23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
www.iku.edu.tr BİLİM KÜLTÜR VE EĞİTİM TC İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ Okullarımızda yazılı sınavların önemi Okullarımızda son 20-25 ytldan beri yazılı sınav adı verilen sınav türü büyük ölçüde az uy- gulanmaya başlandı, yerine test sınavları oturdu. Dershanelerde, okullarda sürekli testle- re ağırlık verilince, her dersin her konusu için bolca test sorusu üretilmeye başlanınca, okul- larda öğretmenler de karne notlarım, sınıf geçme notlarını bile testlerle değerlendirmeye baş- ladılar. Oysa okullarda yazılı sınavların yeri ve önemi başka, seçmeli testlerin başkadır. CelİIAItin (Küttdr Okullan Eğitim Danı;manı) T est sınavları doğru -yanlış ya da 4-5 seçenekli so- rularla uygulanıyor. Testler, seçme sınavlarında, özel yeteneklerin, kişisel niteliklerin ve becerilerin vb durumların saptanmasında uygulanan sınav türüdür. Okullarda öğretmenlerin işledikleri konularda öğrcncilerin başarıları testlerle ölçülemez. Testlerdc yanıt hazır veril- diğinden öğrenciye salt seçenekler arasından doğru yanı- tı hulmak düşer. Okullarda öğrenci başarıları, öğretmenin sınıfta işlediği konulardan çıkardığı soruların yazılı olarak öğrenci yanıtlarıyla helirlenir, doğrusu da budur. Oğrenci soruya yanıt yazarken o konuya ilişkin ögrendiklerini dü- şünür, nnların arasından soruya uygun yanıt üretir. Sınav yönetmeliğimizde de hu sınavın uygulanması öngörülüyor. Ancak ne yazık uzun süreden beri okullarımızdan ya- zılı sınav yöntemi neredeyse kalkmıştır. Oysa salt hilgiyi ölçen bir öğretim aracı değil, bilgiyi kullandıran bir dü- şünce aracıdır yazılı sınav. l"Hisüncenin kalemle ortaya kon- ması, yazılı sınavın önemini ayrıca daha da arttınr. "Kalem yazma aracı olmaktan çok düşünme aracıdır." Özdeyişi, hu gerçeği ne denli yerinde vurguluyor! öte yandan yazılı sınavlar salt, öğrencilerin işlenen ko- nulan ne denli öğrendiklerini ölçen bir ölçme aracı de- ğildir. Yazılı sınavlar, öğretmenin de öğretim işindeki ku- surların da neden ileri geldiğini ortaya koyması bakımın- dan çok önemlidir. Yazılı sınavlar öğrencilerin öğretileni ne denli öğre- nebildiklerini gösterir, bu çok doğrudur, ama eksik bir doğ- rudur bu; yazılı sınavlar konudan konuya, sınıftan sınıfa öğretmenlerin de öğretim başarılarını çok iyi ortaya ko- yar. Bu durumu denetlemek de gene öğretmene düşer. ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ Bir öğretmen yeni girdiği bir sınıfta kendi dersi bakı- mından öğrencilerin bir bölümünün çok yeterli, ikinci bö- liinıün orta düzeyde, üçüncü bölümünün de önceki dü- zeylerin ardmda kalan öğrencilerden oluştuğunu çok kı- sa sürede anlar; bu üç kümenin öğrencilerini teker teker tanır. Burada asıl sorun, öğretmenin bir süre sonra hazır- layacağı yazılı sınav sorularında ortaya çıkar. Yetişkin bir öğretmen, salt okuttuğu dersin konuları- nı öğrencilerine nasıl açıklayacağını çok iyi bılmesinin ya- nında, sınav sorularını da bu üı,- düzeyi öl^-ccek nitelikte olınasının Rereğini bilir. Bu nedenle öğretmen, ömeğin on üzerinden notlandıracağı sorulan da bu üçdüzeyde bazırlar. Soruların ilk üçte biri, smıftaki ilk kümedeki öğren- cilerin tümünün doğru yanıtİayabileceği düzeyde, olduk- ça kolay sorulardan oluşur. Bu sorularla bu küınenin öğ- rencileri, geçer not alamasalar bile, orta düzeyin alt sını- rına yakın bir duzeye ulaşmış olurlar. Biraz daha fazla bir çabayla yeterli not alabileceklerini anlar, çalışma gücü ka- zanırlar. Orta ve üst düzeydeki öğrenciler için de öğretmen, bu düzeyleri ölçebilecek nitelikte sorular hazırlar. Yazılı sınav sorularının öğretmen açısından önemi bu kadarla da kalmıyor. Yazılı sınav sorulan, öğrencilerin ko- nuyu ne denli öğrenip sindirdiklerini ^österirken, öğret- menin de konuyu ne ölçüde yararlı, yeterli işlediğini or- taya koyuyor. Bunun anlaşılması, yine öğretmenin ken- di kendisini denetlemesiyle olur. Oysa bugün okullarımızda öğretmenin kendi kendisini yoklamasına ilişkin bir uy- gulaına yok. Bu olmayınca öğretmenin kendini yetiştir- mesi de gerçekleşmiyor. Ancak bir öğretmen hangi der- sin, hangi sınıfın sorumlusu olursa olsun, öğrencilerini yok- larken kendisini de denetlemeli, eleştirmeli ve geliştir- melidir. ÜÇ NEDEN Öğretmenin işlediğı birkaç konudan sonra uyguladı- ğı yazılı sınav sorulanndan beklediği yanıtı alamaması, ge- nellikle şıı üç nedenden ileri gelebilir: A) Birinci neden, kimi öğrenciler yazılı sınavda sorulan sorulan, öğretmenin konuyu sınıfta işlerken anlayama- dıkları ya da yeterince çalışmadıkları için yanıtlayama- mışlardır. B) İkinci neden, öğretmen soruyu açık sora- mamış, öğrenciler sorulan anlayamadıklarından beklenen yanıtı verememişlerdir. C) Uçüncü neden, öğretmen ko- nuyu sınıfta işlerken düzey sınırını yeterince saptayama- mıs,, öğrencilerin yetersiz kalmalarına neden olmuştur. Öğretmenin, uyguladığı yazılı sınavlar sonunda yapacağı ilk iş, uygun bulduğu kimi öğrencilerle baş başa görüşerek sınıf içi çalışmalarına, sınav sorulanna ilişkin öğrenci gö- rüşlerini almak olmalıdır. Bu tutum, sınıfta öğretmeni ve öğrencileri ortak bir amaç uğrunda birleştirir, kimi bilin- mez durumlar kendili-ğinden ortaya çıkar, gereklLönlemler de alınır. Öğretmenin sınav sorulan ve yanıtları üzerinde öğ- rencilerle görüşüp "anlatıma - öğretime" ilişkin durum- ları incelemesi, çok önemli bilgilere, deneyimlere yol açar. Okullarımızda pek uygulanmaz, ama öğretmen için çok önemlidir hu tutum. Öğrenci başarısızlıklannın nedenleri hu tür kendi ken- dini denetimlerle en aza indirilehilir. Öğretmene hu ola- nağı yazılı sınavlar saglar. Eski öğretim mctodu öğret- menlerimizin "öğretmene öğretmenliği, öğrenciler öğre- tir." görüşü de, yazılı sınav sonrasında öğretmenlerin öğ- rencilerle görüşmelerinden çıkarılmış olsa gerek.. Kütleçekimsel Mercekler Çeviran: Metin Sarıkaya :: , m Kütleçekimsel mercekler modern hir evrenbi- limcinin cebinde obnası gereken kullanışlı bir araçtır: kütleşi büyük olan cisimler ıştğı yolun- dan saptırıp gözlemciye dı>ğru odaklayarak uzak ci- simlerin hüyümüş ve bozulmuş gibi hazen de hirden faz- la cisim şeklinde görünmesine sehep olurlar. Einstein'ın Genel Görelilik Kuramı bize, ışık ışınlarının mercek gi- hi davranan bir gökadantn ya da hir yıldız kümesinin etrafındaki bükülmüş uzaydan geçerken nasıl etkile- neceğini söyler. Daha da ilginç olanı ise hu mercek et- kisinin görülen kütle miktarına göre hekle- nenden çok daha güç- lü olmasıdır. Bu du- rum, gökadaların ve yıldız kümelerinin ana "^ hileşeninin görüleme- yen "karanlık madde" olduğu fikrinin ağır -•••'•• hasmasını sağlıyor. Gökadanın yoğunluğu, aynı hir şarap kadehinin ka- lınlığının alt kısmıttn doğru artması gibi, merkeze doğru artmaktadır. Aslında, şarap kadehi küt- leçekimsel mercek için güzel bir örnektir: et- kiyi fark etmek için kadehin içine, tepeden ve sapından ışığa doğru bakın. Iştğı nasıl hozdu- ğunu görerek, kadehin şeklini ve kalınlığını hulmak mümkündür. Aynı yolla, uzak gökadaları kütleçekimsel mercek aracılığıyla gözlemek, kümelenen, şefTaf karanlık maddenin yoğunluk dağıhmı- nı haritalamaya irnkân sağlamaktadır. Kütleçekimsel mercekleme, hize henüz karanlık maddenin ne olduğunu söyleyemese de belki nereye bakmamız gerektiğini söyleyebilir. Kaynak: Symmetry Magazine, Gravitational Lenses, yazan Phil Marshall, Kavlî Parçacık Astrofıziği ve Kozmoloji Enstıtüsü. 8 L KULTUR K O L E J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle