisi ne?” Mutlaka mahkemeye git. Sen kimi tanõk gösterirsin bilmem ama benim tanõğõm Mehmet Eymür. BABAHAN’DAN İKİNCİ YANIT ALTAYLI’DAN BABAHAN’A ‘REZİLSİN REZİL!’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle