25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2010 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Budalalık mı Daha Beter, Ahmaklık mı? Sevgili, Dün sabah güne Melih Aşık’ın “Açık Penceresi”nden bakarken Cicero’nun şu tümcesini görünce çok güldüm: - Ayrı ayrı bakınca değer vermediğimiz kimselere, bir araya geldiklerinde değer vermekten daha büyük budalalık olur mu? Bu bana önce bir bedahet gibi geldi. “Öyle ya dedim, değersizin sayısı çoğalınca değerli olur mu? Kemiyet (nicelik) keyfiyeti (nitelik) değiştirir mi ki?” Sonra birden zınk diye durdum. Bize diyalektiği belletirken nicel değişimin bir noktadan sonra nitel değişikliğe dönüştüğünü söylememişler miydi? Bu durumda, kuşkusuz diyalektiği bilmeyen Cicero’nun tarifindeki budala nitelemesi yerine oturuyor muydu, yoksa onun düşüncesinin kendisi mi budalacaydı? Sonra değerli dostum Fazıl Sağlam’ın çok bilmiş ham ervah takımıyla ilgili sözlerini anımsadım. - Bunlar, derdi Fazıl, münferiden (tek olarak) ukala müçtemiyen (bir arada) budala olurlar. Ardından “değişim”den, “budalalığın” kendisine kaydı aklım. Hemen sözlüğü açıp, baktım. Fazıl’ın tanımını haklı çıkaran bir durumla karşılaştım. Budala zaten bedil’in çoğuluydu ve zekâca geri: yani zeki olmayan anlamına geliyordu. Tabii bu açıklama bir şeyi çözmüyor, önce zekinin veya zekânın tarifini gerektiriyordu. O da çok güç, zamana, mekâna ve daha başka değişkenlere göre biçimlenen bir şeydi. Kısacası, budalanın tanımından bir şey anlamadım. Bana siyahı “beyazın tersi” diye anlatmaya benziyormuş gibi geldi. Bu tanımlama da bir şeyi çözmüyor, çünkü bu açıklamayla ortaya beyazın tarifi çıkıyor, sonunda çıkmaza saplanıyorsun, zira renkler tanımlanamaz. Ardından şu soru takıldı aklıma: - Acaba hangisi daha beter, budalalık mı, ahmaklık mı? Tekrar sözlüğün sayfalarını çevirdim ve ahmaklığın tarifini buldum: “Aklını gereği gibi kullanamayan.” İlk bakışta, budalalık ahmaklıktan daha beter gibi görünüyordu. Öyle ya aklını gereği gibi kullanmayana ahmak dendiğine göre, onda bir nebzecik de olsa akıl vardı da yeterince kullanamıyordu. Oysa budalada zekâ hepten yoktu. Fransızca sözcüklere baktım, ahmak karşılığında, borne, stupite, bete, imbecile, sol nigaud yazıyordu. Bu okumadan ilk çıkardığım sonuç, Fransız dilinin ahmaklığın tanımı açısından bizim dilimizden daha zengin olduğuydu. Biz ahmaklık konusunda iki sözcük bulabilmiştik ancak; biri kendisi, biri de eski dilde kullanılan hamakat. Bir gün, eski olan hamakat sözcüğünü yazılarımda neden sıkça kullandığımı sormuştu bir hanım okurum. Anında yanıtladım: - Nezaketten hanımefendi! Alenen ahmak demek ayıp oluyor, bu ise pek anlaşılamıyor da ondan. Budalalığın ise Fransızcadaki karşıtı “idiotsi” idi ve yer yer zekâ geriliğinin en ileri şekli olarak tanımlanıyordu. Bu küçük araştırma, budalalığın ahmaklıktan daha beter olduğunu ortaya çıkardı ama ikisinin de tam anlamıyla ne oldukları yine belli olmadı. Hatta üzerinde biraz düşündüğümde, kendi yanlışlarımdan birini de buldum. Zar zor kurulduktan hemen sonra, popülizme sapmaları yüzünden kuruluşunu bile tamamlamadan, önce yavaştan, mediokrasi, ardından hızla idiokrasi batağına sürüklenen demokrasilerin konumlarını betimleyen kavramları anlatırken ben, Fransızca olan idioteratie sözcüğünü Türkçeye “ahmakrasi” diye çevirmiştim. Oysa, şimdi görüyordum ki: idioteratie sözcüğünün karşılığı “ahmakrasi değil budalakrasi” olmalıydı. Şimdi ben bu yanlışla acaba ahmaklığın mı tuzağına düşmüştüm, yoksa budalalığın mı? İznik Gölü’ne bakan pencerenin önünde bunları yazarken, biraz önce yüzünü göstermiş olan güneş batmak üzereydi. O sırada, balkondan Mine’nin sesi geldi: - Ali, ne yapıyorsun? - Yazı yazmaya çalışıyorum. - Ahmaklığı bırak da balkona gel! Bak güneş ne güzel batıyor... Onu dinledim balkona seğirttim; bilmiyorum ahmaklığım yazı masasının başında mı kaldı, yoksa peşim sıra beni takip mi etti? asirmen@cumhuriyet.com.tr CHP’li Özyürek, başka belediye ve teşkilatlarõnõn da dinlendiğini ileri sürdü ‘Emniyet’ten bir grup yapõyor’ SÜHEYL BATUM: Dinlemeyi AKPteşvik ediyor Prof. Dr. Batum, toplumda egemen olan güvensizlik ortamõnõn önüne geçmek için dinleme korkusunun yayõlmasõnõ kolaylaştõran unsurlarõn ortadan kaldõrõlmasõ gerektiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Prof. Dr. Süheyl Batum, AKP’nin telefon dinlemeleri en- gellemek amacõyla adõm atmadõ- ğõ gibi tersine dinlemeyi “teş- vik” ettiğini vurguladõ. Batum, “Güvensizlik ortamının önüne geçmenin tek yolu, dinleme korkusunun yayılmasını kolay- laştıran unsurların ortadan kaldırılmasıdır” dedi. Prof. Dr. Batum, Edirne Beledi- ye Başkanõ Hamdi Sedefçi’nin makamõna alõnan televizyonun içerisinden hem izleme hem din- leme cihazõ çõkmasõ ve telefon dinlemelerini değerlendirdi. Her- kesin dinlendiğinden korkup çe- kindiğine işaret eden Batum, “İnanılmaz bir güvensiz ortam sağlandı. Bunu engellemenin bir tek yolu vardır; bu dinleme- yi veya en azından bu korku- nun yayılmasını kolaylaştıran bütün unsurları ortadan kaldı- racaksın. Dinlemeyi zorlaştıran ve çok istisnai koşullarda yapı- labilecek bir önlem haline sok- malısınız” dedi. Silah taşõmanõn kolaylaştõrõlmasõ durumunda si- lahla işlenen cinayetlerin arttõğõ örneğini veren Batum, şu değer- lendirmeyi yaptõ: “Silah taşı- mayı kolaylaş- tırıp niye bir- birini silahla vuruyorlar di- yemezsiniz. Aynı şekilde dinleme de böyle. Türki- ye’de gayri resmi dinle- meyi bırakın, hâkim kara- rıyla yapılan dinlemelerde bile, süre, usul ve hukuki koşul- lara uygunluk yönünden inanıl- maz sıkıntılar yaşanıyorsa; tele- fonları dinleyebilen Telekomü- nikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) Başbakan’ın tek başına atadığı kişiyi Anayasa Mahke- mesi’nin iptal kararına rağmen indirmezsen, Yargıtay’ın bile dinlendiği iddiası karşısında ‘Başbakan’õ da dinliyorlar’ ge- rekçesi ileri sürülüyorsa bunun önünü alamazsınız.” İstenilen kararõn çõkarõlmasõ için hâkimlerin resmi ya da gayri resmi dinlenip bu dinlemelerin kendi gazetelerinde yayõmlanma- sõyla yargõçlarõn korkutulmaya çalõşõldõğõnõ dile getiren Prof. Dr. Süheyl Batum, şunlarõ söyledi: “Hâkimlere olan şey beledi- ye başkanlarına da oluyor. Yarın gazetecilere, sana bana olur. HSYK üyesini tele-ob- jektifle fotoğrafladılar. Nasıl çektiniz, ayrıca dinlediniz mi? Tüm Türkiye’yi dinletecek kararlara imza atan hâkimler hakkında HSYK derhal soruş- turma başlatmalı. Dinlemenin şu anda bir yaptırımı yok. Za- ten dinleyen adamı da bula- mazsınız. Adam dinlemiş ceza almamış. Baskı aracı olarak kullanıyorum, bir şey olmu- yor diye düşünüyor. Ama hü- kümet bundan siyasal yarar umduğu için ve elde ettiği için de şu ana kadar engellemeyi bırak, teşvik etti. Hükümete bağlı gazetelerde çıktı bu din- lemeler. Hiçbir ceza verilme- di. Türkiye’nin bu rahatlığı ortadan kaldırması lazım.” ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP’li Edirne Belediye Başkanõ Hamdi Sedefçi’nin, televizyon içine yerleştirilen bir ci- hazla görüntülendiği ve dinlendi- ğinin ortaya çõkmasõnõn ardõndan, CHP Sözcüsü ve Genel Saymanõ Mustafa Özyürek, başka beledi- yelerinin hatta teşkilatlarõnõn da dinlendiğini söyledi. Özyürek, bu işi emniyetin içinden bir grubun yap- tõğõnõ belirtti. Edirne’deki dinleme skandalõy- la ilgili Cumhuriyet’in sorularõnõ yanõtlayan CHP Sözcüsü ve Genel Saymanõ Özyürek, sadece Edir- ne’de değil, pekçok CHP’li bele- diye başkanõnõ dinlemek için bu tür girişimlerde bulunulduğunu söy- ledi. Bazõ parti örgütlerinin de bu yöntemle dinlendiği duyumlarõnõn kendilerine geldiğini belirten Öz- yürek, bu konuyla ilgili araştõrma- larõn tamamlanmasõnõn ardõndan, dinlenen örgüt ve belediyelerle il- gili kamuoyunu bilgilendirecek- lerini bildirdi. Bunu emniyet için- den bir grubun yaptõğõnõ düşün- düklerini belirten Özyürek, “Be- lediye başkanlarının ya ta teşki- latların aldığı ya da alacağı tel- evizyonlar takip ediliyor. Tel- evizyonlara önceden bu cihazlar yerleştiriliyor” dedi. Özyürek, şunlarõ söyledi: “Tabii bu gelinen nokta çok vahimdir. Biz suç duyurusunda bulunuyo- ruz. Ama Türkiye o hale gelmiş ki, kimi kime şikayet edeceksiniz? Maalesef emniyete güven kalma- dı. Yargı yeteri kadar çalışmıyor veya savcıların eli kolu bağlanı- yor. Türkiye’de haberleşme öz- gürlüğü kalmamıştır. Sürekli bel- li çevreler konuşmaları dinlemek için her türlü önlemi, tertibi alı- yorlar. Tabii teknolojideki geliş- me de bunu çok kolaylaştırıyor. Daha önce de Edirne Belediye Başkanımız bir suçtan yargılan- mıştı, orada da yine bu tip yasa- dışı dinleme olmuştu. Şimdi bu- nun devam ettirilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Hamdi Sedefçi, daha önce de böyle dinleme yüzünden cezaevine girmişti, her seferinde de cezaevinden çıkıyor ve daha yüksek oy oranıyla seçiliyor.” CHP Manisa Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu üye- si Şahin Mengü de bu tür dinle- melerin açõkça suç olduğunu söy- ledi. Mengü, “Birinin özeline gi- rilmiş, cihaz konulmuş. Bir kamu kurumunun televizyonuna cihaz yerleştirilmiş. Bunu yapanların, ne siyasi ne de insani olarak ah- lakları kalmamış. İktidarlar de- ğiştiği zaman, kendi yaptıkları uy- gulamaların da mağduru olurlar, bunu akıldan çıkarmamak gere- kir” diye konuştu. YASA TASARISI Gümrüklere dinleme yetkisi ANKARA (AA) - Gümrük Müs- teşarlõğõ’nõn Teşkilat ve Görevleri Hakkõndaki Kanun Tasarõsõ Tasla- ğõ’nda kaçakçõlõkla mücadelede daha etkin olunabilmesi amacõyla Gümrükler Muhafaza Genel Mü- dürlüğü’ne iletişimi tespit etme, dinleme ve bunlarõ kayõt etme yet- kisi öngörüldü. Gümrük Müsteşarlõğõ’nõn yeniden yapõlandõrõlmasõ, kurum içinde gö- rev ve yetkilerin netleştirilmesi amacõyla hazõrlanan “Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Gö- revleri Hakkındaki Kanun Ta- sarısı Taslağı”, geçen ay Bakanlar Kurulu toplantõsõnda görüşülerek imzaya açõldõ. Taslak ile gümrük idaresinde kurumsallaşmak, etkili- lik, verimlilik ve işlemlerin hõz- landõrõlmasõ hedefleniyor. Buna göre, gümrük muhafaza başmü- dürlüklerinin sayõsõ 18’den 14’e indirilecek ve bunlar bölge mü- dürlüğü şeklinde yeniden düzenle- necek. Taslakta gümrük teşkilatõna 5 bin personel alõnmasõ öngörülü- yor. Buna göre bu yõl 2 bin 500, ge- lecek yõl 2 bin 500 olmak üzere top- lam 5 bin kişilik kadro açõlacak. Amaç etkin mücadele Kaçakçõlõkla mücadelede daha etkin olunabilmesi amacõyla Güm- rükler Muhafaza Genel Müdürlü- ğü’ne Ceza Muhakemesi Kanu- nu’na göre iletişimi tespit etme, din- leme ve bunlarõ kayõt etme yetkisi öngörülüyor. Gümrük muhafaza ekipleri, teknik araçlarla izleme yapabilecek ve gerektiğinde yetki- li kurumlarla bu konuda işbirliğine gidebilecek. Gümrük muhafaza teş- kilatõnda görevli adli kolluk perso- neli, göçmen kaçakçõlõğõ ve insan ti- careti, uyuşturucu veya uyarõcõ madde imal ve ticareti, parada sah- tecilik, rüşvet, silah kaçakçõlõğõ, zimmet suçu, Kaçakçõlõkla Müca- dele Kanunu’nda tanõmlanan ve hapis cezasõ gerektiren suçlar ile Kültür ve Tabiat Varlõklarõnõ Ko- ruma Kanunu’nda tanõmlanan suç- lara ilişkin dinleme yapabilecek. Süheyl Batum. Mardin’de büyükelçilerle toplantõ İkinci Büyükelçiler Konferansı Değerlendir- me Toplantıları dün Dışişleri Bakanı Ahmet Da- vutoğlu’nun da katılımıyla Mardin’de gerçek- leştirildi. Mardin’in Suriye, Irak, Türkiye iliş- kilerinde merkez olması nedeniyle Dışişleri Ba- kanlığı’nı da ilgilendirdiğini ifade eden Davu- toğlu, “Mardin, Ortadoğu bölgesinin yükselen yıldızı olacaktır” dedi. Davutoğlu’nun Mardin valisi ve diğer üst düzey yetkililerle görüşme yap- tığı saatlerde, bakanlığın üst düzey bürokratla- rı ve büyükelçiler Mardin’i gezdi. Büyükelçiler zaman zaman kent pazarındaki esnafla ekono- minin durumu hakkında sohbet ederken kah- velere giderek gençlerle kâğıt oynadı. Mardin programına, bakan ve büyükelçilerin eşleri ve çocukları da katıldı. (ADNAN AVUKA) İkinciErgenekondavasõnadevam Silivri Cezaevi Yerleşkesi yanõndaki duruşma salonunda görülen ve 45 kişinin tutuklu yargõlandõğõ davanõn 29. duruşmasõ yarõn yapõlacak İstanbul Haber Servisi - Gaze- temiz Ankara temsilcisi ve yazarõ- mõz Mustafa Balbay’õn tutuklu yargõlandõğõ 108 sanõklõ İkinci Er- genekon davasõna yarõn devam edilecek. Mustafa Balbay’õn da aralarõnda bulunduğu 8 sanõğõn tahliye talepleri, İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi Başkanõ Köksal Şengün’ün kabul yönündeki oyu- na karşõn oyçokluğu ile reddedil- mişti. Mustafa Balbay geçen du- ruşmada “Burada hayatımız sor- gulandı” şeklinde konuşurken ga- zetecilik mesleği nedeniyle yargõ- landõğõna dikkat çekmişti. 45 kişinin tutuklu yargõlandõğõ İkinci Ergenekon davasõnõn yarõn 29. duruşmasõ gerçekleştirilecek. Duruşmada eski İstanbul Organi- ze Suçlar Şube Müdürü Adil Ser- dar Saçan’õn sorgu ve savunmasõ- nõn alõnmasõna geçilmesi bekleniyor. Tahliye taleplerine ret Mahkeme Başkanõ Köksal Şen- gün, 25 Aralõk 2009 tarihinde ya- põlan duruşmada Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan’õn “Üzer- lerine atılı suçların vasıf ve ma- hiyetlerini, mevcut delil durum- larını, savunmalarındaki anla- tımlarını, toplum içerisindeki konumlarını, isnat edilen suç va- sıflarının değişme ihtimallerini, tutuklamadan beklenen gayenin sağlanmış olmasını, bu aşamadan sonra kaçma, saklanma ve delil- leri karartma şüphelerinin bu- lunmadığını ve gerekirse hakla- rında adli kontrol uygulamasının düşünülebileceğini” dikkate alarak tahliye edilmeleri gerektiği yö- nünde oy kullandõ. Şengün ayrõca benzer gerekçelerle Türk Metal Sendikasõ Başkanõ Mustafa Öz- bek, Kurmay Albay Mustafa Koç, polis memuru Kenan Temur, jan- darma Teğmen Emre Baltacı, Üst- çavuş Ali Oktay Şahbaz ve polis memuru Mehmet Dalagan’õn da tahliye edilmeleri yönünde oy kul- landõ. Ancak tahliye talepleri oyçokluğu ile reddedildi. Kılıçdaroğlu: AKP derin devletini oluşturuyor İstanbul Haber Servisi - CHP Grupbaşkanvekili Kemal Kılıç- daroğlu, “AKP kendi derin devletini oluşturmaya çalışıyor” de- di. Kõlõçdaroğlu, Maltepe’de katõldõğõ konferans sonrasõ gazetecile- re açõklamalarda bulundu. Türkiye’deki bütün kurumlarõn uyum için- de çalõşmasõ gerektiğini belirten Kõlõçdaroğlu, “Ancak görülen, bu kurumların uyum içinde çalışmadığı. Herkesin üzerinde baskı var. Kimse konuşamıyor” dedi. Hâkim ve savcõya mermi gönderilme- sini değerlendiren Kõlõçdaroğlu, “Nereden ve nasıl, kim gönderdi? Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik güçleri bunu ortaya çıkara- mıyorlarsa ortada önemli sorunlar var demektir” diye konuştu. SAV’DAN AKP HÜKÜMETİNE SERT ELEŞTİRİ ‘Yüzlerinde keçe mi var? ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreteri Önder Sav, AKP Hü- kümeti’ni eleştirirken “Bunların yüzünde keçe mi var, peçe mi var, yoksa bizim bil- mediğimiz çok kalın bir deri mi var? Utanmıyor- lar” dedi. CHP Çankaya İlçe Başkanlõ- ğõ’nõn, parti genel merkezindeki 8. olağan kongresinin açõlõşõnda konuşan Sav, “ülkenin içinde bulunduğu koşullar ve siyasal iktidarın Türkiye’ye getirdiği açmazların bir erken seçimi de gündeme getirebileceğini” söy- ledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn erken seçimin olma- yacağõnõ dile getirdiği- ni, bunun bir tedirgin- liğin, bir iç korkunun da ifadesi olabileceğini belirten Sav, “Ben AKP’nin 2002’den bu yana ilk kez seçim lafından ürktüğünü görüyorum. An- cak en geç 2011 Temmuz ayın- da seçmen AKP’ye güle güle, CHP’ye hoş geldiniz diyecek” değerlendirmesini yaptõ. ‘CHP BİZİ SUÇLU OLARAK GÖRDÜ’ MoğultayTDH’yekatıldı İstanbul Haber Servisi - Eski Adalet Bakanõ Mehmet Mo- ğultay, düzenlenen tö- renle Mustafa Sarı- gül önderliğindeki Tür- kiye Değişim Hareke- ti’ne (THD) katõldõ. Maltepe’de bulunan Salon Kardelen’de basõn toplan- tõsõ düzenleyen Moğultay, CHP üyeliğinden ve partideki görevinden istifa ettiğini, bundan sonraki siyaset hayatõna TDH ile devam edeceğini dile getirdi. TDH üyelerince büyük bir coş- kuyla karşõlanan Moğultay, uzun yõllar CHP’de aktif ola- rak görev yaptõğõnõn altõnõ çizerek, “CHP son zamanlarda tu- zak kurmaya çalışı- yor. 17 Mart 2001 ta- rihinde işgal altında- ki partimden derin bir üzüntüyle istifa ettim. Suç işlediğimiz için değil suç işleyenleri teşhir ettiğimiz için suçlu görüldük” dedi. CHP’den neden istifa ettiği so- rusuna Moğultay, “CHPAnkara Belediye Başkanlığı’nı kay- bettiği zaman bizimle birlikte olmak istemedi” yanõtõnõ verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle