25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 PAZAR 10 OCAK 2010/SAYI 1242 Sinema yapmak istiyorum Aşk-ı Memnu'nun Peyker'i Nur Aysan, çocukluğundan bu yana istediği oyunculuğa geç de olsa kavuşmuş. Artık hedefi, zor rollerin altından kalkarak kendini kanıtlayabilmek. Çok izlenen dizinin yanı sıra önünde çok istediği sinema ve tiyatro kariyeri var. ZUHAL AYTOLUN Fotograf: Zj!l. ERHAN AfllK«, N ur Aysan, nam-ı diğer Peyker, Aşk-ı Memnu di- zisinin sakin yüzü. Daha çok canlandırdığı rol- le ve onun adıyla tanınan Aysan, istediklerini za- manla ve sabırla almış, yaşamdaki kavşaklara tesadü- fen ulaşmış, kimi zaman şans eseri dönmüş. Ancak sab- rettiğinde geldiği noktaya da sıkı sıkıya tutunmuş bir ka- dın. O yüzden de rolünün ismiyle anılmayı dert etmiyor. Tek derdi herkesin karşısında dik durabilmek. Hatta ya- rın çocuklarına bırakacağı manevi mirası, şu an herşe- yin önünde. Kararlarını da buna göre veriyor. Yaşamının dönüm noktalarından biri olan Aşk-ı Memnu ise tam hayatın içinden ona göre. Amcasının oğluna ya da dayısının kızına âşık olanları da örnekli- yor, şehiryaşamındaki entrika ve nefreti de. Aysan, in- sana dair hertürlü duyguyu dizinin barındırdığını söy- lüyor. Ona çjöre dizinin mayasının tutmasının nedeni de ı1 t?W, Ayş^njla ,.h^şm ,9yuncujuk serüvenini konıjştuk, hbrn de slmöjlerçle en çok konuşulan Aşk : ı Merrinu'yâ 1 uzandık. - Diziyle bir anda görünürlük sağladınız. Peki bugü- ne dek neredeydlniz? -17 yaşımda bankacılıkla başladım iş hayatına. 7 yıl çalıştıktan sonra gün geldi ve "Bu, benim hayatım de- ğil" dedim. Ablam Skytürk'te spiker. Bankacılıktan sı- kılınca televizyona ve rakamlara ilgim olduğu için ben de Skytürk'e geçiş yaptım. Kendimi ekonomi progra- mı sunarken buldum. - Oyunculuk hangl noktadaydı sizin için? -Televizyonda çahşırken, eşimin de desteğiyle yarım kalan işimi tamamladım. Üniversiteye girdim. Moda teks- tlltasarımı son smıftayım. Okulu vekanah birarada.yü; "rutemedigim|çin programı bıraktım. Sonraşındaşadeçe 1 okul kesmedi ve birajansa kaydoldum. Benden Baba Olmaz, Gönül Salıncağı, arada reklam filmleri derken Aşk-ı Memnu ile kesişti yollarımız. - Tesadüfler yönetmiş gibi hayatınızı. - Engeller diyelim. Kendi istediğime yönelemedim. Belli olgunluğa eriştikten sonra istediğirn noktaya ulaştım. - Engel oian aileniz mlydi? - Babamdı. Beni farklı bir kariyere yönlendirmeye ça- lıştı. Bizim ailede baba ağır basıyor. Karadenizliyiz. Orada yaşamasak da bazı gelenekleri sürdürüyoruz. - Şlmdl nasıl karşılıyor babanız? -Artıkmutlu mutlu izliyor. Kadın olmak bir mücadele - Moda tasanmı okuyorsunuz. Peki modayla ilgili projeleriniz neler? - Bir dönem filmine kostüm tasarlamak istiyorum. Ayrıca kişiye özel tasarımlaryapacağım. Bir de modayla ilgili çok farklı bir çizgide program yapmak istiyorum. - Moda tasanmı da mı içinizde kalmıştı? - Moda, annemden gelen bir şey. Annem de kız sanat lisesi mezunu. Ben de lisedeyken bütün arkadaşlarımın eteklerini alır, evde kısaltır, darlaştırır, onlara götürürdüm. O da varmış demek ki içimde. - Içinizdekiler birer birer çıkıyor ortaya. Peki daha neler çıkacak sizce? - Aslında geçmişime döndüğümde içimde olan her şeyi şu an yapıyorum. Sunuculuk, moda hep çocuklugumda oyun gibiydi. Oyunculukla ilgili bütün aktivitelere katılırdım. Şimdi yapmadığım bir şey kalmadı sanırım. -Yapmak istedikleriniz neler? - Çocuk doğurmadan gitmek istemem. - Peki mesleki anlamda? - Sinema yapmadan bu piyasadan çekilmek istemem. Tiyatroya da bulaşmak istiyorum. Görüşmelerim oldu. - Yaş 30 olunca neler degişti hayatınızda? - Daha mantıklı, sabırlı, olgun, olaylara daha farklı açılardan bakmaya çalışan biri oldum. Ama yine bir yandan Pollyanna olurken, bir yandan da dik ve güçlü durmanız gerekiyor. Kadın olmak da bir mücadele. Her alanda maalesef savaşmak zorunda kalıyoruz. Kimi zaman yorulsam da güçlüyüm, ayaktayım. # - Şimdllerde dizide canlandırdığınız karakterin adıy latanınıyorsunuz. Belki çıkış noktası olaraktanıririİJ sağlıyor ama diger yandan da tüketmiyor mu? - Bence tüketmiyor. Kalıcı olmaya da engel görrfıü- yorum. Belki Beren'e gelen tepkiler bana gelmediği için böyle hissediyorum. - Peki çok aykın bir rol var mı hayalinizde? - Bir deliyi canlandırmayı çok isterim. Bir de Fransız kadınını. Peyker'den sıkıldığım zamanlar oluyor kimi za- man. Aynı çünkü, çokfazla iniş çıkışı yok. Birşeylerol- sun da canlansın istiyorum. Zorlanmak istiyorum. - Yani yapabildiginizi de görmek ve göstermek... - Aynen öyle. Zoru seviyorum. Ben hayatım boyunca zoru sevdim zaten. - Peki sizce televizyonda eksikliğini hlssettiğlniz bir hi- kâye var mı anlatılmayı bekleyen? -1980'lerde yaşananların daha güzel anlatılabilece- ğini düşünüyorum. Dönem dizileri daha iyi olabilirdi. - Peki neyi eksik buluyorsunuz? - insanlar yanlış anlaşılmaktan korkup çok net birşe- kilde anlatamıyor olabilirler. Bu yüzden iyi bir dönem dizisinin eksikliğini yaşıyoruz bence. insanlarımız ağ- latmayı, öpüştürmeyi, seviştirmeyi çok seviyor. Bu kez o çıplaklığı göstermek için dizinin konusundan sapılı- yor. Ben rahatsız oluyorum. - Aşkn Memnu da çok konuşuldu. Peki siz oynama- yı tercih etmiyor musunuz? - Etmiyorum, çünkü ileride çocuklanma yanlış bir şey bırakmak istemiyorum. - Bunlar Türkan Şoray kanunlan gibi mi? - Öyle demeyelim ama dört duvar arasında paylaştı- ğım şeyi yapamam. Oyuncuyum evet, her şeyi yapa- bilmeliyim gerektiğinde. Ama o özel. • Marc Chagall: Yaşam ve Aşk'ın filmleri Pera'da... Pera Film, 12-23 Ocak tarihleri arasında "Marc Chagall: Yaşam ve Aşk" sergisi kapsamında "Damdaki Kemancı" ve "Chagall Üzerine Belgeseller" programlarını izleyiciyle buluşturacak. 1971'de En iyi Film ve En iyi Yönetmen dahil olmak üzere 8 dalda Akademi Ödülü adayı olan Damdaki Kemancı, evrensel bir umut, aşk ve kabullenme üzerine, hayranlık uyandıran, neşeli ve coşkulu müzikal bir başyapıt olarak kabul ediliyor. "If I Were a Rich Man", "Matchmaker" ve "Sunrise, Sunset" gibi klasik şarkılar da yer alıyor filmde. Bir tiyatro oyununun beyazperde uyarlaması olan Damdaki Kemancı filmi, yoksul bir sütçünün, çarlık Rusya'sının zulüm dolu iktidarına yaşama sevincini koruyarak dayanmasını ve hayat dolu hikâyesini anlatıyor. "Chagall Üzeriıj böl^jpıünde ise filmler izlenebileceT;. Kısa filmlerf Chagall'ın kostüm ve sahne dekorunu tasarladıgı ve Paris Operası'nda sergilenen Ravel'in Dafnis ve Kloe Balesi üzerine Marina Gray ile yaptığı söyleşiden ve Andre Malraux'nun, Chagall'ın, Paris Louvre Müzesi'ndeki "Kudüs için Vitray" sergisinde çekilmiş görüntülerden oluşuyor. Kısaların ardından ise 'Rusya, Eşekler ve Digerleri' belgeseli gösterilecek. Film, Chagall'ın, Paris'te, 1911 yılında yaptıgı, sanatçının uzun ve hareketli yaşamını yansıtan gizemli semboller ve renklerje dolu, erken dönem başyapıtlarından birinin adını taşıyor. Film de, sanatçının yaratıcı, enerjik, düşsel ve masalsı dünyasını anlatıyor. Sanatçının röportajları ve özel anlarıyla zenginleşen belgesel, aslında Chagall'ın resmetme sürecini açıkladığı gibi; "bir dünyadan digerine uçmasını sagiayan bir pencere". Damdaki Kemancı, 16 Ocak saat 18.00, 17 Ocak saat 15.00, 22 Ocak saat 19.00 ve 23 Ocak saat 18.00'de izleyiciyle buluşacak. Chagall Üzerine Belgeseller ise 12, 13, 19, 20, 22 Ocak'ta 14.00, 16.00, 18.00, 15 Ocak'ta 14.00 ve 16.00 saatlerinde, 21 Ocak'ta ise saat 14.00'te izlenebilir. • www.peramuzesi.org.tr Ölümden sonra yaşam - Hayal meyal hatırlıyorum: Narkoz kesilmişti ama sersemliğim sürüyordu. Alacakaranlıkta yuvarlanmaktaydım. Tavana yakın biryerdeydim sanki... Buradan bakınca ameliyat masasında uzanmış bedenimi gördüm. Doktorlar bana kalp masajı yapıyorlardı... Anestezi uzmanı, cerraha, "Ugraşmayın... Bu iş bitti!" dedi. - Sonra? - Sonra beni sedye ile soguk bir odaya götürdüler... Orada ne kadar kaldıgımı bilmiyorum... Buraya, evime nasıl ve neyle getirildiğimin farkında değilim. Bana ne oldu? y -Sen maalesef öldün. - Ne, demek? 1 y Sehi yitirdik, yann gömeceğiz. - Benim öldügümü size kim söyledi? - Ameliyatta öldüğünden seni bize vermeden Adli Tıp'a götürmüşler... Onların çarşaf kadar faporu var... Sen şimdi resmen ölüsün. Üstelik kabahatde sendeymiş! -Avukatımı görmek istiyorum... Çetin'i psikoloğa götürdüler. Eniştesi açıkladı: - Rahmetli Çetin, bunalım geçiriyor... Dün öldü ama o kendisini hâlâ canlı sanıyor... Çetin, kendinden "rahmetli" olarak bahsedilmesine kızdı, psikoloğa "Bunlar sapıtmışlar. Siz bana değil, onlara çare bulun!" dedi. - Koskoca Adli Tıp'a mı inanalım, şu isyancı, dalgacı, nerede bir STK varsa koşup katılan delifişek adama mı? Lütfen zavallıyı ikna edin de konu komşuya rezil PAZARIN " PENCERESİNDEN SELÇUK EREZ olmayalım.. üstelik bu gece hatim indirmesi için bir hoca da çagırmıştık. Psikolog Çetin'le çok konuştu ama işin içinden' çıkamadı, "Ölmüş olabilir de olmayabilir de..." dedi, "Kendisinde Complexe d'immortalitee bulunabilir.. yani ölümsüzlük kompleksi. Yavaş yavaş, alıştıra alıştıra inandırıp gömeceksiniz onu." Eve döndüler. Enişte, cenaze işini örgütlemekte olan kardeşine telefon etti: - Hâjâ öldüğünün farkında değil... Bu işi alıştıra alıştıra yapacakmışız. Başka çaresi yokmuş. Ben çok sıkıldım.L - Bana bak, gel, birilerini izliyordu, suikast yapacaktı filan diyelim de bu işi başkaları tamamlasın... - Ya farkına varırsa? - Bugüne kadar ne desek inandı... Aklı şimdi mi başına gelecek? - Ben en çok bu olasılıktan korkarım... Bunlar böyle yaldızh, turalı, hatta Berlin'de, Ayastefanos'ta, Sevr'de mühürlenmiş "ölüm raporlarfndan sonra tam gömülecekken birden canlanıvermez, kanatlanmazlar mıydı? Mazallah yeniden öyle bir şey olsa biz ne yaparız? - Benim sahte pasaportlanm var... Sana da birtane uydururuz. • * * * Not: Bu öykü tabii ki burada bitmez .. Devamı tarih ve sosyoloji bilgimize oranla uzayabilir de çok sürmeyip kısa zamanda sona erebilir de... erezs@superonline.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle